Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?

30 Yıl Boyunca Soyu Tükenmiş Kurbağa Kısmen Geri Getirildi! Bu, Nesli Tükenmiş Canlıları Geri Getirme Konusunda Umut Verici!

8 dakika
17,422
Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?
Tüm Reklamları Kapat

Bir daha yünlü mamut görebilecek miyiz? Peki ya çizgili Tazmanya kaplanları, bir zamanlar yaşayan yolcu güvercinler, Avrupa bizonu olarak adlandırılan devasa vahşi sığırlar? Türümüz bu hayvanların ve daha nicelerinin neslinin tükenmesinde büyük rol oynadı fakat bugünlerde bilim insanlarının bu tabloyu tersine çevirme hakkında radikal bir önerisi var: Soyu tükenen canlıları hayata geri getirmek.

“Soy döndürme” adına üç ana yöntem önerildi. Bilim kurgu filmi Jurassic Park’ın getirdiği büyük ün sayesinde en çok ilgiyi klonlama topladı. Kuvvetle muhtemel bir daha asla bir Tyronnasaurus göremeyeceğiz; fosilleşmiş dinazor kemiklerinde kısır yumuşak doku kalıntısı bulunmasına rağmen kimse kuş olmayan dinazor DNA’sı bulamadı. Ama klonlama, genomu yeniden oluşturulabilecek daha yakın geçmişte yaşamış canlılar için mümkün gözüküyor. Böyle teklifler ışığında dikkatlerin mamutlara dönmesi doğal; ancak bilim insanları aynı derecede ünlü olmasa da, hemen hemen mamutlar kadar "karizmatik" canlıları da diriltmenin planlarını yapıyor.

Tilasin (Tazmanya Kaplanı)
Tilasin (Tazmanya Kaplanı)
ADE

Tilasin, halk arasında bilinen adıyla Tazmanya kaplanı, nesli tükenen canlılardan biri. Bu çizgili etçiller yüzeysel bakıldığında köpek gibi görünseler de aslında Avustralya, Tazmanya ve Yeni Gine’de göçebe yaşayan keselilerdi. En önemlisi insanlar tarafından tuzağa düşürülmeleri ve avlanmaları olmak üzere, birden fazla nedenin bir arada etki etmesi sonucu 1936’da yeryüzünden tamamen silindiler. Paleontolog Micheal Archer’ın gözlemlerine göre, tilasin türünün yakın zamanda yok olması, müzede bulunan örneklerin hala yeterli genetik materyal sağlayabilmesi anlamına geliyor. Archer ve ekibi, 2000’lerin başında Avustralya Müzesi’nin başında iken meslektaşlarıyla müze koleksiyonundaki tilasinlerden diş, deri dokularından ve kuru dokulardan DNA örnekleri aldılar.

Tüm Reklamları Kapat

Ne var ki, bu genetik tespitler işin sadece ilk adımıydı. DNA, grubun aldığı parçalarda gerçekten de bulunuyor; ancak asıl büyük görev bundan sonra başlıyor: Buldukları küçük bilgileri tilasin genomunda birleştirmek... Archer, Avustralya Müzesi’nden South New Wales Üniversitesi’ne geçtiğinde projeyi bırakmış olmasına rağmen, deney hakkında bir hayli iyimser: 

Teknoloji geliştikçe ve DNA dizilimcileri daha iyiye gittikçe genomların tekrardan bir araya getirmenin yapılamayacağını söylemek için gerçekten cesur olmak gerekir.

Eğer tilasin genomu tamamlanabilirse, sıradaki engel yaşayabilecek bir yavru yaratmak olacak. Archer’ın aklında iki muhtemel yol var. Birincisi laboratuarda üretilmiş tilasin hücresinin çekirdeğini, çekirdeği alınmış Tazmanya canavarı hücresine, yani keseli başka bir etçile yerleştirmek. Oluşan embriyo bir tazmanya canavarının rahmine yerleştirilir ve kuvvetle muhtemel bir tilasin doğumuyla sonuçlanır. Archer’a göre bilim insanları alternatif olarak daha dolaylı bir yol deneyebilirler. 

