Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü...

8 dakika
31,608
Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü...
Evrim Ağacı Akademi: Bilim İnsanları ve Biyografileri Yazı Dizisi

Bu yazı, Bilim İnsanları ve Biyografileri yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Charles Darwin'in Dini İnancı Neydi? Din ve Tanrı ile İlgili Görüşleri Nelerdi?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Podcast
12:01
Okan Ö. Cinemre
Okan Ö. Cinemre Seslendiren 1 Mayıs 2019
29
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

Adım Galileo Galilei... 78 yaşındayım... Yaşlandım artık... 1642’ye kadar yaşayacağımı hiç tahmin etmezdim.. Ancak ölüme çok yaklaştığımı, yürümeye mecali kalmamış dizlerim, tam göremeyen gözlerim, titreyen ellerim ve eskisi kadar kıvrak çalışamayan belleğim her gün hatırlatıyor bana.

Olsun... Ölüm de doğum gibi yaşamın gerçeği. Eğer siz benim hikayemi sahiplenirseniz, merak ve kuşkunun gerçeği aramaktaki önemini yeterince anlarsanız, yerleşik yanlışlara cesaretle ya da korkarak, ama nasıl olursa olsun bir şekilde karşı çıkarsanız, bu ihtiyar Galileo hiç ölmemiş olacaktır... Her zaman yaşayacaktır...

Biliyorsunuzdur; 10 sene önce bir mahkemede yargılandım. Kitabımı, 1632’de yayınladıktan 1 yıl sonraydı. O zaman 69 yaşındaydım. Din adamlarının yargıç olduğu bir engizisyon mahkemesiydi bu. Eskiden beri ihtişamıyla büyülendiğim San Pietro kilisesinde yapılan bu mahkemede, affedersiniz, postu deldirmeye ramak kalmış bu ihtiyar korkudan tir tir titredi. 10 kişiden oluşan kardinaller kurulu önünde diz çökerek, “Merhamet edin bu yaşlı adama, yanlış işler yaptım.” diye yalvardım. Doğru muydu? Yanlış mıydı? Bilmiyorum. Ben aranızdan ayrıldıktan sonra, sizler karar verin artık. 

Tüm Reklamları Kapat

Korkuyordum... Çünkü, Giordano Bruno’yu duymuşsunuzdur. Tam 33 yıl önce, sadece ve sadece “evren sonsuzdur ve başka dünyalar da var olabilir” dediği için aynı mahkeme tarafından mahkum edilmiş ve direğe bağlanarak yakılmıştı. 1574’te ise, İngiliz denizci Miles Philips’in engizisyon mahkemesinde yargılanırken; “Rahibin başının üzerinde tuttuğu şu komünyon ekmeği ve kutsal kadehteki şu şarap kurtarıcımız kutsal İsa’nın kusursuz bedeni ve kanıdır. Evet mi? hayır mı?” diye soran mahkeme heyetine inanmadığı halde tatlı canını kurtarmak için “evet” dediğini de biliyorum. Dedim ya, karar sizin…

Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Dr. Feza Köylüoğlu

Asıl uğraş alanım mekanik ve matematiktir. Ama gökyüzünü de uzun yıllar boyunca gözlemledim. 1608’de Hollandalı gözlükçülerden özel mercek camları satın aldım. O zaman en iyi mercekler Hollanda’da yapılıyordu ve bu merceklerle kendime iyi bir dürbüne göre 30 kat güçlü bir alet yaparak buna teleskop adını verdim. Çoğu akranım teleskopla bakmayı bile bilmiyordu. Kimileri ise bakmayı reddediyordu. İnanamıyorsunuz değil mi? İnanın lütfen. Güya, Tanrı'yla yeryüzündeki insanlar arasındaki iletişimi sağlayan meleklerin yaşadığı yer olan gökyüzünü, özel dürbünlerle izlersek onların mahrem hayatlarına girmiş oluyormuşuz. 1598’de Würzburg kentinde onlarca kişi, cin ve şeytanlarla ilişki kurduğu veya cadılık yaptığı iddia edilerek yakılarak infaz edilmişti. Bizim buralarda da insanların bakışı pek farklı değildi. Ama buna rağmen teleskop ile uzun gözlemler yaptım. 

Padua ve Pisa üniversitelerinde matematik bölümünde uzun süre hocalık yaptım. Daha çok mekanikle uğraştım. Henüz 19 yaşındayken sarkaçları inceledim. Sarkaçların gidiş geliş mesafesinin, telin uzunluğuna bağlı olduğunu buldum. İnsan nabız atışlarını ölçen bir sarkaç yaptım. Sonradan sarkaçlı saatler de yapıldı.

