Erkekler ve Arabaları: Erkekler, Kadınlardan Daha mı İyi Araba Kullanır?
Cinsiyete Göre Sürücülük Alışkanlıklarının, Tutumların ve Beceri Farklılaşmasının Nedenleri Nelerdir?
Akşam evinizde sakin sakin otururken evin önündeki sokaktan gelen, yaklaşan bir araba sesi duyuyorsunuz. İş sonrası evde sükûnet arayan kulaklarınız hem bangır bangır bas ağırlıklı kalitesiz bir müziğe, hem de normalin çok üzerinde bir motor sesine maruz kalıyor. Merak ve kızgınlıkla pencereyi açıp camdan bakıyorsunuz: Modifiyeli bir otomobilin içinde kolunu camdan sarkıtmış bir sürücünün, her tarafından ışık ve gürültü saçan -kendine göre havalı- kocaman arabasını sürdüğünü görüyorsunuz.
Bu sürücü sizce kadın mıdır yoksa erkek mi?
Büyük ihtimalle doğrudan erkek olduğunu düşüneceksiniz ve haklı da olacaksınız.
Belki de aklınıza şu gelecek: "Türkiye’deki sürücülerin çoğu erkek olduğuna göre, zaten büyük ihtimalle erkektir."
Ülkemizdeki kadın sürücü oranı yaklaşık %25. Peki, bu durumda bahsettiğimiz sürücünün kadın olma ihtimali sizce dörtte bir midir?
Başka örneklere bakalım. Yolda aşırı hız yapan, makas atan, alkollü araç kullanan, ölümlü ya da yaralamalı kazalara karışanların dörtte biri sizce kadın mıdır?
İstatistiksel Verilere Genel Bir Bakış
Elbette ki sürücülük konusundaki genellemelerin gerçeği tam anlamıyla yansıtmayacağını, birçok kadının da çok tehlikeli araç kullandığını ileri sürebilirsiniz. Ancak bu yazıda erkeklerin ve kadınların sürücülük davranışlarıyla igili istatistiksel aritmetik ortalamalarının dikkate alındığını unutmamalısınız. Nihayetinde bilimsel incelemelerde kullanılan örneklem ne kadar büyükse, sonucun o denli genellenebileceği bilinir. Sürücülük konusundaki istatistiklerin büyük ölçüde nicel veriye dayanması da, durumla ilgili daha net bir tablo çizmemize çok yardımcı olacak.
Michigan Üniversitesi, 10 yıl boyunca meydana gelen 6.5 milyon trafik kazasına ilişkin verileri topladığında şu sonuca ulaştı: Tüm kazaların %68.1’i kadın sürücülerin hatalarından kaynaklanıyor.[1] Oysa ABD’deki tüm sürücülerin sadece %40’ı kadın. Bu durum, kadınların trafik kazası skorunu daha da kötüleştiriyor.
Almanya’da yapılan bir araştırmada, kadın ve erkeklerden belirli bir arabayı farklı senaryolarda park etmeleri istendi.[2] Sürücülerin araçları uygun bir şekilde park etme süreleri ölçüldü. Sonrasında da (yanlarındaki cisim ve araçlarla olan mesafeye dayanarak) ne kadar iyi park ettiklerine bakıldı. Sonuçta erkekler hem daha kısa sürede park etti hem de daha iyi park etti.
Dahası, erkeklerin ehliyet sınavlarını ilk denemede daha sık geçtiği bilgisini de ekleyelim.[3]
Şu ana kadar durum kadınların aleyhine oldukça kötü görünüyor değil mi? Ama durun, bu araştırmalara bakıp hemen kadınların daha kötü sürücüler olduğu sonucuna ulaşamazsınız. Diğer istatistiksel verileri de incelememiz gerekiyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kapsamlı bir araştırmada, erkeklerin daha fazla araba kullanmasını bir değişken olarak aradan çıkarmak için, araç kullanılan saat başına kazalar incelendi. Sonuçlara göre erkek sürücülerin her tür araç kullanımında kadın sürücülere göre daha çok (2 kat ila 10 kat arası) maddi ve bedensel hasara yol açtığı görüldü.[4]
Ayrıca ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanan kazalara neden olan sürücülerin %94’ü erkek.[5] Yani ortada çok orantısız bir durum var. Ama durun devam edelim:
Trafik ihlallerinin %70’inden çoğu erkeklere ait.[6] Alkollü araç kullananların %80’inden fazlası da erkek.[5] Aşırı hız yapanların %77.8’i erkek.[7] Yayalara çarparak öldüren erkek sürücüler ise, kadın sürücülerin 11 katı kadar.[8]
Kısaca kadınlar erkeklerden daha fazla kazaya neden oluyor ancak bunlar hafif, pek bir zarara yol açmayan türden. Erkekler ise daha az kaza yapsa da bu kazalar ölüm ya da yaralanma ile daha çok sonuçlanan, sürücünün dikkatsizliği ve sabırsızlığı ile daha ilgili türden.[9]
Kadınlar sayıca daha fazla kazaya neden olduğu için, bu kazalar da daha sıklıkla şehir içinde düşük hızlarda olduğu için bizler kadın kazalarını günlük yaşamda daha sık görüyoruz. Bu da, kadınların daha kötü sürücüler olduğuna dair ön yargıyı -ve beraberinde gelen yaygın cinsiyetçi mizahı- pekiştiriyor.