Bir seri Tazmanya canavarı hücresi aşamalı bir şekilde tilasin hücreleriyle birleştirilebilir ve tilasin genomunun tazmanya canavarı genomundan farklı bölgeleri tilasine benzetilebilir.

Tekrar tekrar denemelerle bu yöntem, bir tilasin üretilmesini sağlayabilir. 2008’de yapılan ve tilasin ve fare DNA’larının birleştirildiği bir araştırmada, böyle bir yöntemin başarılı olma şansı olduğu görülmüştür. Archer şöyle diyor:

Bu işin hafife alınmasını görmek istemem. Şu anda yapılamıyor; ancak bu 20 yıl önce yapılamayıp şimdi yapılabilen projeler için de böyleydi. Klonlamanın önündeki en büyük engel onun büyük bir zaman kaybı olduğu fikrinin yaygın olması.

Yolcu Güvercinin Geri Dönüşü

Klonlama soyu tükenen canlıları diriltmede en kolay veya en iyi yöntem olmayabilir. Soyu tükenen bir türün yakın akrabalarından birinin nesli devam ediyorsa araştırmacılar yakın arabaların genomunu değiştirerek, bir bakıma “tersine mühendislik” ile, soyu tükenen bir canlıyı geri getirebilir. Bazı kuşbilimciler ve genetikçiler yolcu güvercini bu şekilde geri getirebileceklerini düşünüyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Yolcu güvercinler Kuzey Amerika ormanlarında büyürdü ve sayıları o kadar fazla olurdu ki, soylarının tükenmesini bir avuç insan bile düşünmezdi. Sürülerinin geçmesinin günler aldığı söylenir. Ava çıkanlar, yolcu güvercin vurmadan eve dönemezdi. Avlanma ve habitat kayıpları büyük sayıda yolcu güvercinin ölümüne neden oldu ve türün nüfusu 20. yüzyılın başında büyük bir oranda azaldı. Bilinen son yolcu güvercin 1914’te Cincinnati Hayvanat Bahçesi’nde hayatını kaybetti.

Araştırmacılar yolcu güvercini, en yakın akrabalarını, bant kuyruklu güvercini kullanarak tersten diriltmeyi planlıyor.

2012'de Harvard Tıp Fakültesi'nde yapılan “Bringing Back the Passenger Pigeon” (Yolcu Güvercinleri Geri Getirmek) adlı toplantıda genetikçi George Church, hem soyu tükenen hem de soyunu devam ettiren kuşların genomlarını takip ederek aradaki farklar üzerinde çalışma önerisinde bulundu. Toplanan bilgiler ışığında araştırmacılar bant kuyruklu güvercin genomunu değiştirerek genetiksel ve fiziksel olarak yolcu güvercine eşit bir canlı yaratabilirler.

Belki de en büyük zorluk, George Church’ün de bahsettiği gibi, gereken bütün karakteristikleri, davranışlar da dahil olmak üzere, bir kuşta birleştirmek olacaktır. Yolcu güvercinleri veya diğer soyu tükenmiş canlıları hayata döndürürken organizmanın genomunun canlının anatomisine ve davranışlarına nasıl dönüştüğünü anlamak büyük çapta bilgi gerektirecek. 

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Tersine Sığır Üretmek

Evcil ineklerin atası Avrupa bizonu (yaban öküzü) gibi türleri hayata döndürmek için daha da basit bir yol olabilir. Hastalıklar, habitat kaybı ve insanların yanlış yönetimi sonucu ortadan kalkan bu bizon türü 17. yüzyıla kadar evcil torunlarıyla yan yana nesillerini sürdürebildiler.

