Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?

9 dakika
6,979
Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?
Tüm Reklamları Kapat

Bu Makalede Neler Öğreneceksiniz?

  • Gezegenlerin iklim dengesi, atmosferdeki karbondioksit ve volkanik aktivitelerle değişerek aşırı ısınma veya donma sonucu yaşanabilirliği tehdit eder.
  • Asteroit ve kuyrukluyıldız çarpışmaları, gezegen yüzeyinde büyük yıkımlara ve iklim değişikliklerine yol açarak yaşamın sonlanmasına sebep olabilir.
  • Yıldızların ömrü ve evrimi, özellikle Güneş benzeri yıldızların parlaklık artışı ve süpernova patlamaları, gezegenlerin yaşanabilirliğini doğrudan etkiler ve yok olmalarına neden olabilir.

Çoğu gezegen, çok uzun zaman boyunca var olabilir; ancak sonsuza kadar yaşayamaz. Aç yıldızlar ve hiddetli komşu gezegenler bir gezegeni tamamen parçalarına ayırabilirken; çarpışmalar ve aşırı volkanizma, yaşanabilir bir gezegenin suyunu buharlaştırarak yaşamı tamamen yok edebilir. Ayrıca teorik olarak düşünüldüğünde, bir gezegenin "ölümü" anlamına gelebilecek pek çok süreç var; ancak bildiğimiz kadarıyla bunların hiçbiri şu zamana kadar gerçekleşmedi.

Bordeaux, Fransa’da bulunan Laboratoire d'Astrophysique de Bordeaux’da bir gezegen modelleyicisi olan Sean Raymond, galaktik çevremizdeki gezegenlerin durmaksızın öldüğünü yazıyor. Raymond, gezegenlerin ölümüne giden sayısız yolunu araştıran bir bilim insanı ve yazdığına göre tüm gezegenler ölmese de birçoğu, eninde sonunda kendini gezegen morgunda bulur. Gelin, en olası yollara bir bakış atalım.

İklim Faciası

Dünya’nın iklim döngüsü, yaşamın sürdürülebilirlik için fazla sıcak ya da fazla soğuk olmamasını sağlamada çok önemli bir rol oynuyor. Ancak dünyamıza benzer, kayalık bir gezegendeki iklimin, onun inanılmaz sıcak bir gezegene ya da kartopu dünyasına dönüşmesini tetikleyen olayların patlak vermesi için fazla bir şey gerekmez.

Tüm Reklamları Kapat

Dünyada sıcaklık, atmosferdeki karbondioksit miktarı ile düzenlenmektedir. Karbondioksit ya da atmosferde bulunan diğer sera gazları (su buharı, metan ya da azot protoksit gibi), bir battaniye gibi davranarak, Güneş’ten gelen radyasyonun uzaya geri gitmesini önler ve Dünya’yı sıcak tutar. Atmosferde karbondioksit oluştuğunda, bu gaz, gezegenin yüzeyini ısıtarak daha fazla yağmur yağmasını sağlar. Bunu takiben, yağışlar atmosferdeki karbon dioksitin bir kısmını ortadan kaldırır ve deniz tabanındaki karbonat kayalarında biriktirir; böylelikle gezegen soğumaya başlar.

Eğer karbondioksit, artan bir volkanik aktivite sonucunda olduğu gibi, atmosferin içinde, kayalarda emilebileceğinden daha hızlı bir şekilde birikirse bu, kontrol edilemeyen bir sera etkisini tetikleyebilir. Sıcaklıklar suyun kaynama noktasının üstüne çıkabilir ve tüm yaşam formları için suyun gerekli olduğunu bildiğimizden, bu durum yaşamın sürdürülebilirliği konusunda bir problem yaratabilir. Aynı zamanda, yükselen sıcaklıklar atmosfer yüzeyinde bulunan ve gezegenin güneşinden ve diğer yıldızlardan gelen radyasyonu saptıran koruyucu kalkanı ortadan kaldırarak atmosferin uzaya sızmasına sebebiyet verebilir.