"İyi Sürücülük" Nedir?
Geleneksel olarak erkeklerin daha iyi sürücü olduğu ön kabulü, neyin "iyi sürücü" olarak tanımlandığına göre değişiyor. "İyi bir sürücü" kimdir? Aracı beceriyle yönetebilen, sizi sıkışık trafikte havaalanına yetiştirebilen, milimetrik manevralar yapabilen, iyi park eden, 150 km/sa hız yapabilen birisi mi? Yoksa arabayı güvenli süren, diğer sürücülere saygılı, içerideki yolcuları sarsmadan süren, kurallara uyan birisi mi?
İlk örnekteki duruma "mekanik sürücülük", ikinci duruma ise "güvenli sürücülük" diyelim. Bu durumda konuyla ilgili yapılan çok sayıda araştırma ve istatistiksel veri hep aynı sonuca ulaşıyor: Erkekler mekanik açıdan daha becerikli sürücüler. Aracı daha ustalıkla ve daha kıvrak manevralarla sürebiliyorlar. Kadınlar ise daha güvenli sürücüler. Maddi ya da bedensel daha az hasara neden oluyor, içeride oturanları ani hareketler ve hızlanmalarla korkutmuyorlar.
Kadın - Erkek Sürücülük Farkının Nedenleri
Bu kısımda öncelikle her insan davranışının biyolojik, psikolojik ve toplumsal/kültürel temelleri olduğunu ve bunların arasında çok iç içe geçmiş etkileşimler olduğunu hatırlatalım. Yine de konunun sistematik analizini daha anlaşılır bir şekilde gerçekleştirmek adına, kadınların ve erkeklerin neden farklı sürücülük eğilimleri gösterdiğine farklı perspektiflerden ışık tutmaya çalışalım.
Kültürel Faktörler
Toplumsal cinsiyet, kadınların ve erkeklerin doğal olarak sahip oldukları varsayılan nitelikleri ve rolleri içeren, kalıp yargılara dayanan sosyal ve kültürel kalıplardır. Toplumda kız ve erkek çocukların, biyolojik cinsiyetlerine uygun davranmaları ve buna uygun rolleri üstlenmeleri beklenir.[10] Toplumun, bireyin biyolojik olarak kadın ya da erkek oluşuna göre kendisinden belirli tutum ve davranışları beklemesi ise cinsel kalıp yargılar olarak adlandırılır.[11]
Kâr amaçlı oyuncak firmaları da bu kalıp yargıları göz önünde bulundurur. Erkek çocuklar için uzamsal becerilere ve zihinsel rotasyona dayanan oyuncakları, kız çocuklar için ise bakım ve ev düzenine ilişkin oyuncakları daha çok üretirler.[12] Çocuğun etrafındaki yetişkinler de kendi cinsel kalıp yargılarına dayanarak, çocuğun cinsiyetine uygun olduğunu düşündükleri bu oyuncakları satın alır. Doğal olarak erkek çocuklar küçük yaşlardan itibaren bilimsel, matematiksel ve mekanik becerilerini daha çok geliştirir ve bunun sonucunda STEM alanlarına daha çok yönelirler.[13] Mekanik ve uzamsal becerileri daha çok geliştiği için sürücülük becerileri daha çok gelişir.
Daha ileri yaşlardaki oyun alışkanlıkları da bir başka toplumsal cinsiyet faktörü olarak görünüyor. Erkek çocukların kız çocuklarından daha sıklıkla takım oyunları oynadıkları biliniyor. Yapılan bir araştırmaya göre, takım oyunları oynama alışkanlığı olanların hem araba kullanmaya hem de diğerlerinden daha iyi kullanmaya eğilimli olduğu belirlenmiş.[14] Araştırmayı yürütenler bunu açıklayabilecek iki neden öneriyor.
İlkine göre bir çocuk/genç takım oyunları içinde yer aldıkça, oyun esnasında çevresel görüşünü daha etkin kullanma becerisi geliştiriyor. Bu da kişinin, daha sonra araba kullanırken çok faydalanacağı, görme alanının odak noktasının dışında kalanlara göre de karar alma yeteneğini geliştiriyor. İkincisine göre kişi, kendisi ve yakın çevresindekiler hareket halindeyken, zaman içinde hız ve doğrultu faktörlerini de göz önünde bulundurup, konumunu düzenleme yeteneği geliştiriyor.