Aklıma yatmayan, merak ettiğim ne varsa gözlem ve deneylerle ispat etmeye çabaladım. Eskiden Aristo mekaniği denen bir öğreti vardı. Aristoteles’e göre sürekli bir kuvvetin etkisinde olan cismin düzgün bir hızla hareket etmesi gerekiyordu. Öyle ya, hareketi oluşturan bir neden olması gerekiyordu. Mesela, öküzün çektiği araba, küreklerin çektiği kayıklar gibi. Peki o zaman gökyüzü cisimlerinin hareketi nasıl oluyordu acaba? Yanıt basitti; gökyüzü cisimlerinin hareketi melekler tarafından sağlanıyordu!

Tüm Reklamları Kapat

Tartışılmaz görünen birçok görüş hakkında şüphelerim vardı. Kendi kendime soruyordum; O zaman havaya atılan bir diskin epeyce uçmasının sebebi neydi? Peki neden düşüyordu? Yaptığım gözlem ve deneyler sonrasında Bir cismi harekette tutan sebepten çok, durduran sebebin araştırılması gerektiği sonucuna vardım. 

Ağır cisimlerin hafiflerden daha hızlı düştüğü ile ilgili Aristo görüşü vardı. Ve bu da doğru değildi… Pisa kulesinden attığım farklı ağırlıklardaki bilyelerin aynı anda yere düştüğünü gördüm. Sonra bir merminin izlediği yolla ilgili deneyler yaptım. Atılan bir top mermisinin yörüngesinin yarım parabol şeklinde olduğunu, hem deneylerle hem de matematik hesaplarıyla ispatladım. Bu, çok özel bir şeydi… İlk defa bir buluş, rastlantı ile değil, deney ve matematiği kullanarak ispatlanıyordu.

Padua’da 18 yıl çalıştıktan sonra Toscana grandükü beni himayesine aldı. Rahat bir çalışma ortamı ve saygınlığa kavuştum. Çok tanınan birisiydim. Düşünebiliyor musunuz? Hacı olmak için Roma’ya gittiğimde, çalışmalarım nedeniyle ileride beni mahkum edecek olan kardinaller, Galileo ile bir yemek randevusu alabilmek için zengin soylularla yarışmışlardı!

Nasıl ki mekanikte Aristo’yu sorguluyorsam, astronomide de gizli veya açıktan Ptolemy’nin öğretisini sorgulamaya başlamıştım.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Gökyüzünü gözlemek ve bu gözlemlerden sonuçlar çıkarmak, insanlığın başlangıcından beri merak konusu olmuştur. Dilerseniz size kısaca bana gelene kadar nasıl bilgilere ulaşılmış kısaca özetleyim:

Antik Yunan’da Pitagoras (Pisagor)… Evreni; asil ve mükemmel dünya, sabit yıldızlar küresi ile çevrelenmiş kozmos (gökyüzü) ve tanrıların evi Olimpos olarak üçe ayırdı. Bunların her birinin küre olduğunu ve merkezinde bir ateş vardı. Dünya bu ateş etrafındaki dönüşünü 1 günde, ay 1 ayda, güneş 1 yılda, gezegenler daha uzun zamanda tamamlıyorlardı. Yıldızlar ise sabitti. 

MÖ. 450’de Sokrates, astronomiyi bir zaman kaybı olarak görüyordu. Öğrencisi Platon ise hocasının bu fikrine katılmıyordu ve Pitagoras’ın sistemini tamamen kabul etmişti. Platon, evrenin kaostan düzene doğru giden akıllı ve tanrısal bir yaratım olduğunu ve gök cisimlerinin hareketlerinin bir melekler grubu tarafından sağlandığı ve denetlendiğini ifade ediyordu.  

MÖ. 356- 409 arasında yaşamış Knidos’lu Exodus, evren için ilk geometrik ve niceliksel modellemeyi yapan kişi oldu. Dünyayı merkezine koyarak evrendeki tüm gök cisimleri için 27 kürenin hareketini tarif etti. Ve tabii ki en dışta da yıldızlar! Ama gözlemler artıp küreler çoğaldıkça hep yenileri eklendi. Öyle ki 1200’lü yıllarda bir türlü tam tariflenemeyen gök cisimlerinin hareketlerini anlamak isteyen İspanya Kralı X. Alfonso; “Eğer Tanrı benden bir öğüt isteseydi, kesinlikle daha kolay bir sistem önerirdim.” diyordu.

İskenderiye’de, MS. 150 yıllarında antik çağın son önemli astronomu Cladius Ptolemi (Batlamyus) sahneye çıktı. Büyük bilgin Batlamyus! Popülerdi ve büyük işler yapıyordu. Önemli yerlerin enlem ve boylamlarıyla ilgili 8 cilt kitap yazdı. Ancak astronomi konusundaki öngörüleri doğru değildi. O da güneş, ay ve yıldızları dünyanın etrafında döndürmeye devam etti. Hatta bu bilgileri astroloji, din ve felsefe ile birleştirip çorba yaptı. Ptolemi’nin çorbasını, 1500 yıl herkes içti. Kutsal kitap tefsirleri de buna göre yapıldı. 

