Evrim Ağacı, 2020 Boğaziçi Bilişim Ödülleri'nde "Yılın En İyi Bilgilendirme Kanalı" Ödülünü Kazandı!

Evrim Ağacı olarak bu yıl tekrardan "En İyi Bilgilendirme Kanalı" dalında aday gösterildiğimiz Boğaziçi Bilişim Ödülleri'nde, ülkemizin en kıymetli içerik üreticilerinden bir kısmıyla yan yana yer aldık ve hem onlar adına, hem de tüm Evrim Ağacı ailesi, okurları, yazarları, destekçileri ve izleyenleri adına, Boğaziçi Üniversitesi Bilişim Kulübü (Compec) tarafından verilen bu ödülü almaya layık görüldük. Bunun için oylarıyla destek olan herkese yürekten teşekkürler!

Bu ödülün bizi kategorideki diğer isimlerden daha üstün veya başarılı kıldığını kesinlikle düşünmüyoruz; kategorimizdeki her ekip, Türkiye'ye yapılabilecek en anlamlı katkıları sunmakta olan, harika ekipler. Ancak bu yıl, bu ödüle Boğaziçi Üniversitesi tarafından layık görülmek, bizim için elbette eşsiz bir anlama sahiptir. 2 Ocak 2021'den beri Boğaziçi Üniversitesi'nde olanları, Evrim Ağacı olarak endişeyle takip etmeye devam ediyoruz ve hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin meşru, haklı ve rasyonel olan demokratik taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini arzuluyor; ülkemizin yüz akı olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik her türlü alıkonmayı, geleceğin mucit ve kâşiflerini şekillendiren kıymetli akademisyenlerin çirkin yollarla hedef gösterilmelerini kınıyoruz.^[1]

Unutmamak gerekir ki bir ülke, azınlıkta olan taraflar taleplerini özgürce ifade edebildiği ölçüde demokratik, güç sahibi olan taraflar azınlıkların hak ve isteklerine saygı gösterip, bu talepleri de yerine getirmek için samimi çabalar sarf ettiği ölçüde huzurludur. Bu huzur ve güven ortamı sağlanamadığında, uzun dönem stres, endişe ve kaygı altında toplumun sadece dinamikleri değil, sağlığı da bozulmaya yüz tutacak; uzun vadede önüne geçmesi güç birçok problemle yüzleşilecektir.^[2]

Türkiye'nin en aydın, en ilerici, en kıymetli kurumları olan üniversitelerin, yönetim kadrolarını seçimle belirleme isteği son derece makuldür ve Dünya'nın en önde gelen bilim yuvalarında standart olan da budur.^[3] Ülkemizdeyse bu standartları yakalama çabası bir yana dursun, 2016'dan beri eğitime ayırdığımız bütçenin merkezi yönetim bütçesine oranı istikrarlı bir şekilde azalmaktadır.^[4] Yani eğitime daha çok kaynak ayıracağımıza, daha az kaynak ayırmaktayız! Bu şartlar altında, elde avuçta var olanı en demokratik şekilde kullanmak isteyen üniversitelerin taleplerini çeşitli muğlak gerekçelerle reddetmek, kabul edilebilir değildir.

Türkiye Cumhuriyeti, Dünya'dan ayrı hayal edilemez. Dünya'da olan her ne varsa, Türkiye de bundan öyle veya böyle etkilenmektedir. İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgını, bunun en net göstergesidir. COVID-19 süreci boyunca hemen her gün gördüğümüz gibi, ülkemizi de etkileyen kitlesel bir salgında sadece pandemiyle mücadele edilmemektedir; aynı zamanda "infodemi" olarak bilinen bilgi kirliliği salgınıyla da en ön saflarda mücadele etmek gerekmektedir.^[5]

Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, salgın başından beri bu konuda üstlerine düşeni hakkıyla yerine getirmişler ve bir kez daha akademinin önemini görmemize vesile olmuşlardır. Bariz eğitim rolünün yanı sıra, toplum için bu kadar kıymetli faydaları olan kurumları ötekileştirmek, canavarlaştırmak, halktan izole bir yapıymış gibi lanse etmek, hedef göstermek ve kendi iç dinamiklerine kontrolsüzce müdahale etmek akla mantığa nasıl sığdırılabilir?

Sonuç olarak, bu kadar kıymetli ekipler arasından "Yılın En İyi Bilgilendirme Kanalı" ödülüne layık görülmek, bizde ne yazık ki bilim iletişiminin sorunları, kısıtları, zorlukları, potansiyeli ve geleceği gibi çok anlamlı ve konuşulması gereken düşünceleri tetiklemek yerine, aklımıza bu zor şartlar altında bu anlamlı ödülü dağıtmak için elinden geleni ardına koymayan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin taleplerini ve kaygılarını getiriyor.

Umuyoruz ki bu dertler en kısa sürede, üniversitelerin özerkliğini temin edecek biçimde sonlanacaktır ve bir sonraki sene, bu vahim gündemi konuşmak yerine, Türkiye'de bilim anlatıcılığının önemine odaklanacağımız bir yıl olur.

Tekrardan, bizi bu ödüle layık gören, oy kullanan, etkinliği düzenleyen ve Boğaziçi Üniversitesi ile diğer tüm üniversitelerde özgür bilimi savunan herkese selam olsun!