Ebeveynler çocuğun yetiştirilmesi konusunda daha açık fikirli ve ileri görüşlü olsa da çocuğun etkileşimde bulunduğu diğer yetişkinler, çocuğu kendi cinsiyetinden beklenen aktivitelere ve tutumlara yönlendirebiliyor. Örneğin okul çağındaki çocuklar için öğretmenler, toplumsal cinsiyet rollerini gayet teşvik edici sınıf içi etkinlikler düzenliyor.[15] Birçok ülkede, hâkim iktidarın sosyal mühendislik girişimlerinin bir başka örneği olarak da eğitsel müfredat bunu pekiştiriyor. Ders kitaplarında kadınlar daha çok ev içi işler, çocuk bakımı, mutfak, temizlik gibi görevlerle birlikte; erkekler ise ev dışı işlerle ve arabalarla uğraşan, otorite figürleri olarak gösteriliyor.[16]
Yine okul çağında çocuklar, özellikle de Sosyal Kimlik Teorisi’nin tespitleriyle örtüşecek şekilde biyolojik cinsiyetlerini çeşitli gruplar oluşturmak için en önemli sosyal kategorilerden birisi olarak seçme eğiliminde oluyor: Kızlarla oynayan erkekler veya erkeklerle oynayan kızlar ise kendi cinsiyetinden olanlar tarafından dışlanıyor, alay ediliyor.[17]
Bunlar dışında çocuklara yönelik TV, internet gibi medya araçlarında da çocukların, biyolojik cinsiyetlerine uygun davranışsal örüntüler geliştirmeleri teşvik edilerek, toplumsal cinsiyet pekiştiriliyor.[18]
Genel olarak dinlerin ve hâkim ideolojilerin de cinsiyet rollerini toplumsal bazda pekiştirmesiyle, bireyler kendi cinsiyetine uygun davranış ve tutumlara yönelmek doğrultusunda yüksek bir eğilim gösterebiliyor.
Kısaca tüm toplumsal kurumlar, kişiyi biyolojik cinsiyetine uygun tercihlere yönlendiriyor. Bu haliyle kişinin arabalarla kurduğu ilişki, aynı zamanda kültürün bireyler üzerindeki bir yansıması olabiliyor.
Daniel Miller “Araba Kültürleri” isimli kitabında arabaların kültürel bir kavram olduğunu, kendi kültürel bağlamlarının bir ürünü olduğunu belirtiyor.[19] Ona göre arabalara çok önem veren sürücüler, arabalarının kendi sosyal konumlarını yansıtan önemli bir araç olduğuna inanıyor. Bu kişiler arabalarını buna göre seçiyorlar ve üzerinde değişiklikler yapıyorlar. Bu yolla ne kadar maskülen olduklarını, sosyal sınıflarını, gelir düzeylerini ve statülerini diğer insanlara aktardıklarını düşünüyorlar. Araçları üzerinden heteroseksüel maskülinitenin tipik göstergelerini ifşa etmeye çalışıyorlar.
Psikolojik Faktörler
Sürücülüğün daha çok erkek işi olarak görülmesi ve kadınların kötü sürücüler olduğu yönündeki toplumsal önyargı, küçük yaşlardan itibaren hem erkek hem kız çocuklar tarafından absorbe ediliyor. Bu haliyle kişinin, bir şeyi iyi yapıp yapamayacağına dair bir ön kabulü istemsizce içselleştirip, buna uygun davranma eğilimi artıyor.
Bir araştırmada kadınlara farklı erkeklerin fotoğrafları gösterilip bu erkeklerle uzun vadeli ve/veya kısa vadeli çıkma olasılıkları soruldu. Fotoğraflardan bazılarında erkekler pahalı bir spor arabayla birlikte görünüyordu, bazılarında ise aynı erkekler arabasız görünüyordu. Sonuçta kadınların, pahalı spor arabasıyla görünen erkekleri kısa vadeli çıkma için daha çekici gördükleri sonucuna ulaşıldı.[20]
Kadınların temizliğe daha çok önem verip, temizlikle daha çok vakit geçirmesi çoğu insanın gözlemsel olarak kabul edeceği, aynı zamanda araştırmalarla da desteklenen bir durum.[21] Cinsiyet eşitliğinin daha çok sağlandığı ülkelerde bile fark kapanmış değil.[22] Ancak konu arabalara gelince durum tersine dönüyor!
Birleşik Krallık’ta otomobil hizmetleri veren Autoquake isimli bir firmanın 1000’den fazla araç sahibinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, kadınlar araç temizliğini erkeklerden daha az sıklıkla ve daha yüzeysel olarak gerçekleştiriyor.[23] Erkeklerin araçlarıyla ilişkileri o derece yoğun olabiliyor ki, kendi evinde temizlik işlerine hiç girişmeyen erkekler bile hafta sonu eline kovayı, deterjanı alıp araba temizliğinde uzun süreler harcayabiliyor. Partneriniz olan erkeğin araba ve ev temizliğine gösterdiği özen farkını siz de gözlemlemiş olabilirsiniz.
Araç modifiye etme tutkusu da ağırlıklı olarak erkeklere ait. Bazı araç sahipleri araç yüksekliğini (hatta bazen sadece önünün yüksekliğini) azaltıyor, aracın altına ışık taktırıyor, görkemli ses sistemleri döşetiyor, hatta egzoz sesini yapay olarak artıracak düzenlemeler yaptırıyor. Erkekler, kendi kimliklerini araçlarıyla ilişkileri üzerinden yapılandırabiliyor. Buna göre aracını modifiye eden erkekler, araçlarının bu haliyle kendilerini daha iyi ifade edebildiklerini, özgüvenlerinin arttığını belirtiyor.[24]
Bu noktada 2023 yılında yapılan oldukça ilginç bir başka araştırmadan bahsedelim.[25] Söz konusu araştırmada, erkeklerin kendi penislerinin boyutlarına ilişkin fikirleri ile araba zevkleri arasındaki ilişki incelendi.
