Gökyüzündeki Bebek Yıldızlar: Önyıldızlar Nedir ve Nasıl Oluşurlar?

- Özgün
- Yıldız Astronomisi
Önyıldız, yıldız evrimi sürecinde bir yıldızın erken evresindeki hâlidir. Yıldızların, evrenin en görkemli yapılarından biri olduğu açıktır. Bu büyük, görkemli, sıcak ve hayat veren yapılar; canlılığın oluşması için gerekli olan elementlerin üretildiği yerdir. Öyle ki Güneş ve benzeri yıldızlar; nükleer reaksiyonlar aracılığıyla hidrojen ve helyum hariç, periyodik tabloda demir elementine kadar olan birçok elementin oluşmasını sağlayan ana kaynaktır. Ancak önyıldızlar, sadece elementlerin üretildiği fabrikalardan ibaret değildir. Aynı zamanda gezegenlerin doğumunda önemli bir rol de oynamaktadırlar. Önyıldızlar; yaşanabilir bölgelerde canlılığın oluşumunu mümkün kılan koşulları sağlayarak Dünya benzeri gezegenlerde canlı yaşam oluşması ihtimalini artırabilirler.
Dünya'daki hayatın başlangıcında ve devamında ana enerji kaynağı olan Güneş'imizin ve belki de farklı gezegenlerdeki canlılığın da ana enerji kaynağı olabilecek diğer yıldızların oluşumu ise tıpkı ana rahmindeki bir yavrunun oluşumu gibi oldukça uzun, kendiliğinden gerçekleşen ve zahmetli bir süreçtir. Bu sürecin başına, yani yıldızın oluşmadan önceki evresindeki haline ise "önyıldız" ya da "protostar" ismi verilir.
Önyıldızlar Nedir ve Nasıl Oluşurlar?
Yıldızların oluşum süreçlerinde "protostellar evre" olarak bilinen bu evre, yıldız evriminin en erken evresidir. Gökyüzünde "bulutsu" olarak bilinen moleküler bulutlar, önyıldızların oluşması için imkân sağlar. Ana moleküler bulutundan kütle toplamaya devam eden önyıldızlar, tam olarak yıldız olarak kabul edilmese de belirli bir radyasyon ve bu radyasyon dolayısıyla sıcaklık yayılımı yapmaktadır. Bunun sebebi, çekirdek benzeri merkez yapılarında herhangi bir nükleer reaksiyon olmasa da sürtünme ve basınçtan ötürü açığa çıkan enerjidir.

İlk kez Chushiro Hayashi tarafından 1966 yılında öne sürülen önyıldız fikri; başlarda boyut konusunda abartılı tahminler ile bağdaştırılsa da sonraki hesaplamalar ile önyıldızların, benzer kütledeki anakol yıldızlardan sadece biraz daha büyük olduğu fark edildi.[1]
Önyıldızların oluşumu, yoğun çekirdek olarak bilinen nispeten küçük moleküler bulutlarda başlamaktadır. Bu çekirdek, onu sıkıştırıp çökmeye zorlayan kendi kütleçekimi ile gaz basıncı ve manyetik alan gibi onu şişirmeye çalışan kuvvetler arasında bir denge durumundadır. Bu denge durumu; ana moleküler buluttan materyal aldıkça bozulmaya başlar ve yıldızın, ana dizi öncesi yıldıza dönüşmesine kadar sürer. Bu çökme durumunun, her ne kadar gözlemlenmemiş olsa da gaz basıncının etkisiyle içeriden dışarıya doğru olduğu modellenmektedir.[2]
Çökme sonucu öncelikle bir önyıldız, daha sonra da merkezin etrafında bir öngezegen (İng: "protoplanet") diski oluşur. Gazların içe doğru çökmesi devam ettikçe, sisteme yayılmış olan malzeme, açısal momentum korunumundan ötürü merkezde oluşan önyıldıza düşmek yerine, öngezegen oluşum diski boyunca birikir. Biriken bu malzeme diski, içe doğru bir spiral çizerek oluşmaya devam eder.
Önyıldızların oluşumu sırasında, merkezlerinde biriken malzemenin nasıl içe doğru spiral çizdiği hâlâ netlik kazanmamıştır. Bu durum, astrofizikçilerin uzun süredir üzerinde çalıştığı önemli bir sorundur ve birikim diskleriyle ilgili temel bir sorunun parçasıdır.