15. yüzyılda denizciliğin gelişmesi yön bulma sorunlarının çözümünü zorunlu kılınca astronomiye ilgi arttı. Nitekim 1540’ta Kopernik bir kitap yayınladı. Evrenin merkezine, güneşi koydu, dünyanın ve tüm gezegenlerin bunun etrafında aynı yönde ve güneşten uzaklaştıkça azalan hızlarda döndüklerini söyledi. Doğaları gereği sonsuz bir döngü içindedirler dedi. Bu bir devrimdi! Ama korkaktı. Belki bilerek belki bilmeden kitabın kolay okunur olmasını istemedi ve ölmeden kısa bir süre önce yayımladı. Ama bir kez gerçekleri aydınlatacak mum yanmıştı.

Tüm Reklamları Kapat

Teleskop ile uzun gözlemler, okumalar ve tartışmalar yaptım. Kopernik sistemini mantıklı buluyordum. Gün merkezli kuramı doğru olduğunu anladım. Bir cismin iki hareketi birden yapamayacağı söyleniyordu. Halbuki gözlemlerim bunun olduğunu gösteriyordu. Yani dünya güneşin etrafında dönerken, kendi çevresinde de dönüyordu! Kutsal ve kusursuz sanılan Güneş’te lekeler vardı. Ay üzerinde de dünyaya benzer dağlar vardı. Bütün bunlar gökyüzünün kusursuz olduğuna dair inanışlara ters gözlemlerdi. Jüpiter’in etrafında uydularını keşfettim. Ve daha önemlisi Jüpiter güneşin etrafında dönerken, uyduları da Jüpiter’in etrafında dönüyordu… 

Görüşlerimi açıkladığımda büyük bir gürültü koptu. Tanınmış ve saygın biri olmam, mensubu göründüğüm seçkinler topluluğuna ihanet gibiydi. Ayrıca sanki inadına, daha fazla kişinin okumasını sağlamak için Latince yerine İtalyanca ile yazmam da tepki çekmişti. Papa çok öfkeliydi. Yenilikçi olarak bildiğimiz Martin Luther bile ta Almanya’dan benim ilham aldığım Kopernik için "Bu ahmak, aklı sıra bütün gökbilim sanatını ters yüz edecek!" demişti.

Kitabım

Kitabımın adı “Konuşmalar” idi. Anlatım, üç kişinin birbiriyle sohbeti olarak sürüyordu. 

Tüm Reklamları Kapat

  • Salviati; benim kendi düşüncelerimi, 
  • Sagredo; akıllı ve tarafsız bir hayat adamını, 
  • Simplicio; yerleşik yanlışları sorgulamadan kabul eden bir aptalı canlandırıyordu.

Aralarında konuşup tartışıyorlardı. Mesela, Simplicio, güneş ve yıldızların görevinin dünyaya hizmet etmek olduğunu söylüyor, buna karşılık Sagredo, “ne yani! bunca ölümsüz ve kusursuz gök cismi, sadece evrenin pislik çukuru dediğiniz ölümlü ve geçici bir dünyaya hizmet için mi yaratıldı?” diye yanıtlıyordu.

Yakın dostum olan Papa VIII. Urban çok öfkeliydi. Hem yazılanlarla kilisenin yüzlerce yıllık söyledikleri alaya alınıyordu, hem de bir dostu tarafından aldatılmışlık hissiyle doluydu. 

Meşhur engizisyon mahkemesine çıktım. Söylediklerimi ispat etmem istendi. Şaşkın ve tedirgindim. Dünyanın dönmesine delil olarak, suların gelgitini verdim. Meğerse gel-git olayı ayın çekim gücüyle oluyormuş ve Kepler zaten söylemişmiş falan daha neler neler... Ama delillerim doğru ve doyurucu olsa bile sonuç farklı çıkmayacaktı elbette… 

Sonuçta, sabit fikirli ve düşünen sorgulayan bir zihne sahip olmayan kişileri ikna edecek gücü kendimde bulamadım. "Acınacak kadar yaşlıyım." diyerek bütün ömrümü verdiğim çalışmalarımı inkar ettim ve lanetliyorum dedim...

