Mor Renk Hakkında Ne Biliyoruz?
Mor renk kültürel geçmişimiz boyunca hep zarafet ve zenginlikle özdeşleştirilmiştir. Bunun sebebi ise 18. yy'a kadar elde edilişinin oldukça zahmetli ve pahalı oluşudur. Tarihte ilk kez Fenikeliler tarafından bir deniz salyangozundan elde edilen mor renk dayanıklı olması, nüfuz ettiği kumaştan kolayca çıkmaması ve güneş gördüğünde parlaklığına parlaklık katması sebebiyle bir hayli tutulmuştur. Ancak 1 gram mor boya elde edebilmek için on binlerce salyangoz heba edilmiş ve çok fazla altına mal olmuştur; öyle ki Elizabeth döneminde yarım kilo mor boya satın almak istediğinizde 1,5 kilo altın ödemeniz gerekiyordu. İşbu sebeplerden ötürü de tarihte hep zenginlik ve kraliyeti simgeleyen bir renk olmuştur.
Dilerseniz bu renge atfettiğimiz önemi ve anlamları bir tarafa bırakalım ve onunla ilgili akla gelen birtakım bilimsel gerçekleri anlatmaya çalışalım.
Mor ve Eflatun Aynı Şeye mi Karşılık Gelir?
Halk arasında mor ve eflatun (ya da menekşe rengi) genelde birbirinin yerine kullanılıyor olsa da bu durum bir sorun yaratıyor gibi durmamaktadır. Ancak bilimsel olarak bu iki renk arasında bir fark vardır ve biz bu ayrımı İngilizcedeki bir sözcük üzerinden göstermeye çalışacağız.
İngilizcedeki "purple" ve "violet" renk sözcükleri Türkçeye çevrilirken genelde ikisi de "mor" diye çevrilmektedir. Örneğin, "ultraviolet" kelimesi, içinde "violet" sözcüğü geçmesine rağmen, Türkçeye "mor ötesi" şeklinde çevrilir. Oysa ki purple (mor) ve violet (eflatun ya da menekşe) renkleri bilimsel açıdan birbirinden biraz ayrılmaktadır.
Mor (purple), her ne kadar eflatuna (menekşe rengine) benzese de, bu iki rengin arasında şöyle bir fark vardır: Eflatun ışığın görünen tayfında kendine has dalga boyuna sahip (yaklaşık 380–420 nm) temel bir renktir; oysa ki mor, kırmızı ve mavinin karışımıyla elde edilen ikincil bir renktir. Diğer bir ifadeyle, mor renk (purple) iki temel rengin (kırmızı ve mavinin) karışımı olup kendine özgü bir dalga boyuna sahip değildir ama eflatunun (violet) vardır. Bu nedenle, kanımızca, İngilizcedeki "ultraviolet" ifadesi "mor ötesi" denilerek Türkçeye yanlış aktarılmıştır. (Evrim Ağacı notu: Kelimenin doğru aktarımının gerekli olup olmadığı ya da nasıl olması gerektiği kısmı yazımızın menzili içinde olmadığından biz bu konuya girmeyecek; sadece bu iki renk arasında bir ayrım olduğunu vermekle yetineceğiz.)
İkisini ayıran en temel özellik eflatunun daha maviye çalan bir görünümünün oluşu ve mora göre daha "doyumsuz" oluşudur. Eflatun için "daha doyumsuz" sıfatını kullanmakla bu rengin bir özelliğinden bahsetmiş oluyoruz. Şöyle ki eflatunun parlaklığı arttıkça daha çok mavi renge yaklaşmaktadır. Halbuki aynı etkiyi mor renkte gözlemleyemeyiz. Bu durum Bezold–Brücke kayması denilen bir etkinin sonucudur. Bu kaymada, ışık yoğunluğu (parlaklığı) arttıkça renk algısında bir değişim yaşanmaktadır. Yoğunluk arttıkça görünür ışık tayfındaki renkler 500 nm’nin altında ise maviye doğru kayar veya 500 nm’nin üstünde ise sarıya kayar. Daha düşük yoğunluklarda ise kırmızı/yeşil eksenine doğru kayma yapar.
Mor Bir Dünya Mümkün müdür?
Ormanlık bir yere gittiğimizde hangi rengin ağır basmakta olduğunu hepimiz biliriz: Yeşil. Bunun sebebi, bitki hücrelerinde bulunan ve fotosentez olayının baş kahramanı olan klorofil adlı yeşil renkli bir pigmenttir.
Klorofil maddesi Güneş'ten gelen 465 nm ve 665 nm arası dalga boylarındaki ışığı emerek fotosentez olayını gerçekleştirir. Fakat Güneş’in ışık tayfı yaklaşık 550 nm civarında zirvededir, bu da yeşil ve sarı ışığa karşılık gelir. Klorofil bu dalga boyunda yeşil ışığı soğurmaktan ziyade yansıttığı için yaprakların rengi bize yeşil görünmektedir.
Ancak Mor Dünya hipotezi adı verilen bir varsayıma göre Dünya'daki bitki örtüsü her zaman yeşil değildi. Günümüzden yaklaşık 2.4 ila 3.5 milyar yıl önce, yani klorofil hakimiyetinden önce, fotosentezi retinal adlı mor renkli bir pigment gerçekleştiriyordu. Yani bitki örtüsünün baskın rengi mor idi.
Gün ışığını emen çoğu protein aslında retinal içermektedir. Retinal pigmentleri yeşil ve sarı ışığı emip kırmızı ve mavi ısığı yansıtırlar. Bu da retinale bağımlı yaşayan organizmaların mor görüneceği anlamına gelir.
