Hayvanlar Depremleri Önceden Hissedebilir mi?
Uzak ihtimal, ama yine de çok küçük de olsa olasılık deryası içinde. - F.W. Mulder, "The Jersey Devil" bölümünden (1993)
Modern teknoloji çerçevesinde bir depremi 7-8 saniye öncesinden daha erken tespit etmek mümkün değildir. Ancak belirli hayvanların, belirli duyuları, belirli sinyallere karşı insanların duyu organlarından daha hassas olduğu için, hayvanların depremlerin çevrede yarattığı kısa ve orta vadeli değişimleri insanlardan daha erken tespit etme ihtimali bulunmaktadır. Ancak halk arasındaki tüm anekdotal anlatımlara rağmen bu ihtimal, modern veriler ışığında oldukça düşük gözükmektedir.
Bilimsel şüphecilik sınırları dahilinde, örneğin köpekler, sürüngenler ve böcekler gibi hayvanların, depremden önce meydana gelen öncü şokları (öncül depremleri) hissedebileceği düşünülebilir. Benzer şekilde, tıpkı teknolojik erken uyarı sistemlerinde olduğu gibi, depremlerde açığa çıkan öncü P-dalgalarını insanlar hissedemese bile belki bazı hayvanlar hissedebilirler. Ancak bu tür bir "erken uyarı", ancak ve ancak depremden sadece birkaç saniye öncesinde hayvan davranışlarına yansıyacaktır. Halk arasındaki anekdotlar ise, depremden dakikalar, hatta saatler ve günler önce hayvan davranışlarının değiştiği yönündedir. Bilimsel veriler ışığında pek olası gözükmeyen budur; ancak yazımızın ilerleyen kısımlarında, bunun olası nedenlerini ve buna yönelik araştırmaları ele alacağız.
Daha da önemlisi, hayvanlar depremleri önceden sezebiliyorsa bile, bunu hayatları kurtarmak ve bir çeşit "erken uyarı sistemi" olarak kullanabilmekten henüz çok uzaktayız; çünkü hayvanların depreme karşı gösterdikleri tepkiler tutarlı ve tekrar edilebilir gibi gözükmemektedir. Bunu işlevsel olarak kullanamadığımız sürece, hayvanların tepkilerine bakarak depremi önceden kestirmemiz mümkün olmayacaktır.
Bilim insanları uzun yıllardır hayvanların deprem hassasiyetlerini araştırmaktadırlar; özellikle de Japonya gibi depreme açık bölgelerde bu tür bir bulgu hayat kurtarıcı olabilecektir. Ne var ki yapılan incelemelerde, hayvanların davranışlarıyla depremlerin oluşması arasında anlamlı ve tekrar edilebilir hiçbir ilişkiye rastlanmamıştır. Nihayetinde hayvanlar birçok şeye (açlık, alan savunması, üreme, avcılar, vb.) çok farklı şekillerde tepkiler gösterebilmektedir, bunların büyük bir kısmı insanlara "tuhaf" gelmektedir; ancak bunların hiçbiri deprem uyarı sistemi olarak görülebilecek şekilde, kontrollü tepkiler değildir.
Bunu kendiniz de deneyebilirsiniz: Her yıl Dünya'da 500.000 kadar deprem olmaktadır; bunların 100.000 kadarı insanlar tarafından hissedilebilir büyüklüktedir ve bunların da 100 civarı hasara neden olacak ölçüde büyüktür.[1] Hayvanlarınızın (veya çevredeki hayvanların) tuhaf davrandıklarını düşündüğünüz ve bunun depremle ilişkili olabileceğine inandığınız her seferi kaydedin ve sonrasında (örneğin birkaç dakika ila 2-3 günlük bir zaman dilimi içerisinde) gerçekten de büyük bir deprem olup olmadığını not edin. Birçok durumda hayvanların deprem olmaksızın da tuhaf davranabildiğini, kimi zamansa depremden önce hayvanların tuhaf davranmadığını göreceksinizdir. İşte bu tutarsızlık, eğer ki depremler hayvanların sezebileceği öncül çevresel değişimler yaratıyor ve hayvanlar da bu değişimleri sezebiliyor olsa bile, bu davranışlarını depreme hazırlık konusunda işlevsel bir araç olarak kullanmamıza engel olmaktadır.
