Ftalatlar Erkekleri Kısırlaştırıyor mu? PVC'lere Maruz Kalmanın Üreme Sistemine Etkisi Nedir?
Ftalat Maruziyeti ve Kısırlık: Bilimsel Bulguların Değerlendirilmesi

- Çeviri
- Üroloji
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Nisan 2023'te yayınlanan bir tahmine göre, infertilite dünya çapında üreme çağındaki her altı yetişkinden birini etkilemektedir. Yüzde oranı ile belirtecek olursak bu oran %17,5'a tekabül etmektedir. İnfertiliteye neden olan faktörler doğumdan önce veya yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişebilir. Ayrıca infertilite o kadar çeşitli ve karmaşık bir fenomendir ki çoğu durumda kesin bir neden tanımlanamaz.
Kısırlığın önde gelen nedenlerinden biri hormon dengesizliğidir. Hormonlar üreme, gelişme ve metabolizma dahil olmak üzere vücuttaki tüm temel biyolojik işlevleri düzenleyen kimyasal habercilerdir. Vücutta çok düşük seviyelerde dolaşmalarına rağmen, hormon konsantrasyonlarındaki küçük değişiklikler vücutta güçlü etkiler yaratır. Bu nedenle hormon sinyalizasyonundaki küçük aksaklıklar bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
1960 ve 1970'lerde araştırmacılar, bazı pestisit ve ilaçlardaki kimyasalların hormonlarla etkileşime girerek hayvanlar ve insanlar üzerinde üreme sorunlarına neden olduğunu keşfetti. Ancak, bu tür kimyasallar için "endokrin bozucu" terimi ilk kez 1991'de Wingspread Konferansı'nda kullanıldı. Aynı konferansta, bu maddelerin insan sağlığına potansiyel zararları hakkında ilk fikir birliği bildirisi yayımlandı.
O zamandan bu yana, pestisitler, mantar ilaçları, plastikler, çözücüler, yağlayıcılar, elektronikler ve tekstil ürünleri de dahil olmak üzere günlük kullanımdaki çeşitli ürünlerde endokrin bozucu potansiyele sahip kimyasallar tespit edilmiştir.[1]
Araştırmacılar, bu kimyasalların insan sağlığı üzerindeki etkilerini yeni yeni anlamaya başlıyor. Özellikle hamilelik ve erken çocukluk dönemlerinde endokrin bozuculara maruz kalmanın daha zararlı olabileceği düşünülüyor. Çünkü bu dönemlerde tüm organlar gelişim sürecindedir ve bu süreç büyük ölçüde hormonlara bağlıdır.
Kamuoyunun dikkatini çeken endokrin bozuculardan biri, günlük yaşamda yaygın olarak kullanılan sentetik kimyasallar olan ftalatlardır. Son yıllarda ftalatların, kısırlık ve hatta "penis küçülmesi" gibi çeşitli durumlarla ilişkilendirildiği öne sürülmektedir. Ancak, bu iddiaların bilimsel desteği var mı? Bu makalede, ftalatların insan üremesi üzerindeki bu ve diğer potansiyel etkileri hakkındaki mevcut bilgileri analiz edeceğiz.
İnsanlar Ftalatlara Nasıl Maruz Kalıyor?
Ftalatlar kütlelerine göre iki geniş kategoriye ayrılır: Yüksek (molekül ağırlıklı) ftalatlar ve düşük (molekül ağırlıklı) ftalatlar. Bunların her biri farklı özelliklere ve uygulamalara sahiptir.
Yüksek ftalatlar, genellikle "plastikleştirici" olarak bilinir, çünkü esas olarak polivinil klorür (PVC) üretiminde kullanılırlar. Bu, PVC'nin daha esnek ve dayanıklı olmasını sağlar. PVC, dünya çapında inşaat malzemeleri gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılan bir plastiktir ve duvar ve zemin kaplamaları, oyuncaklar, gıda ambalajları ve tıbbi cihazlar gibi ürünlerde yer alır. Yaygın olarak bilinen bazı yüksek ftalat örnekleri ise bis(2-etilheksil) ftalat (DEHP), butil benzil ftalat (BBP), diisononil ftalat (DiNP), diisodecyl ftalat (DiDP) ve di(2-propylheptyl) ftalat (DPHP)'tır.

Düşük ftalatlar, çözücü olarak ve kozmetiklerde, kişisel bakım ürünlerinde ve kokularda, kokuların daha uzun süre kalıcı olmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Ayrıca bazıları, gıdalarda katkı maddesi olarak ve ilaçlarda, ilaçların salınımını yavaşlatmak için de onaylanmıştır.[2] En yaygın düşük ftalatlar arasında dibütil ftalat (DBP), dimetil ftalat (DMP) ve dietil ftalat (DEP) yer alır.
Ancak ftalatlar, özellikle de düşük ftalatlar, parçası oldukları malzemelere güçlü bir şekilde bağlı değildir. Bu da, bu ürünlerden çevreye sızabilecekleri ve insanları potansiyel etkilerine maruz bırakabilecekleri anlamına gelir.
Üretim ve paketleme sırasında ftalatlarla temas etmiş yiyecek ve suların yenmesi ve içilmesi başlıca maruziyet yolu olarak kabul edilmektedir.[3], [5] Buna ek olarak, ftalatlar deri yoluyla emilebilir ve buhar olarak veya toza bağlı partiküller halinde solunabilir.[6]
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Ftalatların insanlar için oluşturabileceği riskleri anlamak için, öncelikle toplumda bu kimyasallara maruz kalma düzeyini değerlendirmek gereklidir. Araştırmacılar, genellikle idrar gibi biyolojik örneklerdeki ftalat parçalanma ürünlerinin (metabolitler) konsantrasyonunu ölçerek ftalat maruziyetini dolaylı olarak tahmin etmektedir. Bu amaçla, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) bünyesindeki ABD Ulusal Çevre Sağlığı Merkezi (NCEH), NHANES (Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Araştırması) programına katılan altı yaş ve üzeri kişilerden alınan idrar örneklerini kullanarak ABD nüfusundaki ftalat maruziyetini izlemektedir.
