Neden Bir Mağara Adamı Gibi Görünmüyoruz?
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Yeni bir araştırma yüzyıllar önce toplumun daha dost canlısı ve daha az saldırgan hale gelmesiyle insanların daha narin ve dişil yüz hatları ile geliştiğini öne sürüyor.
İnsanlar, işbirliği yapan toplumlar oluşturmaya, araç gereç yapmaya ve birlikte çalışmaya başladıkça, bir mağara adamının sağlam yüz hatlarına ihtiyacının daha az olmasına sebep olan saldırganlık seviyeleri azalmaya başlamıştır. Peki ya sonuç? Araştırmacılar sonucun daha ince kafatası, daha ince kaşlar ve daha yuvarlak kafalar olduğunu söyledi. Bunun gibi değişikliklerin, insan iskeletini etkileyen, testosteron seviyesinden de gözlemlenebileceğini eklediler.
Araştırma ilk kez sosyal hoşgörüdeki artışın ve testosteronun düşüşünün Orta Taş Çağı’ndan yaklaşık 50,000 yıl önce çok iyi bilinen yüz boyutunda küçülmeye yol açtığını öne sürüyor. Ama herkes aynı kanıda değil. Yale Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Richard Bribiescas, sosyal işbirliğinin ötesinde birçok diğer etkenlerin testosteronu etkilediğini söyledi. Bribiescas araştırma alanının ilginç bir alan olduğunu ekleyerek Live Science'a gönderdiği bir elektronik postada şöyle yazdı:
Testosteron fizyolojisinin yaşayan insanlarda ve fosil kalıntılarında davranışsal birlikteliği aşırı derecede zor kılan beslenme ve etkinlik gibi çok çeşitli çevresel etkenler tarafından etkilendiği iyice anlaşılmıştır.
Yeni araştırma için, Utah Üniversitesi mezunu olan Robert Cieri ve meslektaşları 30 farklı nüfustan elde edilen ve 80,000 yıldan daha eski olan 1,400’den fazla tarihi ve modern kafataslarının dâhili hacmini, yüz şeklini ve alın bölgesini ölçümledi. Cieri kafatasları arasında bir eğilim buldu. Zamanla, alın bölgesinin boyutu küçülmeye ve yüzün üst kısımları kısalmaya başladı. Önceki araştırma bu özelliklerin vücutta daha düşük testosteronun sonucu olduğunu öne sürüyor. Cieri, ilk toplumları, sanatı ve araç gereçlerin üretimini kastederek Live Science’a şöyle bir elektronik posta yazdı:
Testosteron seviyesinde basit ve nispeten hızlı bir değişimin birçok davranışsal yeniliklere sorumlu olmuş olabilmesi oldukça etkileyici. İnsanlık tarihindeki en önemli gelişmelerden birine daha iyi veya daha iyi oluşmuş bir beyin tarafından değil de daha işbirlikçi bir mizaca geçişe olanak sağlamış olabilir.
Kanıtlar, yaklaşık 50,000 yıl önce insanoğlunun sanat yapmaya, gelişmiş araç gereçler geliştirmeye ve işbirliği üzerine kurulmuş toplumlar oluşturmaya başladığını öne sürüyor. Bu davranışsal devrimle ile ilgili herhangi bir kafatasındaki değişikliklere baktıkları için, Cieri ve meslektaşları 200,000 yıl öncesinden 90,000 yıl öncesi ait 13 adet ve 10,000 yıl öncesinden 38,000 yıl öncesine ait 41 adet olmak üzere fosil kafataslarını iki grupta karşılaştırdılar. İki grubun kafataslarında ufak değişiklikler ayırt edemeseler de her birinin kafatası özelliklerinde kapsayıcı, önemli bir değişiklik buldular ve değişimin testosterondan dolayı olduğunu yorumladılar. Cieri şöyle söyledi:
Özellikle el kemiklerinde, baş ve yüz bölgelerinde olmak üzere, testosteronun anatomi üzerinde geniş çapta bir etkisi var. Ayrıca, testosteronun mizaç ve davranış üzerinde de geniş çapta bir etkisi vardır. Modern insanlara dair psikolojik çalışmaların yüksek testosteron seviyesinin otoriteye karşı saldırganlık, baskınlık ve asilik ile ilişkilendirilmiş gibi görünüyor. Yüksek testosteron sosyal duygudaşlık gibi bazı sosyal bilişi de azaltabilir.