18 ile 74 yaşları arasında 200 erkek katılımcı ile yapılan bu araştırmada katılımcılar bir bilgisayar ekranı karşısına oturtuldu. Önce ekranda kendilerine belirli bir bilgi gösterildi ve hemen sonrasında da bir alışveriş sitesinde bir ürün gösterildi. Onlardan istenen, bu alışveriş sitesinde gösterilen ürünün kendileri için ne kadar cazip olduğunu ekrandaki bir kaydırma çubuğu üzerinden belirtmeleriydi. Araştırmanın deneklere söylenen sözde amacı, zihnin eşzamanlı çalışma performansını incelemekti. İkinci ekranda uygun değerlendirmeyi yaptıktan sonra hâlâ ilk ekrandaki bilgiyi hatırlayıp hatırlayamadıkları incelenecekti.
Oysa gerçek amaç, penis boyunun küçük olduğunu düşünmenin, erkeklerin daha gösterişli arabalara yönelmesini sağlayıp sağlamadığını test etmekti.
Araştırmacılar bunun için zekice bir düzenek hazırladılar. Katılımcıların karşılaştığı ilk ekranda bazı doğru bilgiler gösteriliyordu, biri hariç: Erkeklerde ortalama penis uzunluğu! Doğrusu 13-14 cm olan gerçek ortalama, bazı durumlarda 18 cm (ortalamanın üzeri), bazı durumlarda ise 10 cm (ortalamanın altı) olarak verilmişti. İkinci ekranda ise kimisi daha mütevazı ve ucuz, kimisi ise daha sportif, gösterişli ve pahalı arabalar gösteriliyordu.
Burada asıl test edilen şey, erkeklerin, kendi penis uzunluklarını nasıl değerlendirdiklerine göre araba zevklerinin ve tercihlerinin etkilenip etkilenmediği idi. Yani bazı erkeklerin, kendi penislerini normalden daha kısa olarak, bazılarının ise daha uzun olarak düşünmeleri istenmişti. Bazı katılımcılar 18 cm'yi görüp kendi penislerinin kısa olduğunu, bazıları ise 10 cm'yi görüp kendi penislerinin uzun olduğunu düşünecek şekilde manipüle edilmişti.
Araştırmada, kendi penisinin ortalama penisten daha kısa olduğu bilgisini edinen erkeklerin daha pahalı ve gösterişli arabaları tercih etme olasılıklarının arttığı sonucuna ulaşıldı. Bu eğilim erkek 30 yaşını geçtikçe anlamlı derecede artıyordu. Araştırmacıların yorumuna göre kendi penisinin kısa, erkekliğinin yetersiz olduğunu düşünen erkeklerin benlik saygısı azalıyor, bunu telâfi etmek için de daha gösterişli araba sahibi olma eğilimleri artıyordu. Erkek yaşlandıkça, azalan erkekliğini telâfi etmek için de giderek daha havalı arabalara yöneliyordu.
Hormonal Faktörler
Erkekler sürücülük de dâhil hemen her konuda kendilerine kadınlardan daha fazla güveniyor.[26] Bunda hormonların özellikle de testosteronun bir etkisi var gibi görünüyor.
Uzamsal navigasyon çevreyi algılama, yön bulma ve en uygun doğrultuyu saptama ile ilgili bir zihinsel yeti. 2012 yılında yapılan uygulamalı bir araştırmada kadınlarda uzamsal navigasyon becerileri incelendi.[27] Daha sonra bu kadınlara testosteron verilerek bu yetileri tekrar incelendi. Yüksek testosteron etkisi altındaki bu durumda, kadınların uzamsal navigasyon becerilerinde artış bulundu. Araştırmayı yürüten Rhodes, farklı hayvan türlerinde de testosteron ne kadar yüksekse uzamsal navigasyon becerilerinin de o kadar yüksek olduğunu belirtiyor.[28]
Erkeklerin, kadınlara göre ölümlü kazaya yol açma ihtimalinin daha yüksek olduğundan bahsetmiştik. Bunda, testosteronun riskli davranış eğilimini ve saldırganlığı artırmasının önemi de elbette çok yüksek.[29] Bunun doğal bir sonucu olarak erkeklerde yaşa -paralel olarak da testosteron seviyesine- göre sürücülükte risk oluşturma eğilimi büyük değişkenlik gösteriyor.
Bir erkeğin bir kadına göre ölümle sonuçlanan kazaya yol açma olasılığı; 25 yaş altı erkeklerde 3 kat daha fazla, 25-40 yaş aralığındaki erkeklerde 2 kat daha fazla, 41-60 yaş aralığındaki erkeklerde 1.2 kat daha fazla, 60 yaş üstündeki erkeklerde kadınlarla eşit oranda olarak tespit edilmiştir.[30] Yani erkeklerde testosteron düzeyinin azalmasıyla trafikte risk oluşturmanın azalması paralel gidiyor.
Anatomik Faktörler
Modern araçlarda artık sürücü koltuğu yüksekliği, kol destekleri, aynalar gibi ergonomik açıdan önemli birçok bileşen yüksek düzeyde özelleştirilebilir durumda. Ancak trafikteki araçların çoğunun hâlâ tüm bu özelleştirmelere sahip olmadığı ortada. Bu da belki ilk bakışta gözden kaçabilecek bir başka faktörü önemli kılıyor.