Bir sanatçının donmuş dünya konsepti. Eğer gezegen yeterince soğursa, bir kartopu dünyasına dönüşebilir.
Bir sanatçının donmuş dünya konsepti. Eğer gezegen yeterince soğursa, bir kartopu dünyasına dönüşebilir.

Raymond şöyle diyor:

Atmosfer için sera ısıtması hayatın bir gerçeğidir ve bir yere kadar makbuldür. Ama işler çığırından çıkabilir.

Isı, iklimin ölümcül bir şekilde değişmesinin tek yolu değildir. Bir gezegen yeterince soğuduğunda, yüzeyi bir kartopu dünyasına; yani buzla kaplı bir cisme dönüşür. Buz ve kar parlaktır ve yıldızın ısısını uzaya geri yansıtarak gezegenin daha da soğumasına sebep olur. Yüzey volkanlarına sahip bir dünyada, yanardağ püskürmeleri karbondioksit ve diğer gazların atmosfere geri yığılmasını sağlayarak dünyanın ısınmasına yardımcı olur. Fakat yüzey tektoniğinden (ve dolayısıyla volkanlardan) mahrum bir gezegende kartopu hali hakimse bu gezegen daimi olarak kartopu evresinde hapsolabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Raymond’a göre, hayat bulundurma potansiyeli olan tüm gezegenler, bir dünyayı yaşanamaz kılabilen ama aynı zamanda onu tamamen yok etmeyen iklim faciasını göze alır.

Lav mı, Hayat mı?

Komşu dünyaların arasındaki çekim kuvveti, bir gezegenin yörüngesini daraltabilir; ki bu da gezegenin iç kısmına baskı yapar ve Dünya’nın orta katmanı olan manto tabakasının sıcaklığını artırır. Isı, kaçacak bir yol bulmalıdır ve bunun en tipik yöntemi, volkan yardımıyla ısı yayımıdır.

Volkanik aktivite, bir gezegenin yaşam ortamını çok önemli bir biçimde etkiler. Atmosferik Araştırmalar Ünivesite Kuruluşuna göre, bir volkan tarafından atmosfere atılan gaz ve toz parçaları, gezegenin atmosferini etkileyerek gezegeni soğutabilir ve gelen radyasyondan koruyabilir. 1815 yılında, dünya tarihinde kaydedilen en büyük patlama olan Tambora Dağı'nın patlaması, atmosfere o kadar çok kül saçılmasına sebep oldu ki bu durum, dünya genelinde sıcaklıkları düşürerek 1816 yılının “yaz yaşanmayan yıl” olarak anılmasına yol açtı.

Volkanlar aynı zamanda atmosfere sera gazı saldıkları için tam tersi bir etkiye, yani küresel ısınmaya da sebep olabilir. Sık gerçekleşen ve büyük volkanik patlamalar, Dünya gibi yaşanabilir bir gezegeni, Venüs gibi bir gezegene dönüştürebilecek kontrol edilemez bir sera etkisini tetikleyebilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Gerçek bir volkanik dünya örneği için çok uzağa bakmamıza gerek yok. Jüpiter’in uydusu Io, devamlı olarak patlayan yüzlerce volkanıyla güneş sisteminde bulunan volkanik olarak en aktif yüzeye sahip. Raymond’a göre eğer Dünya, Jüpiter’in Io’ya uyguladığı kütleçekimsel kuvvetin aynısına maruz kalsaydı; Io’dan 10 kat daha fazla volkanik aktiviteye sahip olurdu.

Kuyruklıyıldız Faciası

Kayalık asteroitler ve buzlu kuyrukluyıldızlar, komşu dünyalarına (özellikle de buz ve gaz devleri tarafından fırlatıldıklarında) önemli zararlar verebilen gezegensel kırıntılardır.