Cieri bulguların cüce şempanzeler ve şempanzelerin arasında bulunan testosteronla ilişkili davranışsal farklılıklar dahil olmak üzere hayvanlardaki evcilleşme ve testosterona dair araştırmaya dayanmakta olduğunu söyledi. Cüce şempanzeler (bonobolar), şempanzelere kıyasla çok daha az testosterona sahiptirler ve cüce şempanzeler çok daha işbirlikçi oldukları bilinir. Sibirya’ya özgü ya da gümüş tilki üzerine yapılan araştırma ayrıca belirli tilki nesillerinde daha az tetikte ve saldırgan olduklarında daha olgunlaşmamış bir görünüm aldıkları ve daha evcilleşmiş davranış sergilediklerini buldu. Cieri şunu söyledi:
Ama yeni araştırmanın mevcut ölçülebilir insan kafatasının çok olmaması ve bilim insanlarının ölmüş insanlar üzerinde hormon ölçümü yapamaması dahil olmak üzere kendisine has engelleri var. Çok uzun bir süre önce ölmüş bir insanın testosteron seviyesini direkt olarak ölçemiyoruz ve bu nedenle seviyelerin ne olduğuna dair kesin olarak emin olamıyoruz. Fakat testosteronun nasıl etkilediğini modern insanların yüz şekillerinden anlayabiliyoruz ve muhtemelen 50,000’den, 200,000 yıl önceki insanlar da aynı şekilde karşılık verirdi çünkü neredeyse iskeletsel olarak yaşayan insandan farksızlar.
Harvard Üniversitesi’nde primatolog olan Richard Wrangham ise şunu söyledi:
Bulgular daha ilkel geçmişimize ait heyecan verici bir ipucu sağlıyor. Vücut yapısındaki erkeksilik davranıştaki erkeksilik ile bağlantılı olmaya eğilimlidir yani ilkel erkeğin bugünkünden daha abartılı erkeksi yüz hatlarına sahip olduğu kanıtı daha ilkel geçmişimize dahil heyecanlı bir ipucu veriyor. Saldırganlığın artışı evrimi, saldırganlığın azalmasının evrimiyle kıyaslandığında nispeten daha iyi anlaşılmıştır.
Lakin diğerleri çalışmada bazı kusurlar görüyor. Örneğin, çalışmaya dahil olmayan New York Üniversitesi’nden antropoloji profesörü olan Susan Antón işbirliğinin yanında yiyecek elverişliliği gibi diğer birçok etkenlerin de yüz hatlarında değişikliği etkilemiş olabileceğini söyledi. Örnek olarak Antón uzun bir süre zarfı boyunca yetersiz beslenme sıkıntısı çeken insan nüfusu zamanla daha küçük yetişkin vücutlarına ve yüzlerine evrimleşmiş olabileceğini söyledi. Antón daha evcil gümüş, veya Sibirya’ya özgü, tilkiler gözlemine atıfta bulunarak şöyle söyledi:
Bence, yazarlar tıpkı gümüş tilkilerde gördüğümüz gibi sosyal hoşgörü olası bir şekilde bazı amaçlanmamış (yapısal) sonuçlar doğurduğunu düşünmekte haklılar. Ama ne zaman ve neyin daha karmaşık olduğu kavranmalı. Hormon dolaşımı bu sonuçların olası bir şekilde parçası ama belli bir dolaşım seviyesi ve insan kafatasında incelme ile basit bir bağlantı olduğunu söylemek güç.
Ama Antón, çalışmanın deneyimsel deneylere yeni örnekler oluşturmak için davranışla birlikte kafatası bilimi gibi ayrı ve uzmanlaşmış alanları bağlayan devrimci bir araştırmada heyecan verici yeni bir temaya katkıda bulunduğunu söyledi.
Not: Bu yazıyı çeviren Sabiha Zeynep Cesur'a teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: LiveScience | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 19:47:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2602
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in LiveScience. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.