Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Bakteriler
Yağ
Biyocoğrafya
Kuantum
Bilim
Doku
Beyin
Deniz
Yıldız
Ay Görevleri
Homo Sapiens
Grup
Anatomi
İklim
İnsanlar
Ağız
Yılan
Küresel Salgın
Bağışıklık
Afrika
Karbon
Balina
Hafıza
Yangın
Hidrojen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Blog Yazısı
Ahmet Kandıralı
Blog Yazarı 2 saat önce 2 dk.

Evrim, canlıların zamanla değişim geçirdiğini ve bu değişimlerin doğal seçilim gibi mekanizmalarla şekillendiğini savunan bilimsel bir teoridir. Bugün biyoloji biliminin temel taşlarından biri olarak kabul edilen evrim, genetik, fosil kayıtları, karşılaştırmalı anatomi ve embriyoloji gibi birçok farklı bilimsel alan tarafından desteklenmektedir. Peki, evrim teorisi bir Müslüman için kabul edilebilir mi? İslamiyet ile çelişir mi? Bu soruya cevap vermeden önce hem bilimin hem de dinin doğasını anlamak gerekir.

İslamiyet, insanlara düşünmeyi, sorgulamayı ve doğayı gözlemlemeyi tavsiye eder. Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette insanlara gökleri, yeri, canlıları incelemeleri ve Allah’ın yaratışındaki hikmeti kavramaları öğütlenir. Örneğin, “De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, yaratılışın nasıl başladığını görün” (Ankebut, 20) ayeti, bilimsel araştırmayı teşvik eden bir mesaj taşır. Evrim teorisi de işte tam bu şekilde doğayı inceleyerek ortaya konmuş bir açıklamadır.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Ahmet Kandıralı
Blog Yazarı 4 saat önce 1 dk.

Dünyada söz sahibi olmanın yolu, sadece teknoloji üretmekten ya da ihracat yapmaktan geçmez. Bir milletin güçlü olması, içeride sağlam bir milli birlik, demir gibi bir disiplin ve sarsılmaz bir irade gerektirir. Bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu temel sorun; kimliksizlik, disiplinsizlik ve gevşek yönetim anlayışlarıdır.

Batı’nın bize dayattığı "bireycilik", "özgürlük" ve "sınır tanımazlık" anlayışı, toplumun köklerini oymaktadır. Bir toplum ancak ortak bir ideal, güçlü bir liderlik ve milli ruh etrafında birleştiğinde ayağa kalkabilir. Aksi halde, ne ekonomik kalkınma sağlanır ne de milli egemenlik korunabilir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 4 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Taner Öztürk tarafından sorulmuştur.

İçkin Ve Aşkın

İnsanlar evrime yön verebilir mi? Soru bu… Ancak bu gibi soruların her ne kadar bilimsel ve evrimsel temelde cevabı olsa da daha çok felsefi bir temelde ele alınması gerektiğini düşünenlerdenim.

Burada elbette bir bilimsel kriter, tespit veya açılıma gitme gibi bir niyetim yok. Sadece akıl yürütme üzerinden ve fakat bilimin temel ilkelerine de sadık kalarak bir açılıma gitmek isterim.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan evrime yön verebilir mi?

Bu soru ilk bakışta çok olağan ve mantığa uygun gelebilir. Fakat insanı tanımlamaya ve onun tür olarak evrimsel gelişimini sermeye başladığımız , hele ki evrimi layıkı ile ve kapsama alanı itibarı ile çerçevelemeye kalkıştığımız an; aslında evrim ve doğanın da ötesinde evren ve evreni kavrama aracımız olan bilimsel metodun kendisini rehber edindiğimizde, karşımıza çıkacak temel ayıraç, aynıları aynı yere, ayrıları ayrı yere konumlandırma ayıracıdır.

Bu temel ayıraç içkin ve aşkın kavramlarında varlığını ortaya koyar. İçkin; bir bütünün önemli, önemsiz parçası olup tek başına bütünü tarif etmeye muktedir olmayan, aşkın ise; o bütünün ötesine de sirayet edebilen ve alt kümesini kapsayandır.

Dolayısı ile türümüz, gezegenimiz ve gezegenimizin evrimsel süreci itibarı ile bu sürecin aşkını değil içkinidir. Ve dolayısı ile ne yaparsa yapsın, onu aşkın olan evrimin içindedir.

Tüm Reklamları Kapat

Evrimsel süreçleri görece etkiliyor, yönlendiriyor veya değiştiriyormuş gibi bir seyir izlemesi dahi türümüzün evrimsel sürecinin bir parçasıdır ve onu evrimin üstünde bir aşkın yapmaya muktedir değildir. Hala bu doğanın ve evrimin yasalarına tabidir ve evrime yönelik her tür müdahalesi yine ve yeniden onu var eden ve sürekli kılan doğanın insafına bağlıdır.

