Hız, Neden İnsana Haz Verir? Bazı İnsanlar İçin Hız Sınırına Uymak Neden Bu Kadar Zor?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Hız sınırının aşılması, trafikte en çok yapılan ihlallerden biridir ve trafik kazalarının gerçekleşmesinde büyük bir etkisi vardır. ABD’de gerçekleşen ölümcül trafik kazalarının %30’una yüksek hızın sebep olduğu ve yalnızca 2012’de gerçekleşen 10 binin üzerindeki ölümün bununla ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Peki tüm bu tehlikenin farkında olmamıza rağmen hız yapmamızın arkasındaki sebepler neler? Neden hız yapmaktan haz duyuyoruz ve buna engel olamıyoruz?
Bu sorulara cevap bulabilmek için, belki de şu soruyu sormamızda yarar var: İnsanlık ne zaman hızdan haz duyar hale geldi? Birkaç yüz yıl önce atalarımızın ulaşabildiği en yüksek hız, bir atın hızıyla sınırlıydı. Otomobillerin hayatımıza girmesiyle birlikte herhangi bir yere ulaşmamız daha hızlı gerçekleşir oldu ve artık bu yeni normalimiz haline geldi. Bunun sonucu olarak algılarımız da hızla ilişkili olarak dönüştü diyebiliriz.
Günümüzde hız hayatımızın her alanında önemli bir yer kaplamaya başladı. Her ne kadar bunun sürekli olarak bilincinde olmasak da tercihlerimiz buna uygun olarak gerçekleşmekte. Özellikle otomobil reklamlarına baktığımızda araçların özellikleri arasında en çok hızın ön plana çıkarılmaya çalışıldığını kolayca görebiliriz. Öte yandan hızın toplumda olumlu bir anlam bulması, hıza karşı arzu duymamıza sebep oluyor olabilir mi?
Hız, Testosteron Seviyesini Artırır!
Hızlanmak için pedala bastığınızda, vücudunuzda ani bir adrenalin patlaması gerçekleşir. Bunun sonucunda kan basıncınız yükselir ve kalp atışlarınız hızlanır. Vücut ısınız yükselir veya vücudunuzda karıncalanmalar hissedebilirsiniz. Hız karşısında ortaya çıkan bu etkilerin, hem kadın hem de erkeklerde gerçekleştiğini görebiliriz. Ancak erkeklerde bu etki daha belirgindir ve bunun nedeni, erkeklerde daha yüksek miktarda bulunan testosteron hormonu olabilir.
2009 yılında Organizational Behavior and Human Decision Processes dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, iki gruba ayırdıkları erkeklerin testosteron seviyelerini karşılaştırdı. Birinci grupta yer alan erkekler hızlı bir spor araba kullanırken, ikinci gruptaki erkekler normal bir sedan araba kullanıyordu. Gruplardan birinin araçları kullandığı caddede kadınlar varken, diğer grubun bulunduğu cadde tamamen sakin ve boştu. Araştırmanın sonucunda spor araba kullanan grubun testosteron seviyesinin diğer gruba göre daha yüksek olduğu gözlemlendi. Ayrıca kadınların varlığının testosteron seviyesinde bir değişiklik yaratmadığı, yalnızca arabanın hızının testosteron seviyesini etkilediği sonucuna ulaşıldı.
Toplumun Hıza Bakışı Bizi Hıza Yöneltebilir!
Hız ve alkol, trafik kazalarına en çok sebep olan iki faktör olsa da, genellikle alkollü araç kullanımı daha büyük bir suç olarak görülür. İnsanların büyük çoğunluğu hızlı araç kullanmayı, alkollü araç kullanmaktan daha "kötü" olarak algılamaz. Hatta hız limitlerinin biraz üstündeki bir hızı "normal" olarak bile karşılayabilir ("Nasılsa hız sınırının %10 üstüne kadar ceza kesilmiyor." bahanesini düşünün). 1980’lerde ABD’de alkollü araç kullanmanın yanlış olduğunu ve ehliyet kemeri takmamanın "aptallık" olduğunu vurgulayan reklamlar yapıldı; ancak bu reklamlarda, trafikte hız yapmanın tehlikeli olabileceği ile ilgili hiçbir uyarı yoktu. Bu konuda yeterli vurguların yapılmaması, insanların birçoğunda hızın tehlikeli olmadığı algısının oluşmasına, hatta olumlu bir anlam kazanmasına sebep olmuş olabilir.
