Histeri Nedir? Artık Geçersiz Bir Hastalık Olan Histerinin Kadın Rahmi ile İlişkisi Neydi?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
- Türkçe Adı Histeri
- İngilizce Adı Hysteria
- OrphaNet
Histeri (veya "isteri"), kontrol edilmesi güç bir duygu fazlalığı ve zihin/duygudurumun genellikle geçici olarak girdiği olağanüstü bir duruma işaret etmekte kullanılan, eskimiş bir terimdir.[1] Günümüzdeki hekimlerin ezici çoğunluğu, histeriyi gerçek bir tanı veya hastalık olarak görmemektedir.[2] Tarihsel olarak "histeri" altında kategorize edilen durumlar, günümüzde epilepsi, histrionik kişilik bozukluğu, konversiyon bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar gibi sayısız tıbbi kategoriye ayrılmıştır.[3]
19. yüzyılda histeri, sadece kadınlarda görülen ve teşhis edilebilir bir fiziksel hastalık olarak görülüyordu. Bu inanç, günümüzün cinsiyetçi algısının da parçalarından biri olarak, kadınların zihinsel ve davranışsal sorunlara daha yatkın olduğuna yönelik bir sanrıya dayanmaktaydı ve bu sanrı da kadınların strese karşı erkeklerden farklı bir tepki vermesiyle temellendirilmeye çalışılıyordu.[4] Buna bağlı olarak, kadınların evlenmek istememesi gibi yaşam tarzı seçimleri bile "psikolojik bozukluk" olarak görülüyordu. Bu hatalı inançlar birikerek, 20. yüzyılda histerinin bir "zihin hastalığı" olarak görülmeye başlanmasıyla sonuçlandı.[5] Özellikle de Sigmund Freud ve Jean-Martin Charcot gibi etkili isimler hastaları yardımıyla histeri üzerine çalışmalar yürüttüler.[6] 20. yüzyılın sonlarından itibaren bu hatalı yaklaşım tamamen terk edildi.
Histerinin günümüzde artık geçerli bir hastalık olmamasından ötürü, bu noktadan sonra vereceğimiz bilgiler, hastalığın geçmişte anlaşıldığı şekline yönelik olacaktır. Bunu vurgulamak adına, Hastalık Kataloğu şablonumuzun ara başlıkları "(Tarihi)" ön ekiyle pekiştirilecektir.
(Tarihi) Belirti ve Semptomlar
Histeri terimi yaklaşık iki bin yıldır kullanılmaktadır. Ancak karşıladığı anlam geniştir ve zamana göre birtakım farklılıklar içermektedir. Modern psikoloji ve psikiyatride histeri, en kaba tabirle kendini kaybetmeye (histerik) dayalı bir bozukluk olarak tanımlanır. Genellikle bu ruhsal bozukluk, bedensel semptomlarla kendisini gösterir.[7]
Britanyalı bir nörolog olan ve 1915 yılında ölen Gowers'a göre histeri, sinir sistemlerinin hastalıklı durumudur. Bu durum kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır.[8] Guze ve Perley ise, 1963’te histeriyi çoğunlukla kadınlarda görülen ve hayatın ilk zamanlarında başlayan bir sendrom olarak tanımlar. Bu sendromun semptomları, kendisini birçok farklı organda tekrar eder. Histeri aynı zamanda azalma olmadan uzun yıllar süren ciddi bir hastalıktır.[8] Histeri hastalığı, farklı coğrafyalara göre farklı isimler altında (örneğin "pibloktoq") incelenebilmektedir.
Histeri hastalığının ana semptomlar şunlardır:[9], [10], [11]
- Hastalık nöbetleri,
- Bilinçsiz durum,
- Kolay etkilenme (Kontrol edilebilir olma),
- Kasti olmayan görsel telkin,
- Taklit etme düşkünlüğü (görsel ve sese dayalı ifadeleri bazen bilinmeyen bir dil ile taklit etme).
