Kuşlar Nasıl Süzülmektedir? Bir Kuş Kanatlarını Çırpmadan En Fazla Ne Kadar Uçabilir?
Gökyüzünün Efendileri ile Tanışarak Onların Uçuş Tekniklerini Öğrenin!
Uçuş yetenekleri, kuşların hayatta kalma ve üreme başarılarında kritik rol oynamaktadır. Kuşların uçuşlarında; aerodinamik yapıları, kas-iskelet sistemleri ve uçuş teknikleri gibi çeşitli faktörler etkili olmaktadır. Kuşlar, özellikle süzülme sırasında kanatlarının şeklini ve hareketlerini kullanarak havada kalma yetenekleri ile birlikte uçuş süresi gibi değişkenleri ayarlamaktadır. Bu noktada, kuşların rüzgar akımlarını kullanarak yer çekimine karşı direnç sağlaması ve enerji tasarrufu yapabilmeleri için süzülme tekniği ortaya çıkmaktadır. Enerji tasarrufu sağlamaları onların uzun mesafeleri etkili bir şekilde kat edebilmelerine olananak sağlamaktadır. Bazı kuş türleri ise bu tekniği kullanmakta ustalaşarak çok uzun saatler boyu kanat çırpmadan uçabilmektedir.
Bu makalede kuşların süzülme yetenekleri, kanat çırpma sıklığı, kanat çırpmadan uzak mesafeleri nasıl kat edebildikleri ve çeşitli kuş türlerinin kullandığı uçuş teknikleri gibi konular ele alınacaktır.
Süzülme Nasıl Gerçekleşir?
Kuşlar, genellikle güneş tarafından ısınan yüzeylerden yükselen sıcak hava kütlelerinin oluşturduğu termal akımlar sayesinde süzülmektedir. Termal akımlar, çoğunlukla tepe noktalarında ve güneşin en yoğun olduğu zamanlarda oluşmaktadır. Süzülen kuşlar, rüzgarın tepe kenarlılarından yukarı doğru yükselen hava akımını kullanarak enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu olay termal süzülme olarak da adlandırılmaktadır. Kuşlar, tepe noktalarda oluşan termal akımların içerisine girerken dairesel bir şekilde dönmektedir. Bu döngüsel hareket kuşların yükseklik kazanmasını ve enerji tasarrufu yapmalarını sağlamaktadır. Ayrıca, termal alanların en yoğun anlarda en yüksek noktalarda süzülerek daha fazla yükseklik kazanmaktadırlar. Ağaçlar veya binalar gibi nesneler de süzülmeye katkıda bulunsalar da genellikle kuşların havada kalması için tek başlarına yeterli olan faktörler değildir.
Kuşlar, termal akımların yanı sıra rüzgarı kullanarak da dinamik süzülme (İng: "dynamic soaring") adı verilen bir teknik sayesinde enerji tasarrufu sağlamaktadır. Dinamik süzülme, yükselen hava akımlarını kullanmak yerine yere yakın katmanlarla yukarıdaki hava katmanları arasındaki hava hızı farkından yararlanarak hız kazanılması olayıdır. Bu teknik, kuşların ve uçakların atmosferin farklı hızdaki hava katmanları arasında dönüşümlü olarak manevra yapmasıyla mümkün olmaktadır. Rüzgarı engelleyecek ve türbülansa neden olacak yukarı rüzgar engellerinin olmadığı yerler dinamik süzülmenin en verimli sonuçları verdiği alanlardır. Bu alanlar, düz, açık zemin, okyanus üzerinde veya bir sırtın tepesi olabilmektedir. Örneğin albatroslar, denizdeki çok uzun yolculuklarını desteklemek için bu tür süzülmeyi kullanmaktadır.
Dinamik süzülme süreci genellikle dört adımda gerçekleşmektedir:
- Kuşun, hızlı hava akışına doğru tırmanarak yer ile daha yukarıdaki hava arasındaki hız farkından yararlanmayı sağlamaktadır.
- Ardından rüzgar yönünde geri dönülmesidir. Bu aşamada, hava hızındaki değişim nedeniyle daha fazla hız kazanılmaktadır.