Otomotiv sektöründe ürün dizaynı için ergonomi ve insan faktörü uzman danışmanı olarak çalışan Rainer Gruenen, araba dizaynlarının uniseks olmadığını belirterek şunları söylüyor:[31]
Bazı araçlara binmenin ve sürüş pozisyonunu ayarlamanızın sizin için zor olduğunu deneyimlediyseniz, muhtemelen 1.65 metreden daha kısa boylu bir kadınsınızdır. En sinir bozan şeylerden biri de sportif koltuklardır: Ortalama bir kadının oturma pozisyonundaki kalça eni, kalça kemiğinin şekli ve yağ dokusunun farklı yapısı nedeniyle erkeklerinkinden biraz daha geniştir. Sportif bir koltuk ise genellikle daha dar olan erkek kalçasına göre yapılır ve yan destekleri daha dardır. Koltukların sert ve katı kenarları kadınların üst uyluklarını sıkıştırır ve kaslarını zorlar. Uzun süreli rahatlık sağlanamaz ve doğal olarak yorgunluk başlar. Yani bir arabanın erkeklere göre olması, cesur bir tarza ve koyu renk iç mekanlara sahip olmasından ziyade, kadınlarda vücudu sıkıştırması ve konforu sınırlayarak kadının yapısını ve boyutlarını görmezden gelmesidir: Bu da teknik bir ayrımcılıktır.
Hâlen piyasadaki araçların çoğunda sürücü koltuğu yükseltilemiyor. Bu durumda bu koltuğa oturan kadınlar aracın önünü ve hemen yan tarafları açısal olarak daha az görebiliyor. Kadınların erkeklere göre daha kısa olmasından kaynaklanan bu durum, yani araç dışını daha az görebilmek de bir başka etken olarak ortaya konmuştur.[7]
Pedal mesafesi de kadın sürücüler için sorun oluşturabiliyor. Hâlâ birçok taşıtta araç içi dizaynın hatta emniyet tedbirlerinin genel olarak daha çok erkek anatomisine göre düzenlenmiş olması da önemli bir faktör olarak görünüyor.[32] [33]
Evrimsel Faktörler
Erkekler genel olarak yön bulmada ve uzamsal konum saptamada kadınlara göre daha iyiler.[34] Kendileri hareket halindeyken, hareketli olan diğer ögelerin yerini ve zaman içinde hızlarına göre bulunacakları mevcut konumu saptamakta da daha iyiler.[35] Bunun testosteron hormonu ve takım oyunu alışkanlıkları ile yakından ilgisinden bahsetmiştik; ancak uzamsal navigasyon becerisinin evrimsel kökeni ile ilgili bir başka durumdan daha bahsetmeliyiz.
Günümüzde bilimsel araştırmalarla da desteklenen şekilde kadınlar renkleri ayırt etmede, erkekler ise hızlı hareket eden şeyleri algılama becerisinde daha iyidir.[36]
Bunu akla en uygun şekilde açıklayan Avcı - Toplayıcı Hipotezine göre kadın atalarımız genel olarak besin toplamayla, erkek atalarımız ise avlanmayla daha meşguldü. Bununla yakından ilgili olarak da bu görevleri daha iyi yapmalarını sağlayan becerileri, doğal seçilim süreçleriyle gelişmişti.[37] Erkekler, avlanmak ve savaşmakta dişilere göre daha aktif ve ön plandaydı.[38]
Avlanma ile ilgili varsayımsal bir örnek verelim. Bir avcımız 9 km/sa hızla, 25 metre önündeki aynı hızla koşan bir geyiği, elinde mızrakla kovalıyor. Bu sırada ona yardımcı olan bir başka avcı da kendisinin 3 metre solunda, 8 km/sa hızla koşuyor. Geyiğin hızı ise 9 km/sa. Geyik birden ani bir manevra ile sola dönüyor. Avcılarımız ne yapmalıdır?
Burada bahsettiğimiz değişkenlerin hepsini birden beynin işlemesi, avcının elindeki mızrağı tam olarak hangi an, hangi açıyla, ne kadar bir kuvvetle atacağını kestirmesi takdir edersiniz ki bayağı zor. İşin içinde bir de geyiğin ve avcıların olası hız değişiklikleri, yerdeki engeller, mızrağın ağırlığı ve uzunluğu, arazideki eğim değişkenliği ve daha başka birçok değişken olabilir. Avcılar, çok sayıda girift ilişkiye sahip bu değişkenlerin anlık takibini en azından sezgisel olarak hesaplayıp buna uygun hareket ederek avda başarılı olmak zorunda. Bu karmaşık bilişsel ve davranışsal süreç de yüksek düzeyde uzamsal navigasyon becerisi gerektiriyor.
Birkaç bin yıl ileri gidelim. 90 km/sa ile sizinle aynı hızla giden arabanın 25 metre arkasındasınız. Solunuzdaki şeritte bir başka araç 80 km/sa ile gidiyor. Önünüzdeki araç aniden sol şeride kırıyor.
