Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Takıntı ve Ritüellerin Pençesinde Bir Hayat: Obesesif Kompülsif Bozukluk!
İnsan, düşünen bir varlıktır. Tahmini rakamlar insanın günde en az 20.000 kez düşündüğünü hesaplamaktadır. Daha yüksek tahminler 60.000 ile 100.000 olarak hesaplanmıştır[1]. Hayatın önemli bir parçası olan düşüncelerin bir kısmının rahatsız edici olması kaçınılmazdır. Genellikle bir anda, nedensizce aklımızda beliren bu karanlık düşünceler, çoğu insan için rahatsız edici olabilir. Mesela, metro istasyonunda beklerken tren gelmeden, şu anda atlasam ne olur diye bir düşünce hiç geçti mi? Ya da, o sabah ocağı kullanmamanıza rağmen, ocağı açık mı unuttum düşüncesi?
Rahatsız edici düşünceler çoğu insanın hayatında önemli bir yer tutmaz. Obsesif kompülsif bozukluk (OKB), tekrarlanan rahatsız edici düşüncelerin (takıntıların) insan hayatını çekilmez bir hale getirmesi ile oluşur. Peki, nasıl?
Obsesif Kompülsif bozukluktan şikayetçi bir kişi için rahatsız edici düşünceler, olmaması gereken düşüncelerdir ve anksiyeteyi, stresi beraberinde getirir. Rahatsız edeci düşünceler, kaygı ve anksiyete bozukluğunun yarattığı fizyolojik etkileri vücutta ortaya çıkar. Kalp atışları ve nefes alma hızı artar, kaslar gerilir, vücut hayati bir tehlike varmışcasına tepki verir. Bu tepkiye kaç veya savaş tepkisi de denir.
Dolayısıyla bu düşüncelerden kaçınmak için kişi çeşitli davranışsal rahatlama yöntemleri geliştirir. Rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için geliştirilen mental yada davranışsal tepkilere kompülsion / zorlantı denir. Örneğin, sevdiklerinin başına bir şey geleceğini düşünen bir anne, tahtaya üç kez vurarak bir kompülsif bir tepki oluşturur. Tahtaya üç kez vurmak, rahatlama sağlar.
Yaptığımız tanıma göre, etrafınızdaki çoğu bireyin OKB olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, durum böyle değildir. OKB bireyin başka bir seçeneği yoktur. Rahatsız edici düşünceden kaçmak zorunda olduğuna inanır.
Kompülsif davranışlar, zaman içerisinde bireyin hayatında önemli bir yer kaplamaya başlar. Örneğin, evde yok iken kötü bir şey olacağını düşünen OKB birey, evden çıkmadan pencereleri, ocağı, prizleri, ütüyü üç kere kontrol etmeye başlayarak kompülsif düşünceyi bir ritüel (adet, tören) haline getirebilir.
Kullandığımız örnekten yola çıkarak, bu davranışın aşırı olmadığını düşünebilirsiniz. Kişi bu kontrol davranışını aklına rahatsız düşünceler her geldiğinde yapmak zorunda hisseder. Yani, evdeki her şeyi kontrol etse bile, işe giderken aklına bu düşünce gelirse tekrar eve dönüp her şeyi bir daha kontrol eder. Bir süre sonra, birey her yere geç kalmaya başlayacaktır. Ev dışında olduğu süre boyunca içi rahat etmeyen kişi, elinden geldiği kadar evde kalıp hayattan kopacaktır. Bu süreç işsizlik, boşanma, yalnız kalma gibi durumlara kadar gidebilmektedir. Saldırganlık, bulaşma / kirlenme, cinsellik, istifleme, dini törenler, simetri, temizlik, kontrol etme, tekrar etme, düzenleme, somatik (sağlık ile alakalı) temalar OKB de sık görülür.
