Kıbrıs Sularında, Aslan Balıklarının İstilasına Karşı Mücadele Veriliyor!
Bu haber 5 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Kıbrıs, son yıllarda Akdeniz ekosistemini tehdit eden, insanlara hayati anlamda olmasa da ekonomik anlamda ciddi bir tehlike oluşturan aslan balıklarının çoğalmasından sonra, ilk defa organize bir av başlattı. Deniz biyoloğu Prof. Jason Hall-Spencer, adanın güney kıyısında "Aslan Balıklarını Ortadan Kaldırma Derbisi"nin açılışındaki 40 dakikalık arada, bu egzotik balıklardan 16 tanesini zıpkınladıktan sonra şöyle dedi:
Aslında oldukça sakinler. Problem şu ki, onlar ekosistemin doğal bir parçası değil ve onlara aşırı miktarda rastlıyoruz.
Plymouth Üniversitesi'nden Hall-Spencer, süs balık türlerini bölgedeki biyoçeşitliliğe engel olabilecek tek ve en büyük tehdit olarak görüyor. Doğal yaşam alanının yok edilme ve türlerin neslinin tükenmesi riskini vurgulayarak, şöyle diyor:
Bunun tüm Akdeniz için ne kadar ciddi bir problem olduğunu yeterince anlatamam. Aslan balığı şu ana kadar gördüğümüz en tehlikeli istilacı tür. Bir önlem alınmazsa kalıcı çevresel ve ekonomik zararlar olacak.
Zehirli sırt omurgalarıyla yırtıcı hayvanların gözünü korkutan Aslan balığı, normalde Güney Pasifik ve Hint Okyanusu'nun sıcak tropikal sularında yaşar. Neredeyse 20 yıl önce, Atlantik'teki hayvan sahiplerinin büyüyen aslan balıklarını akvaryumlarından denize bırakmalarının sonucunda, yabancı tropikal bir balık Amerika sularına da girmeye başladı.
Şimdiyse, Avrupa'ya ulaştılar. İlk önce Türkiye, İsrail ve Lübnan'da görüldükten sonra Kıbrıs'a yol aldılar. Üç yıl sonra Yunanistan'ın, İtalya'nın ve Tunus'un Güney'inin ilerisinde belirdiler. Bilim insanları, hem yeni bölgeye girebilme hem de yumurtlayabilme kabiliyetlerinin rekor seviyede olduğunu söyledi.
Sayılar çoğaldıkça, Akdeniz ekosistemindeki en büyük ekolojik gerilemeye sebep olan, parlak renkli balık korkusu da çoğalıyor. Dahası, Akdeniz zaten kirlilik, turizm ve kötüye kullanımdan dolayı baskı altında. Avrupa Birliği'nde aslan balığı istilasına karşı Kıbrıs, "İlk Savunma Hattı" haline geldi.
Diğer balıkları alt edebildiğini destekleyen kanıtların sonucunda, Kıbrıs Hükümeti sıkıntı kontrol altına alınmazsa aslan balığının balıkçılık ticaretine etkisi olacağını kabul ederek, organize edilmiş balık avı fikrini ortaya koydu. Nicosia'daki (Lefkoşa) balıkçılık ve deniz departmanından olan Nicholas Michaelides şöyle diyor:
Eğer avlar, bu problemi halletmede iyi bir yöntem olarak kanıtlanırsa, kesinlikle uygulayacağız. Kıbrıs'ta dalış ekipmanlarıyla avlanmak yasadışı fakat bu durumda izin veriyoruz. Endişelenmedik diyemeyiz.
Turizme bağlı bir adada, bu departman, halkı yaz öncesinden bilgilendirmek için hesaplamalar yapıyor. Aslan balığı sokmasından kaynaklanan hiçbir olay olmamasına rağmen, insanların zehirle etkileşimi, balıkçılar ağlardan kanca çekmeyi keşfettiklerinden dolayı korkunç bir şekilde acı verici olabilir.