Benzerliği fark etmişsinizdir. Şimdi, insanlık tarihinin büyük bir bölümünde ilk senaryonun defalarca çok farklı varyasyonlarla ve çok uzun bir süre tekrarlandığını, ikinci senaryonun ise bayağı yeni olduğunu göz önünde bulundurun. İlk senaryoda çok uzun yıllar boyunca rol alan türümüzün erkek üyelerinin evriminde bu işlevi daha yetkin kılacak şekilde bir seçilim baskısı olacağını kestirmek güç değil. Üstelik bu baskı hem hayatta kalma hem de cinsel seçilim boyutlarında etkili olacaktır. Yani daha iyi avlananların hem hayatta kalma olasılığı hem de dişilerin bu erkekleri seçme olasılığı artacaktır.
Mızrağın kullanımı ile verdiğimiz örnek durumla ilgili olarak bir başka evrimsel faktörden daha bahsedebiliriz: Alet kullanımı.
2018 yılında yapılan bir araştırmada, alet kullanımı esnasında beyindeki nöroanatomik ve nörofizyolojik etkinlikler beyin görüntüleme teknikleriyle tespit edilmeye çalışıldı.[39] Araştırma sonucunda beynin, alet kullanımı sırasında aleti, tıpkı vücudun bir organı gibi “hissederek” buna uygun mekanizmaları harekete geçirdiği sonucuna ulaşıldı. Örneğin elimize bir kerpeten alıp bir duvarın karşısında gözlerimiz kapalı bir şekilde oturduk diyelim. Kerpeteni duvara doğru uzatınca beynimizde oluşan değişiklikler, tıpkı aynı durumda kolumuzu duvara uzatınca olduğu gibi gerçekleşiyor. Kerpetenin ne zaman duvara değeceğini kestirme gücümüz, neredeyse çıplak elimizi değdirecekmişçesine gerçekleşiyor. Beynimizde aynı bölgeler çok benzer şekilde işlev gösteriyor. Yani biz alet kullanırken, beynimiz bu alete, vücudumuzun doğal bir parçası gibi tepki gösteriyor. Araştırmacıların kendi ifadesiyle:[40]
Bu sonuçlar, insanın elinde tuttuğu bir aletin tamamını, sanki vücudunun bir parçasıymış gibi “dâhil etme” kapasitesini ve beynin onu kendi başına bir duyu organı olarak bütünleştirdiğini göstermektedir.
Bir başka araştırmada deneklerden, masanın üzerinde duran siyah bir cismi almaları istendi.[41] Bu birkaç defa tekrarlandı. Daha sonra deneklerin eline aşağıda yer alan görseldeki tutacak verildi.
Daha sonra bu tutacakla masada duran siyah bir cismi tutmaları istendi. Bu da birkaç kez tekrarlandıktan sonra kendilerinden tutacak alındı ve yine baştaki gibi cismi elleriyle tutmaları istendi. Ancak bir fark oluşmuştu. Denekler artık cismi tutmak için ellerini uzattıklarında tutabilmek için daha fazla vakit geçiriyordu ve ellerini daha yavaş yaklaştırıyordu. Çünkü bir şekilde, zihinlerinde kullandıkları aletin “gölgesi” kalmıştı; beyin hâlâ ekstra bir organın varlığının etkisinde gibiydi.
Bu bulguların konumuzla doğrudan ilgisi de şurada yatıyor: Erkeklerde kullanılan aleti bedenin bir parçası gibi algılama durumu daha da etkili olarak gerçekleşiyor.[42] Yani erkekler kullandıkları aletleri kadınlara göre vücutlarının bir parçası olarak daha da yoğun olarak hissediyor.
Bunun araba kullanmadaki yansımaları açık. Erkekler, yandaki arabayla birkaç santimetre mesafeyle daha rahat geçiş yapabiliyor ya da park ederken arabanın köşelerinin nerede olduğunu görmese de daha kuvvetli olarak doğru tahmin edebiliyor.
Avcı – Toplayıcı Hipotezi’ni destekleyecek bir başka tespit ise, kasların kullanım becerisindeki farklılaşma ile ilgili. Kadınlar elin ve parmakların ustaca kullanımı ile ilgili ince motor becerilerde daha iyiyken, erkekler omzun ve kolun ustaca kullanımı ile ilgili kaba (atma, itme, çekme, döndürme gibi) hareketlerde daha iyiler.[43] Bu da erkeklerin direksiyona hâkim olma becerilerinde bir fark yaratmış olabilir.
Sonuç
Kadınların ve erkeklerin araba kullanma alışkanlıkları ve arabalarla ilişkileri arasında kimileri evrimsel ve biyolojik kökenli, kimisi ise psikolojik ve kültürel dinamiklerden kaynaklanan bazı farklılıklar olduğu görünüyor.
Kadınların mı yoksa erkeklerin mi daha iyi sürücüler olduğu sorusunun ise tek boyutlu bir yanıtı yok. Konu ile ilgili istatistiksel verilerin ve araştırmaların gösterdiğine göre kadınlar daha güvenli ve temkinli araba kullanırken, erkekler arabaları mekanik olarak daha iyi kontrol ediyor, araç hareketlerini daha iyi algılayabiliyor. Erkekler arabalarını daha yoğun olarak bedenlerinin bir parçası gibi algılıyor ve özgüvenlerini artırma aracı olarak kişiliklerinin bir parçası gibi görüyor. Arabaları özgürlüklerinin ve kişisel alanlarının bir parçası olarak değerlendiriyor. Kadınlar ise arabaları sadece kullanışlı bir gereç olarak görme eğilimindeler.