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kedi Felsefesi

“UYANDIĞINDA DAHA ÇOK ÇALIŞABİLMEK UĞRUNA UYUMAK, ACINASI BİR YAŞAM BİÇİMİDİR. KEYİF İÇİN UYU, KÂR İÇİN DEĞİL.”
En zeki ve yaratıcı zihne sahip tür biziz. Sadece biz, türünün huzursuzluğuna deva bulmak için bir düşünce disiplinini –felsefeyi– yarattık. Öyleyse nasıl oluyor da kediler bir şekilde hep memnun ama biz hep dertliyiz? Belki de büyük filozoflarımızdan çok, kedilerden öğreneceklerimiz vardır.
Çağdaş düşünür John Gray insanın felsefeyle, inanışlarla ve modern araçlarla kurduğu dünyasının kırılganlığını bir kedinin patisiyle yoklayıp test ediyor; sevgi, bağlılık, ölümlülük, ahlak, kıskançlık ve benlik gibi belalı konuların kediler için neden meseleye dönüşmediğini anlamaya çalışıyor. Montaigne’in meşhur kedisinden, Vietnam Savaşı’nı cesaret ve neşesini kaybetmeden atlatmış kedi Mèo’ya, oradan da kedilerle ilgili kendi gözlemlerine uzanarak bir canlının “doğasına sadık olmasının” iyi yaşamak için kilit önemini vurguluyor. Bebeklikten itibaren toplumsal kabullere göre inşa ettiğimiz kendimize dair imgelerin çoğu zaman bedenimiz ya da yaşamımızın gerçekliğiyle uyuşmadığını, dolayısıyla onların peşinden koşmanın mutluluktan çok hayal kırıklığı getireceğinin altını çizerek, hayatlarımızın her türlü mükemmellik fikrinden daha zengin ve daha anlamlı olduğunu gösteriyor.
Kedi Felsefesi, kışkırtıcı fikirleriyle okurlarını silkeleyen, yün yumağına dolanmanın kedilere özgü olmadığını gösteren küçük ama tesirli bir kitap.
“Gray fikirlerimizde kendimizi pohpohlayıcı, aldatıcı ve sığ ne varsa tespit etmesini sağlayan bir altıncı hisse sahip sanki.”
Costica Bradatan, The Washington Post

Devamını Göster
₺200.00
Kedi Felsefesi
  • Dış Sitelerde Paylaş

Serdar Çeliktaş

Bu sayede, kutsal kitaptaki pişmanlık ilahisini 3 yıl boyunca haftada iki kez okuma ve ev hapsine alınma cezasıyla kurtuldum. Konuşmalar adlı 500 sayfalık kitabım, kilisenin yasaklı kitaplar listesine eklendi.

Ve ben o salondan çıkarken; dünya hala dönüyordu! 

Yaşlı bedenini yakılmaktan bu şekilde kurtaran ben Galileo Galilei…

1992’de ise Papa II. John Paul yeniden bir yargılama yaptırıp, insanlığın akıl ve vicdanında çoktan kararını verdiği bu davada, suçsuz ve haklı olduğumu kabul ederek beni beraat ettirdi ve kilisesinin vicdanını rahatlatmış oldu.

Çok mu geç dediniz?

Galileo’yu yargılayan kilise, aklı ve bilimi ezmeye çalışan bir bağnazlar ordusu muydu? Yoksa bilim çağının durumu kavramaktan yoksun ilk şaşkın kurbanları mı? 

Bunun kararını vermek bilişim ve teknoloji çağında yaşayan sizlere kalmış…

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Bilim İnsanları ve Biyografileri Yazı Dizisi

Bu yazı, Bilim İnsanları ve Biyografileri yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Charles Darwin'in Dini İnancı Neydi? Din ve Tanrı ile İlgili Görüşleri Nelerdi?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 33
  • Muhteşem! 18
  • Üzücü! 10
  • Bilim Budur! 9
  • İnanılmaz 6
  • Merak Uyandırıcı! 6
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Umut Verici! 3
  • Grrr... *@$# 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • İğrenç! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 15:08:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8108

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Dünya Dışı Yaşam
Mantık Hatası
Terapi
Mavi
Primat
Aşı
Pediatri
Cinsellik Araştırmaları
Fizyoloji
Popülasyon
Gözlem
Uzay
Bilim İnsanları
Biyoteknoloji
Astrofizik
Mantar
Tümör
Büyük
Dalga
Depresyon
Zaman
Koku
Balina
Kuyruk
Koronavirüs
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
O. Ö. Cinemre, et al. Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü.... (12 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8108
Cinemre, O. Ö., Bakırcı, Ç. M. (2019, December 12). Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü.... Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8108
O. Ö. Cinemre, et al. “Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 12 Dec. 2019, https://evrimagaci.org/s/8108.
Cinemre, Okan Ö.. Bakırcı, Çağrı Mert. “Galileo Galilei Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, December 12, 2019. https://evrimagaci.org/s/8108.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close