Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir?

Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir? iStockphoto
14 dakika
36,939
Tüm Reklamları Kapat

Erikson'un psikososyal gelişim teorisi, bir kişinin doğumdan ölümüne kadar sağlıklı bir birey olması için geçmesi gereken 8 evreyi ifade eder. Erik Erikson'un teorisine göre kişi, her evrede kişiliğinin gelişimi için olumlu veya olumsuz sonuçları doğurabilecek bir dizi psikososyal çatışma yaşamaktadır. Kişi, bu evrelerde meydana gelen çatışmaları başarıyla tamamlarsa, yaşamının geri kalanında kendisine fayda sağlayacak erdemleri kazanacaktır. Ancak evrelerin başarıyla tamamlanmaması, daha sonraki evrelerin de tamamlanmasını da zorlaştıracaktır. Bu da sağlıklı bir kişilik ve güçlü bir benlik duygusu için gerekli olan temel becerilerin geliştirilememesine sebep olabilir.

Erikson vs. Freud

Erik Erikson, psikososyal gelişim teorisini oluştururken, psikanalist Sigmund Freud'un psikoseksüel gelişim teorisinden etkilenmiştir. Fakat Freud'un aksine psikoseksüel gelişim yerine psikososyal gelişime odaklanmıştır. Psikososyal gelişim, temelde bireyin psikolojik ihtiyaçları ("psiko") ile toplumun ihtiyaçları ("sosyal") arasındaki çatışmayı ifade eder.

Tüm Reklamları Kapat

Sigmund Freud’un gelişim teorisine göre kişilik gelişimi büyük ölçüde ergenlik döneminde tamamlanır. Erikson'un psikososyal gelişim teorisi ise özellikle çocukluk evrelerinde Freud'un teorisiyle benzerlik gösterse de sosyal deneyimin ve kişilik gelişiminin yaşam boyu devam ettiğini ifade etmektedir. Yine Freud'un teorisinden farklı olarak evrelerdeki vurgu, cinsel ögeler yerine, gelişim evrelerinde ortaya çıkan ego nitelikleri üzerindedir. Bu yüzden Erikson'un teorisine göre yaşam boyu gerçekleşen sosyal etkileşim ve sosyal ilişkiler kişiliğin gelişiminde büyük rol oynamaktadır.

Erikson'un Psikososyal Gelişim Evreleri

Erik Erikson, gelişimi 8 ayrı evre ile açıklamıştır. Bu evrelerin her birinde insanların gelişimini etkileyen bir dizi çatışma meydana gelmektedir. Bu çatışmaların başarılı şekilde üstesinden gelinmesi yaşamın diğer dönemlerinde fayda sağlayacak beceriler sağlarken, başarısızlık temel becerilerin geliştirilmemesine sebep olmaktadır. Her evre, bir sonraki evredeki çatışmaların ele alınmasında etkili olsa da herhangi bir evredeki başarısızlık yaşamın ileriki dönemlerinde telafi edilebilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

1. Umut Evresi: Güven vs. Güvensizlik (Oral-Duyusal, Bebeklik, 1 Yaş Altı)

Erikson’un psikososyal gelişim teorisinin ilk evresi, bebeklik dönemini ifade eder. Bebeğin doğumu ile başlar ve yaklaşık 18 aylık olana kadar devam eder. Bu evre ayrıca Freud’un psikoseksüel gelişim teorisinin ilk evresi olan oral evreye karşılık gelmektedir.

Erikson'un teorisine göre bu evrede ortaya çıkan durum bir uçta güven, diğer uçta ise güvensizliktir (İng: "trust vs. mistrust"). Burada bebeğin bir nevi kendine sorduğu soru şudur: "Dünyaya güvenebilir miyim?"

