Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz?

İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz? Wikimedia Commons
Solda Cherry Kearton şempanze Toto'yla, sağda Bronislaw Malinowski Trobriand Adaları yerlileriyle.
9 dakika
2,629
Tüm Reklamları Kapat

Birtakım seçenekler arasından hangisinin insan olduğunu saptamak oldukça kolaydır. İki ayaklı, kürksüz, gözakı belirgin, çenesi kısa, elleri kullanışlı, yağ dokuları çıkıntılı, beyni iri olan seçenek insandır. Ne var ki bizi insan kılanın ne olduğunu açıklamak, neyin insan olduğunu saptamaktan çok daha zordur.

Bu zorluğun bir sebebi, saydığımız morfolojik karakteristiklerin hiçbirinin insana özgü olmamasıdır. Örneğin, horozlar da iki ayaklı ve filler de iri beyinlidir fakat ikisi de su götürmeyecek şekilde insan değildir. Diğer bir sebep de bu sorunun kültürel anlayış ve beklentilere tabi olmasıdır. Öyle ki kültürel anlayışlar bu soruyu yanıtlayan kişiyi kendi toplumunun terim ve temalarınca bir cevaba iterken kültürel beklentiler de kişiyi onu varoluşsal açıdan en çok tatmin ve teskin edecek cevaba yönlendirir. Örneğin; özgür iradeyi vurgulayan kültürlerde yetişmiş bireylerin insanın zekasını, namusu vurgulayan kültürlerde yetişmiş bireylerin de insanın toplumsallığını daha çok göz önünde bulundurması muhtemeldir.

İlginçtir ki, insanın ayrıksılığı üzerine pek çok düşünür ve önderin açıklamaları yüksek ses getirmişse de antropologların açıklamalarına pek az kulak verilmiştir. Bundan ötürü Calagno ve Fuentes, alanında tanınmış 13 antropologdan bizi insan kılanın ne olduğunu 800 kelimede açıklamalarını istediler. Diğerlerine de bu sorunun yöneltildiğinden haberi olmayan antopologlar soruyu arkeoloji, davranışsal ekoloji, genetik, sinirsel antropoloji, paleoantropoloji ve primatoloji gibi farklı disiplinlerin bakış açılarından ele aldılar. Yanıtlar türümüzün benzersiz olmayan ama oldukça belirleyici dört nicel ve dört nitel özelliğini bir araya getirdi.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Thomas Henry Huxley'nin Evidence as to Man's Place in Nature (1863) kitabından bir çizim
Thomas Henry Huxley'nin Evidence as to Man's Place in Nature (1863) kitabından bir çizim
Wikimedia Commons

Nicel Ayrıksılıklarımız

Eşduyum, başka bireylerin zihinlerinden geçenleri anlayabilme yetisidir. Seyfarth ve Cheney'e göre bu yeti insanların diğer türlere göre daha başarılı oldukları başlıca özellikler arasında yer alır. Örneğin, masada duran kahveye doğru uzandığınızda evcil kuşunuz kahveye uzandığınızı gözlemleyebilir fakat kahveyi istediğinizi düşünmez. Bunun sebebi "uzanmak" eyleminin uzamsal, "istemek" eyleminin zihinsel birer olgu olmasıdır. Fakat bu insan harici türlerin eşduyum yetilerinin hiç olmadığını göstermez. Örneğin, insan dışı primatlar da tıpkı insan çocukları gibi başkalarının isteklerini ve olası ardıl davranışlarını öngörebilir, ancak bu yetkinlikleri insanlarınki kadar karmaşık değildir.[2]

Seyfarth ve Cheney'e göre insanların bir diğer ayırıcı yönleriyse sesletim (İng: "Vocal Production") yetisidir. Aslına bakılırsa, öğrenilebilir ve değiştirilebilir sesli iletişim türler arasında yalnızca bazı kuş ve memelilerde mevcuttur.[3]

Sesli iletişim kuran memeliler arasında yer alan insanın gırtlağıysa diğer memelilerin gırtlaklarına kıyasla oldukça alçak bir konumdadır. Bu durum, ağızda dilin rahatça hareket edebileceği genişlikte bir boşluk bırakır. Böylelikle gırtlakta üretilen ses ağızda dil aracılığıyla geniş bir yelpazede şekillenebilir.[4]