OKB hakkında bilinen en büyük yanlışlardan birisi ise zorlantıların davranışsal olması zorunluğudur. Örneğin, ocağı açık unutup evde yaşayanları zehirleyeceği takıntısına sahip bir birey, aklından bu düşünce her geçtiğinde düşünerek dua etmesi de bir zorlamadır. OKB, her zaman dışarıdan bakarak anlaşılmaz.
Amerikan Psikoloji Cemiyeti (APA) yayınladığı Tanısal ve İstatistiki Mental Rahatsızlıklar El Kitabı (DSM) 5. versiyonuna göre Obsesif Kompülsif bozukluk tanısının konulabilmesi için, takıntıların (rahatsız edici düşüncelerin), zorlamaların veya ikisinin varlığını şart koşulmuştur. Ayrıca, obsesif kompülsif davranış ve düşüncelerin zaman harcatması (örneğin: günde bir saatten fazla) ya da kişinin sosyal, mesleki ve diğer mecralarda klinik stres, bozulma neden olması şartı koşulmaktadır.
OKB bireyler için önemli olan, rahatsız edici düşüncelerden kaçınmaktır. Kompülsif düşünce ya da davranışlar OKB olmayan bireyler için bu tür bir davranış "saçma" veya "abartılı" gözükebilir. OKB bireyler, kompülsif davranışların başkalarına ne kadar saçma göründüğünün farkında olabilir. OKB tanı süreci sırasında bireyin içerisinde bulunduğu çıkmazın farkında olup olmaması dikkate alınır. Örneğin, sekizinci katta oturan bir kişinin, pencere otuz dakikadan fazla açık kalırsa içeri hırsız gireceğini düşünüp, her yarım saate bir pencereyi kontrol etmesi, OKB tanısına kuruntu belirtgeci olarak eklenebilir.
Farkındalık, rahatsızlık süresince artıp azalabilir. Farkındalığın azalması, rahatsızlığın uzun vadede daha kötüye gittiği şeklinde yorumlanır. Araştırmalar OKB bireylerin %30'nun tik bozukluklarına da sahip olduklarını ve yaygın olarak çocukluk başlangıcı OKB olan erkeklerde görüldüğünü göstermektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
OKB, çoğu birinci eksen psikolojik rahatsızlıklara oranla daha az görülmektedir. Epidemiyolojik araştırmalar, prevelans değerlerinin 12 ay içerisinde %1.2, hayat boyu %2.3 civarında olduğunu göstermiştir. OKB, ergenlik dönemiyle başlayıp, yetişkin hayata devam edebilir. Depresyon, anksiyete, madde ve alkol bağımlılığı komorbid rahatsızlıklara sıklıkla rastlanmıştır.
OKB sadece bireyi değil aile fertleri, dostlar, iş arkadaşlarının hayat kalitesini de etkiler. Ritüeller ve katı kurallarla yaşan OKB bireyler etrafındaki kişilerin bu kurallara uymasını şart koşar. Dolayısıyla bu kurallar sadece OKB bireyin yakın çevresini rahatsız eder. Bu etkinin kapsamını ölçmek için Dünya sağlık Örgütü'nün hazırladığı kısa hayat kalitesi anketi (WHO QOL-BREF) yaygın olarak kullanılır.
OKB'yi Anlamak
Mowrer'ın 1939'da förmüle ettiği iki faktör modeline göre korku, stress ve kaygı ile ilişkilendirilmiş obje, durum, rüya ve düşünceler gelecekte benzeri bir etki yaratır. Aynı model, tecrübe edilen stressin negatif koşullandırma işlevi görerek anksiyete etkisinin devam ettirdiğini öne sürmüştür.
Ancak Mowrer'in çift faktör modeli OKB'nin kökenlerini açıklamada eksik kalmıştır. Çünkü, rahatsız edici düşünceler, nedensiz yere de ortaya çıkabilmektedir. Bu durum, Dollard ve Miller'in modeli ile anksiyete bozukluklarından farklı olarak takıntıların kaçınma davranışları ile rahatlayacak kadar ağır olduğunu, bu yüzden kişinin kişinin aktif kaçınma davranışları (zorlantılar) geliştirdiklerini öne sürerek açıklanabilir.