- Hipnoz edilmeye karşı hassaslık,
- Geçici kehanet etme (sağ görülük),
- Kavgaya duyarlılık,
- Ürkeklik ve korku hissetme,
- Hüzünlü bir şekilde doğaçlama yapma,
- Uykudayken şarkı söyleme,
- Kasılma, ağrı,
- Epilepsiyi andıran durumlar,
- Melankolik ruh hali,
- İntihara meyil,
- Vajina kasılmaları,
- Erotik ifadelerin telaffuzu.
Görülebileceği gibi bu semptomlar fazlasıyla geneldir ve daha da önemlisi, coğrafyaya bağlı olarak histeriyle ilişkili semptomlar da farklılık göstermektedir.
(Tarihi) Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri
Histeriyle ilgili en önemli risk faktörünün "kadın olmak" olduğuna inanılmaktaydı. Ancak bunun ötesinde, histeri üzerinde coğrafi bir etki olduğu ve bu etkinin doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrıldığına da inanılmaktaydı. Doğrudan olanlar şunlardır:
- Sıcaklık,
- Kışların uzunluğu,
- Uzun günler ve geceler,
- Mevsimlerin monotonluğu,
- Yaz-kış arasındaki keskin zıtlıklar,
- Değişkenliğin az olması.
Doğrudan etkenlere bağlı olan dolaylı etkenler ise şunlardır:
- Yaşam tarzı,
- Çalışma koşulları,
- Yiyecek (Kısıtlı besin tedariki),
- Çevrenin tekdüzeliği,
- Bölgede yaşayan insan sayısının azlığı.
Örneğin Sibirya kışlarının uzun ve sert geçtiği bilinmektedir. Kış aylarının sıcaklığı yerleşik bölgelerde -16 derece ile -20 derece arasındadır. Yakut bölgesinde ocak ayında sıcaklık -40 dereceye kadar düşmektedir. Bu durum, bölgenin denizden uzaklığı ile açıklanmaktadır.[9] Buna bağlı olarak, Sibirya'ya özgü bir histeri türü olduğuna inanılmıştır. Buna, "Diğer Başlıklar" kısmında yer verilmiştir.
(Tarihi) Tedaviler veya İdare Yöntemleri
Histeri, kadınların bir zaafı olarak görüldüğü için, genellikle kadınlıkla ilişkilendirilen yöntemlerle çözülmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak, kadınlara şunların tavsiye edildiği görülmektedir:[12]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- Kocayla düzenli seks,
- Hamile kalma,
- Çocuk doğurma,
- "Paroksimal kasılmalar" (bugünkü adıyla "orgazm"),
- Dinlenme/istirahat.
Etimoloji
Histeri sözcüğünün kökeni, Yunancadaki "uterus" (yani "rahim") sözcüğünden gelmektedir. Histerinin en eski kaydı M.Ö. 1900 yılına kadar uzanır. Mısırlılar, tıbbi papirüslerde yetişkin kadınlar arasında "davranışsal anormallikler" kaydetmişlerdir. Mısırlılar, bu davranış bozukluklarını "vücut içinde serbestçe dolaşan bir rahme" bağlamışlardır ve bu nedenle bu hastalık "histeri" olarak adlandırılmıştır. Histeriyi tedavi etmek için Mısırlı doktorlar çeşitli ilaçlar yazmıştır: Örneğin doktorlar, rahmin uygun pozisyonuna dönmesini teşvik etmek için hastaların vulvalarına güçlü kokulu maddeler koyarlardı. Başka bir taktik, rahmi dişinin karnının alt kısmına kaçmaya teşvik etmek için tatsız otları koklamak veya yutmaktı.