İlk av, Cape Greco'da başladı. Av sırasında en büyük ve en küçük balığı zıpkınlayabilenlere ödüller verildi. Plymouth Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan ve ortadan kaldırma projesini düzenlemeye yardım eden Periklis Kleitou şöyle diyor:
Bu plan, önümüzdeki iki yıl boyunca benzer avların ayda iki kere meydana gelmesi için. Yerli balıkçıları ve dalgıçları da ava dahil etmek istiyoruz. Aslan balığının doğal düşmanlarının bulunmaması bir yana, laboratuvarda yapılan kesimler sonucunda türün yırtıcı bir iştaha da sahip olduğunu gösterdik. Her şeyi yiyorlar. Bu yayılan türü avlamak, sayılarını azaltmak ve deniz korumalı alanların canlılığını sağlamak için etkili olan tek yol.
Sadece ortadan kaldırma harekatı değil, gözetim platformları da Avrupa Birliği'nin finanse edilmiş planının bir parçası olarak aslan balığını gözlemlemek için geliştiriliyordu. Kleitou şöyle diyor:
Bu bölgesel bir problem ve sezgilerimiz ve bilgilerimiz çevredeki ülkelere aktarılacak ve çoğaltılacaktır.
Küresel ısınma ve deniz sıcaklıklarındaki artış yayılmayı arttırdı. Hall-Spencer ve Limassol Deniz & Çevre Araştırmaları Laboratuvar Merkezi tarafından derlenen bir rapor, Hint-Pasifik türlerinin Kıbrıs'ın neredeyse tüm güneydoğu kıyısını kontrol altına aldığını kayıt etmişti. Raporda şöyle diyor:
Kolonizasyon, sadece bir yıl içinde, deniz yüzeyinin ısınmasının da yardımıyla mümkün oldu.
Ama bilim insanları, Süveyş Kanalı'nı genişletme çalışmalarının zehirli balıkları asıl yaşam alanlarından göç etmesini sağlamasının da büyük bir role sahip olduğunu düşünüyor. Dünya'nın en önemli su yollarından biri olan bu kanal, üç yıl önce normalden daha büyük yükü olan gemilerin geçmesi için genişletilmiş ve derinleştirilmişti. Hall-Spencer şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu harcanacak para ve zamanı kurtarsa da, biyogüvenlik hesaplamaları olmadan yapmak delilikti. Okyanuslardan istilacı ve zararlı türler Akdeniz'e kesik bir atardamar gibi akıyor.
Aslan balıkları, bu kadar obur ve usta avcılar oldukları için deniz ekolojisine bu derecede etki eden en büyük suçlulardır. Çevre gözlemcileri istilacı türlerin,küresel biyoçeşitliliğe zarar veren beş büyük sebepten biri olduğunu söylüyor. Batı Atlantik'te mercan resif balıklarının %65 oranında azalması aslan balıklarıyla bağdaştırılıyor. Bu türün, Mercan resiflerinin istilası, diğer balık nüfusunun azalması ve büyük ekolojik hasara sebep olmasıyla suçlandığı yer olan Caribbean'da avlanmaların yüksek derecede etkili olduğu kanıtlandı. Hall-Spencer şöyle diyor:
Sanırım, bu sularda onların kökünü tamamen kurutma şansını kaybettik çünkü deniz ısındıkça yayılacaklar.
Ama uyardı: Her şey yitirilmiş değil. Özellikle deniz korumalı alanlarda nüfusu kontrol etmek için hala vakit var. Hatta daha iyisi aslan balıkları iyi bir iş olabilir. Şöyle diyerek takılıyor:
Tüm bunların içinde, hala bir umut ışığı var. Çünkü oldukça dolu ete sahip bir tür ve harika bir tadı var. Aslan balığını akşam yemeklerimize sokacak özel bir pazar mutlaka vardır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:29:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/640
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Guardian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.