- Daha sonra kuş, daha yavaş olan alttaki hava katmanına dalış yapmaktadır. Bu, hava hızının tekrar artmasına ve yeniden enerji kazanılmasına yardımcı olmaktadır.
- Son olarak kuş, rüzgara karşı geri dönmektedir ve bu döngü tekrarlanmaktadır.
Özetle süzülme tekniği, hangi yolla gerçekleşiyor olursa olsun yüksek enerji tasarrufu sağlamak ve uzun mesafeleri kat edebilmek için kuşlar tarafından yoğun şekilde kullanılmaktadır.[1]
Süzülme Olayı Kuş Kanatlarını Nasıl Şekillendirmektedir?
Günümüzde yapılan araştırmalar, kuş türlerinin kanat şekilleri meydana gelirken kanat hareket aralığının belirleyici bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır. Bu süreçte, kanat boyutu ve şeklini belirleyen önemli parametrelerin aslında kanatların hareket yeteneği ve esnekliği olduğu gözlemlenmektedir. Bu şekillenme sürecinde belirleyici bir faktör de kuşların süzülme esnasında kanatlarını nasıl kullanacaklarını ve hareket kabiliyetlerini belirleyecek olan süzülme olayıdır. Yani kuşlar, evrimsel süreçte süzülme yeteneklerini geliştirirken aynı zamanda bu yetenekleri ile kanat şekillerini de optimize etmektedir ve bu iki süreci müşterek olarak ilerlemektedir.[2]
Açık Sularda Uçuş ve Rüzgarların Süzülmeye Etkisi Nedir?
Kuşların, göç sırasında genellikle destekleyici rüzgarlar ve termiklerden faydalandığı bilinse de süzülme davranışının altında yatan yükselme potansiyeli ve diğer atmosferik faktörler hâlâ tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu faktörlerin daha iyi anlaşılabilmesi için gerçekleştirilen bir çalışmada sonbahar göçü sırasında Adriyatik Denizi'ni geçen 19 adet kızıl çaylak (Milvus milvus) GPS teknolojisi ile takip edildi. Orta Avrupa'dan güney İtalya'ya göç eden kızıl çaylakların çoğu kıta boyunca göç ederken, küçük bir popülasyonları ise Adriyatik Denizi'ni geçmektedir. Geçişleri esnasında katabatik bora rüzgarlarının etkisi gözlemlenmektedir. Söz konusu soğuk rüzgarlar, kuşların geçişini kolaylaştırmakla beraber onlar için doğal bir yaban hayatı koridoru oluşturmaktadır.
- Sahada Yapılan Bakteri Deneyleri, İklim Değişikliğinin Bakterilerin Hızlı Evrimini Tetiklediğini Gösteriyor!
- Pablo Escobar'ın Hipopotamları: Kolombiya'nın Zararlı "Kokain Su Aygırları" İtlaf Edilmeli mi?
- İncir Ağaçları, Yerel Olmayan Türlerin Diğer Türlerle Beklenmedik İşbirlikleri Yaparak Ekosistemleri İşgal Edebileceklerini Gösteriyor!
Kuşların hareketlerini izlemek için gövdeyi kanat tabanları etrafında iki halka ile çevreleyen ve göğüs kemiğinin önünde birleştirilen 6 mm'lik teflon şeritlerden oluşan koşum takımları kullanılmıştır. Bu takımlar, üzerine monte edilen kaydedicileri, GPS ve GSM sistemlerini kullanmaktadır. İvmeölçer ve manyetometre verileri sadece aynı frekanstaki GPS konumlarında toplanmıştır. Kuş konumlarının koordinatlarını analiz etmek ve göç haritaları oluşturmak içinse ArcGIS Pro yazılımı kullanılmıştır. Her kuş için konumsal veriler ayrı ayrı işlenmiş ve geçiş modüllerine ayrılmıştır. Böylelikle süzülme ve kanat çırparak uçuşa odaklanılarak deniz ve karada üç farklı süzülme düzeni gözlemlenmiştir. Süzülme düzenleri ise yörünge şekline göre üç gruba ayrılmıştır. Bunlar: merdiven, spiral ve s şeklidir. GPS'teki her bir değişiklik bu üç gruba göre kategorize edilmiştir.