Diğer Başlıklar
Sibirya Histerisi ve Nedenleri
Histerinin yayılması soğuk bölgelerden sıcak bölgelere doğrudur. Soğuk, insanları evlerinde tutar ve dışarı çıkışını engeller. Taze yiyeceklere ulaşamama ve hijyenik ortamdan mahrum kalınması yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Soğuk havalar, Kuzey Sibirya'da 8-9 ay sürmektedir. Ekimde her yer buzla kaplıdır. Gecelerin uzunluğu artar ve ciddi soğuklar baş gösterir. Soğuklar Ocak ve Şubat ayında maksimum seviyeye ulaşıyor. Karanlık, soğuk ve ölümcül sessizlik her yere ulaşır. Hatta rüzgarlar bile sessizliğe gömülür. Yaz ise temmuzda başlayıp ağustos ortasında sona erer.[9]
Okyanus donması ve deniz hayvanlarının göç etmesiyle birlikte Eskimolar bilinçsiz bir şekilde karamsarlık, umutsuzluk ve ölüm anlamına gelen açlık çekerlar. İnuitleri ziyaret etmiş kimselerin yazmış oldukları kitaplardaki en ilginç nokta şudur: "Sonbaharda ve zirvesine ulaştığı ekim ayında, İnuitler arasındaki genel karamsarlık ve depresyon vardı." Whitney'e göre İnuitler arasındaki genel melankoli ekim ayında yaşanan önemli avlanamama riski yüzünden daha da kötüleşmektedir.[13] Bütün bu etkiler yerliler arasında sinirsel bozuklukların ve hastalıkların oranını arttırmaktadır.[9]
Sibirya Histerisi, genellikle kuzeydoğu bölgelerinde, en sık ise, Okhotsk ve Yakut bölgesinde görülür. Güneye doğru inilince hastalığın görülme vakaları azalmaktadır. Ancak bireysel vakalar Sibirya'nın her yerinde görülmektedir. Histeri, her yerde aynı şekilde gelişmemiştir. Dağılımdaki bu eşitsizlik toplumdan topluma hatta aynı toplum içerisindeki insandan insana farklılık arz edebilir. Ancak seyyahların neredeyse tamamı histerinin bilhassa şaman olmaya hazırlanan genç erkeklerde sık görüldüğünü ifade etmesine karşın özellikle kadınlarda görüldüğünü söylemektedir.[9]
Sibirya yerlilerinin duygudurumu da çevre türüne göre ziyadesiyle karışıktır. Yerliler bazen hüzünlü ve kasvetli bir ruh halinde olurlar. Bu durum ise onlarda sık sık intihara neden olur. Bir Sibirya halkı olan Cukçileri ziyaret eden ve onlar hakkında yazılar yazan W. Borgoras arktik histeriyi şöyle tanımlar:
Birisi tarafından çıkartılan sesleri ve yapılan davranışları kontrol edilemez bir şekilde taklit etme arzusudur.
Sibirya histerisinin nedenleri dört kısma ayrılmaktadır:
- Yerlilerin ifadeleri (yani kötü ruhların insanlar üzerindeki etkisi),
- Miras kalma,
- Etnik farklılıklar,
- Coğrafi çevre.
Bu nedenler arasında araştırmacılar tarafından en dikkate alınanı ise, yaşanılan coğrafi çevredir.[9]
Pibloktoq
Pibloktoq'un kelime anlamı, Eskimolar da özel kültürel bir histerik reaksiyondur. Özellikle kadınlar, bir bellek kaybını takiben mantıksız ve tehlikeli davranışlar sergileyebilir. Pibloktoq, Eskimo kadınının kişiliğinin baskılanması ile bağlantılı olabilir.[14]
Pibloktoq üzerine medikal ve bilimsel söylemler genellikle birkaç kategoriye ayrılır:
- Psikanalisttik yaklaşım, davranışlar üzerine kişisel gelişmeye odaklanır.
- Çevresel yaklaşımlar, iklimi, soğuğu, ışığı ve bunlarla ilgili faktörleri vurgular.
- Besinsel yaklaşımlar, mineraller, vitaminler ya da yetersiz beslenme üzerinde durur.
- İnterdisipliner yaklaşım, olası çevre, psikoloji, biyoloji ve kültürel faktörler üzerinde durur.
