Metabolik Yolaklar Birbirine Nasıl Bağlanır? Glikoz Dışındaki Besinler Glikoliz Metabolizmasına Nasıl Katılır?
Canlılar, besin ihtiyacı için sadece glikoz tüketmezler. Örneğin protein içeren bir hindili sandviçin hücrelerinize enerji sağlayabilmesi için, o proteinlerin bir şekilde enerjiye dönüşmesi gerekir. Bunun gerçekleşmesini sağlayan şey karbohidratlar, proteinler ve lipitleri içeren tüm katabolik yolakların, en nihayetinde glikoliz ve sitrik asit döngüsüne bağlanmasıdır. Metabolik yolakların gözenekli yapıda olduğu düşünülebilir, böylece maddeler bir yolaktan gelip bir diğer yolağa geçer. Bu yolaklar kapalı birer sistem olmadığı gibi belli bir yolakta oluşan ürünler çoğunlukla başka bir yolağın reaktanı olarak görev alır.
Diğer Şekerlerin Glikoz Metabolizmasına Bağlanması
Bir glikoz polimeri olan glikojen, hayvanlarda kısa süreli enerji depolanmasını sağlayan bir moleküldür. Hayvansal metabolizmada yeterli miktarda ATP mevcut olduğunda, fazla glikoz, glikojene dönüştürülerek depolanır. Glikojen, karaciğer ve kaslarda sentezlenerek depolanır ve kan şekeri seviyesi düştüğünde glikojen depodan çıkarılır. Ayrıca kas hücrelerinde glikoz kaynağı olarak glikojen bulunması, egzersiz sırasında daha uzun süre ATP üretilebilmesini sağlamaktadır.
Sükroz, birbirine bağlı glikoz ve fruktozdan oluşan bir disakkarittir. Sükrozun ince bağırsakta parçalanmasıyla oluşan glikoz ve fruktozun ayrı ayrı emilir. Fruktoz, sindirim sırasında doğrudan emilerek kan dolaşımına katılan glikoz ve galaktoz (süt şekeri, disakkarit laktozun bir parçasıdır) ile birlikte diyetle alınan üç monosakkaritten biridir. Hem fruktozun hem de galaktozun katabolizması, glikoz ile aynı miktarda ATP molekülü üretilmesini sağlar.
Proteinlerin Glikoz Metabolizmasına Bağlanması
Proteinler, hücrelerdeki çeşitli enzimler tarafından parçalanırlar. Amino asitler genelde yeni proteinlerin sentezi için geri dönüştürülürler, ancak ortamda fazla amino asit bulunması veya vücutta yeterli amino asit bulunmaması durumlarında glikoz katabolizma yolaklarına yönlendirilebilirler. Bu yolaklara girmeden önce her amino asidin amino grubu çıkarılır ve çıkarılan amino grubu amonyağa dönüştürülür. Memeli karaciğerinde, iki amonyak molekülünden ve bir karbondioksit molekülünden üre sentezlenmektedir. Bu nedenle üre, memelilerde amino asitlerden kaynaklanan nitrojenin başlıca atık ürünüdür ve vücudu idrar yoluyla terk etmektedir.
Lipitlerin Glikoz Metabolizmasına Bağlanması
Kolesterol ve trigliseritler, glikoz yolaklarına bağlanan lipitlerdir. Kolesterol, hücre zarı esnekliğine katkı sağlayan ve steroid hormonlarının öncüsü olan bir lipittir. Kolesterol sentezi, asetil CoA ile başlayarak tek yönde ilerler; süreç tersine çevrilemez ve ATP üretilmez.
Trigliseritler, hayvanlarda uzun süreli enerji depolamasında kullanılırlar. Trigliseritler, karbohidratlardan yaklaşık iki kat daha fazla enerji depolama kapasitesine sahiptir. Trigliseritler, yapısal olarak gliserol ve üç yağ asidinden oluşmaktadır.
Hayvanlar, ihtiyaç duydukları yağ asitlerinin çoğunu kendileri üretebilirler. Trigliseritler, glikoz katabolizma yolaklarının bazı kısımlarında hem sentezlenebilir hem de parçalanabilir. Gliserol fosforillenerek glikoliz yolağına ilerler. Yağ asitleri, sitrik asit döngüsüne giren iki karbonlu birimlere ayrılır.
Fotosentez Yolakları ve Hücresel Metabolizma
Fotosentez ve hücresel metabolizma, birçok karmaşık yolağın birlikte çalışmasıyla tamamlanır. Genellikle ilk hücrelerin, besin içeren sulu bir ortamda ortaya çıktığı düşünülür. Bu hücreler, çoğalmayı ve sayılarını istikrarlı şekilde artırmayı başarabilirse yaşadıkları ortamda bulunan besinleri kendilerine çekerek ortamdaki besinleri tüketmeye başlar. Bu varsayımsal durum, ortamda kalan besinleri kullanarak var olabilecek organizmaları destekleyen doğal seçilimle sonuçlanacak ve bu besinleri hayatta kalmak için kullanabilecekleri malzemelere dönüştürerektir. Ayrıca seçilim süreci, mevcut besinlerden maksimum değeri elde edebilen organizmaları tercih edecektir.
Hidrojen atomlarının kaynağı olarak su dışındaki bileşikleri kullanan erken bir fotosentez biçimi gelişmiştir, ancak bu yolak serbest oksijen üretmez. Glikolizin bu yolaktan önce ortaya çıktığı ve ilk haliyle de üretilen basit şekerlerden fayda sağlayabileceği düşünülmektedir, ancak bu reaksiyonlar karbohidratlarda depolanan enerjinin tamamını ortaya çıkaramaz. Daha sonra gelişen bir fotosentez biçimi, suyu hidrojen iyonu kaynağı olarak kullanarak serbest oksijen üretmiş ve bu sayede zamanla atmosferin oksijence zenginleşmesi sağlanmıştır. Canlılar, bu yeni atmosferi kullanabilmek için uyum sağlayarak bugün bildiğimiz şekliyle solunumun evrimleşmesine olanak sağlamıştır. Fotosentez, gelişimini tamamlayarak bugünkü şekline evrimleştiğinde ve atmosfer oksijenle zenginleştiğinde hücreler nihayet fotosentez tarafından atılan oksijeni sitrik asit döngüsünü kullanarak şeker moleküllerinden daha fazla enerji çıkarmak için kullanabilir hale gelmiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Libretexts. 4.5: Connections To Other Metabolic Pathways. (3 Ocak 2017). Alındığı Tarih: 12 Nisan 2023. Alındığı Yer: Biology LibreTexts | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 08:57:41 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14157
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.