Araştırmayla birlikte deniz ve kara üzerinde gözlemlenen süzülmelerin arasında farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu farklılıkların oluşmasında da yatay rüzgarların gücünün ve yönünün süzülmeleri şekillendirmesi etkili olmuştur. Bunun yanı sıra süzülme şeklinin, kuşların deniz geçişi sırasında dönüş yörüngesini azaltarak enerjilerini kontrol etmelerine olanak tanıdığı da belirlenmiştir. Ayrıca, güçlü rüzgar desteğinin tercih edilmesinin enerji kaybını azaltarak kanat çırpmayı da azalttığı görülmüştür. Bu durum gösteriyor ki kuşlar süzülme yoluyla yükselmek için pozitif rüzgar desteğini kullanmıştı.
Göç eden kuşların sıklıkla yön değiştirmesi ve rüzgarlara karşı süzülme davranışı sergilemeleri de araştırmanın bir başka sonucu olmuştur. Dolayısıyla bu araştırma ile birlikte yırtıcı kuşların süzülme şekillerinin hakim rüzgarların gücünden ve yönünden etkilendiği ortaya konmuş ve yükselme potansiyeli gibi birçok konu hakkında veriler elde edinmiştir.[3]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Diğer bir yandan kızıl çaylak gibi kuşlar karada avlanmaya adapte oldukları için deniz üzerinde yaşamak için uygun adaptasyonlara sahip değillerdi. Bu sebeple deniz üzerinde gerçekleşen geçişin incelenmesi süzülme davranışını anlamak açısından önemlidir.
And Kondorları ile Tanışın!
And Dağları'nda ve Güney Amerika'nın batısındaki Pasifik kıyılarında yaşamakta olan And kondoru (Vultur gryphus), Vultur cinsinin tek üyesidir. Kanat açıklığı 3.3 metreye ağırlığı ise 15 kg'ye kadar ulaşabilmektedir. And kondoru dünyadaki en büyük yırtıcı kuşlardan biri olarak kabul edilmektedir. Carl Linnaeus tarafından 1758 yılında Systema Naturae'nin onuncu baskısında tanımlanmıştır.
And kondoru, yaygın doğal yaşam alanlarına referans verilerek Arjantin akbabası, Şili akbabası, Bolivya akbabası, Kolombiya akbabası, Ekvador akbabası veya Peru akbabası olarak da adlandırılmaktadır. And kondorları ve Yeni Dünya akbabalarının geri kalan altı türünün tam taksonomik yerleşiminde belirsizlikler bulunmaktadır. Akbabalar genellikle Eski Dünya ve Yeni Dünya akbabaları olarak ayrılmaktadır. Ancak, benzer fiziksel özelliklere ve ekolojik rolleri açısından ortaklıklara sahip olsalar da, farklı coğrafi bölgelerde ve evrimsel geçmişlere sahiptirler. Eski Dünya akbabaları, Avrupa, Asya ve Afrika gibi kıtalarda bulunmaktadır. Genellikle Atmacagiller (Accipitridae) ailesine bağlı olarak sınıflandırılmaktadır. Bu aile; kartallar, şahinler ve atmacalar gibi diğer yırtıcı kuşları da içerisinde barındırmaktadır. Yeni Dünya akbabaları ise Amerika kıtasında yaşamaktadır ve atasal olarak Kondorgiller (Cathartidae) familyasına bağlanmaktadır. Bu aile; karga akbabası (Coragyps atratus) ve And kondoru (Vultur gryphus) gibi türleri içerir. Yeni Dünya akbabaları da akbabaların genelinde olduğu gibi çoğunlukla çürümekte olan hayvan leşlerini tüketmekte ve temizleyiciler olarak ekosistemde önemli bir rol oynamaktadır.[4], [5]
