Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi

10 dakika
20,539
Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi Thelancet
Evrim Ağacı Akademi: Evrim Mekanizmaları Yazı Dizisi

Bu yazı, Evrim Mekanizmaları yazı dizisinin 11 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Evrim Mekanizmaları - 1: Evrimi Tetikleyen Mekanizmalar Nelerdir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Plazmidler, normal olarak hücre içerisinde bulunan ve hücresel faaliyetleri kontrol eden kromozomal DNA'dan bağımsız olan ve ondan bağımsız olarak kendisini kopyalayabilen DNA parçalarına verilen isimdir. Tıpkı bizim hücrelerimizde bulunan heliks DNA'lar gibi çift şeritlidir; ancak heliks şeklinde değil, çoğunlukla daire şeklindedirler. Aşağıda, sol tarafta normal bir DNA'yı, sağ tarafta ise ondan bağımsız plazmidleri görmektesiniz:

Görselde, sol tarafta bakterinin kendi DNA'sını, sağ tarafta ise plazmid DNA yapısını görmektesiniz.
Görselde, sol tarafta bakterinin kendi DNA'sını, sağ tarafta ise plazmid DNA yapısını görmektesiniz.

Genellikle bakterilerde bulunurlar; ancak çok nadir olarak Saccharomyces cerevisae gibi ökaryotik hücrelerde de bulunabilirler. 1.000 ila 1.000.000 baz çifti uzunluğu arasında olabilirler. Plazmidler, 1952 yılında Joshua Lederberg tarafından keşfedilmiştir. 

Aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi plazmidlerin aktarımı iki şekilde olabilmektedir. Üstteki kısımdaki gibi, plazmid bağımsız olarak hücre bölünmesinde kendisini eşleyebilir ve çoğalabilir. Ya da alttakinde görüldüğü gibi plazmid önce ana DNA'ya kaynaşabilir, sonra hücre bölünmesinde onunla birlikte çoğalabilir. Elbette bu kaynama sayesinde canlının özellikleri az ya da çok etkilenmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Plazmidleri evrim açısından önemli kılan özellik, uygun bir konak buldukları zaman kendilerini kopyalayabilmeleri ve konaktan konağa geçebilmeleridir. Üstelik Bakteriler'de, Arkeler'de ve Ökaryotlar'da görülebildikleri ve birinden diğerine sıçrayıp gen taşıyabildikleri için çok önemli bir olaya sebep olurlar: yatay gen transferi (lateral gene transfer). Bunu izah edelim:

Bildiğiniz gibi normalde genler, dikey olarak aktarılırlar: ebeveynlerden yavrulara geçerler, yavrulardan onların yavrularına ve bu şekilde devam eder. Buna "dikey" denmesinin nedeni, Evrim Ağacı'nın dallarından biri üzerinde, atadan toruna, dikine bir şekilde geçiyor olması, dallar arasında geçişin olmamasıdır. Basitçe, "üreme" faaliyetini başlı başına bir dikey gen transferi olarak düşünebilirsiniz.

Ancak mikrobik canlıların etkisi sebebiyle, Evrim Ağacı'nın bir dalından bir diğerine gen aktarımı yapılabilir. Bu mikrobik canlı, bir diğer canlıdan aldığı plazmidleri, bulaştığı bir diğer türe ait canlının hücreleri içerisinde çoğalırken, yanlışlıkla ona aktarabilir. Göreceli olarak nadiren gerçekleşen bu olay, Evrim Ağacı'nın bir dalından tamamen alakasız bir diğer dalına genlerin dolaylı yoldan aktarılmasını sağlar. İşte bu şekilde, türler arasında yatay olarak yapılan gen transferine, Yatay Gen Transferi adı verilir. Bunun önemi çok açıktır: normalde evrimsel süreçte birbirlerinden tamamen uzaklaşmış canlıların aslında genlerinin artık birbirine karışması mümkün değildir, çünkü neredeyse hiçbir zaman çiftleşemezler. Ancak bu şekilde taşınan genler, hiç olmadık varyasyonları tetikleyecek gen aktarımlarını sağlayabilir.