Erkeklerin araba ilgisi küçük yaşlardan itibaren toplum tarafından daha da pekiştiriliyor. Birçok erkek de düşük özgüvenini ve şüphelendiği erkekliğini telafi edebilmek için kendisini giderek daha çok arabalarla ifade etmeye yönelebiliyor.
Girişteki örneğe dönelim.
Evin önünden gürültüyle geçen, her tarafından ışıklar saçan ve kendi sevdiği müziği tüm mahalleye dinletmeye çalışan genç, hemen her durumda bir erkek olacaktır. Doğduğu andan itibaren arabalarla oynatılmış, erkeklerin arabalarla ilgilenmesi ve iyi kullanması gerektiği telkinine birçok kanaldan maruz kalmış bu erkek muhtemelen de yoğun testosteronun etkisi altında bir genç olacaktır.
Görülmeye ve dikkat çekmeye muhtaç erkeğimizin ışıltılı arabası, dişiyi etkilemeye çalışan erkek mürekkep balığının renklerini parıldayarak değiştirmesiyle benzer bir amaca hizmet eder. Bir erkek kurbağanın rakiplerinden daha yüksek sesle bağırarak dişilere hava atmaya çalışmasıyla arabadan çıkan yüksek müzik, modifiyeli egzoz, korna gibi bilumum sesler arasında evrimsel bir amaç uygunluğundan bahsedilebilir.
Bunlar birçok hayvan türünde binlerce yıldır işe yarayan eş bulma/kur yapma girişimleri. Biz de Homo Sapiens türü olarak elbette bunlardan azade değiliz. Ancak Freud’un dediği gibi “Uygarlık, kuvvetli içgüdülerimizi bastırma yeteneğimizle oluşur.” Kişinin değerini sahip olduklarıyla, kocaman arabalarla, çevresini rahatsız ederek, hatta diğerlerini öldürme ya da yaralamayla sonuçlanabilecek riskli davranışlara girişerek ifade etme eğilimi, uygar bir toplumda sokaklarda göğsüne vurarak gezen bir dağ gorilinin beyhude girişimlerine benzeyecektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 5
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. Sivak, et al. (2011). Toward Understanding On-Road Interactions Of Male And Female Drivers. Informa UK Limited, sf: 235-238. doi: 10.1080/15389588.2011.562945. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Vanderbilt. (2009). Traffic: Why We Drive The Way We Do (And What It Says About Us). ISBN: 9780307277190. Yayınevi: Vintage.
- ^ K. Nowak. Who Are Better Drivers - Men Or Women?. Alındığı Tarih: 2 Nisan 2024. Alındığı Yer: Rivervale | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Aldred, et al. (2021). How Does Mode Of Travel Affect Risks Posed To Other Road Users? An Analysis Of English Road Fatality Data, Incorporating Gender And Road Type. Injury Prevention, sf: 71-76. doi: 10.1136/injuryprev-2019-043534. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b Insurance Institute for Highway Safety. Fatality Facts 2021: Males And Females. (1 Mayıs 2023). Alındığı Tarih: 2 Nisan 2024. Alındığı Yer: Insurance Institute for Highway Safety - IIHS | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Walker. Are Women Bad Drivers? (The Truth Behind The Stereotype). (16 Aralık 2023). Alındığı Tarih: 2 Nisan 2024. Alındığı Yer: Auto Insurane Quote | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. Law. Who Causes More Car Accidents? Men Or Women?. (7 Mart 2024). Alındığı Tarih: 2 Nisan 2024. Alındığı Yer: Malman Law | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Bull. (Araştırma Raporu, 2005). Res Jämt: Tankar Kring Ett Jämställt Transportsystem. Not: http://trafikverket.diva-portal.org/smash/get/diva2:1363850/FULLTEXT01.pdf.
- ^ A. H. Al-Balbissi. (2003). Role Of Gender In Road Accidents. Informa UK Limited, sf: 64-73. doi: 10.1080/15389580309857. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. R. Shaffer, et al. (2013). Developmental Psychology: Childhood And Adolescence. ISBN: 9781111834524. Yayınevi: Cengage Learning.
- ^ S. L. Franzoi. (2008). Social Psychology By Franzoi, Stephen L.. ISBN: 9780073370590. Yayınevi: McGraw-Hill Humanities.
- ^ M. Z. Wang, et al. (2023). Toy Stories: Children's Use Of Gender Stereotypes In Making Social Judgments. Elsevier BV, sf: 103879. doi: 10.1016/j.actpsy.2023.103879. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. S. L. Chen. (2011). Gender Socialization In Chinese Kindergartens: Teachers’ Contributions. Sex Roles, sf: 103-116. doi: 10.1007/s11199-010-9873-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Seya, et al. (2013). Useful Field Of View In Simulated Driving: Reaction Times And Eye Movements Of Drivers. SAGE Publications, sf: 285-298. doi: 10.1068/i0512. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Kaluger. (1984). Human Development: The Span Of Life. ISBN: 978-0675206044. Yayınevi: Merrill Pub Co.