Bu fenomenin nedeni tam olarak anlaşılamamaktadır çünkü öngezegen disklerindeki malzemenin karmaşık dinamikleri ve etkileşimleri henüz tam olarak çözülememiştir. Manyetik alanlar, akışkan hareketleri ve gaz basıncı gibi faktörlerin bu sürece katkısı net olarak belirlenememiştir. Bu konuda daha fazla anlayışa ulaşmak için daha kapsamlı ve detaylı araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu araştırmalar, disklerdeki malzemenin dinamik davranışlarını ve etkileşimlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Önyıldızların Yapısı: Şoklar ve Radyasyon
Önyıldızların dış yüzeyi; iç kenardan gelen, genellikle yüksek hızlara sahip ve ani bir şekilde çarpıştığı ortamda belirgin bir basınç dalgası oluşturan şok gazları tarafından şekillenir. Bu şoklar, önyıldızın iç kısmından dış yüzeyine doğru hareket eden gaz ve toz parçacıklarının ani hızlanmaları veya çarpışmaları sonucu meydana gelir. Bu enerji değişimleri, önyıldızın çevresindeki ortamı ve önyıldızın kendi evrimsel süreçlerini etkiler. Hatta önyıldızın radyasyonunu biçimlendirir.
Yüzeye doğru gittikçe iç kısımdaki sıcaklık, anakol yıldızlara göre oldukça düşüktür. Hidrojen-1, önyıldızın içinde henüz termal füzyona geçmemiştir. Füzyonun gerçekleşmesi için en az 7 milyon kelvin sıcaklığa ihtiyaç vardır. Ancak hidrojen izotopu, döteryum (hidrojen-2) ile birleşir ve bu süreç, önyıldızın büyümesine katkı sağlar. Bu da önyıldızın gittikçe şişmesine neden olur.[3]

Enerji üretimi açısından önyıldızlar, yüzeylerindeki ve çevrelerindeki disk yüzeyinde oluşan şoklardan beslenirler. Ortaya çıkan radyasyon, çevresindeki yoğun çekirdek içinde yolculuk eder. Ancak bu radyasyonu gözlemlemek için optik dalga boylarına ihtiyaç yoktur. Çünkü önyıldızlar daha uzun dalga boylarında parlarlar. Bu radyasyon kaynakları, moleküler bulutların gizlediği bölgelerde sıkça görülür.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Bu yapı, önyıldızların nasıl evrimleştiğini anlamak açısından önemlidir. Yüzeyden içe doğru olan bu yapı, önyıldızların içsel sıcaklık ve radyasyon gibi önemli özelliklerini de etkilemektedir. Bu sebeple, önyıldızların bilinmeyenlerini aydınlatırken bu yapıyı göz ardı etmemek önemlidir.
Önyıldızların Evrimsel Dönüşümü
Bunun yanı sıra önyıldızların evrimi, yıldızların evrimine ışık tutmak için çok temel bir veri kaynağıdır. Çünkü yıldızların evrimsel süreçleri bize yalnızca yıldız hakkında değil; yıldızın sistemindeki gezegenler, bulunduğu bulutsu ve takımyıldızı, evrenin erken dönemlerindeki ortam koşulları gibi birçok konuda fikir sağlar.
Önyıldızlardan anakol yıldızlarına geçiş süreci yüz binlerce ve hatta milyonlarca yıl alabilmektedir.[4] Ancak, her önyıldızın bir anakol yıldızına dönüşmesi mümkün değildir. Önyıldızlar, etrafında bünyelerine katabilecekleri materyal tükendiğinde ana dizi öncesi yıldıza dönüşürler. Bu evrede yıldız artık optik olarak görülebilir durumdadır. Ayrıca, yıldızların parlaklık ve sıcaklık gibi özelliklerini grafiksel olarak gösteren bir araç olan Hertzsprung-Russell diyagramında yıldızın doğum çizgisi üzerinde görünür.[5]

Ana dizi öncesi yıldız her ne kadar optik olarak görülebilir olsa da henüz merkezde bir nükleer reaksiyon oluşturacak derecede sıcaklığa sahip değildir. Ana dizi öncesi bu yıldız, ana dizi yıldızına dönüşünceye dek kendi sıcaklığını artıracak şekilde büzüşmeye devam eder. İşte bu daralma dönemi, ana dizi öncesi evredir. Bu ana dizi öncesi evre, en fazla 8 Güneş kütlesine kadar kütleye sahip yıldızlar için geçerlidir. Daha büyük kütleli yıldızlar, önyıldız aşamasında ufak kütleli yıldızlara göre çok daha hızlı büzülerek bu aşamayı atlamış olurlar. Optik açıdan görünür duruma geldiklerinde ise merkezdeki hidrojen çoktan nükleer reaksiyona girmiş ve füzyon enerjisi yaymaya başlamış olur.