2013-2014 yılları arasında toplanan NHANES verileri, test edilen 2685 katılımcının %40 ila %99,5'inde (metabolite bağlı olarak) farklı ftalat metabolitlerinin 12 tespit edilebilir seviyede olduğunu göstermiştir. 1999-2000 yıllarına ait NHANES verilerini kullanan 2004 tarihli bir NCEH çalışması da benzer sonuçlar elde etmiş ve nüfusun %89 ila %98'inde sekiz ana ftalatın tespit edilebilir seviyelerde olduğunu ortaya koymuştur.[8] Bu çalışma ayrıca, çocuklarda ve kadınlarda ftalat seviyelerinin, yetişkinler ve erkeklerle kıyaslandığında genellikle daha yüksek olduğunu bulmuştur.
Bu veriler, ftalatlara maruz kalmanın ABD nüfusu genelinde yaygın olduğunu göstermiştir ve araştırmalar aynı durumun Avrupa'da da geçerli olduğunu ortaya koymuştur.[9]
Ftalatlar Kemirgenlerde Doğurganlığı Azaltır!
Otuz yılı aşkın süredir yapılan araştırmalar, ftalatların kemirgenlerde, özellikle de erkeklerde üreme ve gelişim sorunlarına neden olduğunu göstermektedir. 1977 yılında Gray ve arkadaşları, DEHP ile beslenen erkek sıçanların, maruz kalmayan erkeklere kıyasla küçük testislere ve daha düşük sperm üretimine sahip olduğunu gösteren, bu etkileri bildiren ilk çalışmalardan birini yayınlamıştır.[10]
Daha sonraki çalışmalar, fetal gelişim sırasında ftalat maruziyetinin daha belirgin doğumsal kusurlara yol açabileceğini göstermiştir. Bu nedenle, hamile kemirgenlerin DEHP, MBP, DBP, BBP ve DiNP ile beslenmesi, erkek yavrularında testosteron üretimini bozarak testis inişinde gecikme, sperm üretiminde sorunlar, kısırlık ve genito-üriner sistemde yapısal bozukluklara neden olmuştur.[11], [12], [13], [14], [15], [16] Bu kusurlar kümesi, "ftalat sendromu" olarak adlandırılmıştır.[17]
Ftalatların etkilerinin çoğu erkeklerde gösterilmiş olsa da, hormon üretimi ve doğurganlık sorunları dişilerde de bildirilmiştir.[18] Örneğin, Lamb ve arkadaşları tarafından 1987 yılında yapılan bir çalışma, erkek veya dişi sıçanların çiftleşme öncesinde ve sırasında DEHP'ye maruz bırakılmasının, maruz kalmayan çiftlere kıyasla yavru başına daha az sayıda canlı yavru ile sonuçlandığını göstermiştir.[19] DBP de benzer bir etkiye sahipti, ancak sadece dişilerde. Buna karşılık, DEP ne erkeklerde ne de dişilerde üreme üzerinde herhangi bir etki göstermemiştir.
1994 yılında Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bir başka çalışmada, DEHP ile beslenen dişi sıçanlarda polikistik geliştiği ve yumurtlama sorunları olduğu bulunmuştur.[20]
Daha da önemlisi, ftalatların etkilerinin kümülatif olduğu görülmektedir. Hayvanlar, birden fazla ftalata veya ftalatlarla birlikte diğer endokrin bozuculara maruz kaldığında bu durum birkaç nesli etkileyebilecek daha belirgin doğumsal kusurlara yol açabilmektedir.[21], [22], [23]
Hayvan Çalışmalarından Elde Edilen Sonuçlar Otomatik Olarak İnsanlara Genellenemez!
Hayvanlarda üreme sorunlarına neden olan bir maddenin insanlarda da benzer bir etkiye sahip olacağını varsaymak mantıklı görünebilir. Ancak, bu her zaman geçerli değildir. Hayvanlar üzerindeki etkiler bir uyarı niteliğinde olsa da hayvan deneyleri ile insan maruziyeti arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Birincisi, kemirgenlerin biyolojisi insanlardan farklıdır. Melbourne Üniversitesi Kanser Araştırma Programı yöneticisi ve veteriner Ri Scarborough’un The Conversation için kaleme aldığı bir makalede belirttiği gibi, hayvan deneylerinde elde edilen sonuçların çoğu zaman insanlara doğrudan uygulanamamasının nedenlerinden biri budur. Scarborough, bu biyolojik farklılıkları çikolata örneğiyle açıklamıştır: Çikolata, insanlar için tamamen güvenli bir gıda olmasına rağmen köpekler için zehirlidir. Bunun nedeni, köpeklerin çikolatadaki kafein ve teobromini parçalamak için gerekli enzimlere sahip olmaması ve bu maddelerin vücutlarında birikerek toksisiteye yol açmasıdır.
Bu bağlamda, Paris Diderot Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, ftalatlar da dahil olmak üzere çeşitli endokrin bozucuların sıçan, fare ve insan testis kültürlerinde erkeklik hormonları ve sperm oluşumu üzerindeki etkilerini analiz etmiştir.[24] Araştırma sonucunda, kemirgen ve insan kültürlerinde kimyasallara verilen tepkinin vakaların yalnızca üçte birinde benzer olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle araştırmacılar, kemirgenlerde elde edilen sonuçların doğrudan insanlara genellenmesinde dikkatli olunması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştur.