Yukarıdaki Evrim Ağacı'nda, normalde (a) ile işaretlenen dalda, genler dal boyunca atadan toruna aktarılmaktadır. Ancak (b) kısmında, bir plazmid aracılığıyla gen yatay olarak diğer dala ait, türleşme sonrası farklı bir tür olan bir canlıya aktarılmıştır. Normalde bu iki daldan bireyler birbiriyle çiftleşemezler; çünkü artık farklı türlerdir. Ancak yatay gen transferi, buna rağmen gen aktarımını sağlayabilir. Daha sonra da (c-e) ve (f) ile gösterilen kısım, binlerce yıl boyunca gerçekleşen seçilim sonucunda, eğer yeni genler bireylere fayda sağladıysa popülasyon içerisinde yayılır ve sabitlenirler. Değilse de elenerek yok olurlar.
Yukarıdaki Evrim Ağacı'nda, normalde (a) ile işaretlenen dalda, genler dal boyunca atadan toruna aktarılmaktadır. Ancak (b) kısmında, bir plazmid aracılığıyla gen yatay olarak diğer dala ait, türleşme sonrası farklı bir tür olan bir canlıya aktarılmıştır. Normalde bu iki daldan bireyler birbiriyle çiftleşemezler; çünkü artık farklı türlerdir. Ancak yatay gen transferi, buna rağmen gen aktarımını sağlayabilir. Daha sonra da (c-e) ve (f) ile gösterilen kısım, binlerce yıl boyunca gerçekleşen seçilim sonucunda, eğer yeni genler bireylere fayda sağladıysa popülasyon içerisinde yayılır ve sabitlenirler. Değilse de elenerek yok olurlar.

Tahminimizce, evrim için bunun ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz. Popülasyonlar arasında Gen Aktarımı (Göçler) mekanizmasının evrim için önemini hatırlayın. Bu da, benzer bir durumun, hatta daha önemlisinin genler arasında olmasını sağlar. Aslında tür bir başka türle çiftleşip genlerini karıştıramayacak olsa bile, türün bir diğer türle genlerini karıştırabilmesi anlamına gelmektedir. Bu da evrim için ciddi anlamda malzeme yaratır.

Tüm Reklamları Kapat

Plazmidler de, tıpkı virüsler gibi, bir canlı formu sayılmazlar, çünkü Abiyogenez yazı dizimizde bahsettiğimiz canlılığın temel gerekliliklerinin yerine getirmezler. Ancak virüslerin plazmidlerden farklı, virüslerde genetik materyali koruyacak bir kılıf bulunmasıdır. Plazmidler ise "çıplak DNA" konumundadırlar; herhangi bir yapıyla korunmazlar. Sadece bazı durumlarda plazmidin bir diğer konağa geçebilmesi için pilus adı verilen bir kanalın üretilmesi gerekir. Bu kanal sayesinde aktarım sırasında plazmid korunur ve çevre koşullarından dolayı parçalanmaz. Lisede gördüğümüz meşhur öglena konjugasyonunda, iki öglenayı birbirine bağlayan tüpün adı "pilus", aktarılan materyal ise "plazmid"dir.

Plazmidler, tüm bu anlattıklarımızdan ötürü, önemli ama ikincil bir Çeşitlilik Mekanizması'dır. Çünkü plazmidlerin evrime doğrudan etkisi genelde prokaryotlarda görülür. Ayrıca plazmidlerin işlevlerini fark eden bilim insanları için de, çok önemli bir malzeme görevi görürler. Moleküler biyologlar, genleri istedikleri gibi manipüle edebilmek için plazmidleri kullanırlar. Diledikleri özelliklere sahip plazmidleri, hücreler arasında aktararak gen transferini sağlarlar. Genetik biliminde kullanılan bu plazmidlere vektör adı verilir. Plazmidler kullanılarak antibiyotikler üretilebilir ve büyük miktarda protein üretimi yapılabilir. Örneğin insülin üretimi için kullanılan şey basitçe plazmidler, daha doğrusu vektörlerdir. Plazmidlerin bilim dünyasındaki sorunu, sadece 1.000.000 baz çiftine kadar taşıyabilmeleridir, daha sonra kararsız hale gelirler ve işlevlerini göremezler. Ancak bu bile, oldukça büyük bir sayıdır. 