Pibloktoq, çok sık bir şekilde güneşin ortadan kaybolduğu ekim ayında meydana gelmektedir. Bu ay, Şamanist faaliyetlerin canlandığı aydır. Kimi araştırmacılar tarafından sonbahar histerisinin, Şamanizm'e ait uygulamalarla yakın bir ilişkide olduğu söylenir.[13]
Seyyah, Doktor ve Sürgünlerin Şahit Oldukları Histeri Vakaları
1883-87 yıllarında Sibirya'nın Amur ve Yakut bölgesine birçok gezi düzenlemiş Rus coğrafyacı R. Maack özetle şunları söyler: Sinir bozukluklarına karşı savunmasız olan bir kişi kolaylıkla hastalık nöbeti geçirebilir. Bazı durumlarda aniden ağlama krizlerine girebilir veya bağırabilir. Çevresindeki kişi ve hayvanları taklit edebilir. Bazen de toplum tarafından müstehcen olarak karşılanan davranışlar sergileyebilir. Bu nöbet, iniltiler ve iç çekmelerle başlar. Yavaş yavaş hıçkırıklara ve ağlamaya dönüşür. Nöbet, kimi zaman aniden kesilebilir ve kişi normal haline dönebilir.[9]
12 yılını bir sürgün olarak Yakutlar arasında geçiren Sieroszewski'ye göre, Kuzey'de histeriye yakalanmış birçok kadın vardır. Bu hastalık davranış/konuşma tuhaflığıyla ilişkilidir. Hastalık kendisini karşı koyulmaz bir taklit etme eğilimi ile ifade eder. Duyduğu sesleri bilinçsiz bir şekilde ifade eder. Kişi kendi kontrolünü kaybeder ve söylenen her şeyi yapmaya başlar.[9]
Politik bir sürgün olarak yıllarını Asya'nın kuzeyinde geçirmiş olan W. Yochelson'a göre Yukaghirler genelde neşeli insanlardır. Onlardan birisi dans ettiğinde yaşlı, kadın, hasta, çocuk hepsi ona katılır. Arktik histeriden mustarip olanlar, telkin edilmeye müsaittirler.[9]
- Dış Sitelerde Paylaş
1900 yılında Asya'nın kuzey doğusuna giden doktor N. Slunin şunları söyler:[9]
Sinir sisteminin değişkenliği bölgenin karakteristik özelliğiydi. Aynı zamanda sinirsel nöbetlerle bağlantılıydı. Böyle bir hastalığın ilk işareti, ciddi baş ağrılarıydı. Kişi ormana doğru koşuyor, tundrada zıplıyor, dağlara tırmanıyor rahatlama arayışında bazen intihar ettiği de oluyordu. Histerinin bütün türleri yerliler arasında çok yaygındı. Bazen bir epidemiye dönüşüyordu. Mutlu bir ailede birisi ağlamaya başladığında diğerleri de onu taklit ediyordu. Bütün bir kulübe ağlama sesleriyle doluyordu. İnsanlarda karın ağrısını andıran hareketler, aşırı heyecan ve bilinç kaybı görülüyordu
Histeri ve Şamanizm
Bizim bu yazımızda belirttiğimiz Histeri analizleri ve semptomlarına dair açıklamalar ile özet olarak aktardığımız Şaman ayinlerinde Şaman'ın davranışları arasında bazı benzerlikler gözükmektedir. Bizim dikkatimizi çeken ilk benzerlik, Şaman'ın ayin esnasında ruhlarla olduğu düşünülen tuhaf bir dille konuşma tarzıdır. Aynı şekilde histeri hastalığından mustarip olan kişilerin bazı sözleri, etrafındaki insanlar tarafından anlaşılamamaktadır. Diğer bir benzerlik, histerinin semptomlarından bir diğeri olan, kişinin karşı koyulamaz bir şekilde taklit etme takıntısında kendisini göstermektedir. İlk verilen ayin örneğinde şaman, ayinin bir yerinde sanki kendisi bir kazmış gibi hareketler sergilemekte ve bir kazın çıkardığı sesleri taklit etme çabasına girişmektedir. Bunu yaparken ki en büyük amaçlarından bir tanesi de kendisini etrafındakilere inandırma kaygısıdır.