İkinci olarak, hayvan çalışmaları insan maruziyetini tam olarak yansıtmayabilir. Çünkü kemirgenlerde gözlemlenen etkilerin çoğu, insan maruziyetine kıyasla çok daha yüksek ftalat konsantrasyonlarında ortaya çıkmaktadır.[25] Ayrıca, ftalatlara maruz kalma yolları da hayvanlar ve insanlar arasında farklılık gösterebilir. Kemirgenler genellikle ftalatları gıda veya su yoluyla ağızdan alırken insanlarda bazı ftalatlar sindirim yoluyla, diğerleri ise öncelikle deri teması veya solunum yoluyla vücuda girebilir.
Bu farklılıklar, yalnızca hayvan çalışmalarına dayanarak ftalatların insan sağlığı üzerindeki riskleri hakkında kesin sonuçlara varmayı zorlaştırmaktadır. Ftalatların insanlara olan etkilerini daha güvenilir bir şekilde belirleyebilmek için insanlarda yapılan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. İnsanlarda yapılan çeşitli çalışmalarda ftalatlar ile üreme sorunları arasında bir korelasyon olduğu gözlemlenmiştir, ancak bu tek başına nedensellik oluşturmaz.

Klinik ve epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen kanıtlar, ftalatlar da dahil olmak üzere birçok endokrin bozucuya maruz kalma ile hem erkeklerde hem de kadınlarda üreme , gelişim ve metabolik sorunlar arasında olası bir bağlantı olduğunu göstermektedir.[26]
Ancak, korelasyon tek başına nedenselliği kanıtlamaz. Yani iki değişkenin birlikte değişmesi, birinin diğerine neden olduğu anlamına gelmez. Ftalatlar konusunda da, bu kimyasalların yukarıda belirtilen sağlık sorunlarına yol açtığını kesin olarak kanıtlayan bir bulgu bulunmamaktadır.
İnsanların her gün ağır metaller, herbisitler, böcek ilaçları ve birçok başka kimyasal maddeye maruz kaldığını unutmamak gerekir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, ABD Endokrin Derneği insanların günlük yaşamlarında 85.000'den fazla maddeyle temas ettiğini ve bunlardan 1.000’den fazlasının sentetik kimyasallar olduğunu belirtmektedir.
Kimyasal özelliklerine bağlı olarak hormon sinyalleri etkilenebilir. ABD CDC'nin Ulusal Biyoizleme Programı, şu anda insan örneklerinde 400'den fazla çevresel kimyasalın seviyelerini izlemektedir. Ancak, bu kimyasalların birçoğu yeterince araştırılmamıştır ve insan sağlığı üzerindeki etkileri hala belirsizdir.
İnsanların bu kadar çok kimyasala maruz kalması nedeniyle, her bir bileşiğin bireysel etkilerini birbirinden ayırmak son derece zor hale gelmektedir. Ayrıca, çevresel kimyasalların yanı sıra genetik, yaşam tarzı faktörleri ve altta yatan kronik nedenler gibi durumlar doğurganlığı etkileyen ve dikkate alınması gereken başka önemli faktörler.[27], [28], [29]
Son yıllarda yapılan araştırmalar, fetal gelişim sırasında ftalatlara çevresel maruziyetin testosteron seviyeleri, sperm üretimi ve testis gelişimiyle ilgili sorunlarla bağlantılı olabileceğini göstermiştir.[20], [21], [22], [23], [24], [25], [26], [27], [28], [29], [30], [31], [32] Ayrıca, fetal gelişim ve erken çocukluk döneminde bu kimyasallara maruziyet hem erkeklerde hem de kadınlarda metabolik ve nörolojik sorunlar dahil olmak üzere, ilerleyen yaşlarda belirli kronik hastalıkların görülme riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.[33], [34], [35], [36], [37]
Ftalatların kadınların doğurganlığı üzerindeki potansiyel etkileri, erkeklere kıyasla daha az araştırılmış olsa da bilim insanları yüksek ftalat seviyelerinin daha düşük gebelik oranları ve gestasyonel diyabet gibi gebelik komplikasyonlarıyla ilişkili olabileceğini tespit etmiştir.[38], [39], [40], [41], [42], [43], [44]
Bununla birlikte, farklı çalışmalar arasında sonuçlar tutarsızdır ve birçok araştırma, yüksek maruziyet seviyelerinde bile ftalat maruziyeti ile metabolik, bilişsel ve üreme sorunları arasında herhangi bir ilişki tespit edememiştir.[45], [46]
Örneğin, İsveç’te bir araştırma grubu, 2002 yılında fabrikalarda yüksek seviyelerde DEHP’ye maruz kalan erkeklerin, maruz kalmayan erkeklere kıyasla çocuk sahibi olma konusunda daha fazla zorluk yaşayıp yaşamadığını inceleyen bir çalışma yayınladı.[47] Araştırmacılar, 193 erkekten olma 397 hamileliği analiz etti ve maruz kalan ve maruz kalmayan erkekler arasında partnerlerinin hamileliği süresinde herhangi bir fark bulamadı.
2004 yılında George Washington Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bir başka çalışmada, doğum esnasında ekstrakorporeal membran oksijenasyonu gerektiren 19 ergenin DEHP maruziyetinin uzun vadeli etkileri değerlendirilmiştir.[48] Bu, bir tür yapay yaşam desteği sistemidir. Bir PVC makinesinin bebeklerin nefes almasına ve kan pompalamasına yardımcı olduğu bu destek, onları kemirgenlerde üreme sorunlarına neden olanlara yakın DEHP seviyelerine maruz bırakmaktadır.[49] Tüm ergenler, cinsiyet ve yaşlarına göre normal aralıkta büyüme, hormon seviyeleri ve gonadal fonksiyon göstermiştir.