Bilindiği üzere bebekler dünyaya geldiklerinde başkalarına bağımlıdırlar. Yiyecek, giyecek, güven ve sevgi dahil olmak üzere, hayatta kalmak için gerekli bir dizi durum için ebeveynlerine ihtiyaç duyarlar. Teoriye göre, bebeğin kendine ve başkalarına güvenmesi bu bakımın kalitesine bağlıdır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

İhtiyaçları ortaya çıktığı anda karşılanan, rahatsızlıkları çabucak giderilen ve kendisiyle oynanıp konuşulan bir bebek dünyanın yaşamak için güvenilir olduğuna ve insanların güvenilir olduğuna dair bir duygu geliştirir. Bunun aksine ihtiyaçları karşılanmayan ve ihmal edilen bebeklerde dünyaya ve özel olarak da insanlara karşı güvensizlik gelişecektir. Gelişimin bu evresinde geliştirilmeyen güven duygusu daha sonraki gelişim evrelerine taşınabilir.

Elbette bu güven ve güvensizlik duygusu yalnızca gelişimin ilk evresine ortaya çıkan ve bir daha karşılaşılmamak üzere çözümlenen bir durum değildir. Birbirini izleyen evrelerde yeniden ortaya çıkabilmektedir.

Örneğin, bir güvensizlik duygusu ile büyüyen çocuk okul hayatında karşılaştığı iyi bir öğretmene karşı güven duygusu geliştirebilir. Tam tersi şekilde, güven duygusu ile büyüyen bir çocuk ebeveynlerinin incitici kavgalarına şahit olması ya da ebeveynlerinin boşanması yüzünden bir sonraki evrede güvensizlik duygusu geliştirebilir.

Shutterstock

2. İrade Evresi: Özerklik vs. Utanç/Kuşku (Müsküler/Anal, Yürüme Çağı, 1-2 Yaş)

Özerkliğe karşı kuşku evresi (İng: "autonomy vs. shame/doubt"), 1,5 ila 3 yaş arasındaki erken çocukluk döneminde gerçekleşir. Bu evre, aynı zamanda Freud'un psikoseksüel gelişim teorisindeki anal evreye karşılık gelmektedir. Erikson’a göre bu evredeki çocuklar fiziksel beceriler ile birlikte kişisel kontrol ve özerlik geliştirir. Bu evrede çocuklar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Kendim olmam normal mi?"

Bu dönemdeki çocuklar yürümeye başlamak dışında itme, çekme, tutma, tırmanma gibi birçok davranış geliştirir. Çocuklar bu yeni başarılarından dolayı çoğunlukla gurur duyarlar. Bu yüzden bir çocuk, çikolata kutusunu açmak gibi yetişkinlere ufak ve önemsiz gibi gözüken bazı davranışları kendileri yapmak isteyebilir. Ebeveynler veya bakıcılar, çocuğun bu eylemlerini olumlu şekilde karşılar ve buna uygun davranırlarsa çocuk çevresini kontrol edebileceğine dair bir özerklik duygusu geliştirecektir. Aksine çocuğun yapabileceklerini onun yerine yapan sabırsız ebeveynler çocuğun kuşku geliştirmesine sebep olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Elbette her ebeveynin çocuğu için evhamlı olduğu ve ona yardım etmeye fazla hevesli olduğu dönemler olması normaldir. Çocuklar masum denebilecek bu korumacı davranışları unutacaktır. Ancak sürekli ve yoğun bir şekilde gerçekleştirilen korumacı bir bakım ve çocuğun altını ıslatması gibi davranışlara gösterilen sert tepkiler çocuğun dünyayı kontrol edebileceğine ilişkin büyük bir kuşku geliştirmesini pekiştirecektir.

Gelişimin bu evresinde geliştirilen özerklik ve kuşku dengesi daha sonraki evrelerde olumlu veya olumsuz yönde değişebilir. Ancak kuşkudan daha ağır basan bir özerklik geliştiren çocuklar diğer evrelerde özerklik geliştirme konusunda daha başarılı olacaktır.

Erikson’a göre özerklik ve kuşku arasında denge kuran çocuklar akılla ve sınırlar içinde hareket etmelerini sağlayacak iradeye sahip olacaktır.

3. Amaç Evresi: Girişkenlik vs. Suçluluk (Lokomotor/Genital, Erken Çocukluk, 3-6 Yaş)

Psikososyal gelişimin bu evresinde 3 ila 5 yaşları arasındaki çocuklar oyun ve diğer sosyal etkileşimleri yönlendirmeye başlar. Bu dönemde çocuklar daha bağımsız bir şekilde eylemler gerçekleştirmeye başlayarak bir amaç veya hedef duygusu geliştirir. Bu evrede çocuklar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Bir şeyler yapmam, hareket etmem, belli şekillerde davranmam normal mi?"

