Kayıp, Yas ve Ölümün Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Olmak ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu!
İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük farklarından birisi ölümlü olduğunun farkında olduğu söylenir. Ölümün evrimsel açıdan büyük bir öneme sahip olduğu ve bir çok hayvanın ölüm konseptini kavradığına ve yas tuttuğuna dair bir çok gözlem yapılmıştır. Ancak insanın ölüm karşısındaki tepkisinin diğer canlılara kıyasla çok daha şiddetli olduğu bariz.
Klinik psikolog Dr. Therese A. Rando, yas tutmayı, "hayatta kalan bireyin yeni duruma uyum sağlama süreci" olarak tanımlamıştır.
Yas, aynı zamanda çok boyutlu bir kavram. Fiziksel, davranışsal ve manevi boyutlara ek olarak bilişsel, duygusal, kültürel ve sosyal değişimin düzenlendiği bir süreç...
Akut Yas
Kayıp sonrası ilk döneme akut yas denir. Bu süreç içerisinde bir çok belirti gözlenebilir. Somatik ağrılar, bulantı, tükenmişlik, yorgunluk, içe kapanma, hiperaktivite, muhtaç davranışlar, üzüntü, sinir, asabiyet, duyarsızlık, tekrar eden rüyalar, sürekli kaybedilen kişiyi düşünme, hissetme yaygın olarak rastlanabilir. Araştırmalar, belirtilerin kişiden kişiye bağımsız bir şekilde değiştiğini gösteriyor. Yas sürecini rahat atlatmak neredeyse mümkün değil. Mesela, nefret edilen birinin ardından bile yas tutulması çok yaygın!
Yapılan epidemiyoloji araştırmalarına göre sevdiklerini kaybeden kadınlar, erkeklere oranla daha ağır bir yas dönemi geçiriyorlar. Yaşlılar, gençlere oranla yas dönemini hem fiziksel, hem de psikolojik olarak daha hafif atlatıyorlar. Bazı araştırmalar özellikle dulların yas süresince intihar ve doğal yollardan ölümlerin arttığını kayda geçirmişler. Yasın ilk altı ile on iki aylık bölümünde intihar riskinin yüksek olduğu biliniyor.
Akut yas doğal bir reaksiyon. Belirti şiddeti, uzunluğu ve güçlüğü kişiden kişiye değişebilir. Araştırmalar akut yas süresince sosyal desteğin en önemli etkenlerden biri olduğunu gösteriyor. Akut yas süresince terapinin etkin olmadığına dair kuvvetli bulgular var. Dünya Sağlık Örgütü, kayıp sonrası ilk altı ay süresince psikoterapi uygulanmaması ve benzodiazepin benzeri ilaçların tedavi için kullanılmaması gerektiğini tavsiye ediyor.
Komplike / Uzamış Yas
Cinayet, intihar, çocuk ölümü, kaza, toplu ölümler, zamansız ölüm gibi vakalarda sonucu olağan hayata yeniden entegrasyonun başarısız olduğu durumlara komplike (uzamış) yas deniyor.
Sosyal kabul, ölüm öncesi devamlı bakım, sosyal destek, bakıcıların tavrı, travmatik ölüm şekli, beklenti, umut, umutsuzluk ve savunma mekanizmaları komplike yası etkileyebiliyor. Komplike yas, genel olarak hayata karşı ilginin kesilmesi, ölen kişiye karşı yoğun hasret, hatıralardan kaçınma, zihnin devamlı meşgul olması, ölüm korkusu olarak gibi belirtiler olarak gözleniyor.
Komplike Yas sadece varoluşsal özlemin ötesinde bir durum. Genellikle ölümün mantıkla açıklanamadığı durumlarda ortaya çıkıyor. Özge Enez'in 2018 yılında yayınladığı sistematik incelemeye göre her yüz kişiden yedisinin patolojik belirtiler göstermekte ve vakaların üçte biri destek almadan iyileşmektedir.
Ölüm ve yas acıya neden oluyor. Acı aynı zamanda iyileşmenin başladığına dair bir gösterge. Özellikle komplike yasın muazzam bir strese neden olduğu biliniyor. Çocuğunuzu, eşinizi, en yakın arkadaşınızı kaybettiğinizi düşünebilir misiniz? Bu tür durumlarda varsayıldığının aksine acının zamanla azaldığına dair bir veri yok. Ancak, kişi zamanla kayba anlam yüklemeye hayatı bir adım öteye taşıyabilmeyi öğreniyor.