Bugünlerde, aralarında Megafauna Foundation’dan Henri Kerkdijk-Otten’in de bulunduğu bilim insanları “tersine çoğaltmak” adını verdikleri süreçle bu bizon türünü diriltmeyi düşünüyor. Süreç, evcil sığırlardan başlayarak, stratejik çiftleştirmelerle soyu tükenen türün anatomisini ve genomunu yeniden oluşturmayı hedefliyor. Kerkdijk-Otten’e göre bu yaklaşımın avantajı farklı bir zamanda ve iklimde yaşamış bir türün ortama uyum sağlamasına gerek olmadan önceden uyum sağlamış bir türle çalışılacak olması. 

Eğer birçok Avrupa bizonu karakteristiğine sahip ilkel sığır türleriyle çalışmalara başlarsak ortama maksimum uyum sağlamış sığır türleri elde edebileceğimizi garanti edebilirim.

Bilimsel bilgilerle yönlendirilmiş bir çiftleştirme programı günün sonunda bir Avrupa bizonu elde etmemizi sağlayabilir - tıpkı yaşayan bir sığır türünün soyunda olduğu gibi. İnsanların işe karışması (örneğin yapısal tohumlama ve embriyo nakli) gerekli olabilir. Kerkdijk-Otten’a göre hedef, sürüsüyle özgürce yaşayan ve olabildiğince fazla Avrupa bizonu karakteristiği taşıyan canlılar meydana getirmek.

Peki bilim insanları bu canlıyı yeniden yarattıklarında bunu nasıl anlayacaklar? Kerkdijk-Otten şöyle açıklıyor:

Bir Avrupa bizonunu Avrupa bizonu yapan kendi sığır genetiğine bakarak, hayvan arkeolojisini inceleyerek, diyetleri hakkında yapılan çalışmalara bakarak ve hatta tarih öncesi mağara çizimleri ve taş oymaları alanındaki bilgileri birleştirerek bunu anlayabiliriz.

Son olarak bilim insanları, oluşan yeni canlıların DNA’larını asıl Avrupa bizonu genomuyla karşılaştırabilirler.

Soy Döndürme Rüyası

Eğer soy döndürme başarılı olursa büyük bir soru geri kalan her şeyi önemsiz kılacak: Soyu döndürülen canlılara ne olacak?

Tüm Reklamları Kapat

Soyu tükenmiş canlılar hayata döndürülebilse bile bu, başarılı bir şekilde vahşi doğaya dönebilecekleri anlamına gelmez. Kerkdijk-Otten, projesinin vahşi sığırlarına yaşama alanı bulmak için Rewilding Europe (Avrupa’yı Yeniden Vahşileştirme) ve European Wildlife Organization (Avrupa Vahşi Yaşam Organizasyonu) gruplarıyla çalışıyor. Aynı şekilde Archer da tilasinleri kendi yaşam alanlarına dönmüş görmek istiyor. Onun için bu, bir tür kefaret. 

19. yüzyılda kasten elimizden geldiğince tilasin katlettik. Ne var ki, yarattığımız felaketi tersine döndürecek vicdanımız olduğunu düşünmüyorum.

Kayıp nesilleri hayata döndürme konusu tartışmaya açık, özellikle bilimsel ilgiye ihtiyaç duyan bu kadar çok tehlikede ekosistem ve soyu tükenmek üzere olan canlı türü varken. Yine de bu ikisinin kesiştiği noktalar olabilir. Soy döndürme teknikleri soyu tükenmekte olan canlıları klonlamakta veya az nüfusu yüzünden çoğalamayan canlılara genetik çeşitlilik sunmada kullanılabilir. Archer şöyle diyor:

Soy döndürme, soyu tükenmekte olan canlıları korumaktan çok daha fazla çaba ve kaynak gerektiriyor. O zaman neden ilk olarak soyu tükenmekte olan canlıları korumayalım?