Plazmidler, pek çok şekilde gruplanabilir. Örneğin plazmidleri bir bakteriden diğerine geçme kabiliyetlerine göre gruplandırabiliriz. tra genlerine sahip olan plazmidler bir bakteriden diğerine geçebilirler. Bu gene sahip olmayanlar ise, ortamda tra genlerine ve dolayısıyla bunun ürünü olan pilus üretici enzimlere sahip olan bir diğer plazmid olmadan, bakteriden bakteriye geçemezler. Veya plazmidleri tek bir hücre içerisinde birlikte bulunabilirliklerine göre sınıflandırabiliriz. Örneğin E. coli bakterisi içerisinde birkaç farklı çeşit plazmid bulunabilir. Ancak bunların sadece bir kısmı işlerliklerini sürdürebilirler; çünkü bölünme için yeterli malzeme yoktur ve sadece belli bir grup hayatta kalabilir. 

Plazmidleri sınıflandırmanın en kolay yolu ise, fonksiyonlarına göredir. Bu şekilde sınıflandırırsak, 5 tip plazmid olduğunu görürüz:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

1) F-Plazmidleri: tra genine sahip olan plazmidlerdir. Konjugasyon yapabilirler.

2) R-Plazmidleri: Antibiyotik ve zehirlere karşı direnç geliştirebilen genlere sahiptirler. Bakterilerin pilus üretmesine yardımcı olurlar. 

3) Col Plazmidleri: Diğer bakterileri öldürmek için "bakteriyosin" isimli proteinleri salgılayan genleri taşıyan plazmidlerdir.

4) Bozucu Plazmidler: Toluen ve salisik asit gibi sıradışı moleküllerin sindirimini sağlayabilen plazmidlerdir. Bu moleküllerin "sıradışı"lığı, normalde bu moleküllerin hücre içerisinde kullanılmamasıdır.

5) Virülens Plazmidler: Bakteriye viral özellikler kazandırarak bir virüse çeviren plazmidlerdir.

Her ne kadar 5 farklı kategori saydıysak da, bir plazmid bunlardan bir ya da daha fazlasını bir arada yapabilir. Ancak bu kategorilerden de anlaşılabileceği gibi, bir canlıya, hiç sahip olmadığı özellikleri katması açısından plazmidler büyük öneme sahiptirler. Bu sayede doğada çeşitlilik yaratılır ve daha önce bahsettiğimiz seçilim mekanizmaları sayesinde evrim gerçekleşir. 

Tüm Reklamları Kapat

Plazmidlerin Evrime Katkısı: Süper-Hızlı Bakteri Evrimi

Plazmidler yoluyla meydana gelen evrime de net bir örnek vererek bu konuyu sonlandırmak isteriz.

MRSA olarak bilinen metisilin dirençli Staphylococcus aureus türü bakteriler, 2008 yılı itibariyle ABD'de HIV'den daha fazla can almaktadır. MRSA bulaşan insanların derilerinde kabarma ve yırtılmalar görülmekte, sonrasında da bu yaralar giderek şişerek ölümcül sonuçlara neden olmaktadır. Çoğunlukla bir örümcek ısırığı gibi gözüken ve sonrasında giderek büyüyen yara, iltihaplara da son derece açıktır. Büyüyen yaranın içerisinde apseler de oluşur. 

MRSA bakterisi
MRSA bakterisi


Tüm Reklamları Kapat

MRSA bulaşmış bir hastada görülen yaralardan birisi...
MRSA bulaşmış bir hastada görülen yaralardan birisi...

MRSA'nın son dönemde bu kadar öne çıkmasının tek bir nedeni var: evrim. MRSA, sadece metisilin içerikli antibiyotiklere değil, aynı zamanda bildiğimiz birçok diğer kimyasala karşı da dirençlidir. Bu sebeple de salgınlarının önüne geçmek neredeyse imkansızdır. Modern MRSA, elbette bir anda, yoktan var olmamıştır. 1940'ların başlarında ilk defa penisilin bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanıldığında, henüz S. aureus türü bakterilerin penisiline direnç kazanabileceği ve böyle soy hatlarının evrimleşebileceği bilinmiyordu. Penisilin, uygulandığı anda olumlu sonuçlar veriyordu.