Fiziksel özellikleri incelendiğinde genç kuşların grimsi kahverengi olduğu ancak zamanla siyah tüyler çıkardıkları gözlemlenmektedir. Boyunlarının alt kısmında beyaz tüylü bir fırfır ve kanatlarında büyük beyaz lekeler bulundurmaktadırlar. Baş ve boyunları kırmızımsı renkte ve tüysüzdür. Erkeklerde başın tepesinde büyük, koyu kırmızı, kıkırdak yapılı bir tarak bulunmaktadır. Yırtıcı kuşlardaki cinsel dimorfizim sebebiyle dişi bireyler genellikle erkeklere göre büyük olsa da And kondorlarında tam tersi bir durumun olduğu gözlemlenmektedir. Orta ayak parmağı büyük ölçüde uzamıştır ve arka parmak hafifçe gelişmiştir. Ayak parmaklarının pençeleri nispeten düz ve küttür. Gagaları kancalı ve çürüyen eti parçalamaya uygun olarak evrimleşmiştir. Erkeklerin irisleri kahverengi olurken dişilerinkinde ise koyu kırmızı renkler göze çarpmaktadır. And kondorlarının başının üst kısımnda görülen kelliğin sebebi ise cildin dehidrasyon ve yüksek irtifada UV ışığının iyonize etkilerine fazla maruz kalmalarından dolayı meydana geldiği düşünülmektedir.[6]
Nasıl Süzülüyorlar?
Kuşlar uçuş sırasında omuzlardaki kanatlara baskı yapan büyük göğüs kasları ve kanatları omuzda indiren pectoralis kaslar sayesinde güç sağlamaktadır. Ancak kondorlar, diğer kuşlardan farklı olarak büyük bir göğüs kemiği bulundurmamaktadır. Uçuş kaslarını sabitleyecek yapıları olamaması sebebiyle kondorların ve akbabaların genelinde, yatay pozisyonda kanatlarını açarak süzülme görülmektedir. Yerden havalanırken kanatlarını çırpsalar da belirli bir irtifaya ulaştıktan sonra genellikle kanatlarını kullanmadan termaller vasıtasıyla havada kalmaktadırlar. And kondorları da genellikle termallerin bulunduğu yüksek yerlerde süzülmeyi tercih etmektedir. Akbabaların uzun süre kanat çırpmadan süzüldüğü birçok gözlemle tespit edilmektedir ki bu da onların enerjiyi efektif şekilde kullanabildiklerini göstermektedir. Örneğin Charles Darwin, Beagle seyahatinde akbabaları yarım saat boyunca kanat çırpmadan izlediğini günlüğüne yazmaktadır.[7]
Diğer Yeni Dünya akbabalarında olduğu gibi And kondorlarında da ürohidroz (İng:"urohidrosis") görülmektedir. Ürohidroz, bazı kuş türlerinin kloakalarından idrar ve dışkı çıkarırken bu metabolik atıkları, bacaklarına veya ayaklarına dökmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu davranışın nedeni hakkında hâlen tartışmalar bulunmaktadır. Çeşitli veriler, ürohidrozun leylek türlerinde de gözlemlenen bir davranış olduğunu ortaya koymaktadır. Bu davranışın Yeni Dünya akbabaları gibi akraba türlerin yanı sıra sümsük kuşları (Sulidae) gibi daha uzak ilişikli türlerde de görülmesi davranışın polifiletik olabileceğini akıllara getirmektedir. Bazı araştırmacılar bunun genellikle sıcak iklimlerde görülen bir davranış olduğunu ve termoregülasyona yardımcı olarak vücudun soğutulmasında faydalı olduğunu öne sürmektedir. Bu durumun, metabolik atıkların ayaklardaki veya bacaklardaki sıcaklığın düşürülmesini sağlamak olduğu düşünülmektedir. Ürohidroz'un kondorlarda gözlemlenip Eski Dünya akbabalarında gözlemlenememesi termoregülasyon kaynaklı görülen bir davranış olabileceğini desteklemektedir. Ayrıca ürohidroz, bir çeşit eşeysel seçilim dansı şeklinde de değerlendirilebilmektedir. Gelecekte And kondorları hakkında yapılacak araştırmalar ürohidroza dair daha çok şey öğrenilmesini sağlayabilme potansiyelini taşımaktadır.[8]
Saatlerce Kanat Çırpmadan Uçmak Mümkün mü?