Gezegenler son yörüngelerine sabitlendiklerinde, gezegenlerin kütleçekimsel kuvvetleri astreoitleri ve kuyrukluyıldızları etraflarında hareket ettirir. Bazıları gezegen sisteminin dışına itilirken, bazıları içeri doğru çekilir ve belki de yaşamın kendi kendine gelişmeye çalıştığı kayalık dünyalar ile çarpışır.

Dış güneş sistemimizde, Neptün’ün daimi yörüngesine yerleşirken yaptığı son hareketler; birden fazla kuyrukluyıldızı Jüpiter’e ulaşana kadar gezegenden gezegene geçirerek içeri doğru itekledi. Jüpiter bu buzlu kütlelerin bir kısmını dışarı doğru fırlattı, ama diğerleri Geç Dönem Ağır Bombardımanı olarak bilinen bir dönem sırasında Dünya’ya doğru içeri savruldu

Bir sanatçının erken Dünya tasviri büyük darbelerle dövülen bir yüzeyi gösteriyor.
Bir sanatçının erken Dünya tasviri büyük darbelerle dövülen bir yüzeyi gösteriyor.
Simone Marchi/NASA

Günümüzde Dünya, her gün ve sürekli olarak, toz formunda bulunan yaklaşık 90 metrik ton gezegenlerarası materyali biriktiriyor. NASA’nın Dünya’ya Yakın Cisimleri Araştırma Merkezi’ne göre; 100 metreden daha büyük cisimler, yüzeye yalnızca 10,000 yılda bir çarparken, 1 kilometreden daha büyük cisimler, yüzeye yalnızca her birkaç 100,000 yılda bir çarpıyor.

Dev gezegenler bu yıkıcı kırıntıları Güneş’e doğru savururken çarpışmalar aniden artar ve çarpmalar daha sık gerçekleşmeye başlar. Orta boy cisimler, atmosferin içine atmosferik süreçler ile engel olunabilecek toz ve atık madde savurur. Dev darbeler yalnızca sıfır noktası (patlamaya en müsait nokta) tahrip olduğu için değil, aynı zamanda Uzun Kış’a sebebiyet verebilecek kadar atık madde kusarak, gezegeni kısa süreli bir Buzul Çağına sürükledikleri için de çok şiddetli etkilere sebep olabilir. Yeterli darbenin art arda hızlıca yollanmasıyla, iklimin etkileri sonunda dünyayı yaşanamaz bir yer haline getirene dek bir diğerinin üstüne eklenmeye devam eder.

Tüm Reklamları Kapat

Raymond, diğer yıldızların etrafında bulunan gezegensel kalıntı gözlemlerine dayanarak, galaksideki yaklaşık 1 milyar Dünya benzeri gezegenin asteroid bombardımanına uğrayarak eninde sonunda tahrip olacağını hesapladı.

Büyük Kötü Abi: Jüpiter, Hayatı Sonlandırabilir mi?

Solar sistemde Güneş’ten sonraki en büyük cisim olan Jüpiter, ondan küçük kayalık gezegenlere kalkan olarak "korumacı bir abi" gibi davranır; diğer dünyaların etrafındaki başka devler de aynı rolü üstleniyor gibi görünüyor. Ama eğer bir gaz devi olan Jüpiter, kararsız bir gezegene dönüşmüş olsaydı, bunun, Jüpiter’in çevresinde bulunan, ondan küçük dünyalara karşı yıkıcı bir etkisi olabilirdi.

Yıldızlar oluştuktan sonra, kalan malzemenin diski gezegen oluşumuna yol açar. Disk içinde bulunan gazlardan ve tozdan kaynaklanan kütleçekimsel asılmalar, gezegenlerin üzerinde bir kuvvet yaratır ve bu kuvvet onları ilk birkaç milyon yıl boyunca belli bir saha içerisinde tutabilir. Fakat bu kuvvet yok olduğunda, gezegenler yörüngelerini daha kolay değiştirebilir. Dev gezegenler, kayalık kardeşlerinden daha küçük olduğu için, onların kütleçekimsel itmeleri daha küçük gezegenlerin yörüngelerini değiştirmede çok önemli bir fark yaratabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak, büyük dünyalar dokunulmaz değildir; iki dev gezegen birbirini çekebilir ve birbirlerine aşırı derece yaklaşabilirler. Raymond’a göre bu devler, birbirlerine kütleçekimsel tekmeler atmak yerine nadiren çarpışır. Eninde sonunda, bazı dünyalar yörüngeden dışarı tekmelenerek tamamen atılır ve hiçbir yıldıza bağlanmadan süzülmek üzere uzay boşluğuna gönderilir.