Ana dizi öncesi aşama, hidrojenin nükleer reaksiyona girdiği zamana dek sürdükten sonra sırada yıldızın erişkin dönemi yani ana dizi evresi başlar. Farklı bir tabirle anakol yıldızları olarak da bilinen bu evredeki yıldızlar; cüce yıldızları da içermek üzere, evrende en sık rastlanan yıldız grubudur.
Güneş ve benzeri kütledeki yıldızlar için bu şekilde ilerleyen süreç, önyıldız aşamasındaki materyalin kütlesine ve diğer etmenlere bağlı olarak her zaman kararlı bir yıldıza dönüşeceği anlamına gelmemektedir. Bu materyalin kütlesi kimi durumda Güneş benzeri yıldızları veya cüce yıldızlar gibi kararlı yıldızları oluşturmaya yetmeyebilir. Ya da aşırı materyalden ötürü süreç normalden daha hızlı gelişerek dev yıldızlar oluşabilir.
Materyal Yetersiz Gelirse Ne Olur?
Kahverengi cüceler veya basit tabirle "ölü doğmuş yıldızlar", ana bulutsudaki yetersiz materyalden ötürü yıldız oluşumu için gerekli kütleçekiminin oluşmaması dolayısıyla ortaya çıkan gök cisimleridir. Kahverengi cüceler, yıldızlar ve gezegenler arasında bir geçiş formunu temsil eder. Geleneksel yıldızlar gibi hidrojen füzyonunu sürdürme yeteneğine sahip değillerdir, bu yüzden yıldız olarak sınıflandırılmazlar. Bunun yerine kahverengi cüceler, yeterince büyük olup hidrojen füzyonunu başlatamayan nesneler olarak kabul edilir. Daha doğru bir ifadeyle kahverengi cüceler, hidrojen füzyonunu başlatamayacak kadar düşük kütleli yıldızlar veya çok yüksek kütleli gezegenler olarak düşünülebilir.
Kahverengi cüceler, genellikle oldukça soğuk ve soluk olurlar. Bu nedenle kızılötesi ışımayla daha iyi gözlemlenirler. Kahverengi cüceler, evrendeki yıldız ve gezegen oluşumu süreçlerini anlamamıza yardımcı olan önemli cisimler arasındadır. Ayrıca bu ilginç objeler, astronomi ve astrofizikteki bilgilerimizi genişletmek için önemli bir araştırma konusunu temsil etmektedir. Kahverengi cüceler hakkında daha detaylı bilgi almak için bu yazımızı okuyabilirsiniz.
Önyıldızların Sonu Hakkında Diğer Olasılıklar Nelerdir?
Bazı önyıldızlar normal bir şekilde evrelerini devam ettirirken farklı bir kaynaktan gelen yüksek kütleçekimine sahip bir dış neden veya farklı etmenlerden ötürü materyallerini yitirebilirler. Bunun sonucunda parçalanıp dağılabilirler. Bu durumda binlerce, hatta on binlerce yıl boyunca toplanmaya çalışan ana materyal çok uzun bir süre boyunca toplanmamak üzere dağılmış olur. Bir nevi yıldız üremesi olarak adlandırabileceğimiz bu süreçte ana materyali yumurta olarak, nükleer reaksiyonu ise sperm olarak düşünürsek yıldız henüz döllenmeden ortadan yok olmuş olur.
Bazı durumlarda da önyıldızlar beklenmedik şekilde çevrelerinden materyal toplarlar ve milyonlarca yıl sürmesi gereken bir süreç, binlerce yıla sıkışacak kadar kısalabilir. Bu durumda hızla bir araya gelen materyal kendi içine çöker ve hızlı bir süpernova sonucu ortaya bir kara delik çıkabilir.
Önyıldızların Evrendeki Rolü ve Bilimsel Açıdan Önemi
Önyıldızların evrendeki rolleri canlılık açısından oldukça kıymetlidir. Çünkü yıldızlar, yaşam için gerekli elementlerin üretim yerleridir. Yıldızlar yaşamlarının son evrelerine yaklaştıklarında bünyelerinde hidrojen ve helyumdan daha ağır elementleri oluştururlar. Bu elementler içerisinde yaşamın temel yapı taşı olan karbon da bulunmaktadır.