Ancak sadece 10 yıl içerisinde, 1950'lerden itibaren S. aureus bakterisinden doğan hastalıkları penisilin ile tedavi etmek çok zor bir hal almıştı. 1960'lara geldiğimizde ise neredeyse hiçbir S. aureus vakası tedavi edilemez olmuştu. 1961 yılında ilk defa metisilin geliştirildi. Birkaç ay içerisinde S. aureus sebepli hastalıklara karşı çok ciddi bir başarı sağlandı. Ancak evrimin de eli armut toplamıyordu: sadece 1 sene içerisinde, metisilin dirençli S. aureus soyları (MRSA) tespit edilmeye başlandı. Evrimin, insanın bakterilerin üremesi ve yaşaması üzerine koyduğu çevresel baskıya karşı bakterilerde yeni özellikler geliştirmesi günümüze kadar sürdü. Günümüzdeki MRSA, sadece penisilin ve metisiline karşı değil, aynı zamanda antibakteriyel mücadelenin "son aşaması" olarak kabul edilen vankomisin içerikli antibiyotiklere karşı da direnç kazanacak şekilde evrimleşti.

Sıradan bir deri enfeksiyonu problemi, nasıl küresel bir korku kaynağı haline geldi? Her ne kadar medya kaynaklarını dinleyecek olursanız, son zamanlarda "ortaya çıkan" bakterilerin direnç "geliştirdiğini" veya dirençli olmayı "öğrendiğini" duyacak olsanız da, işin dolandırmadan söylenen, açık nedeni evrimdir. Günümüzde, medya kaynaklarının bir sözcükten bu kadar korkuyor olması, gülünç olduğu kadar üzücüdür de.

Peki bu evrim nasıl gerçekleşmiştir? Bakteriler, zaten çok kısa sürede, çok fazla sayıda bölünerek çoğalabilmektedirler. Bu da, onların evrim hızını katlayarak arttırmaktadır. Ama bu evrimi daha da arttıran ufak bir nokta vardır: yatay gen transferi. 

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
  • Dış Sitelerde Paylaş

Normalde, bir bakteri soy hattının ya da genel olarak bir canlı türünün, çevresel bir baskıya karşı direnç geliştirecek şekilde evrimleşmesi için, öncelikle popülasyona konuyla ilgili fayda sağlayacak bir varyasyonun girmesi gerekir, sonra da bunun sürekli seçilimiyle türün değişmesi gerekir. Bu, doğada neredeyse her zaman ve kulağa gelenden çok daha hızlı şekilde gerçekleşebilir. Ancak MRSA gibi bakterilerin evrimleşme hızı, evrimsel süreç açısından "normal" olanın kat kat üzerindedir. İşte bunun sebebi, yatay gen transferidir: bakteriler, kendi soy hatlarına -genellikle rastgele mutasyonlar yoluyla- yeni bir varyasyonun girip de sonrasında seçilmesini beklemek zorunda değillerdir. Eğer ki dirençli bir soy hattı bir noktada evrimleştiyse, bu bakterilerin birbirlerine yatay gen transferi yoluyla bu dirençli genleri aktarması çok muhtemeldir. Bu sayede, dirençsiz soy hatları da çok kısa sürede direnç kazanabilecektir. Bu da, evrimin adeta bir "kısa yol" yöntemidir.

Gerçekten de yapılan tüm araştırmalar, bu tür bir evrimi doğrulamaktadır. Hatta 1992 yılında yapılan bir çalışma, sadece S. aureus türünün kendi içerisinde değil, Enterococcus faecalis türünden S. aureus türüne de vankomisin direncine ait genlerin aktarılabildiğini göstermişlerdir. E. faecalis normalde sindirim kanalında bulunur. Buradaki hastalıkları tedavi etmek için kullanılabilen vankomisine karşı direnç kazanan soy hatları, sadece kendi türünden olan bireylere değil, plazmid etkileşimi sayesinde bambaşka bir bakteri türüne de bu genleri aktarabilmiştir.