Somut ekolojik avantajlara bakarsak Archer, tilasinin diğer türleri olumlu etkileyecek etkileşimler başlatabileceğine inanıyor. Tazmanya canavarları, tilasinlerin küçük, etobur ve keseli kuzenleri, birbirlerini ısırdıkları zaman ortaya çıkan DFTD (Devil Facial Tumor Syndrome) ile mücadele ediyorlar. Archer, tilasinlerin ortama tanıtılmasının tazmanya canavarlarına yardımı olacağını umuyor. Archer şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Tilasin, kendi doğasına geri döndürülebilirse Tazmanya canavarıyla besin için yarış halinde olacaktır. Böylece küçük canavar gruplarını kontrol altında tutabilir ve hastalığı yayma ihtimallerini düşürmüş oluruz.

Şu an için soy döndürme hala bir hayal ancak artık ulaşılamaz bir hayal değil. Geçmişten gelen ipuçlarını yeni tekniklerle birleştirerek bilim insanları bir daha asla göremeyeceğimizi düşündüğümüz canlıları yeniden yaratmanın yollarını buluyorlar. Bu sayede gelecek, geçmişin izlerini taşıyabilir.

Soyu Tükenen Türleri Yeniden Yaratma Konusunda İlk Başarı!

New South Wales Üniversitesinden bilim insanları 30 yıl önce nesli tükenmiş bir hayvanın canlı embriyosunu oluşturmayı başardıklarını açıkladılar. Bu yöntem nesli tükenmiş diğer canlıları tekrar hayata döndürmekte de kullanılabilir.

Klonlanan koyun Dolly’de kullanılan yönteme benzer şekilde, 1980’lerin ortasında nesli tükenen Platypus kurbağası ‘nın canlı olmayan genetik materyali, DNA’sı yakın bir cins kurbağadan alınan yumurtaya aşılandı. Ve birkaç gün sonra 30 yıl aradan sonra bir karından kuluçkalı kurbağa (Rheobatrachus silus) embriyosu ilk defa yaşama dönmüş oldu. 

Araştırmacı Mike Archer, ilk bakışta yumurtanın hareketsiz göründüğünü, ancak birden hücrelerden birinin bölündüğünü sonra tekrar ve tekrar bölündüğünü belirtti. Koruma biyoloğu Michael Mahony, Sydney Morning Herald’a şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bu teknik ilk kez nesli tükenen bir türde başarıya ulaştı.

Embriyo iribaşa dönüşmeyi başaramamış olsa da bilim insanlarına göre, bu yöntemin, yani somatik hücre nükleus transferi yönteminin olgun bireyler meydana getirmesi an meselesi. UNSW'de araştırmacı olan Mike Archer şöyle diyor:

Bu kurbağa türünü tekrar zıplar hale getirmeyi bekliyoruz.

Yakın zamana kadar canlı olmayan hayvan türlerini hayata döndürmek bilim kurgu gibi görülmekteyken gelişen hücre transfer yöntemleri, nesli tükenmek üzere olan ve uzun yıllar önce nesli tükenmiş türleri hayata döndürme umudu sunuyor.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 12
  • Muhteşem! 7
  • İnanılmaz 6
  • Umut Verici! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/12/2024 21:15:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3099

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Savunma
Avcı
Canlı
Argüman
Taklit
Model
Araç
Yakınsak Evrim
Elektromanyetik
Hormon
Mars
Tehdit
Enerji
Karbon
Dinozor
Antikor
Ağız
Psikiyatri
Hastalık
Yumurtalık
Uyku
Genetik Müdahale
Beslenme Davranışları
Cinsel Yönelim
Araştırma
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
B. Switek, et al. Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?. (7 Aralık 2014). Alındığı Tarih: 3 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/3099
Switek, B., Ağacı, E., Bakırcı, Ç. M., Tuğla, . (2014, December 07). Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?. Evrim Ağacı. Retrieved December 03, 2024. from https://evrimagaci.org/s/3099
B. Switek, et al. “Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 07 Dec. 2014, https://evrimagaci.org/s/3099.
Switek, Brian. Ağacı, Evrim. Bakırcı, Çağrı Mert. Tuğla, . “Nesli Tükenmiş Canlıları Nasıl Diriltebiliriz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, December 07, 2014. https://evrimagaci.org/s/3099.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close