Başka bir deyişle, ftalatların insanlarda üreme sorunlarına yol açıp açmadığını ve açıyorsa hangi konsantrasyonlarda yol açtığını belirlemek son derece zordur. Çevresel kimyasalların doğurganlık üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekirken, katkıda bulunan diğer birçok olası faktörü gözden kaçırmamak önemlidir.
Ftalatlar Erkeklerin Penis Boyunu Küçültüyor mu?
Ftalatlara maruz kalmanın "penisleri küçülttüğü" iddiası, 2021 yılında Mount Sinai'deki Icahn Tıp Fakültesi'nde çevresel epidemiyolog olan Shanna Swan'ın Count Down adlı kitabının yayınlanmasının ardından viral hale geldi.
Swan, yirmi yılı aşkın bir süredir endokrin bozucular üzerine yaptığı araştırmalara dayanarak, çevresel kirleticilere maruz kalmanın zamanla sperm sayısında düşüşe ve penis boyutunda küçülmeye neden olduğunu öne sürdü. Mart 2021'de The Guardian'a verdiği bir röportajda Swan, "2045 yılına kadar ortalama sperm sayımızın sıfır olacağını", yani çocuk sahibi olmak isteyen çoğu çiftin yardımcı üreme tekniklerine ihtiyaç duyacağını ileri sürmüştür.
Swan'ın açıklamaları, doğurganlığın azalması ve "penislerin küçülmesinden" ftalatlar da dahil olmak üzere çevresel kirleticileri sorumlu tutan manşetlere yol açtı. Ancak birçok uzman mevcut kanıtların bu sansasyonel iddiaları destekleyecek kadar güçlü olmadığını düşünmektedir.

Swan'ın doğurganlığın çöküşüne ilişkin teorisi büyük ölçüde Levine ve arkadaşları tarafından 2017 yılında yayınlanan ve Swan'ın kıdemli yazar olduğu küresel sperm sayısı eğilimlerine ilişkin bir incelemeye dayanmaktadır.[50] Yazarlar, 185 çalışmadan ve 42.000'den fazla erkekten elde edilen verileri analiz ederek 1973 ve 2011 yılları arasında sperm sayısında %59.3'lük bir düşüş olduğunu bildirmiş ve bunun doğurganlıkta önümüzdeki on yıllarda da devam etmesini bekledikleri bir düşüşün kanıtı olarak yorumlamışlardır.
Ancak diğer araştırmacılar, Levine ve arkadaşları tarafından bildirilen düşüşlerin hala Dünya Sağlık Örgütü'nün "normal" olarak kabul ettiği aralıkta olduğunu ve doğurganlık üzerindeki etkilerinin belirsiz olduğunu savunarak bu sonuçları sorgulamıştır. Sheffield Üniversitesi'nde androloji uzmanı olan Allan Pacey, The New York Times'a açıklama yaptığı, asgari bir eşikten daha yüksek bir sperm sayısının gebe kalma şansını daha da artırmasının olası olmadığını belirtmiştir. Bu da Levine ve arkadaşlarının, sperm sayısındaki herhangi bir düşüşün mutlaka erkek doğurganlığını azaltması gerektiği yönündeki varsayımının iyi desteklenmediği anlamına gelmektedir.
Melbourne'deki Monash Üniversitesi'nde kadın hastalıkları ve doğum doçenti olan Tim Moss, The Conversation için yazdığı bir makalede başka uyarılara da değindi. Birkaç çalışmanın son yıllarda sperm sayısında bir düşüş olduğunu göstermiş olsa da bu belirgin düşüşün nedenleri ve doğurganlık üzerindeki etkisinin henüz belirlenemediğini açıkladı.[51], [52], [53]
Moss ayrıca endokrin bozucuların insanların doğurganlığını etkilediğini gösteren kanıtların makul ancak kesin olmadığını belirtmiştir.[54] Ayrıca diyet, obezite ve kronik hastalık gibi diğer birçok faktörün doğurganlık üzerinde önemli bir etkisi vardır.[53]
Aslında, küresel anlamda sperm sayılarının gerçekten azalıp azalmadığı hala tartışılmaktadır. Farklı çalışmalar çelişkili sonuçlar göstermiş, hatta bazıları belirli bölgelerde sperm sayısının arttığını bildirmiştir.[55], [56]
Ftalatların penis boyutunda azalmaya neden olduğu iddiası da güçlü kanıtlarla desteklenmemektedir. Bu iddianın dayanağı, Swan ve arkadaşları tarafından 2005 ve 2015 yıllarında yayınlanan ve fetal ftalatların ABD'li bebeklerin ve küçük çocukların üreme fonksiyonu üzerindeki etkilerini değerlendiren iki çalışmadır.[32], [57]
Swan ve meslektaşları, hamile kadınların idrarında farklı ftalat metabolitlerinin (DEHP, DEP, DBP, DBzP ve DiPB) seviyelerini ölçmüş ve bu seviyelerin inmemiş testis, anüsten mesafenin cinsel organlara olan azalması (anogenital mesafe) ve erkek torunlarında daha küçük penis genişliği ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Anogenital mesafe, kemirgenlerde üreme toksisitesinin bir göstergesi olarak kullanılır çünkü erkeklerde daha kısa mesafeler düşük testosteron seviyeleri, düşük sperm sayısı ve küçülmüş penis boyutu ile ilişkilidir; bunların hepsi ftalat sendromunun belirtileridir.