Travma Sonrası Stress Bozukluğu
Her ölümün travmatik olduğu tartışılabilir. Özellikle hayati tehlikenin bulunduğu durumlarda ölüm ciddi fizyolojik ve fiziksel stress yaratabilir. Bu tür durumlarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu ortaya çıkabilir. Konu hakkında daha fazla bilgi almak için makalemize buradan ulaşabilirsiniz. Travma Sonrası Stres Bozukluğu genel olarak yas sürecine engel olduğu düşünülmektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yas Modelleri
Doğrusal Model: Yasın Beş Evresi
Elisabeth Kübler-Ross tarafından geliştirilen yasın beş evresi modeli dünya çapında bilinmektedir. İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme evrelerinden geçerek yasın tamamladığı varsayılır.
Doğrusal model, her ne kadar popüler olsa da, araştırmacılar tarafından ağır bir şekilde eleştirilmektedir. Bu yüzden yasın beş evresinden detaylı olarak bahsetmeyeceğiz. Çünkü bu model psikoterapi literatüründe yas sürecini basite indirgediği düşünülmektedir.
Doğrusal model eleştirilerinden bazıları sosyal ve kültürel bağlamların yokluğu, evreler arasında doğrusal bir hiyerarşinin bulunmaması, ikincil stres yükleyicilerinden bahsetmemesi olarak gösterilebilir.
İkili İşlem Modeli
Margaret Stroebe ve Henk Schut tarafından geliştirilen ikili işlem modeli kayıp ve iyileşme yönelimi olarak iki durumdan bahsetmektedir. Günümüzde yas danışmanları arasında en çok kullanılan modellerden biridir.
- Kayıp yönelimi: yas, hatıra, rüyalar, kırılan bağlar, ölen kişinin yer değiştirmesi, değişime karşı inkar ve öfke gibi belirtileri kapsar.
- İyileşme yönelimi: yeni adımlar, değişim çabası, yeni roller, yeni kimlikler, başka konulara odaklanma, kayba karşı inkar ve öfke gibi belirtileri kapsar.
İkili işlem modeli, kayıp ve iyileşme yönelimleri arasında denge kurulması gerektiğinden bahsetmektedir. En kolay çocuklarda gözlenebilir. Ağlayan bir çocuk, birkaç dakika içerisinde arkadaşlarıyla gülüp oynayabilir. Bu durum, çocuğun yas tutmadığı anlamına gelmez. Aksine, dirençli olduğunu gösterir.
Farz Edilen Dünya Modeli
İnsan sosyal bir canlı olarak varsayımlar ile hayatına yön verir, bu süreç evrimsel bir adaptasyonun bir parçasıdır. Colin Murray Parkes'ın geliştirdiği bu modele göre ölüm, farz edilen dünyayı alt üst etmektedir. Yas, kurulan yeni bağlar, sosyal çevre ve şartlara adaptasyon süreci olarak tanımlanmıştır. Farz edilen dünya modeli bağlanma teorisini aktif olarak kullanır. Ani ve şiddetli değişim güvensiz bir bağlanmaya yol açabilir. Mesela, babasını kaybeden bir yetişkinin yeni sorumluluklar üstlenmek zorunda kalması, aile fertleri ile kurduğu bağların kırılıp yeniden kurulmasını gerektirebilir.
Thomas Attig, farz edilen dünya modelini anlam yüklenme kavramıyla birleştirmiştir. Attig'e göre akla mantığa yatmayan ölüm kavramı beyinden çıkıp, metaforik kalbe yerleşmesi gerekmektedir. Araştırmalar kayba anlam yüklemeyi başaran kişilerin yas sürecini daha az stres ile atlattığını göstermektedir.
Devam Eden Bağlar Kavramı
Klass, Silverman ve Nickman tarafından ortaya çıkan devam eden bağlar kavramı kaybedilen ile yas tutan arasında ölümden sonra bir bağ kurulabileceğinden bahsetmektedir. Rüya görmek, ölen kişi ile konuşmak, mezar ziyaretleri, izlendiğini yada korunduğu düşünmek, kişisel eşyaları saklamak gibi davranışlar devam eden bağlar kavramının bir parçasıdır.
Devam eden bağlar ortaya çıkana kadar ölüm sonrası kurulan bağların patolojik olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni model bu ilişkinin sabit olmadığını her ilişki gibi gelişebilir olduğunu gösterdi. Mesela, sekiz yaşında annesini kaybeden bir genç kız, yirmi, otuz ve altmış yaşlarında anne ile ilişkisini daha farklı görür. Yas danışmanları, devam eden bağlar kavramını danışanlarına tavsiye etmek isteyebilirler. Çünkü burada bahsettiğimiz her kavram gibi, olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilir.