OKB Nasıl Tedavi Edilir?
OKB tedavisinin bilinen en etkili yöntemi, teşhir tedavisidir. Kişi, psikoterapist eşliğinde takıntılarına maruz bırakılır. Kaçış davranışlarının da minimum indirilmesi hedeflenir. Örneğin, simetri zorlamasına sahip bir kişi, terapist eşliğinde asimetrik durumlar hakkında hayal kurar. Bir sonraki aşamada, simetrisi bozuk durumların fotoğraflarına bakılır. Ardından terapist ofisinde asimetrik durumlar yaratılır. Kişinin rahatsız olduğu zorlamalara artan bir şiddet ile maruz bırakılır.
Bu tür bir tedavide önemli olan, bireyi rahatsız etmek değildir. Çünkü önemli olan zorlantı değil, takıntıdır. Örneğin, her şey düzenli ve simetrik olmazsa çok kötü şeyler olacağını takıntısına sahip kişinin, korkularının gerçek olmadığını anlaması amaçlanır.
Teşhir tedavisi ile takıntı ve zorlamalardan tamamiyle kurtulmak mümkündür. Ancak, bazı durumlarda takıntı ve zorlamaların gelecekte tekrar ortaya çıkabilir. Ufak bir uyarı da bulunmalıyız. Teşhir tedavisi sadece profesyoneller tarafından yapılmalıdır. Bireyin rızası olmadan herhangi bir işe yaramayacak; hatta profesyonel olmayan kişiler tarafından uygulanmaya çalışıldığında, hastalarda yüksek anksiyeteye neden olabilir ve sağlığı tehlikeye atabilecek panik atak benzeri durumlar yaşanabilir.
Araştırmalar, bilişsel davranışçı terapi ve teşhir tedavisinin en etkili yöntem olduğunu göstermektedir. Farmakolojik çözümler halk arasında antidepresan olarak bilinen Seçici Serotonin geri alım engelleyici ilaçların, sadece psikoterapi uygulamasına oranla etkinliği daha düşüktür. Ancak, psikoterapi ile birlikte kullanıldığında daha etkin sonuçlar göstermiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 44
- 18
- 13
- 9
- 9
- 9
- 8
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- ^ Neuroskeptic. The 70,000 Thoughts Per Day Myth?. (9 Mayıs 2012). Alındığı Tarih: 11 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Discover Magazine | Arşiv Bağlantısı
- APA, et al. (2013). Diagnostic And Statistical Manual Of Mental Disorders Fifth Edition. ISBN: 978-0-89042-554-1. Yayınevi: American Psychiatric Publishing.
- A. M. Ruscio, et al. The Epidemiology Of Obsessive-Compulsive Disorder In The National Comorbidity Survey Replication. Molecular Psychiatry, sf: 53-63. | Arşiv Bağlantısı
- M. H. Block, et al. (2020). Meta-Analysis Of The Symptom Structure Of Obsessive-Compulsive Disorder. Am J Psychiatry, sf: 1532*1542. | Arşiv Bağlantısı
- Dünya Sağlık Örgütü. (Bilimsel Rapor, 1996). Whoqol-Bref Introduction, Administration, Scoring And Generic Version Of The Assessment. Not: https://www.who.int/mental_health/media/en/76.pdf?ua=1.
- O. H. Mowrer. (1939). A Stimulus-Response Analysis Of Anxiety And Its Role As A Reinforcing Agent.. Psychological Review, sf: 553-565. | Arşiv Bağlantısı
- N. E. Dollard, et al. (1950). Personality And Psychotherapy: An Alanysis In Terms Of Learning, Thinking And Culture.. Yayınevi: Yale institute of Human Relations.
- P. Skapinakis, et al. (2016). Pharmacological And Psychotherapeutic Interventions For Management Of Obsessive-Compulsive Disorder In Adults: A Systematic Review And Network Meta-Analysis. Lancet Psychiatry, sf: 730-739. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 13:53:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8848
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.