Bununla birlikte, bu ölçüm ile ftalat maruziyeti arasındaki korelasyon, sınırlı sayıda çalışma ve sonuçlardaki tutarsızlıklar nedeniyle insanlarda iyi bir şekilde belirlenmemiştir. Bazı çalışmalar yüksek ftalat metabolit seviyeleri ile erkek anogenital mesafesi ve penis boyutunda azalma arasında ilişki olduğunu bildirirken, diğerleri anlamlı bir ilişki bulamamıştır.[58], [59], [60], [61] Metodolojideki değişkenlik ve çok yakın zamana kadar her cinsiyet için yaşa özgü referans aralıklarının bulunmaması nedeniyle değişikliklerin uygunluğunu yorumlamak da zordur.[62]
Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü (NIEHS) ve Ulusal Toksikoloji Programı'nın (NTP) eski direktörlerinden Linda Birnbaum, Health Feedback'e gönderdiği bir e-postada "penislerin küçülmesi iddiasının biraz abartılı olduğunu" söylüyor. Bununla birlikte, "ftalatların insanlarda erkeklerin biyolojik anlamda "dişileşmesine" neden olduğuna dair kanıtlar var" diye ekliyor.
Penis boyutunun zaman içindeki evrimine ilişkin veriler azdır. Bu soruyu ele alan az sayıdaki çalışmadan biri 2003 yılında World Journal of Men's Health dergisinde yayımlanmıştır.[63] Bu çalışmada, 1942 ve 2021 yılları arasında penis boyutundaki (Penil flasid, gergin ve ereksiyon halindeki uzunluk olarak ölçülen) değişiklikler değerlendirilmiştir. Bunu yapmak için yazarlar, 55.000'den fazla erkeği kapsayan 75 çalışmadan elde edilen verileri karşılaştırmıştır. Penis uzunluğunun coğrafi bölgeye bağlı olarak değişmesine rağmen, küresel ereksiyon uzunluğunun 1992-2021 yılları arasında tüm yaş gruplarında %24 arttığını bulmuşlardır. Çalışma, diğer ölçümlerdeki eğilimleri tanımlamamıştır. Moss makalesinde şu sonuca varmıştır:
Çevre kirliliği güncel bir endişe kaynağı olsa da kanıtlar, insan üremesinin feci bir şekilde baltalanması ve buna eşlik eden penis küçülmesinin neyse ki oldukça düşük bir ihtimal olduğunu göstermektedir.
Ftalatlara Maruz Kalmaktan Kaçınabilir miyiz?
Ftalatlar, günlük hayatımızda o kadar yaygındır ki onlardan tamamen kaçınmak neredeyse imkansızdır. Yine de, Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu, insanların maruziyetlerini azaltmak için alabilecekleri birkaç adım sunmaktadır.[64] En bariz olanı, PVC içermeyen ürünleri, parfümsüz kozmetikleri ve kişisel bakım ürünlerini tercih etmek ve kokulu hava temizleyicilerinden kaçınmaktır.
Bir diğer, belki daha az bariz yol ise mümkün olduğu kadar taze gıdalar tüketmektir. Araştırmalar, paket servis yemeklerinin daha yüksek ftalat maruziyeti ile ilişkili olduğunu ve işlenmiş ve paketlenmiş gıdaların yerine taze gıdaların tüketilmesinin DEHP metabolit seviyelerini yarıya indirdiğini göstermektedir.[65], [66], [67]
Ancak nüfus düzeyinde ftalat maruziyetini azaltmak, sadece bireylerin alacağı önlemlerle sağlanamaz, düzenleyici girişimler de gereklidir. Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri, DHEP, DBP ve BBP dahil olmak üzere sekiz tür ftalatın %0,1'inden fazlasını içeren oyuncakları ve çocuk bakım ürünlerini yasaklamıştır. Avrupa Birliği ve Kanada'da da benzer düzenlemeler vardır. ABD bir adım daha ileri giderek, izin verilen bazı ftalatların kozmetik ürünlerde de kullanılmasını yasaklamıştır.

Son birkaç yılda birçok üretici, ürünlerindeki ftalatları gönüllü olarak alternatif bileşiklerle değiştirmeye başlamıştır. Ancak, bu yeni kimyasallar da ürünlerden dışarı sızabilir ve orijinal bileşiklerle benzer sağlık riskleri taşıyabilir.
Sonuç
Endokrin sistemi bozma potansiyeli olan kimyasallar sayıca çoktur ve modern yaşamda her yerdedir. Mevcut kanıtlar, bunların birçoğunun hem erkeklerde hem de kadınlarda üremeyi engelleyebileceğini ve kimyasal maruziyetin acil bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini göstermektedir.
Ancak ftalatların insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak, birkaç sorunla karmaşık hale gelmektedir. İlk olarak, hayvan çalışmalarında ftalat maruziyetiyle ilişkili üreme sorunları bildirilmiş olsa da hayvanlar ve insanlar biyolojik olarak farklıdır; bu nedenle bu sonuçlar insanlar için geçerli olmayabilir.
İkinci olarak, bazı insan çalışmalarında ftalat maruziyeti ile üreme sorunları arasında bir ilişki gözlemlenirken diğer çalışmalarda bu ilişki bulunmamıştır. Bu çalışmalar ayrıca gözlemlenen etkilerin genetik ve diğer çevresel toksinler gibi doğurganlık üzerinde etkisi olabilecek başka faktörlerden kaynaklanması olasılığını dışlayamamıştır.