Raymond, kabaca 5 milyar kayalık dünyanın gaz devleri tarafından tahrip edildiğini hesapladı. Bu yıkımların çoğu muhtemelen gezegenler oluştuktan hemen sonra gerçekleşti. Buna karşılık, yıkımların çok az bir kısmı da muhtemelen gezegenlerde yaşamın gelişmesi için zaman olduğunda; sistemin ömründe daha sonra gerçekleşti. Eğer gaz devlerinin yalnızca %1’i gezegensel ömürleri içerisinde daha geç kararsız duruma geçseydi, o zaman 50 milyon gezegen sistemi, yerleşik dünyaları kendi yıldızlarına fırlatarak yok ederdi.

Gezegenler bir ihtimal birbirlerine çarparak yok olmuş olabilir, ama bu muhtemelen o kadar da sık gerçekleşmiyordu.
Gezegenler bir ihtimal birbirlerine çarparak yok olmuş olabilir, ama bu muhtemelen o kadar da sık gerçekleşmiyordu.
Vadim Sadovski

Yıldızların Atıştırması

Gezegenler gibi, yıldızlar da ölür ve yıldızların bu dönüşümünün, yörüngelerindeki gezegenler üzerinde çok şiddetli etkileri olabilir.

Örneğin kızıl cüce yıldızları 100 milyon yıldan daha uzun bir zamanda (bizim güneşimizden on kat daha fazla bir sürede) uzun dönem parlaklıklarına ulaşabilirler. Kızıl cüceyi yörünge belleyen gezegenler, birkaç milyon yıl süresince yaşanabilir bölgede bulunabilirler; ama yıldız parlaklaştıkça gezegendeki yaşam barındıran su; yüksek sıcaklığın etkisinde kalarak buharlaşacaktır. Fakat buna rağmen, sıcak kızıl cücenin yörüngesindeki gezegenler yaşam barındırabilir. Raymond şöyle yazıyor:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 1 (7 kitap)

Aurélia

Gérard de Nerval

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler zarif ve yalın üslubuyla insan ruhunda derin bir iz bırakıyor.

Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlayan Dönüşüm, keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan eseridir.

Köpeklerin Sohbeti

Miguel de Cervantes

Talihsiz bir evlilik yüzünden hastaneye düşen bir teğmen hasta yatağında yatarken sokakta iki kişinin konuştuğunu duyar. Sohbetin çekiciliğine kendini iyice kaptıran teğmen konuşanların aslında hastanenin bekçi köpekleri olduğunu anlar ve bu mucizevi sohbeti kağıda aktarır.

Bir süreliğine konuşma kabiliyeti kazanan iki köpek başlarından geçenleri anlatırken insanlığın derin mevzularına değinirler: ahlak, yozlaşma, dedikodu, haset, talih, onur, sinsilik, tahakküm…

Cervantes’in yaşadığı dönem ve ülke üzerine yoğun bir hiciv içeren bu uzun öyküsü, bütün bir insanlık tarihinin (ve muhtemelen geleceğimizin de) güzel bir eleştirisine dönüşüyor.

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü

Adelbert von Chamisso

“Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır.”

Modern insanın çaresizliğinin masallara özgü bir üslupla aktarıldığı Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü, sonsuz bir servet elde etmek adına Şeytan’a gölgesini satan Peter Schlemihl’in diğer insanlar tarafından aşağılanıp dışlanmasını anlatır. Adelbert von Chamisso’nun edebiyat tarihine damgasını vuran bu eşsiz hikayesi, aradan geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ geçerliliğini koruyor.