Buna karşılık, tarihte ve modern zamanlarda hayvanların depremleri sezebildiğine yönelik çok sayıda anlatı (anekdotal veri) bulunmaktadır. Bunların bir kısmı akademik olarak da incelenmiş ve potansiyel izahlar geliştirilmeye çalışılmıştır. Her ne kadar nihai cevaptan uzak olsak da, bu anlatıları ve hipotezleri öğrenmek, insan-harici hayvan dostlarımızın depremleri kestirme becerisine yönelik bilgilerimizi zenginleştirecek ve onların bir diğer konuda daha hayat kurtarıcı olma potansiyelini zaman içerisinde açığa çıkarabilecektir (veya böyle bir şeyin mümkün olmadığını anlamamızı sağlayarak, gerçeği ortaya çıkarmamızı mümkün kılacaktır).
Hayvanların Depremi Hissettiğine Yönelik Tarihi Anlatılar
Bir depremden önce olağan dışı hayvan davranışına yönelik belgelenmiş en eski olay Romalı tarihçi Aelian tarafından M.Ö. 373’te kaydedilmiştir: Bir deprem, Helike şehrini yok etmeden beş gün önce fareler, gelincikler, yılanlar, kırkayaklar ve böcekler gibi çeşitli hayvanlar, denilene göre yer altından çıkıp şehirden kaçmışlardır. Sonraki yüzyıllarda diğer birçok kültür depremlerle hayvanları ilişkilendirmiştir.
Japon mitosuna göre depremlerin nedeni yer altında yaşayan dev yayın balığı Namazu’dur. Kuyruğunu hareket ettirerek tüm dünyayı sarsabilen Namazu, maalesef sorun ve kargaşaya yol açmaya bayılır. Bununla birlikte eski geleneklerde yayın balığı, insanları olası felaketlere dair uyararak tehlikeyi önceden sezme görevi oynar ya da tehlikeli su ejderlerini yutup gelecek felaketleri önler.
1855’teki ve daha sonra da 1923’teki Edo (modern Tokyo) depremlerinden önce, yayın balıkları belirgin şekilde aktivite artışı sergileyip gölet ve ırmakların yüzeyine doğru yüzerek garip davranışlarda bulundular.
Japonya’dakine benzer olarak Çin’de de hayvanların doğal elementler ve felaketlere ilişkin bazı içgörülere sahip olduğu kabul edilirdi. Çinli yetkililer özellikle yılanlar, kemirgenler ve yarasalar olmak üzere 58 tür hayvanı deprem tahmini için yararlı olarak değerlendirip rapor edilmeye değer olağan dışı hayvan davranışlarına dair tasvir ve tanımları içeren kitapçıklar dağıtmışlardı.
Şubat 1975'te kış uykusundaki yılanlar ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Haicheng şehrindeki yuvalarını terk etti. Şehir boşaltıldı ve 4 Şubat’ta bölgede 7,3 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. 1.000'den fazla kişi öldü, ancak yoğun nüfuslu bölge göz önüne alındığında tahliye tahmini büyük bir başarı olarak değerlendirildi.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ancak bir yıl sonra, 27 Temmuz 1976'da Tangshan kentinde meydana gelen beklenmedik bir deprem 655.000 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Daha sonra yapılan bir araştırma alışılmadık hayvan davranışlarıyla ilgili bazı raporların bulunduğunu ortaya koydu, ama raporlar kültür devrimi sırasındaki siyasi kargaşalar nedeniyle göz ardı edilmişti. 12 Mayıs 2008 tarihinde gerçekleşen 7,8 büyüklüğündeki Wenchuan depreminden önce, daha sonra yıkım alanına dönecek Mianyang şehrinde görünür bir kurbağa göçü kaydedildi.
Batı medeniyetlerinde de bir depremden saatler ya da günler önce garip davranan hayvanlarla ilgili hikayeler tekrar tekrar anlatılmaktadır. 6 Mayıs 1976’daki 6,5 büyüklüğündeki bir deprem, İtalya’nın Friaul bölgesini harap ederken bir gün önce farelerin açık alanlarda koşturduğu görüldü, çiftlik hayvanları da huzursuzluk belirtileri gösterdi.
2004 Noeli’ndeki depremden ve yıkıcı tsunamiden sonra hemen hiç hayvan cesedi bulunamadı, görünüşe göre dalgaların gelişinden önce hayvanlar adanın iç kısımlarına doğru kaçmışlardı.
23 Ağustos 2011’de Virginia'da gerçekleşen 5,8 büyüklüğündeki deprem de Smithsonian Ulusal Zooloji Parkı’ndaki hayvanlar tarafından hissedildi. Çoğu hayvan sarsıntılara genel bir huzursuzluk ile tepki verdi; ama görünüşe göre kuyruksuz maymunlar, sarsıntılar hayvanat bahçesi personelince fark edilmeden dakikalar ya da saniyeler önce ağaçlara tırmandı.