Üçüncü olarak, sperm sayısı ve penis boyutundaki değişikliklerin insan doğurganlığındaki değişiklikleri nasıl doğrudan etkilediği hala belirsizdir. Bu nedenle, çevresel kimyasallara ve özellikle ftalatlara atfedilen gelecekteki üreme felaketlerine dair alarm verici iddialar, mevcut kanıtlarla yeterince desteklenmemektedir.
Kesin olan şey, ftalatların insan doğurganlığı üzerindeki etkisinin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyduğumuzdur. Daha fazla veri elde edilene kadar, bilimsel belirsizlik devam etse de zararları azaltmak için adımlar atmak ileriye dönük daha güvenli bir yaklaşım olabilir.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Feedback | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. A. L. Merrill, et al. (2020). Consensus On The Key Characteristics Of Endocrine-Disrupting Chemicals As A Basis For Hazard Identification. Nature Reviews Endocrinology, sf: 45-57. doi: 10.1038/s41574-019-0273-8. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. E. Kelley, et al. (2011). Identification Of Phthalates In Medications And Dietary Supplement Formulations In The United States And Canada. Environmental Health Perspectives, sf: 379-384. doi: 10.1289/ehp.1103998. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. M. D. Costa, et al. (2023). Occurrence Of Phthalates In Different Food Matrices: A Systematic Review Of The Main Sources Of Contamination And Potential Risks. Wiley, sf: 2043-2080. doi: 10.1111/1541-4337.13140. | Arşiv Bağlantısı
- A. Schecter, et al. (2013). Phthalate Concentrations And Dietary Exposure From Food Purchased In New York State. Environmental Health Perspectives, sf: 473-479. doi: 10.1289/ehp.1206367. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Colacino, et al. (2010). Dietary Intake Is Associated With Phthalate Body Burden In A Nationally Representative Sample. Environmental Health Perspectives, sf: 998-1003. doi: 10.1289/ehp.0901712. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. A. Rudel, et al. (2003). Phthalates, Alkylphenols, Pesticides, Polybrominated Diphenyl Ethers, And Other Endocrine-Disrupting Compounds In Indoor Air And Dust. American Chemical Society (ACS), sf: 4543-4553. doi: 10.1021/es0264596. | Arşiv Bağlantısı
- J. Eales, et al. (2021). Human Health Impacts Of Exposure To Phthalate Plasticizers: An Overview Of Reviews. Elsevier BV, sf: 106903. doi: 10.1016/j.envint.2021.106903. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Silva, et al. (2004). Urinary Levels Of Seven Phthalate Metabolites In The U.s. Population From The National Health And Nutrition Examination Survey (Nhanes) 1999–2000. Environmental Health Perspectives, sf: 331-338. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Vogel, et al. (2023). Current Exposure To Phthalates And Dinch In European Children And Adolescents – Results From The Hbm4Eu Aligned Studies 2014 To 2021. Elsevier BV, sf: 114101. doi: 10.1016/j.ijheh.2022.114101. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. J. B. Gray, et al. (2005). Short-Term Toxicity Study Of Di-(2-Ethylhexyl) Phthalate In Rats. Elsevier BV, sf: 389-399. doi: 10.1016/S0015-6264(77)80003-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. S. Wilson, et al. (2008). Diverse Mechanisms Of Anti‐Androgen Action: Impact On Male Rat Reproductive Tract Development. Wiley, sf: 178-187. doi: 10.1111/j.1365-2605.2007.00861.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Shono, et al. (2003). Time‐Specific Effects Of Mono‐N‐Butyl Phthalate On The Transabdominal Descent Of The Testis In Rat Fetuses. Wiley, sf: 121-125. doi: 10.1046/j.1464-410x.2000.00710.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Mylchreest. (2002). Dose-Dependent Alterations In Androgen-Regulated Male Reproductive Development In Rats Exposed To Di(N-Butyl) Phthalate During Late Gestation. Oxford University Press (OUP), sf: 143-151. doi: 10.1093/toxsci/55.1.143. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. G. Parks. (2002). The Plasticizer Diethylhexyl Phthalate Induces Malformations By Decreasing Fetal Testosterone Synthesis During Sexual Differentiation In The Male Rat. Oxford University Press (OUP), sf: 339-349. doi: 10.1093/toxsci/58.2.339. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. E. Gray. (2002). Perinatal Exposure To The Phthalates Dehp, Bbp, And Dinp, But Not Dep, Dmp, Or Dotp, Alters Sexual Differentiation Of The Male Rat. Oxford University Press (OUP), sf: 350-365. doi: 10.1093/toxsci/58.2.350. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. BORCH, et al. (2004). Early Testicular Effects In Rats Perinatally Exposed To Dehp In Combination With Deha?Apoptosis Assessment And Immunohistochemical Studies. Elsevier BV, sf: 517-525. doi: 10.1016/j.reprotox.2004.11.004. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. M. D. FOSTER. (2006). Disruption Of Reproductive Development In Male Rat Offspring Following In Utero Exposure To Phthalate Esters. Wiley, sf: 140-147. doi: 10.1111/j.1365-2605.2005.00563.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Pocar, et al. (2011). Exposure To Di(2-Ethyl-Hexyl) Phthalate (Dehp) In Utero And During Lactation Causes Long-Term Pituitary-Gonadal Axis Disruption In Male And Female Mouse Offspring. The Endocrine Society, sf: 937-948. doi: 10.1210/en.2011-1450. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. LAMB. (2004). Reproductive Effects Of Four Phthalic Acid Esters In The Mouse. Elsevier BV, sf: 255-269. doi: 10.1016/0041-008X(87)90011-1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b B. J. Davis, et al. (2002). Di-(2-Ethylhexyl) Phthalate Suppresses Estradiol And Ovulation In Cycling Rats. Elsevier BV, sf: 216-223. doi: 10.1006/taap.1994.1200. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b K. L. Howdeshell, et al. (2008). Mechanisms Of Action Of Phthalate Esters, Individually And In Combination, To Induce Abnormal Reproductive Development In Male Laboratory Rats. Elsevier BV, sf: 168-176. doi: 10.1016/j.envres.2008.08.009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b B. R. Hannas, et al. (2011). Dose-Response Assessment Of Fetal Testosterone Production And Gene Expression Levels In Rat Testes Following Inutero Exposure To Diethylhexyl Phthalate, Diisobutyl Phthalate, Diisoheptyl Phthalate, And Diisononyl Phthalate. Oxford University Press (OUP), sf: 206-216. doi: 10.1093/toxsci/kfr146. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b K. Li, et al. (2020). Prenatal Exposure To A Phthalate Mixture Leads To Multigenerational And Transgenerational Effects On Uterine Morphology And Function In Mice. Elsevier BV, sf: 178-190. doi: 10.1016/j.reprotox.2020.02.012. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b R. Habert, et al. (2014). Concerns About The Widespread Use Of Rodent Models For Human Risk Assessments Of Endocrine Disruptors. Reproduction, sf: R119-R129. doi: 10.1530/REP-13-0497. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b P. Grandjean, et al. (2006). Possible Effects Of Phthalate Exposure In Doses Relevant For Humans. Wiley, sf: 181-185. doi: 10.1111/j.1365-2605.2005.00679.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b E. Diamanti-Kandarakis, et al. (2009). Endocrine-Disrupting Chemicals: An Endocrine Society Scientific Statement. The Endocrine Society, sf: 293-342. doi: 10.1210/er.2009-0002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b L. Mínguez-Alarcón,, et al. (2012). Caffeine, Alcohol, Smoking, And Reproductive Outcomes Among Couples Undergoing Assisted Reproductive Technology Treatments. Fertility and Sterility, sf: 379-384. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b H. G. Winter, et al. (2023). Can Dietary Patterns Impact Fertility Outcomes? A Systematic Review And Meta-Analysis. Nutrients, sf: 2589. doi: 10.3390/nu15112589. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Ameratunga, et al. (2023). Obesity And Male Infertility. Elsevier BV, sf: 102393. doi: 10.1016/j.bpobgyn.2023.102393. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. M. Duty, et al. (2011). Phthalate Exposure And Human Semen Parameters. Epidemiology, sf: 269-277. doi: 10.1097/01.EDE.0000059950.11836.16. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. M. Duty, et al. (2008). The Relationship Between Environmental Exposures To Phthalates And Dna Damage In Human Sperm Using The Neutral Comet Assay.. Environmental Health Perspectives, sf: 1164-1169. doi: 10.1289/ehp.5756. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b S. H. Swan, et al. (2005). Decrease In Anogenital Distance Among Male Infants With Prenatal Phthalate Exposure. Environmental Health Perspectives, sf: 1056-1061. doi: 10.1289/ehp.8100. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Bornehag, et al. (2004). The Association Between Asthma And Allergic Symptoms In Children And Phthalates In House Dust: A Nested Case–Control Study. Environmental Health Perspectives, sf: 1393-1397. doi: 10.1289/ehp.7187. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Xia, et al. (2018). Phthalate Exposure And Childhood Overweight And Obesity: Urinary Metabolomic Evidence. Elsevier BV, sf: 159-168. doi: 10.1016/j.envint.2018.09.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. R. Shoaff, et al. (2020). Association Of Exposure To Endocrine-Disrupting Chemicals During Adolescence With Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder–Related Behaviors. American Medical Association (AMA), sf: e2015041. doi: 10.1001/jamanetworkopen.2020.15041. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Lee, et al. (2018). Prenatal And Postnatal Exposure To Di-(2-Ethylhexyl) Phthalate And Neurodevelopmental Outcomes: A Systematic Review And Meta-Analysis. Elsevier BV, sf: 558-566. doi: 10.1016/j.envres.2018.08.023. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Kim, et al. (2011). Prenatal Exposure To Phthalates And Infant Development At 6 Months: Prospective Mothers And Children’s Environmental Health (Moceh) Study. Environmental Health Perspectives, sf: 1495-1500. doi: 10.1289/ehp.1003178. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Latini, et al. (2003). In Utero Exposure To Di-(2-Ethylhexyl)Phthalate And Duration Of Human Pregnancy.. Environmental Health Perspectives, sf: 1783-1785. doi: 10.1289/ehp.6202. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Mu, et al. (2015). Levels Of Phthalate Metabolites In Urine Of Pregnant Women And Risk Of Clinical Pregnancy Loss. American Chemical Society (ACS), sf: 10651-10657. doi: 10.1021/acs.est.5b02617. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Hauser, et al. (2015). Urinary Phthalate Metabolite Concentrations And Reproductive Outcomes Among Women Undergoing In Vitro Fertilization: Results From The Earth Study. Environmental Health Perspectives, sf: 831-839. doi: 10.1289/ehp.1509760. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Al-Saleh, et al. (2019). Couples Exposure To Phthalates And Its Influence On In Vitro Fertilization Outcomes. Elsevier BV, sf: 597-606. doi: 10.1016/j.chemosphere.2019.03.146. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Zhang, et al. (2020). Association Of Parental Preconception Exposure To Phthalates And Phthalate Substitutes With Preterm Birth. American Medical Association (AMA), sf: e202159. doi: 10.1001/jamanetworkopen.2020.2159. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. M. James-Todd, et al. (2016). Pregnancy Urinary Phthalate Metabolite Concentrations And Gestational Diabetes Risk Factors. Elsevier BV, sf: 118-126. doi: 10.1016/j.envint.2016.09.009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. D. Villanger, et al. (2020). Associations Between Urine Phthalate Metabolites And Thyroid Function In Pregnant Women And The Influence Of Iodine Status. Elsevier BV, sf: 105509. doi: 10.1016/j.envint.2020.105509. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. M. Maresca, et al. (2015). Prenatal Exposure To Phthalates And Childhood Body Size In An Urban Cohort. Environmental Health Perspectives, sf: 514-520. doi: 10.1289/ehp.1408750. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Gascon, et al. (2015). Prenatal Exposure To Phthalates And Neuropsychological Development During Childhood. Elsevier BV, sf: 550-558. doi: 10.1016/j.ijheh.2015.05.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. CM, et al. (2002). Time To Pregnancy Among Partners Of Men Exposed To Di(2-Ethylhexyl)Phthalate. Scandinavian Journal of Work, Environment & Health, sf: 418-428. doi: 10.5271/sjweh.694. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Rais-Bahrami, et al. (2004). Follow-Up Study Of Adolescents Exposed To Di(2-Ethylhexyl) Phthalate (Dehp) As Neonates On Extracorporeal Membrane Oxygenation (Ecmo) Support. Environmental Health Perspectives, sf: 1339-1340. doi: 10.1289/ehp.6901. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Tickner, et al. (2001). Health Risks Posed By Use Of Di-2-Ethylhexyl Phthalate (Dehp) In Pvc Medical Devices: A Critical Review. American Journal of Industrial Medicine, sf: 100-111. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Levine, et al. (2017). Temporal Trends In Sperm Count: A Systematic Review And Meta-Regression Analysis. Oxford University Press (OUP), sf: 646-659. doi: 10.1093/humupd/dmx022. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. D. Lokeshwar, et al. (2020). Decline In Serum Testosterone Levels Among Adolescent And Young Adult Men In The Usa. Elsevier BV, sf: 886-889. doi: 10.1016/j.euf.2020.02.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Cheng, et al. (2018). Testicular Cancer. Nature Reviews Disease Primers, sf: 1-24. doi: 10.1038/s41572-018-0029-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b U. Mann, et al. (2020). Reasons For Worldwide Decline In Male Fertility. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 296-301. doi: 10.1097/MOU.0000000000000745. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. P. Green, et al. (2020). Endocrine Disrupting Chemicals: Impacts On Human Fertility And Fecundity During The Peri-Conception Period. Elsevier BV, sf: 110694. doi: 10.1016/j.envres.2020.110694. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Becker, et al. (1997). A Meta-Analysis Of 61 Sperm Count Studies Revisited. Fertility and Sterility, sf: 1103-1108. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Auger, et al. (2022). Spatiotemporal Trends In Human Semen Quality. Nature Reviews Urology, sf: 597-626. doi: 10.1038/s41585-022-00626-w. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. H. Swan, et al. (2015). First Trimester Phthalate Exposure And Anogenital Distance In Newborns. Oxford University Press (OUP), sf: 963-972. doi: 10.1093/humrep/deu363. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Bornehag, et al. (2014). Prenatal Phthalate Exposures And Anogenital Distance In Swedish Boys. Environmental Health Perspectives, sf: 101-107. doi: 10.1289/ehp.1408163. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Suzuki, et al. (2011). Foetal Exposure To Phthalate Esters And Anogenital Distance In Male Newborns. Wiley, sf: 236-244. doi: 10.1111/j.1365-2605.2011.01190.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. HUANG, et al. (2008). Association Between Prenatal Exposure To Phthalates And The Health Of Newborns☆. Elsevier BV, sf: 14-20. doi: 10.1016/j.envint.2008.05.012. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. K. Jensen, et al. (2015). Prenatal Exposure To Phthalates And Anogenital Distance In Male Infants From A Low-Exposed Danish Cohort (2010–2012). Environmental Health Perspectives, sf: 1107-1113. doi: 10.1289/ehp.1509870. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. B. Fischer, et al. (2020). Anogenital Distance In Healthy Infants: Method-, Age- And Sex-Related Reference Ranges. The Endocrine Society, sf: 2996-3004. doi: 10.1210/clinem/dgaa393. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Belladelli, et al. (2023). Worldwide Temporal Trends In Penile Length: A Systematic Review And Meta-Analysis. The World Journal of Men's Health, sf: 848-860. doi: 10.5534/wjmh.220203. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Martin, et al. (2022). Lifestyle Interventions To Reduce Endocrine-Disrupting Phthalate And Phenol Exposures Among Reproductive Age Men And Women: A Review And Future Steps. Elsevier BV, sf: 107576. doi: 10.1016/j.envint.2022.107576. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. R. Varshavsky, et al. (2018). Dietary Sources Of Cumulative Phthalates Exposure Among The U.s. General Population In Nhanes 2005–2014. Elsevier BV, sf: 417-429. doi: 10.1016/j.envint.2018.02.029. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. R. Zota, et al. (2016). Recent Fast Food Consumption And Bisphenol A And Phthalates Exposures Among The U.s. Population In Nhanes, 2003–2010. Environmental Health Perspectives, sf: 1521-1528. doi: 10.1289/ehp.1510803. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. A. Rudel, et al. (2011). Food Packaging And Bisphenol A And Bis(2-Ethyhexyl) Phthalate Exposure: Findings From A Dietary Intervention. Environmental Health Perspectives, sf: 914-920. doi: 10.1289/ehp.1003170. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/04/2025 08:36:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19916
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Feedback. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.