Nasıl Davranmalıyız?
Ölüm, kaçınılmaz bir gerçek. Akut Yas süresince birçok farklı reaksiyonu gözlemleyebilirsiniz. Ağlamak, başka bir konuya odaklanmaya çalışmak, hiperaktif bir şekilde cenaze işleri ile uğraşmak, hatta kahkahalar atmak bile yasın bir parçası olabilir. Gözyaşı dökmemek, kişinin yas tutmadığı üzülmediği manasına gelmez.
Kaybı takip eden ilk kırk gün boyunca ağlamak, normal karşılanabilir. Ancak, yas sürecinin bir reçetesi yoktur. Seneler sonra bile gözyaşı dökülebilir. Bu durum, komplike yas manasına gelmez. Hekim tavsiyesi dışında herhangi bir sakinleştirici ilaç kullanılmamalıdır.
Maneviyat, çoğu insanın olaylara bir anlam yüklemesine yardımcı olmaktadır. Cenaze töreni, dini ritüeller, merhum adına yapılan yardımlar, ölüme bir anlam yüklenmesi açısından yardımcı olabilir.
İkili işlem modelinin bahsettiği iki mod arasında salınım iyileşmenin bir göstergesidir. Bu süreçte zorlama yapılmamalıdır. O an ne hissedilmesi gerektiğini dikte etmek negatif bir etki yaratmaktadır. Mesela, eşini kaybeden bir kişi üç gün sonra aklını dağıtmak için işine geri dönmek isteyebilir. Sağlıklı olan iki mod arasında geçişler yapabilmektir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi kaçınma davranışlarıdır. "Üzülme, ağlama, kafana takma, her şey zamanla daha iyi olacak" gibi telkinler işe yaramayacaktır. Aksine, yas tutan kişiyi dinlemek en büyük destektir.
Ülkemizde yapılan en büyük yanlışlardan bir tanesi ise, merhum hakkında konuşmaktan kaçınmaktır. Yas tutan kişiye her ne kadar acı verse de merhum hakkında konuşulması tedavi edici bir etki yaratmaktadır. Tıpkı davranışçı bilişsel terapinin teşhir tedavisi gibi merhum hakkında rahatça konuşabilmek, hatırlamak, varlığa anlam katabilmek açısından önemlidir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 11
- 6
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- T. A. Rando. (1993). Treatment Of Complicated Mourning. Yayınevi: Research Press.
- S. Mughal, et al. Grief Reaction. (21 Kasım 2019). Alındığı Yer: ncbi | Arşiv Bağlantısı
- M. Osterweis. (1984). Bereavement: Reactions, Consequences, And Care.. Yayınevi: National Academies Press.
- T. Wa, et al. (2013). Management Of Acute Stress, Ptsd, And Bereavement: Who Recommendations. JAMA, sf: 477*478. | Arşiv Bağlantısı
- C. Hall. Beyond Kübler-Ross: Recent Developments In Our Understanding Of Grief And Bereavement. (21 Kasım 2011). Alındığı Tarih: 28 Mart 2020. Alındığı Yer: Australian Psychological Society | Arşiv Bağlantısı
- Ö. Enez. (2018). Complicated Grief: Epidemiology, Clinical Features, Assessment, And Diagnosis.. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, sf: 279-289. | Arşiv Bağlantısı
- E. K. Ross, et al. (2005). On Grief And Grieving: Finding The Meaning Of Grief Through The Five Stages .... ISBN: 0743274504, 97807432. Yayınevi: Simon and Schuster.
- M. Stroebe, et al. (2017). Cautioning Health-Care Professionals. Sage Publications, sf: 455-473. | Arşiv Bağlantısı
- M. Stroebe, et al. (1999). The Dual Process Model Of Coping With Bereavement: Rationale And Description. Death Studies, sf: 197-224. | Arşiv Bağlantısı
- C. M. Parkes. (2010). Bereavement As A Psychosocial Transition: Processes Of Adaptation To Change. Journal of Social Issues, sf: 53-65q. | Arşiv Bağlantısı
- T. Attig. (2004). Disenfranchised Grief Revisited: Discounting Hope And Love. sage Journals, sf: 385-393. | Arşiv Bağlantısı
- D. Klass. (1996). Continuing Bonds: New Understandings Of Grief (Death Education, Aging And Health Care). ISBN: 1560323396. Yayınevi: Routledge.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:33:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8412
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.