- ^ E. Sarıtaş, et al. (2018). Hayat Bilgisi Ders Kitaplarında Toplumsal Cinsiyet Rolleri Üzerine Bir İnceleme. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, sf: 463. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Leaper. Gender And Social‐Cognitive Development. (23 Mart 2015). Alındığı Tarih: 3 Nisan 2024. Alındığı Yer: Wiley doi: 10.1002/9781118963418.childpsy219. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. R. Levy. (2008). Intergroup Attitudes And Relations In Childhood Through Adulthood. ISBN: 9780190293505. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ D. Miller. (2001). Car Cultures (Materializing Culture). ISBN: 9781859734124. Yayınevi: Routledge.
- ^ J. M. Sundie, et al. (2010). Peacocks, Porsches, And Thorstein Veblen: Conspicuous Consumption As A Sexual Signaling System.. American Psychological Association (APA), sf: 664-680. doi: 10.1037/a0021669. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Hosta, et al. Girls Spend 160 Million More Hours Than Boys Doing Household Chores Everyday. (7 Ekim 2016). Alındığı Tarih: 3 Nisan 2024. Alındığı Yer: Unicef | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Altintas, et al. (2016). Fifty Years Of Change Updated: Cross-National Gender Convergence In Housework. Demographic Research, sf: 455-470. doi: 10.4054/DemRes.2016.35.16. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Dumitrache. Women Leave Their Cars Unwashed Longer Than Men. (21 Haziran 2010). Alındığı Tarih: 3 Nisan 2024. Alındığı Yer: Auto Evolution | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Balkmar. (Araştırma Raporu, 2012). On Men And Cars: An Ethnographic Study Of Gendered, Risky And Dangerous Relations. Not: https://www.diva-portal.org/smash/get/diva2:552946/FULLTEXT01.pdffieldwork.
- ^ D. C. Richardson, et al. Small Penises And Fast Cars: Evidence For A Psychological Link. (11 Ocak 2023). Alındığı Tarih: 3 Nisan 2024. Alındığı Yer: Center for Open Science doi: 10.31234/osf.io/uy7ph. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Bergdahl. (2005). Sex Differences In Attitudes Toward Driving: A Survey. Informa UK Limited, sf: 595-601. doi: 10.1016/j.soscij.2005.09.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. K. Clint, et al. (2012). Male Superiority In Spatial Navigation: Adaptation Or Side Effect?. University of Chicago Press, sf: 289-313. doi: 10.1086/668168. | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Health Site. Testosterone Makes Men Better Drivers?. (21 Şubat 2013). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: The Health Site | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. Batrinos. (2012). Testosterone And Aggressive Behavior In Man. International Journal of Endocrinology and Metabolism, sf: 563-568. doi: 10.5812/ijem.3661. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. L. Massie, et al. (2002). Traffic Accident Involvement Rates By Driver Age And Gender. Elsevier BV, sf: 73-87. doi: 10.1016/0001-4575(94)00050-V. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Gruenen. Are Our Cars Really Unisex?. (8 Mart 2021). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: Linkedin | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Joyce. The Real Reason Why Cars Are More Dangerous For Women. (1 Ekim 2023). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: Columbia Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ Ohio Tiger. Why Are Women At Greater Risk Of Injury In Car Accidents?. (15 Ekim 2024). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: Ohio Tiger | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. K. Munion, et al. (2019). Gender Differences In Spatial Navigation: Characterizing Wayfinding Behaviors. Psychonomic Bulletin & Review, sf: 1933-1940. doi: 10.3758/s13423-019-01659-w. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Kolakowski, et al. (1974). Spatial Ability, Throwing Accuracy And Man's Hunting Heritage. Nature, sf: 410-412. doi: 10.1038/251410a0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Owen. Men And Women Really Do See Things Differently. (7 Eylül 2012). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. H. Barkow. (1995). The Adapted Mind: Evolutionary Psychology And The Generation Of Culture. ISBN: 9780195101072. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ K. Hawkes, et al. (2018). Hunter‐Gatherer Studies And Human Evolution: A Very Selective Review. Wiley, sf: 777-800. doi: 10.1002/ajpa.23403. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. E. Miller, et al. (2018). Sensing With Tools Extends Somatosensory Processing Beyond The Body. Nature, sf: 239-242. doi: 10.1038/s41586-018-0460-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Inserm. Tools: Sensory Organs In Their Own Right?. (10 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2024. Alındığı Yer: Inserm | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Maravita, et al. (2004). Tools For The Body (Schema). Elsevier BV, sf: 79-86. doi: 10.1016/j.tics.2003.12.008. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Baron-Cohen. (2004). The Essential Difference: Male And Female Brains And The Truth About Autism. ISBN: 9780465005567. Yayınevi: Basic Books.
- ^ G. Sanders, et al. (2015). Testing Predictions From The Hunter-Gatherer Hypothesis — 1: Sex Differences In The Motor Control Of Hand And Arm. Sage Publications, sf: 147470490700500. doi: 10.1177/147470490700500313. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:44:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17278
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.