2020 yılında yapılan bir incelemede, dört akademik veri tabanı kullanılarak 1970-2018 yılları arasındaki makalelerde literatür taraması yapıldı. Bu incelemede "normlar" ve "riskli sürüş davranışları" gibi terimler arama için kullanıldı. Ulaşılan sonuçlarda sürücülere güvenli bir şekilde araç kullanmaları konusunda yapılan tedbirlerin, hız gibi trafik suçlarının önüne geçmede etkili olmadığı kanıtlandı. Özellikle genç sürücülerin çevrelerindeki aile ve dost gibi önemli kişilerin hızlı araç sürmesi, sürücülerin bunun "mantıklı" bir davranış olduğunu düşünmelerine sebep olduğu gözlemlendi. Çalışmanın başka bir bölümünde, sürücülerin hız sınırlarını ihlal ettiğinde, çevrelerindeki önemli kişilerin onay ya da onaylamama tepkilerinin sürücülerin gelecekteki davranışlarını etkilediği sonucuna ulaşıldı.
Hız, Kanatlarımız Olduğu Hissini Verebilir!
Psikologların hız konusundaki arzumuzu açıklamadaki yaklaşımlarından biri de hızın, bizler için kanat görevi görüyor olmasıdır. Hızlı bir sürüş esnasında zihninizde anlık bir değişim gerçekleşebilir. Aracınız, sanki kişiliğinizin veya vücudunuzun bir uzantısıymış hissi uyandırabilir. Yaşadığınız bu his, daha hızlı gitmeye karşı büyük bir arzu duymanıza ve böylece egonuzu güçlendirmenize sebep olabilir. Bu davranış, genellikle erkeklerde daha fazla görülür. Bu yüzden erkeklerin spor arabalara karşı kadınlardan daha fazla ilgi duymaları gözlemlenebilir. Bunun, erkek egosunu güçlendirdiğini ve erkeksi görünüm algısını pekiştirdiğini söyleyebiliriz.
Hız Tutkusunun Diğer Nedenleri
Hızın Kimyasal Kökenleri...
Hız arzumuzu tetikleyen sebeplerden biri de Dopamin ve kısaca "MAO" olarak bilinen Monoamin Oksidaz'dır. MAO, bir enzim türüdür. Dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterleri parçalar. Eğer düşük bir MAO seviyeniz varsa, maceraya meraklı biri olma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Bu yüzden hız gibi tehlikeli heyecanları yaşamanız büyük bir alışkanlığa dönüşebilir.
Hız, Kendimizi Gerçekleştirmek İçin Bir Araç Olabilir!
Kişinin hayatında bir şeyin eksikliğini yaşaması, bir duyguya ait olma ya da kendi varlığını ortaya çıkartmak için hızın verdiği hazza yönelme ihtiyacı hissedebilir. Birçok insan için hız yapmak, alkol gibi bir kaçış yolu olabilir. Daha güçlü bir sebep olarak, kişinin yaşadığı öfke ve hayal kırıklığı gibi yüksek duygular onu hızlı ve tehlikeli bir heyecana sürükleyebilir.
Hızlanma İhtiyacı Nereden Geliyor?
2007 yılında National Public Radio kanalında gerçekleşen "Talk of the Nation" adlı programda dinleyicilere neden hızı sevdikleri soruldu. Ve buna karşılık programa katılan dinleyicilerden birçok farklı yanıt geldi. Bu yanıtlardan biri, birçok genç kadının arabayla hız yapmayı tahrik edici bulması nedeniyle genç erkeklerin hız yapmaya meyilli olduğuydu. Program konuklarından Hawaii Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Leo James, ergenlik dönemindeki sosyalleşme sürecinde bunun etkili olduğunu ve sonrasında da devam edebildiğini ifade etti.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Programda emniyet kemeri, hava yastığı gibi güvenliği sağlayan cihazların hızlı araç kullanmaya etkisi de konuşuldu. Leo James, sürücünün güvenliği hissettiği ölçüde risk almaya hazır olduğunu ifade etti. Yani, herhangi bir tehlikeden kurtulma şansımızın yüksek olduğunu fark ettiğimizde alacağımız riskler de büyüyecektir. Araçların daha donanımlı hale geldiği bir koşulda hız konusundaki sınırlarımızı daha fazla zorlayacağımızı söyleyebiliriz.