Bu elementler, yıldız ihtişamlı bir patlama ile yaşamına son verdiğinde çevreye dağılır ve belki de Dünya'mız dışındaki ötegezegenlerin birçoğunda benzer bir evrimsel süreç ile canlılığın yapı taşı olarak hayat bulurlar. Bu bakımdan önyıldızlar, yıldızların oluşmasında temel bir evre olması açısından oldukça kıymetli bir role sahiptirler. Ayrıca önyıldızlar, evrenin yapısını anlama sürecimize de çeşitli katkılar sağlamaktadır. Önyıldızların evrenin yapısını anlamamıza sağladığı katkılara örnek olarak şunlar verilebilir:
- Yıldız Oluşumu: Önyıldızlar, yıldız oluşumunun başlangıç aşamalarını incelemek için mükemmel laboratuvarlardır. Bu aşamalar, yıldızların oluşumu ve evrimi üzerine temel bilgiler sağlar.
- Elementlerin Üretimi: Önyıldızlar, hidrojen ve helyum gibi temel elementlerin daha ağır elementlere dönüşümünü gösterir. Bu nükleosentez süreçleri, evrende bulunan diğer elementlerin nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı olur.
- Astrofiziksel Teorilerin Test Edilmesi: Önyıldızlar, astrofizikteki teorilerin test edilmesi ve doğrulanması için önemli birer araştırma alanıdır. Bu teoriler; yıldızların oluşumu, enerji üretimi ve son evrelerinde nasıl davrandıkları gibi konuları kapsar.
- Yıldız Evrimi: Önyıldızların evrimsel süreçleri, yıldızların farklı evrelerde nasıl davrandığını anlamamıza yardımcı olur. Bu bilgiler, Güneş gibi yıldızların nasıl oluştuğunu ve nasıl evrimleştiğini anlamamızı sağlar.
- Kara Deliklerin Oluşumu: Büyük önyıldızlar, ömürlerini tamamladıklarında kara deliklere dönüşebilir. Bu süreçler, kara deliklerin nasıl oluştuğunu ve evrende nasıl dağıldıklarını anlamak için önemlidir.
- Evrendeki Yıldızların Dağılımı: Önyıldızların gözlemlenmesi, evrendeki yıldız oluşum oranlarını ve yıldızların hangi koşullarda oluştuğunu anlamamıza yardımcı olur. Bu, galaksilerin ve evrenin genel evrimsel süreçlerini anlamamıza katkıda bulunur.
Bu nedenlerle önyıldızlar, astronomların evrenin yapısı ve evrimi hakkında derinlemesine bilgi edinmelerine yardımcı olan önemli gözlem ve araştırma alanlarıdır.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ R. B. Larson. (1969). Numerical Calculations Of The Dynamics Of A Collapsing Proto-Star. Monthly Notices of the Royal Astronomical Society, sf: 271-295. doi: 10.1093/mnras/145.3.271. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. H. Shu. (1977). Self-Similar Collapse Of Isothermal Spheres And Star Formation. The Astrophysical Journal, sf: 488-497. doi: 10.1086/155274. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. W. Stahler. (1988). Deuterium And The Stellar Birthline. The Astrophysical Journal, sf: 804. doi: 10.1086/166694. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. M. Dunham, et al. The Evolution Of Protostars: Insights From Ten Years Of Infrared Surveys With Spitzer And Herschel. (19 Haziran 2014). Alındığı Tarih: 14 Ekim 2023. Alındığı Yer: University of Arizona doi: 10.2458/azu_uapress_9780816531240-ch009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. B. Larson. (2003). The Physics Of Star Formation. Reports on Progress in Physics, sf: 1651. doi: 10.1088/0034-4885/66/10/R03. | Arşiv Bağlantısı
- S. W. Stahler, et al. (1980). The Evolution Of Protostars. I - Global Formulation And Results. The Astrophysical Journal, sf: 637-654. doi: 10.1086/158377. | Arşiv Bağlantısı
- P. C. Myers, et al. (1983). Dense Cores In Dark Clouds Ii. Nh3 Observations And Star Formation. The Astrophysical Journal, sf: 309-320. doi: 10.1086/160780. | Arşiv Bağlantısı
- Science Direct. Protostars - An Overview. Alındığı Tarih: 14 Ekim 2023. Alındığı Yer: Science Direct doi: 10.1016/B978-0-12-800129-5.00003-1. | Arşiv Bağlantısı
- N. J. E. II, et al. (2005). B335: A Laboratory For Astrochemistry In A Collapsing Cloud. The Astrophysical Journal, sf: 919. doi: 10.1086/430295. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/02/2025 21:21:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15879
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.