Hayvanların Deprem Davranışlarıyla İlgili Sorunlar
Bu uzun (ve kapsamlı olmaktan çok uzak) listeyle ilgili sorun ise, hemen her durumun o an olağan dışı hayvan davranışı olarak algılanan ve ancak depremden sonra anlatılan öznel izlenimlere dayalı anekdotlardan oluşmasıdır. Birçok anekdot, edebiyatta ya da internette bağlamının dışında tekrar tekrar anlatılmaktadır. Haicheng’in tahliyesi, esas olarak depremden aylar ve günler önce gerçekleşen bir dizi öncü sarsıntıya dayanıyordu ve otoriteler, güçlü depremler geçirmiş bölgede daha büyük bir depremin gerçekleşebileceğinden yıllardır şüphelenmekteydi. Görünür bir sebep olmaksızın garip davranmayan hayvanlar, devamlı ve neredeyse her gün olan titreşimlere ve öncü sarsıntılara tepki verdi.
Birden fazla anektodunuzun olması, elinizde güvenilir bir veri olduğu anlamına gelmez.
Bununla birlikte anekdotlar, bir hipotez formüle etmek için kullanılabilir: Canlılar tarafından tespit edilen ve tektonik gerilimlerin neden olduğu çevresel değişiklikler var mıdır?
Şu neredeyse kesin ki bir depremi tespit edebilecek spesifik bir hayvan yoktur; Bora Zivkovic Gözlemler (Observations) isimli eserinde hayvanların dikkate değer, lakin doğaüstü (paranormal) olmayan duyularını inceler. Bununla birlikte hayvanların, depremin çevrelerinde yol açtığı değişikliklere ya da depreme yol açabilecek tektonik süreçlere tepki verdiğini varsaymak mantıklı görünmektedir.
Olası Anormal Hayvan Davranışları ve Açıklamaları
Literatürde raporlanan olağandışı iki hayvan davranışı vardır: Depremden dakikalar ya da saniyeler önceki kısa süreli reaksiyonlar ile olaydan günler, haftalar öncesine değin uzanabilecek uzun vadeli reaksiyonlar.
Hayvanların sismik dalgalara insanlardan niye daha önce tepki verdiğini açıklamak amacıyla çeşitli fiziksel olaylar (fenomenler) önerilmiştir.
- Birçok hayvan tsunamiden (200 m/s) daha hızlı yayılan ve havadaki hızı 330 m/s olan infrasonu (duyulamayacak kadar düşük frekanslı ses) algılayabilir. Bu, hayvanların 2004’teki tsunamiden görünür bir şekilde kaçışının nedenini açıklayabilir. Zayıf öncü sarsıntılardan kaynaklanan düşük frekanslı ses dalgaları ve titreşimler fil ya da kuş gibi hayvanlar tarafından hissedilebilir, kayaların çatlaması kemirgenler tarafından duyulabilecek yüksek frekanslı sesler oluşturur.
- Bir deprem farklı tip sismik dalgalardan oluşur. P dalgaları (birincil dalgalar) daha yıkıcı olan S dalgalarından (ikincil dalgalar) 1,7 kat daha hızlı hareket ederler. Infrason dalgaları ve tsunami dalgalarına benzer olarak hızdaki bu görece farklılık, hayvanların daha güçlü olan S dalgalarının varışından bir süre önceki görünür reaksiyonlarını açıklayabilir.
Uzun vadeli reaksiyonları açıklamak ise çok daha zordur.
- Balıklar, kuşlar ve diğer hayvanlar elektrik alanındaki ve manyetik alandaki değişimleri tespit edebilir, yer kabuğunda biriken gerilimler de yerel alanları etkileyebilir, fakat manyetik değişimler olması durumunda bu etki çok güçsüz kalır.
- Yılanlar ve bazı böcekler, kızılötesi görüş yetenekleriyle termal değişimleri tespit edebilir. Fizikçi Friedemann T. Freund 1993’te, gerilim altındaki kayaların kızılötesi radyasyon yaydığını kanıtlamıştır, bu kızılötesi anomaliler 7,9 büyüklüğündeki Bhuj (Hindistan) depreminden önce NASA Terra uydusu tarafından da kaydedilmiştir. Belki yılanlar, tellürik hareketler nedeniyle kayalara uygulanan gerilim birikimini "görebiliyordur".