İnsanların gırtlak, dil, damak, dudak gibi yapılardan meydana gelen ses aygıtı; 800'den fazla birim ses çıkarabilir ve dillerin birim ses sayıları 100'ü aşabilir. Oysaki yakın kuzenlerimizin oldukça sınırlı bir sesletim repertuvarı vardır. Örneğin şempanzeler uzun eğitimlerden geçseler bile bizim kolaylıkla çıkardığımız bu sesler arasından dört beş taneden fazlasını çıkaramazlar.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan ve şempanzenin karşılaştırmalı vokal anatomileri.
İnsan ve şempanzenin karşılaştırmalı vokal anatomileri.
Oxford University Press

Yansıtım (İng. "Imitation"), başka bireylerin tutum ve davranışlarını yineleyebilme yetisidir. Cartmill ve Brown'a göre bu yeti insanların diğer türlere göre başarılı oldukları başlıca yönler arasında yer alır. Papağangiller, kargagiller ve deniz memelileri taklit yetenekleriyle insana nispeten benzerlik gösterirler fakat insan harici kara memelileri bu konuda pek yetenekli değildir.

Yansıtım yetisi dil, sanat ve kültürün hemen hemen her bağlamında temel bir yer kaplar. Bunun sebebi öğrenmenin ve alıştırmanın yansıtım yetisiyle derinden ilişkili olmasıdır. Örneğin, bebeklerin konuşma öncesi çıkardıkları sesler bir yansıtım davranışıdır ve dil edinimi için gereklidir. Alet kullanımı, sözlü gelenekler, cinsiyet rolleri ve tapınma gibi kültürel davranışlar da bu yetinin kullanımını gerektirir.

Cartmill ve Brown'a göre insanların bir diğer başlıca ayırtıcı özelliği de izdüşüm (İng: "Projection") yetisidir. İzdüşüm; olay, olgu, ortam ve nesneleri başka bireylerin bakış açılarından görebilmektir. Örneğin, aşçılar müşterilerinin ne gibi tatlardan hoşlanacağını bildiği gibi tadımcı da aşçının müşterilerinin ne gibi tatlardan hoşlanacağını bildiğini bilir; üstelik aşçı tadımcının bu bilgisinin de bilincindedir. Bu şekilde arkadaşlarımızın, düşmanlarımızın, yırtıcıların ve avların dünyayı nasıl anladıklarını aklımızda canlandırabilmenin sağkalım avantajı çok yüksektir. Bu yeti bize aynı zamanda merhamet, acımasızlık, inanç ve haset gibi tutumları da sağlar. Eşlerimizi seçerken, niyet okurken, empati kurarken ve dedikodu yaparken izdüşüm yetimizi kullanırız.

Memeli beyinlerinin boyutça karşılaştırılması.
Memeli beyinlerinin boyutça karşılaştırılması.
Trends in Cognitive Sciences

Nicel Ayrıksılıklarımız

Ateşin pişirme amaçlı kullanımıyla sindirimin kolaylaştığı, bundan ötürü bağırsaklarımızın küçüldüğü ve bu sayede sindirimden artakalan enerjinin beyni besleyerek büyümesine katkıda bulunduğu düşünülür. Ne de olsa beynimiz vücut kütlemizin sadece %2'sini oluştururken vücut enerjimizin %20'sini tüketir. Bu varsayım Maliyetli Doku Hipotezi (İng: "Expensive-Tissue Hypothesis") olarak bilinir.[5]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

İlaveten, primatların sosyal sistemlerinin diğer canlıların sosyal sistemlerine kıyasla daha karmaşık olduğu gözlemlenir. İnsanlarda bu karmaşıklığın zaman içerisinde daha da artmasının daha geniş bir bilgi işlem kapasitesi gerektirmiş olduğu düşünülür. İnsan beyninin bu ihtiyacı karşılayacak şekilde gelişim gösterdiği varsayılır. Bu varsayımsa Sosyal Beyin Hipotezi (İng: "Social Brain Hypothesis") olarak bilinir.[6]

Beynimizin bu sosyal donanımı bize başka türlerde gözlemlenmeyen bir sosyallik türü sağlar. İnsan bireyleri toplumun çıkarlarını gözeten, özgecil davranışlarda bulunabilirler. Toplumcu davranış (İng: "Prosocial behavior") olarak bilinen bu özellik Cartmill ve Brown'a göre insanın ayrıksı yönlerindendir. İnsanların özgeciliği yemek ikramı gibi davranışlarda bebeklik çağından itibaren gözlemlenebilir.