Bugün için buna nokta koymak basit bir meteora veya hali hazırda devam edegelen küresel ısınma gibi akla ziyan basitlikte bir iklimsel değişime bile bağlı olabilir. Dünyamızın eksen değişikliği, güneşimizin iç dinamiklerindeki değişim, galaksimizin devinimi, evrenimizin olası sürprizleri cabası…

Çok önemliyiz. O kadar çok önemli ve vazgeçilmeyiz ki; bir solucan kadar… İşte bunu bilince çıkarabildiğimiz an, kibrimizi aşıp, işte o an evrim bize şapka çıkarmayabilir fakat onunla aynı yolda buluşabiliriz… Fakat o güne kadar yaptığımız ve yapacağımız her şey, bana göre “kıçıyla inatlaşanın altına yapmasından ibaret olacak.”

Bu, türümüzün kültürel gelişmişlik seviyesinin evrimin işleyişine etki etmeyeceği anlamına gelmez. Ancak bu etki bir zamanlar dinozorların milyonlarca yıllık egemenliğinin etkisinden farklı ele alınamaz. Çünkü evrim bir sabit değil, aksine devinimin canlılığa izdüşümünün ta kendisidir ve sadece etkiyen değil etkilenendir de. Tıpkı evrenimizin, ihtiva ettiği her şeyin karşılıklı etkileşiminin ürünü ve ta kendisi oluşu gibi… Sevgiyle…

Kaynaklar

  1. Friedrich Engels. (2016). Doğanın Diyalektiği. Yayınevi: Yason Yayınları. sf: 356.
  2. Charles Darwin. (2016). İnsanın Türeyişi. Yayınevi: sol ve onur yayınları. sf: 292.
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
4 saat önce
Yine rahatsız edici bir düşünce aklıma geldi,uçup gitmesin diye yazayım dedim:Ya biz ölünce yok olmayacaksak,başka bir insan olarak tekrar doğacaksak...Fark etmemiz imkansız,sonsuza kadar gidebilir.Bilinç dediğimiz ne ki sonuçta?Ruhtan söz edemeyeceğimize göre...Ama düşününce biraz da saçma geliyor fakat böyle bir şey olsaydı,tıpkı ölüm gibi:Ne olduğunu anlayamazdık,sonsuzluk için üzülemezdik bile.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 5 saat önce Sen de Cevap Ver

Ürettiğimizin niteliği belirler!

Nicelik, bir şeyin sayısı, oranı, büyüklüğü vb. özellikleri ile ilgili iken; üretilenin niteliği üretim amacına işaret eder.

Atomun parçalanabileceği fikri devrim niteliğinde iken onun ürünü olan ve 2. Emperyalist paylaşım savaşında Hiroşima ile Nagazaki’ye atılan atom bombaları tam bir yıkım olarak tarihin kara sayfalarına geçti.

Tüm Reklamları Kapat

Bugün için korkarım ki genel yapay zeka buna namzet bir üretim.

Oysa üretimin temel mantığı ihtiyaçtır. Ne yazık ki egemen kapitalist sistemde, nice can pahasına kar amaçlı üretim yetmiyormuş gibi, bugün hegemonya için üretim, türümüzün sonunu dahi getirebilecek bir aşamaya evirilmiş durumda.

Dolayısı ile bizi asıl korkutması gereken şey üretilenin kendisi değil ne amaçla üretildiğidir. Ve bu korkunun dayandığı sistemin ne denli kabul gördüğüdür.

Oysa türümüz ortaklaşmacı ve üretimi fayda temelli ele alan bir tür. Doğamız da buna yatkın. Hal böyle iken, belki de asıl korkmamız gereken şey inanmadığımız halde basit, ilkel, geçici ve doğamıza denk düşmeyen menfaatler uğruna, böylesi yıkıcı ve geri bir sisteme ve bu sistemin idamesi için gönüllü veya değil , özüne yabancılaşmış birer nefer olarak sunduğumuz katkının ta kendisidir.

Tüm Reklamları Kapat

Böylesi bir dünya düzenine, değil yaratımız olan nesneler, kendi aklımız bile bize düşman kesilir ve adeta bindiğimiz dalı kesercesine yaratımımız olan her şey, ruhumuz bile duymadan gün gelir celladımıza dönüşüverir.

Bundan kaçınabilir miyiz? Elbette… Bedelini de ödemeyi göze alarak bulunduğumuz konum ne olursa olsun “rızam yoktur” diyebilmek. Gerisi kendiliğinden gelir ve her şey ileriye akar…Sevgiyle

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaşım
Sena Küçükkıvanç
Paylaşan 5 saat önce
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close