Swansea Üniversitesi'nden Prof. Dr. Emily Shepard ve Arjantin'deki Dr. Sergio Lambertucci tarafından yapılan bir çalışma yapıldı. Araştırmacılar, GPS cihazı ve kanat atışlarını kaydedebilecek bir kayıt ünitesiyle 8 And kondorunu etiketleyerek beş yıl boyunca takip ettiler. Takiplerin neticesinde ulaşılan verilerde, genç bir And kondorunun 5 saat boyunca kanat çırpmadan uçtuğu ve bu süreçte yaklaşık 172 km yol kat ettiği ortaya kondu. Kayıt cihazları 230 saatten fazla sınıflara ayrılmış uçuş süresi kaydetti. Kaydedilen sürenin yalnızca yüzde 1’inde kanat çırpıldığı ve o sürenin büyük kısmının yalnızca kalkış anına ait olduğu anlaşıldı. Bu durum gösteriyor ki kondorlar uçarken oldukça az kanat çırpıyordu ve hava kanallarını ustalıkla kullanıyorlardı. Örneğin genç And kondorları, 50 dakikalık bir süzülme sırasında nadiren kanat çırparken; 3.3 dakikalık bir kalkışta harcadıkları kadar enerji harcıyorlardı.[9]
And kondorları her ne kadar süzülerek ciddi bir enerji tasarrufu elde etse de yere inişleri de bir o kadar zor olmakta ve ustalık gerektirmektedir. Bu sebeple, kondorlar için iniş kararları stratejik açıdan oldukça önemlidir. Çünkü tekrar havalanabilmeleri için uygun bir yer bulmaları ve sıcak hava akımlarını doğru şekilde yakalamaları gerekmektedir. Ayrıca ani yapılan inişler genel uçuş maliyetlerini önemli ölçüde artırdığı için bu konuda da dikkatli olmalılardır. Ancak araştırma gösterdi ki bu karar alma mekanizması genç kuşlarda bile oldukça gelişmiş haldeydi. Yani tecrübesiz gençler bile kanat çırpmadan etkin bir biçimde uzak mesafeleri kat edebilecek stratejileri belirleyebiliyorlardı.[10]
Özetle And kondorlarının süzülme yetenekleri, yaşamlarını sürdürürken enerji tasarrufu sağlayarak ve hayatta kalma şanslarını arttırmaktadır. Bu davranışlar, kondorların ekolojik adaptasyonları, süzülme davranışları ve yaşam stratejileri hakkında önemli veriler sunmaktadır.
Gökyüzünün Efendileri: Süzülmekte Ustalaşmış Diğer Kuşlar!
Süzülme denilince akıllara gelen başlıca kuşlardan bazıları olan Albatrosgiller (Diomedeidae). Albatroslar, Procellariiformes takımının en büyük üyelerinden biridir. Büyük ve güçlü gaga yapılarına sahiptirler ve üst çeneleri genellikle büyük bir kancayla sonlanmaktadır. Ayrıca gagalarının yanlarında iki uzun burun deliği diğer adıyla “buruntüpü” (İng:"tubinares") bulunmaktadır. Buruntüpleri, albatrosların uçuş sırasında hava hızını ölçmelerini sağlamakta ve modern uçaklardaki pilot tüplerine benzer işlev görmektedir. Kanat açıklıkları 3.40 m'yi aşan türleri bulunmaktadır. Kanatlar bombeli olup kalınlaşmış ve aerodinamik ön kenarlara sahiptir. Albatroslar, birçok deniz kuşunda olduğu gibi iki teknikle süzülmektedirler. Bunlar:
- Dinamik Süzülme: Albatroslar, doğru hava hızını belirlemek için gagalarının yanındaki iki tüpü kullanmaktadır ve bu tüplere dinamik süzülme sırasında gereksinim duymaktadırlar. Alçak irtifalara indiklerinde rüzgarın yönüne göre hareket ederek hızlarını artırırlar ve böylelikle rüzgarın hareketinden maksimum fayda sağlamaya çalışmaktadırlar. Albatroslar dinamik süzülme yoluyla dikey rüzgar eğiminden faydalanarak kanat çırpmadan günde 1.000 km'lik mesafeyi katledebilmektedir.