Buna rağmen toplumcu davranış sürü davranışıyla karıştırılmamalıdır. Bir sürünün üyeleri kendi kişisel çıkarları için iş birliği içinde bulunurlarken toplumcu davranışta üyeler bağlı oldukları grubun sağkalımını gözetirler.

Toplumcu davranışın bir örneği de insan doğumunda gözlemlenir. İnsan doğumu şaşırtıcı derecede zahmetlidir ve hem anne hem de bebek için oldukça tehlikelidir. Bu duruma geleneksel olarak uyluk kemiklerimizin eğikliği ve kafatasımızın genişliği sebep gösterilir. Uyluk kemiklerimiz leğen kemiğimize dar bir açıda eklemlenir ve dolayısıyla dizlerimizi birbirlerine yaklaştıracak şekilde eğiktir. Bu eğiklik insan harici primatlarda mevcut değildir ve insanlara iki ayaklılığın getirdiği bir adaptasyondur. Bu adaptasyonun doğum kanalının girişini daraltarak bebeğin rahimden çıkışını meşakkatli bir süreç haline getirdiği düşünülür. İlaveten, irileşen beynimizin kafatasımızı büyüterek bebeğin rahimden çıkışını daha da zorlaştırdığı düşünülür.

Bu nedenlerle doğum insanlarda o kadar sancılı ve karmaşık bir hal almıştır ki doğum esnasında başka bireylerin duygusal ve tıbbi destekte bulunması mecburidir. Bununla birlikte, insandan başka doğum esnasında başka bireylerin yardımını gerektiren bir tür bilinmemektedir. Bu tuhaf handikabımız ebe zorunluluğu (İng: "obligate midwifery") olarak bilinir ve Rosenberg'e göre insanın en ayırtıcı yönlerindendir.

İşbirlikçi yetiştirimde bulunan bir aslan maymuncuğu (Leontopithecus rosalia) grubu.
İşbirlikçi yetiştirimde bulunan bir aslan maymuncuğu (Leontopithecus rosalia) grubu.
Wiley Online Library

İnsan bebeklerinin rahimden çıkışlarının zorluğunun insanlarda gebelik süresini kısalttığı düşünülür. Bebeklerin daha erken safhalarda doğumunun ise onları iyice bakıma muhtaç durumda bıraktığı, bu yüzden de başka bireylerin çocukların yetiştirilmesi için yardımda bulunması gerektiği varsayılır. Bu varsayım İşbirlikçi Yetiştirim Hipotezi (İng: "Cooperative Breeding Hypothesis") olarak adlandırılır.[7], [8]

Tüm Reklamları Kapat

Böylelikle, Hrdy'ye göre önemli bir ayrıksılığımız yardımcı ebeveynliktir (İng: "Alloparenting"). Aslına bakılırsa yardımcı ebeveynliğin çok kısıtlı biçimleri, insan harici primatlar arasında gözlemlenir. Ayrıca yardımcı ebeveynliğin atalarımızın savanna iklimindeki sağkalımı için özel bir önemi olduğu düşünülür.[9]

Hrdy'ye göre bu yetimiz 1.8 milyon yıldan beri uzamakta olan erginleşme süremiz ve büyüyen beynimizin de etkisiyle gelişmektedir. Hawkes ise bir tür yardımcı ebeveynlik olan "büyükanneliği" vurgular. Torunlarıyla daha yoğun ilgilenen büyükannelerin torunlarının daha sıklıkla yetişkinlik çağına ulaşabildiği varsayılır.