“Damgalanmış ve dışlanmış bir adamın çektiği ızdırapların derin bir tasviri.”

Thomas Mann

Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle kanaatkârlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko

Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranççı bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Devamını Göster
₺780.00
Klasikler Seti 1 (7 kitap)

Bu süreç, gezegenleri tamamen kurutuyor mu yoksa yalnızca birkaç dış katman okyanusunu mu yüzeyden siliyor bilmiyoruz. Eğer gezegenin iç katmanında hapsolmuş yeterli su varsa (Dünyanın, mantoda yüzeydekinin birkaç katı miktarda su bulundurduğu düşünülmektedir), daha sonra yenilerini ortaya çıkararak okyanuslarını kaybetmeye dayanabilir. Bu, coğrafya ve astronomi arasındaki kompleks bir etkileşim ve akıbetin ne olduğu bilinmiyor — şimdilik.

Raymond, 100 milyar gezegenin kendi kızıl cüceleri tarafından kurutulmuş olabileceğini tahmin ediyor.

Güneş benzeri yıldızlar, yaşanabilir gezegenlerdeki hayata bir şans daha vererek onlara sularına tutunmaları için daha fazla zaman bahşediyor. Ama Güneş’in sıcaklığı da değişiyor ve milyarlarca yıldır yavaş yavaş parlaklığı artıyor. Raymond, bir milyar yıl içinde bu gezegenin artık yaşanabilir bölge içerisinde olmayacağını söylüyor. Su, Dünya’nın yüzeyinde artık sıvı formda bulunamayacak. Onun yerine, gezegen ani bir sera etkisi geçirecek ve en sonunda Venüs’e benzer bir biçimde bu gazlar tarafından sarılıp sarmalanacak.

Güneş benzeri bir yıldız, 10 milyar yıl yaşına geldiğinde, hidrojenini tüketecek ve mevcut boyutunun 100 ila 200 katı büyüklüğe gelene kadar genişleyecek. (Bizim güneşimiz 4.5 milyar yıl yaşında, yani bu gerçekleşene kadar hala biraz zamanımız var.) Güneş sisteminde, Güneş’in değişen yerçekimi Mars’ı ve diğer dış gezegenleri sistemin dışına iterken, Venüs ve Merkür yıldız tarafından yutulacak. Dünya bunun tam sınırında, yani kurtulabilir ya da yok olabilir. Kabaca 4 milyar kayalık dünya da benzer şekilde yavaşça parlaklığı artan bir yıldız tarafından yutuldu.

En büyük yıldızlar, birkaç milyon yıl gibi görece kısa bir zaman diliminin ardından yakıcı bir süpernova içerisinde patlar. Raymond, bu büyük yıldızların etrafında hiç gezegen gözlenmediğini, ama bunun araştırılacak çok az sayıda büyük yıldız olmasından ve hala güneş sisteminin dışındaki gezegenlerin bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını yazıyor. Öyle ya da böyle, bu dev yıldızların etrafındaki herhangi bir gezegen, muhtemelen yıldızın patlayıcı ölümü ile yok edilecek.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 8
  • Tebrikler! 6
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • Korkutucu! 3
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Üzücü! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: space.com | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/12/2025 14:33:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9625

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
N. T. Redd, et al. Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?. (2 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9625
Redd, N. T., Dindar, M. S., Bakırcı, Ç. M. (2020, December 02). Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?. Evrim Ağacı. Retrieved December 26, 2025. from https://evrimagaci.org/s/9625
N. T. Redd, et al. “Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Mina Su Dindar, Evrim Ağacı, 02 Dec. 2020, https://evrimagaci.org/s/9625.
Redd, Nola Taylor. Dindar, Mina Su. Bakırcı, Çağrı Mert. “Gezegenler Nasıl ve Neden Ölür?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Mina Su Dindar. Evrim Ağacı, December 02, 2020. https://evrimagaci.org/s/9625.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close