- Eğimli süzülme: Albatroslar, eğimli süzülme tekniğiyle genellikle büyük dalgaların rüzgar yönünde yükselen hava akımını kullanmaktadır. Büyük kanat açıklıkları ve aerodinamik yapıları sayesinde, albatroslar dalgalar üzerinde süzülerek enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu süreçte, albatrosların kanatları tamamen açık ve sabit bir pozisyonda olabilmektedir böylelikle de enerji konusunda ciddi kazanç sağlamaktadırlar. Albatroslar, süzülme sırasında vücut pozisyonlarını ayarlayarak rüzgarı en etkili şekilde kullanmaktadır. Örneğin rüzgarla karşı karşıya olsalar bile çapraz vücut hareketleri ve doğru eğim açılanıyla fırtınalı havalarda okyanusta etkin biçimde yolculuklarına devam etmektedirler.[11]
Özetle büyük mesafeler kat eden ve düzensiz dağılmış yiyecek kaynakları aramak zorunda olan bu kuşlar termal kanalları, dikey rüzgarları kullanmakta ve dalgalar sayesinde oluşan hava akımlarına uygun süzülme teknikleri geliştirerek açık deniz ve okyanuslarda hayatta kalmaktadırlar. Ayrıca albatrosların süzülme teknikleri, havacılık faaliyetleri içinde büyük bir ilham kaynağı olmuş ve bu konuda yapılan çalışmalar, özellikle dronlar ve insansız hava araçları alanında pratik uygulamalara yönelik atımlımlar beraberinde getirmektedir.[12]
Açık Okyanusun Hakimleri: Büyük Fregatkuşları (Fregata minor)
Büyük fregatkuşlarının boyu genellikle 85-105 cm arasında değişmektedir. Kanat açıklıkları ise 205-230 cm arasındadır. Erkek kuşlar dişilere kıyasla daha küçük olma eğilimindedir ayrıca bu kuşlar eşeysel dimorfizim olayının da doğada görülen en seçkin örneklerinden biridir. Üreme mevsimlerinde erkek bireyler kırmızı renkli gular deri keselerini şişirerek dişilerini etkilemeye çalışmaktadır. Ayrıca erkek bireyler, genellikle siyah tüylere olmakla beraber güneş ışığı altında yeşilimsi bir yanar döner renk alan kürek kemiği tüylerini de bulundurmaktadırlar. Dişilerin tüyleri ise siyahtır ancak boğaz ve göğüslerinde beyaz tonlar göze çarpmaktadır.[13]
Fregatkuşları; uzun, dar ve sivri uçlu kanatlara sahiptir. Ayrıca uzun ve çatallı bir kuyrukları bulunmaktadır. Bu kuşlar, kanat alanı/vücut kütlesi oranı açısından tüm kuşlar arasında en yüksek orana sahip olmakla beraber en düşük kanat yükünü taşımaktadır. Bu özellikler, tropikal hava su sıcaklığı farkından doğan termal hava akımlarından en etkin biçimde faydalanabilmelerini sağlamaktadır. Diğer kuşlardan farklı olarak bu kuşlar, beyaz ve yoğun kümülüs bulutlarının içindeki güçlü termiklerden yaralanarak ciddi yükseklik kazanmaktadır. Bu kuşlar, Hint Okyanusu'nda göç ederken iki aya kadar havada kalabilmektedir ve termikler arasında süzülerek deniz yüzeyinde yiyecek arayarak yaşamlarına devam etmektedirler. Örneğin etiketli bir fregatkuşunun, 185 gün boyunca 54.000 km yol kat ederek kısa molalar dışında aralıksız olarak uçtuğu gözlemlenmiştir.[14]
- Dış Sitelerde Paylaş
Külrengi Yelkovan Kuşları (Ardenna grisea)
Yelkovan kuşları, Procellariidae familyasına ait olan orta büyüklükte deniz kuşlarıdır. Bu kuşlar uzun ve sert kanatlarıyla uçmaktadırlar. Yelkovan kuşlarının göçleri, oldukça uzun mesafeleri kapsamaktadır. Örneğin külrengi yelkovan kuşları, yıllık olarak neredeyse 64.000 km'lik bir göç yapabilmektedir. Bu göç, insanoğlunun bu güne kadar kayıt ettiği en uzun göçlerden biri olarak dikkat çekmektedir. Göçü gerçekleştiren külrengi yelkovan kuşları, koyu gri tonlara sahiptir. Gagaları siyahımsı renklerdeyken ayakları ise morun tonlarındadır.[15]