- Son yıllardaki bu gözlemlere dayanarak bir "Elektrik Alan Hipotezi" (İng: "Electrical Field Hypothesis") bile önerildi. Bu fikrin ilk versiyonunda, biriken tektonik gerilimler kuvars gibi minerallerin yol açtığı piezoelektrik etkiler nedeniyle kayaların içinde elektrik yükü akımına neden olur. Bununla birlikte Andrew Alden’in (bu tür elektrik alanlarından kaynaklandığı düşünülen) "Deprem Işıkları" (İng: "Earthquake Lights") üzerine bir tartışmada belirttiği gibi, üretilen voltaj yok sayılabilir.
Freund tarafından da formüle edilen "p-Deliği Teorisi" (İng: "p-Hole Theory"), negatif yüklü oksijen iyonları mineral yapısındaki konumundan alındığında, kristalin içinde geriye pozitif yüklü bir "delik" (İng: "hole") kaldığını varsayar. Bu delikler, mineral taneciğinin yüzeyine hareket edip atmosfere ya da yer altı suyuna salınan diğer atomları iyonize edebilir. Grant ve arkadaşları, 2011 yılında çiftleşen kara kurbağalarının 6 Nisan 2009’daki L’Aquila depreminden birkaç gün önce kayboldukları varsayımını açıklamak için bu mekanizmayı kullandılar.[2] Aynı araştırmacının "depremi tahmin eden kurbağalar" ile ilgili makalesi de basında çok yer almıştı.[3] Makale; yüklü iyonların su havzasının kimyasını ve bölgenin su kaynaklarını değiştirdiğini, kara kurbağalarının da kendi olağan ortamlarında bu değişikliklere tepki gösterdiklerini öne sürmektedir. Depremden ve tektonik gerilimin boşalımından sonra kayaların iyonizasyon etkisi kayboldu, böylece suyun kimyası da normal seviyelere döndü.
Sonuç
Bunların hepsinin makul, ancak varsayımsal mekanizmalar olduğuna dikkat etmek önemlidir. Bir canlının deprem gibi öngörülemeyen bir olayda nasıl davranacağını test etmek neredeyse imkansızdır. Bir deprem gerçekleştiğinde vahşi doğadaki ya da hayvanat bahçesindeki hayvanlar diğer çevresel faktörlere tesadüfen tepki verebilirler. Bir deprem sırasında laboratuvardaki hayvanlara dair kaydedilen nadir gözlemler çelişkili sonuçlar vermektedir, bazen olağan dışı olarak yorumlanan davranışlar gözlemlenirken diğer durumlarda ya kayda değer hiçbir şey olmamıştır ya da hayvanların verdiği düşünülen tepkiler diğer araştırmacıların kaydettiğinin tam tersi yönünde olmuştur.
Bazı hayvanların depremden önce gerçekleşebilecek çevresel değişikliklerden etkilendiğini varsayabiliriz, bununla birlikte buna dair olası bir işaret ve canlının onlara nasıl tepki vereceğine dair anlayışımız hala sınırlı. Bu boşluk var olduğu sürece hayvanların olağandışı davranışları yüksek bir deprem riskini değerlendirmek için tek başına kullanılamaz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 9
- 8
- 5
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Mott. Can Animals Sense Earthquakes?. (11 Kasım 2003). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. A. Grant, et al. (2011). Ground Water Chemistry Changes Before Major Earthquakes And Possible Effects On Animals. Environmental Research and Public Health, sf: 1936-1959. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. A. Grant, et al. (2010). Predicting The Unpredictable; Evidence Of Pre-Seismic Anticipatory Behaviour In The Common Toad. .Journal of Zoology, sf: 1-9. | Arşiv Bağlantısı
- N. Bhargava, et al. (2020). Earthquake Prediction Through Animal Behavior: A Review. Indian Journal of Biomechanics, sf: 159-165. | Arşiv Bağlantısı
- M. Ikeya. (2004). Earthquakes And Animals: From Folk Legends To Science. ISBN: B0102D3TRU. Yayınevi: Wspc.
- J. L. Kirschvink. (2000). Earthquake Prediction By Animals: Evolution And Sensory Perception. Bulletin of the Seismological Society of America, sf: 312-323. | Arşiv Bağlantısı
- Y. Schnytzer. Animal Modeling Of Earthquakes And Prediction Market. (10 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 10 Temmuz 2020. Alındığı Yer: İdeas | Arşiv Bağlantısı
- K. Tong. (Yüksek Lisans Tezi, 1988). Abnormal Animal Behavior And The Prediction Of Earthquakes. Not: Department of Earth Sciences, Northeastern Illinois University.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:35:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5178
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.