Toplumcu davranışa gücünü veren temel bir etmense simgesel davranıştır (İng: "Symbolic behaviour") ve Sussman'a göre en ayırıcı niteliğimizdir. Simgesel davranış, mevcut bulunmayan şeyleri mevcut bulunan şeylerle çağrıştırmaktır. Bulunulan ortamda bulunmayan gerçek ve hayali varlıklardan, geçmişten ve gelecekten bahsetme gibi bir sürü davranışımız başta dil olmak üzere sembolik iletişime dayalıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Konuşma ve alet kullanımında görev alan bilişsel mekanizmalar ve kortikal ağların benzerliğine dayanarak konuşma ve alet kullanımı arasında bir birlikte evrim ilişkisi olduğu düşünülür. Buna istinaden, dilin ortaya çıkışında önemli bir motivasyonun alet öğretimi olduğu varsayılır. Bu varsayım Teknolojik Dil Hipotezi (İng: "Technological Language Hypothesis") olarak bilinir.[10]

Bu hipotezin bir diğer versiyonu da alet kullanımının elleri meşgul ederek işaret dilinden konuşma diline geçilmesine sebep olduğu şeklindedir.[11]

Genel olarak dil, alet öğretimiyle birlikte kültürel aktarımın belkemiğidir.[12] Stiner ve Kuhn'a göre simgesel davranışlar arasından spesifik olarak dil yollu kültür aktarımı en ayırıcı özelliğimizdir. Birçok insan harici sosyal memeli ve kuş, bilgi gelenekleri oluşturur ancak onları dil yoluyla nesilden nesle aktarmaz. İnsanlarsa yalnız bunu yapmakla kalmayıp dil yoluyla masal, efsane, kimlik ve tapınma gibi inançsal gelenekleri de üretebilir ve aktarabilirler.

Dans eden iskeletler, "Ölüm Dansı".
Dans eden iskeletler, "Ölüm Dansı".
Wellcome Collection Gallery

Bilimsel Bir Olgudansa Platonik Bir Ülküden Bahsediyor Olabilir miyiz?

Daha önce belirttiğimiz gibi neyin insan olduğunu saptamak, bizi neyin insan kıldığını açıklamaktan çok daha kolaydır. Saptama söz konusu olduğunda morfoloji ve genler incelenir. Morfolojimizde iki ayaklılık, ellerimizin kullanışlılığı ve eşey ayrılığı gibi özelliklerimizi belirleyen çeşitli eklentiler bulunur. Genlerimizde de iskelet yapımız, beslenimsel repertuvarımız ve hastalıklara savunmasızlığımız gibi özelliklerimizi etkileyen çeşitli mutasyonlar bulunur.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Ne var ki, bunlar da tıpkı morfolojik karakteristiklerimiz gibi saptayıcı olsa da açıklayıcı değildir. Üstelik, şempanze ve insan genomu %99 aynıdır ve en yakın ortak atalarından beri yaklaşık olarak aynı miktarda değişim göstermişlerdir.[13]

Bundan dolayı, Pollard'a göre genetik bakımdan türümüzü diğerlerinden ayıran bir durum yoktur. İnsanı insan yapanın ne olduğu konusundaysa sindirim, doğum, beyin ve iskelet gibi biyolojik olgularla pişirme, ebelik, ebeveynlik ve söylence gibi kültürel olgular incelenir. Böylelikle insanın biyokültürel doğası, antropolojinin başlıca temaları arasına girer. Ne var ki bu yaklaşım bizi neyin insan kıldığı hususunda çok tatmin edici bulunmayabilir. Buna istinaden; Rosenberg'in ve Weiss'ın işaret ettiği üzere insanı tek bir özelliğe indirgemeye çalışmak, bilimsel geçerliliği olmayan Platonik bir ülkü olabilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
38
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 13
  • Muhteşem! 5
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ a b J. M. Calcagno, et al. (2012). What Makes Us Human? Answers From Evolutionary Anthropology. Wiley, sf: 182-194. doi: 10.1002/evan.21328. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ D. L. Cheney, et al. (2007). Baboon Metaphysics. Yayınevi: University of Chicago Press.
  • ^ R. M. Seyfarth, et al. (2010). Production, Usage, And Comprehension In Animal Vocalizations. Brain and Language, sf: 92-100. doi: 10.1016/j.bandl.2009.10.003. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ P. H. Lieberman, et al. (2006). Vocal Tract Limitations On The Vowel Repertoires Of Rhesus Monkey And Other Nonhuman Primates. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 1185-1187. doi: 10.1126/science.164.3884.1185. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ L. C. Aiello, et al. (2002). The Expensive-Tissue Hypothesis: The Brain And The Digestive System In Human And Primate Evolution. University of Chicago Press, sf: 199-221. doi: 10.1086/204350. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ R. I. M. Dunbar. (1998). The Social Brain Hypothesis. Evolutionary Anthropology: Issues, News, and Reviews. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ M. H. Wolpoff. (1999). Paleoanthropology. Yayınevi: McGraw-Hill Humanities, Social Sciences & World Languages.
  • ^ J. M. Burkart, et al. (2009). Cooperative Breeding And Human Cognitive Evolution. Wiley, sf: 175-186. doi: 10.1002/evan.20222. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ S. B. Hrdy. (2009). Mothers And Others: The Evolutionary Origins Of Mutual Understanding. Yayınevi: Harvard University.
  • ^ D. Stout, et al. (2011). Stone Tools, Language And The Brain In Human Evolution. The Royal Society, sf: 75-87. doi: 10.1098/rstb.2011.0099. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ M. C. Corballis. (2009). The Evolution Of Language. Wiley, sf: 19-43. doi: 10.1111/j.1749-6632.2009.04423.x. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ M. C. Corballis. (2002). From Hand To Mouth: The Origins Of Language. Yayınevi: Princeton University Press.
  • ^ Nature. (2005). Initial Sequence Of The Chimpanzee Genome And Comparison With The Human Genome. Nature, sf: 69-87. doi: 10.1038/nature04072. | Arşiv Bağlantısı
Sıkça Sorulan Sorular