Mor Dünya hipotezini ortaya atan DasSarma and Schwieterman adlı araştırmacılara göre retinal ve klorofil her ne kadar birlikte evrim geçirmiş olsa da retinal, basit yapısı itibarıyla, klorofilden daha önce ortaya çıkmış olmalıydı. Bu da gezegenimizin bir zamanlar mor görünüyor olabileceği anlamına gelmektedir. Şu an böyle bir durum söz konusu olmayıp klorofilin baskın oluşu sebebiyle gezegenimiz yeşil gözükse de retinal bazlı fototrofik (enerjisini ışıktan alan) metabolizmalar da yok değildir (Halo arkeler gibi).
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Retinal, klorofile göre çok daha basit yapılı bir molekül olduğundan uzayda yaşam arayışı bakımından da bize yol gösterici olabilir. Şayet bir gezegenin ışık tayfı incelenirken daha baskın olarak mor renge rastlanıyorsa bu durum orada yaşam olabileceğine dair bir işaret olabilir. Diğer bir deyişle, retinal diğer gezegenlerde ortaya çıkmışsa, Dünya’daki bitki örtüsünün kırmızı ve mavi ışığı soğurarak yeşil ışığı yansıtmasına benzer şekilde, retinal de kırmızı ve mavi rengi yansıttığı için gezegeni mor bir görünüme büründürerek belirgin bir biyo işaret yaratabilir.
Patlıcan Neden Mordur?
Patlıcana mor rengini veren şey derisindeki antosiyaninler (anthocyanins) adlı bir grup kimyasaldır. Antosiyaninler pek çok bitkide bulunurlar ve bitkiyi Güneş’in zararlı morötesi ışınlarına karşı korurlar.
Diğer yandan, yapraklarda bulunan klorofilin verdiği yeşil renk antosiyaninleri sıklıkla gizlese de bazı bitkiler mor rengini belli etmeyi sever. Örneğin, bazı çiçeklerde bulunan mor, kırmızı veya mavi antosiyaninler böceklerin görmek için kullandıkları mor ötesi aralıkta bulunan ışığı güçlü bir şekilde soğururlar. Bu da çiçeklerin kendilerini ön plana çıkarmalarına yardımcı olur. Böylelikle polen taşıyıcı böcekler kolaylıkla çiçeklere doğru çekilirler.
Doğada Mor Bir İnek, At ya da Tavşan Neden Göremeyiz?
Bunun sebebi memelilerin mor, mavi ya da yeşil pigmentlerini üretemeyişleridir. Kuşlar ve böcekler ise sadece yapısal renklenme (tüylerde veya kanatlarda çok küçük ve renksiz hücrelerin/yapıların ışığı belli bir açıyla yansıtmasıyla elde edilen renklenme) aracılığıyla mor rengi sergileyebilirler. (Yapısal renkler ile ilgili daha fazla bilgi için Kuş Tüylerinin Rengi Nasıl Oluşur? adlı yazımızı okuyabilirsiniz.)
Kan Rengi Mor Olan Canlılar Var Mıdır?
Oksijenli fotosentez yapan canlıların evriminden önce serbest oksijen kaynakları oldukça düşüktü. Zamanla, özellikle, Kambriyen öncesi dediğimiz bir dönemde gezegenimizin atmosferinde serbest oksijen artışı yaşanmıştı. Günümüzde ise karasal atmosferin %21'ini serbest dolaşan oksijen molekülleri oluşturmaktadır ve bunların esas kaynağı oksijenli fotosentezdir.
Kambriyen öncesi dönemde atmosferde görülen bu serbest oksijen birikimi, o zamanlarda yaşayan bütün canlılar için büyük bir değişim demekti çünkü bu canlılar oksijen miktarı arttıkça üzerlerindeki bu çevresel baskıya karşı evrimsel stratejiler geliştirmek zorunda kalmışlardır. Bu baskı sonucunda ise oksijen taşıyan dört protein ailesi (hemoglobin, hemoeritrin, eklembacaklılarda ve yumuşakçalarda görülen hemosiyaninler) oksijeni bağlama yeteneğine sahip olacak şekilde bağımsız olarak evrimleşmiştir. Bahsettiğimiz bu süreç hücrelere atmosferdeki artan oksijenle baş etme imkanı tanımıştır.
Günümüzde bazı denizel solucanların ve dallı bacaklıların kan rengi mordur. Bunun sebebi hemoeritrin molekülünün, taşıdığı oksijen dolayısıyla eflatuna çalan bir renge bürünmesidir. Oksijen taşımadığı durumda ise renksizdir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 30
- 15
- 15
- 13
- 13
- 8
- 8
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- CNN Türk. Neden Dünyada Hiçbir Ülkenin Bayrağında Mor Renk Yok?. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: CNN Türk | Arşiv Bağlantısı
- Wikiwand. Bezold–Brücke Shift. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Wikiwand | Arşiv Bağlantısı
- C. Redmond. Life On Earth May Once Have Been Purple, Researchers Say. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: All Thats Interesting | Arşiv Bağlantısı
- S. DasSarma, et al. (2018). Early Evolution Of Purple Retinal Pigments On Earth And Implications For Exoplanet Biosignatures. International Journal of Astrobiology, sf: --. | Arşiv Bağlantısı
- K. Cooper. Was Life On The Early Earth Purple?. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Astrobiology Magazine | Arşiv Bağlantısı
- K. Than. Early Earth Was Purple, Study Suggests. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Live Science | Arşiv Bağlantısı
- H. Dunning, et al. Rainbow Nature: Life In Majestic Purple. (31 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Natural History Museum | Arşiv Bağlantısı
- C. Alvarez-Carreño, et al. (2016). Molecular Evolution Of The Oxygen-Binding Hemerythrin Domain. Plos One, sf: --. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:31:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7892
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.