Yelkovan kuşlarının böyle uzun mesafeleri kat edebilmelerindeki sırları, kesme uçuş tekniği (İng:"shearing flight technique") adı verilen bir tekniği kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Kesme uçuş tekniği deniz kuşlarının, dalga uçlarını minimum aktif uçuşla geçmelerini olanaklı kılan bir tekniktir. Bu teknikte, yelkovan kuşları hızlı bir şekilde su yüzeyine yaklaşmaktadır bu durumda dalgaların tepelerini keser gibi uçmalarını sağlamaktadır. Zaten uçuş tekniği de adını buradan almaktadır. Böylece, yelkovan kuşları hava akımlarından optimum şekilde yararlanarak enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Külrengi yelkovan kuşları, Falkland Adaları'ndaki üreme kolonilerinden Kuzey Norveç açıklarına kadar uzanan bir alanda göçlerini gerçekleştirmektedir. Ayrıca ince gagalı yelkovan (Ardenna tenuirostris) kuşları da Pasifik Okyanusu'dan Tazmanya'ya kadar uzanan geniş bir alanda göç etmektedir. Bu kuşlar uzun göçleri sırasında, karadan kaçınmakta ve deniz üzerinde seyahat etmektedir.[16]
Aktif Süzülen Bir Yırtıcı: Kaya Kartalı (Aquila chrysaetos)
Süzülmekte ustalaşmış kuşların genellikle su kuşları özelinde olduğu düşünülebilir ancak bu konuda ustalaşan birçok yırtıcı kuşun varlığı da bilinmektedir. Su kuşları çoğunlukla rüzgar akımlarının yönlendirdiği genel bir yönü takip ederek ilerlemektedir, yani yönlerini rüzgarlara göre şekillendirip o güzergâh üzerindeki potansiyel avları değerlendirmektedir. Ancak kartallar başta olmak üzere diğer bazı yırtıcı kuşlar daha kompleks süzülme davranışları göstermektedir. Kaya kartalları buna güzel örnekler olabilmektedir.
Büyük, geniş ve uzun kanatlara sahiptirler. Kanat uçlarında parmak benzeri girintiler bulunmaktadır. Kaya kartalları dihedral uçuş tarzına sahiptirler. Dihedral uçuş tarzı, bir kuşun kanatlarını yukarı kıvırıp açılandırarak uçmasını ifade etmektedir. Bu noktada kanatlar, genellikle gövdeye bir V şekli oluşturacak şekilde pozisyon almaktadır. Kaya kartalları bu uçuş tarzını benimseyerek süzülme sırasında yanal stabiliteyi korumakta ve rüzgar etkisindeyken dengeli kalmalarını sağlamaktadırlar. Kaya kartallarının kanat çırpma hareketleri, derin ve aralıklı olarak 2-3 saniye boyunca gerçekleşen 6-8 kanat vuruşuyla meydana gelmektedir. Kaya kartalları süzülme esnasında kanatlarını ve kuyruklarını aynı düzlemde tutarak kanat uçlarını yaymaya çalışmaktadır. Süzülme esnasında 45-52 kilometrelik hıza sahip olabilmektedirler.[17], [18]
Todd Katzner tarafından Appalachian Dağları boyunca göç eden ve kışlayan kaya kartalı popülasyonu üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırmaya göre bu kuşlar, göçlerinin %41'ini termallerde, %45'ini termikler arasında süzülerek ve %13'ünü ise And kondorlarına benzer olarak orografik yükseltici hava akımlarını kullanarak gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla bu veriler, kayan kartallarının güçlü termal akımları süzülme konusunda ustalaşan diğer kuşlara oranla daha az kullanmakta olduklarını göstermektedir.[19]
Sonuç
