Görsel Karıncalanma Sendromu

Genel Bilgiler: Patoloji ve Mekanizma

Karlı görüş olarak da bilinen görsel karıncalanma, insanların görüş alanları içerisinde siyah veya beyaz noktalar görme problemidir. Bu durum genellikle doğuştan gelen bir problemdir ve yıllar boyu sürebilmektedir.

Belirti ve Semptomlar

Bazı nörooftalmologlar, yani gözün sinirsel yapısı konusunda uzmanlaşan hekimler, görsel karıncalanmanın tıbbi bir durum olmadığını; bunun yerine az anlaşılmış bir hastalık semptomu olduğuna inanmaktadırlar. Hastalar, yayın olmayan televizyon ekranındaki parazitlenme gibi bir durumdan şikayetçi olmaktadırlar. 2010'da yapılan bir çalışmada, hastaların karıncalanma olarak belirttikleri durumun, kendi gözlerine ait görsel gürültüden kaynaklandığı ileri sürülmüştür.

Şikayetlerin çoğunda, az ışıklı ortamda belirtilerin arttığından söz edilmektedir. Bunun doğal bir açıklaması bulunmaktadır. 2006 yılında konu hakkında yazdıkları bir makalede Felice Dunn ve Fred Rieke bunu şöyle açıklamaktadır:

Koni hücrelerinin karanlıktaki sinyal gürültüsü saniyede 4000 absorbe edilen foton düzeyindedir ve bu değerin altındaki ışık seviyelerinde, koni hücreleri doğuştan gelen parazitlenmelerin etkisi altında kalırlar.

Bu problemden etkilenenler, görsel karıncalanmaya ek olarak, parlak yıldızlar, ardıl görüntüler, yüzer noktalar ve bunun gibi görsel rahatsızlıklar da yaşamaktadırlar. Yüzer noktalar hakkında daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan veya aşağıdaki videomuzdan alabilirsiniz.

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Bu karıncalanmaya sebep olan durumlar belirsizdir. Temelinde yatan mekanizmanın, beyin korteksindeki nöronların, özellikle de sağ lingual girus ve beyinciğin sol ön lobundaki sinirlerin normalden daha fazla uyarılabilir olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Sanrı yaratan kimyasalların (İng: "hallucinogens") görsel karıncalanmadaki rolleri de bilinmemektedir. Kimyasal kullanımına bağlı kalıcı algı bozukluğu (HPPD, Hallucinogen persisting perception disorder), sanrı yapıcı uyuşturucu kullanımının sebep olduğu bir durum, bazen görsel karıncalanmaya sebebiyet verebilir; fakat görsel karıncalanmanın HPPD ile bağlantısı ve HPPD'nin sebepleri ve tekrarlama sıklığı tartışmalıdır. Bunun sebebi, kanıtların çoğunun anekdotal olması veya güvenilir olmamasıdır.

Teşhis Yöntemleri

Görsel karıncalanma sendromu teşhisinde öne sürülen kriterler:

• Hareketli, sürekli ve minik minik noktalarla dolu görüş olanına sahip olmak
• Auralı migren ile bağıntılı olmayan belirtiler.
• Farklı rahatsızlıklara dayandırılmayan belirtiler (Göz sorunları, uyuşturucu kullanımı)
• Aşağıdaki ilave dört görsel belirtilerden en az ikisi:

1. Palinopsia (İzli görüntüler, ardıl görüntü)
2. Kapsamlı göz içi problemleri
3. Işık korkusu (Photophobia)
4. Sorunlu gece görüşü

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

Görsel karıncalanma için kanıtlanmış bir tedavi bulunmamaktadır. Tedavi ile görsel karıncalanmayı ortadan kaldırmak zorlu bir süreçtir. Buna rağmen, belirtileri azaltmak ve yaşam kalitesini arttırmak uygulanacak tedavi ile mümkün olacaktır.

Bu hastalığın tedavisinde lamotrigine, acetazolamide veya verapamil gibi ilaçlar kullanılabilir. Ne yazık ki bu ilaçlar her zaman kesin faydalı sonuçlar elde edilemesini sağlayamamaktadır.

Birlikte Görülen Hastalıklar (Komorbidite)

Migren ve auralı migren, görsel karıncalanma ile bir arada görülen yaygın hastalıklardır. Eş zamanlı görülen migren hastalığı, görsel karıncalanma sendromunda görülen görsel belirtileri ve kulak çınlamalarını daha da çekilmez bir hale getirir. Bu konudaki akademik çalışmalara katılma teklifinin, migreni olmayanlardansa migrenli hastalara yapılması, onların daha ciddi belirtiler göstermelerinden ötürü hastalıkla ilgili istatistiklerin yanıltıcı olmasına neden olabilir. Migrenin aksine, eş zamanlı auralı migrende bu belirtilerde kötüleşme gözlemlenmemektedir.

Görsel karıncalanma yaşayan hastalarda parazitlenme seviyelerinin diğerleriyle aynı olduğu görülmüştür. Denis Pelli ve diğerlerinin ölçümleri, görsel karıncalanma hastalarının kendilerine özgü görsel parazitlenme seviyelerinde artış gösterip göstermediklerini değerlendirmektedir.