Evrim Mekanizmalarının Ortak Kullanımı: Mutasyonlar ve Plazmidler

Anlaşılması gereken bir noktanın altını tekrardan çizmek istiyoruz: bu tür direnç kazanan bakteriler, çevresel bir stres unsuru (antibiyotikler gibi) oluştu diye bunu "anlayarak" evrim geçirmezler. O stres faktörü var olsa da, olmasa da popülasyona sürekli bir çeşitlilik dahil olmakta ve popülasyondan silinen çeşitlilik unsurları olmaktadır. Yani canlı popülasyonları son derece dinamik gen havuzlarına sahiptir, hele ki prokaryotlar (bakteri ve arkeler)... Dolayısıyla bu varyasyonlardan bazıları, uygun çevre şartları oluştuğunda bir anda çok ciddi avantajlar sağlayarak, seçilim mekanizmalarının etkisi altında popülasyonda birikmeye başlayabilir (veya zayıflar çok hızlı elenmye başlar). Bunun çok güzel bir örneğini, Antimicrobial Agents and Chemoterapy dergisinde Haziran 2011 ayında yayımlanan bir makalenin ortaya koyduğunu görüyoruz:

Makalenin gösterdiği gibi, tek bir geni silen tek bir mutasyon, bakteri direncini %1600 arttırmaktadır. Bu çalışmada, plazmidler de kullanılarak araştırmanın sonuçları ispatlanmıştır.
Makalenin gösterdiği gibi, tek bir geni silen tek bir mutasyon, bakteri direncini %1600 arttırmaktadır. Bu çalışmada, plazmidler de kullanılarak araştırmanın sonuçları ispatlanmıştır.

MIC, bir bakteri popülasyonunun %99'undan fazlasının çoğalmasını durdurmak için verilmesi gereken antibiyotik miktarı olarak tanımlanır. Dolayısıyla araştırmalarda, bir bakterinin direncini MIC'ye bakarak ölçebiliriz. Mycobacterium tuberculosis türü bakterisinde bulunan GidB geninin mutasyonlar sonucu silinmesi (delesyonu), bakterilerin streptomisin içerikli antibiyotiklere direncini tek bir seferde 16 katına çıkarmaktadır! Bu, faydalı mutasyonlara güzel bir örnektir.

Sonuçtan emin olmak için kromozomal gidB geni silinmiş bu bakteri suşuna plazmide klonlanmış bir GidB geni dışarıdan verilmiştir ve direnç anında, tamamen kaybolmuştur. Böylece GidB delesyonunun, yani tek bir mutasyonun, doğrudan faydalı sonuç verdiği ve direnci 16 kat (%1600) kadar devasa miktarda arttırabildiği kanıtlanmıştır. Bu gen üzerinde meydana gelebilecek yüzlerce potansiyel çerçeve kaydırıcı mutasyon, direnci 16 katına çıkarma şansına sahiptir. 

Dolayısıyla plazmidler, makalemiz içerisinde de değindiğimiz gibi, araştırmalar içerisinde  bu tür hedefli mutasyonların yaratılması amacıyla kullanılabilmektedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Evrim Mekanizmaları Yazı Dizisi

Bu yazı, Evrim Mekanizmaları yazı dizisinin 11 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Evrim Mekanizmaları - 1: Evrimi Tetikleyen Mekanizmalar Nelerdir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 27
  • Bilim Budur! 18
  • Muhteşem! 12
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 9
  • Merak Uyandırıcı! 8
  • İnanılmaz 6
  • Umut Verici! 6
  • Güldürdü 2
  • Grrr... *@$# 2
  • Korkutucu! 2
  • Üzücü! 1
  • İğrenç! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:04:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/248

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi. (10 Eylül 2011). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/248
Bakırcı, Ç. M. (2011, September 10). Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/248
Ç. M. Bakırcı. “Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 10 Sep. 2011, https://evrimagaci.org/s/248.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Evrim Mekanizmaları - 11: Plazmidler ve Yatay Gen Transferi.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, September 10, 2011. https://evrimagaci.org/s/248.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close