Özetle, farklı kuş türleri incelendiğinde görüldüğü üzere hayatta kalabilmek amacıyla çeşitli süzülme tekniklerin evrimleştiği gözlemlenmektedir. Farklı kuş türlerinin çeşitli süzülme tekniklerini kullanmıştır böylelikle de yaşadıkları çevreye ve avlanma alışkanlıklarına sağlamıştırlar. Kuşlar için ciddi enerji tasarrufu sağlayıp onların hayatta kalmaları için öneme sahip olan bu faaliyetler tarih boyunca onlar tarafından onların çokça yararlandıkları özellikler olmuştur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ N. Chronister. Bird Flight. Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: Ornithopter Society | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. B. Baliga, et al. (2019). Range Of Motion In The Avian Wing Is Strongly Associated With Flight Behavior And Body Mass. American Association for the Advancement of Science (AAAS). doi: 10.1126/sciadv.aaw6670. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Škrábal, et al. Soaring Over Open Waters: Horizontal Winds Provide Lift To Soaring Migrants In Weak Thermal Conditions. (11 Aralık 2023). Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: Datarepository Movebank doi: 10.5441/001/1.300. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. G. Sibley. Phylogeny And Classification Of The Birds: A Study In Molecular Evolution. ISBN: 9780300040852.
- ^ T. E. O. E. Britannica. Condor | Characteristics & Facts. (3 Nisan 2024). Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Lutz. Patagonia: At The Bottom Of The World. ISBN: 9780931625381.
- ^ C. Darwin. The Voyage Of The Beagle. Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: Google Books | Arşiv Bağlantısı
- C. G. Sibley. Distribution And Taxonomy Of Birds Of The World. ISBN: 9780300049695.
- ^ B. News. Andean Condor Birds 'Flap Wings Just 1% Of The Time'. Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Large. What’s The Longest A Bird Can Fly Without Flapping Its Wings?. (3 Nisan 2024). Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: IFLScience | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Weimerskirch, et al. (2002). Fast And Fuel Efficient? Optimal Use Of Wind By Flying Albatrosses. The Royal Society, sf: 1869-1874. doi: 10.1098/rspb.2000.1223. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. J. Pennycuick. (2006). The Flight Of Petrels And Albatrosses (Procellariiformes), Observed In South Georgia And Its Vicinity. The Royal Society, sf: 75-106. doi: 10.1098/rstb.1982.0158. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. W. Winkler, et al. (2020). Frigatebirds (Fregatidae), Version 1.0. Birds of the World. doi: 10.2173/bow.fregat1.01species_shared.bow.project_name. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Davies. Handbook Of Australian, New Zealand And Antarctic Birds, Vol. 1: Ratites To Ducks (2 Parts). ISBN: 9780195530681.
- ^ J. Roach. Longest Animal Migration Measured, Bird Flies 40,000 Miles A Year. Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Estandía, et al. (2021). Substitution Rate Variation In A Robust Procellariiform Seabird Phylogeny Is Not Solely Explained By Body Mass, Flight Efficiency, Population Size Or Life History Traits. bioRxiv, sf: 2021.07.27.453752. doi: 10.1101/2021.07.27.453752. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Watson. (2010). The Golden Eagle. ISBN: 9781408114209. Yayınevi: A&C Black.
- ^ J. Ferguson-Lees. (2001). Raptors Of The World. ISBN: 9780618127627. Yayınevi: Houghton Mifflin Harcourt.
- ^ M. P. R. A.. These Masters Of The Sky Can Fly For Hours (Or Days) While Barely Flapping. (4 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 9 Nisan 2024. Alındığı Yer: Audubon | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 21:03:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17302
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.