İyimserlik Önyargısı
Bu noktada ilişkili olabilecek şu kavramdan söz etmemiz gerekebilir: iyimserlik önyargısı (İng: "optimism bias"). Bu kavram, kişinin olumsuz bir olayı kendisinin yaşamasına düşük bir ihtimalle inanması olarak tanımlanabilir. Psikologların görüşüne göre, sürücü tehlikenin ne kadar farkında olsa da yılların sürüş deneyimine güvenerek bir kaza yapacağına inanmayabilir. Bu sebeple hızlı araç kullanmayı sürdürebilir.
Programa katılan başka bir dinleyicinin söyledikleri ise oldukça ilginçtir: Dinleyici, Almanya’da her yerde hız limitleri olmadığını, bu yüzden de bazı sürücüleri hızlanarak geçerken, bazıları tarafından da geçildiğini söyler. Amerika’daki hız limitlerinin tek tip olması sebebiyle sürücülerin düzenli bir şekilde heyecansız bir sürüş deneyimi yaşadığı ve bu yüzden ilerleme kaydettiğini hissedemediğini de ifade eder. Bazı dinleyicilerin ise trafikte hız yapma sebepleri daha farklıdır. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde kalabalığın hızına ayak uydurmak zorunda hissedip hızlanma ihtiyacı duyanlar da olmuştur.
Bilişsel Psikoloji Hızlanma İhtiyacını Frenleyebilir!
Yaklaşık 10 yıl önce Yeni Zelanda’nın Auckland kentindeki ufak bir mahallede şehrin diğer bölgelerine kıyasla çok daha fazla trafik kazaları gerçekleşiyordu. Yetkililer, bu sorunun önüne geçmek için Waikato Üniversitesi’nden trafik psikologları ile birlikte çalışmaya başladı. Bölgeye basketbol sahası, park ve ortak alanlar ekleyerek, bölgedeki hissiyatı değiştirdiler. Çalışmaların tamamlanmasından yaklaşık 4 ay sonra yaşanan kazaların %30 azaldığı görüldü. Bölgedeki hız limitinin değiştirilmemesine rağmen 5 yıl sonra bölgedeki kazaların yarı yarıya azaldığı tespit edildi. Bu çalışma, çevre düzenlemelerinin sürücülerin daha yavaş araç sürmesine sebep olurken, yolların daha geniş olduğu bölgelerde sürücülerin hızlanmaya daha istekli olduğunu ortaya koydu.
Sonuç
Sonuç olarak hız tutkumuzun ardında bir dizi biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve kimyasal neden yattığı söylenebilir. Bu faktörleri iyi anlamak ve hangi şartlar altında bunların nasıl değiştiğini tespit etmek, hız kaynaklı trafik kazalarını ve ölümleri azaltma konusunda doğru adımları atmamızı sağlayabilir. Hız, direksiyonun arkasındaki kişiye kanatları varmış hissini veriyor olsa da, sebep olduğu trafik kazaları dolayısıyla, başkalarının özgürce uçabilmelerini sağlayan kanatlarını ellerinden zorla almadığından emin olmamız sağlıklı bir toplum için elzemdir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 26
- 5
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- M. A. Elliott, et al. (2010). The Social Cognitive Determinants Of Offending Drivers’ Speeding Behaviour. Accident Analysis & Prevention, sf: 1595-1605. doi: 10.1016/j.aap.2010.03.018. | Arşiv Bağlantısı
- Ashish. Why Do We Feel So Thrilled By Speed?. (2 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 8 Ekim 2021. Alındığı Yer: Science ABC | Arşiv Bağlantısı
- NPR. Psychology Behind The Wheel: Why Do We Speed?. (7 Haziran 2007). Alındığı Tarih: 8 Ekim 2021. Alındığı Yer: NPR.org | Arşiv Bağlantısı
- S. H. Harith, et al. (2020). The Relationship Between Norms And Risky Driving Behavior: A Systematic Review. Iranian Journal of Public Health, sf: 211-220. | Arşiv Bağlantısı
- K. Curtis. Behind The Wheel: Solving Speeding Through Psychology. (2 Nisan 2020). Alındığı Tarih: 8 Ekim 2021. Alındığı Yer: Student Assembly | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 16:53:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11088
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.