Dikkatimizi çeken başka bir benzerlik, hastalığa karşı yapılan ayin esnasında şamanın yaşadığı ani duygu değişimleridir. Şaman, hareketsiz bir şekilde dururken birden neşeli bir biçimde dans etmeye ve ilahiler okumaya başlar. Korku ve ürkeklik hissetme de histeriyi andıran semptomlardan bir tanesidir. Özellikle ikinci olarak aktarılan ayinde şaman, ruhların gelmesiyle birlikte korkudan bayılır. Şamanın kehanet edebilmesi de histeri semptomları arasında görülmektedir. Özellikle Tanrı Ülgen'in katına çıkan şaman, gelecek yılın ekinlerinin durumunu, hava olaylarını vs. sormakta ve Tanrı’dan aldığı cevap üzerine etrafındakilere gelecek seneler ile ilgili tahminlerde bulunmaktadır. Belki de histeri ile şaman davranışları arasındaki en önemli benzerlik, şamanın bilinçsiz bir duruma sürüklenmesidir. Özellikle ayinlerin çeşitli evrelerinde şamanlar birden bayılırlar ve aniden ayağa kalkarak ayine kaldıkları yerden devam ederler.
Dışarıdan bir göz için histerik bir hasta ile şamanın anlamsızmış gibi görünen davranışları (kendini doğaya atma, ağaca veya dağa tırmanma, sebepsiz yere koşma) o hasta veya şaman için derin bir anlamı olabilir. Burada şamanın insanları çeşitli sebeplerle kandırmak için numara yapıp yapmadığını belki hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğimizi ifade etmeliyiz. Ancak bazı histeri semptomları ile şaman davranışları arasında bir benzerlik olduğunu da yadsınamayacak bir gerçek olarak kabul etmeliyiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ TheFreeDictionary. Hysteria. Alındığı Tarih: 1 Ekim 2022. Alındığı Yer: TheFreeDictionary | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Slater. (1965). Diagnosis Of "Hysteria". British Medical Journal, sf: 1395-99. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Novakovsky. (2006). Arctic Or Siberian Hysteria As A Reflex Of The Geographic Environment. Ecological Society Of America, sf: 113-127. doi: 10.2307/1929009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Dick. (2014). "Pibloktoq"(Arctic Hysteria): A Construction Of European-İnuit Relation?. Arctic Antropology, sf: 1-42. | Arşiv Bağlantısı
- ^ TheFreeDictionary. Pibloktoq. Alındığı Tarih: 1 Ekim 2022. Alındığı Yer: TheFreeDictionary | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. O. Davletov. (2021). Hakas Türklerinde Şamanizm Ve Ölüm. ISBN: 9786254081804. Yayınevi: Ötüken Yayınları. sf: 35.
- ^ A. İnan. (1972). Tarihte Ve Bugün Şamanizm. Yayınevi: Türk Tarih Kurumu. sf: 114-116.
- ^ a b W. Radloff. (2008). Türklük Ve Şamanlık. Yayınevi: Örgün Yayınevi. sf: 90.
- ^ a b c d e f g h i j J. Campbell. (1960). The Masks Of God: Primitive Mythology. Yayınevi: Secker&Worburg. sf: 265.
- ^ M. Eliade. (2012). Recent Works On Shamanism A Review Article. History Of Religions, sf: 152-186. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Çoruhlu. (2020). Türk Mitolojisinin Ana Hatları. Yayınevi: Ötüken Neşriyat. sf: 27.
- ^ J. P. Roux. (2011). Eski Türk Mitolojisi. Yayınevi: Bilgesu Yayıncılık. sf: 117.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 06:04:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12563
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.