İnsanları diğer türlerden ayırt eden özellikler arasında iki ayak üzerinde durabilme, kürksüz olma, belirgin gözakları, kısa çene, kullanışlı eller, çıkıntılı yağ dokusu ve iri beyin bulunur.

İnsanları insan yapan şeyin ne olduğunu açıklamak zordur çünkü bu sorunun cevabı kültürel anlayışlara ve beklentilere bağlıdır. Her kültür, insanlığı tanımlayan özellikleri farklı şekillerde vurgular ve insan olmanın ne anlama geldiğini farklı şekillerde değerlendirir.

İnsanları diğer türlerden ayırt etmekte kullanılan morfolojik özellikler (iki ayaklılık, kürksüzlük, belirgin gözakları, kısa çene, kullanışlı eller, çıkıntılı yağ dokusu, iri beyin) insanlara özgü değildir. Örneğin, horozlar da iki ayaklı ve filler de iri beyinlidir, ancak insan olarak kabul edilmezler.

İnsanların eşduyum yetisi, diğer türlerden farklı olarak diğer bireylerin zihinlerinden geçenleri anlayabilme yetisidir. İnsanlar, başkalarının düşüncelerini ve niyetlerini anlama konusunda diğer türlere göre başarılıdır. Diğer primatlar benzer bir yeteneğe sahip olsa da insanların eşduyum yetisi daha gelişmiştir.

İnsanların yansıtım yetisi, dil, sanat, kültür ve öğrenme gibi birçok alanda önemli bir rol oynar. Yansıtım yetisi, başka bireylerin tutum ve davranışlarını taklit edebilme yeteneğidir. Bu yeti, alet kullanımı, sözlü gelenekler, cinsiyet rolleri ve sosyal davranışlar gibi kültürel özelliklerin gelişmesini sağlar.

Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/07/2024 02:37:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14434

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Elektrik
Bakteriler
Madde
Mucize
Doğal
Bebek
Sosyal
Eczacılık
Abd
Darwin
Kanat
Hayvan
İhtiyoloji
Mitler
Süt
Metabolizma
Küresel Isınma
Hindistan
Uzay
Hominid
Fizyoloji
Türkiye
Sars-Cov-2
Yaşamın Başlangıcı
Biyoteknoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Y. T. Kurşunlu, et al. İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz?. (28 Nisan 2023). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/14434
Kurşunlu, Y. T., Alparslan, E. (2023, April 28). İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz?. Evrim Ağacı. Retrieved July 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/14434
Y. T. Kurşunlu, et al. “İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 28 Apr. 2023, https://evrimagaci.org/s/14434.
Kurşunlu, Yasin Tuna. Alparslan, Eda. “İnsanı Diğer Türlerden Ayıran Nedir? İnsanı İnsan Yapan Şeyi Nasıl Bulabiliriz?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, April 28, 2023. https://evrimagaci.org/s/14434.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close