Tüm Reklamları Kapat

Çocuğun bu dönemde girişkenlik ve suçluluk duygularını (İng: "initiative vs. guilt") geliştirmesi genellikle ebeveynlerinin onun bağımsız eylemlerine verdiği tepkilere bağlıdır. Koşmak, bisiklete binmek, düşmek gibi çocuğun kendi kendine gerçekleştirdiği etkinliklerde yeteri kadar özerklik verilirse çocuk girişkenlik duyguları geliştirecektir. Aksine ebeveynlerin çocuğun kendi kendine başlattığı bu etkinlikleri saçma veya anlamsız bulduğunu hissettirmesi çocuğun diğer aşamalara da taşıyacağı bir suçluluk duygusu geliştirmesine sebep olacaktır.

4. Yeterlik Evresi: Beceriklilik vs. Aşağılıklık (Gecikme, Orta Çocukluk, 7-10 Yaş)

Beceriklilik ve aşağılık duygusu arasındaki sosyal kriz (İng: "industry vs. inferiority"), 5 ila 12 yaş arasındaki çocukluk döneminde ortaya çıkar. Bu evre erken okul yılları olarak da bilinir ve Freud’un psikoseksüel gelişim teorisindeki latent evreye karşılık gelmektedir. Bu evrede çocuklar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "İnsanlar ve eşyalardan oluşan bu dünyada hayatta kalabilir miyim?"

Bu evrede çocuk, dama veya satranç gibi belirli kurallara uyulması gereken oyunları oynayabilmeye başlar. Aynı zamanda okulda spor, sanat gibi yeni sosyal aktiviteleri gerçekleştirir. Ebeveynleri veya öğretmenleri tarafından etkinlikle bulunma çabaları desteklenen ve sonucunda takdir edilen çocuklar beceriklilik duygusu geliştirecektir. Aksine çocuğun gerçekleştirdiği etkinlikler ebeveynleri tarafından yalnızca ortalığı dağıtma veya yaramazlık olarak görülüp desteklenmediğinde çocuk aşağılık duygusu geliştirecek ve başarılı olma konusunda şüphe duyacaktır.

Erikson’a göre bu evrede çocuğun hayatı yalnızca evinden ibaret olmadığından kişilik gelişiminde aile dışındaki kurumların rolü artacaktır. Örneğin evde becerileri kötülenmiş veya etkinliklerinde desteklenmemiş bir çocuk, duyarlı bir öğretmenin çabalarıyla yeniden beceriklilik duygusu geliştirebilir. Sonuç olarak çocuğun beceriklilik veya aşağılık duygusu geliştirmesi yalnızca ebeveynlerinin bakımına değil, başka yetişkinlerin davranış ve tepkilerine de bağlıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kai ve Maymun Kral: Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu 3

Bir kitap koleksiyonu bulunur Profesör Destansoy’un mahzenindeki hazineler arasında. Atalarından kalma efsanelerdir bunlar, korkusuz savaşçılar ve beklenmedik kahramanların öykülerini anlatır sayfalarında.

Destansoy Ailesi’nin bu yeni efsanesinde kahramanımızın adı Kai, adresimiz ise Antik Çin. Tehlikeli canavarlar, sihirli şeftaliler ve büyük zorluklarla dolu bu diyarda Kai acaba Maymun Kral’ı kendisine yardım etmeye ikna edebilecek ve ne müthiş bir maceracı olduğunu herkese kanıtlayabilecek mi?

Waterstones Ödülü sahibi ve CILIP Kate Greenaway Madalyası adayı Joe Todd-Stanton’dan, macera seven çocuklar için göz alıcı çizimler ve büyüleyici mitolojik karakterlerle dolu şahane bir yolculuk.

Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu hakkında:

Destansoy Ailesi olarak binlerce yıldır efsanevi yaratıkların ve cisimlerin toplanması ve korunması görevini üstlenmiş durumdayız. Ve bendeniz Profesör Destansoy, bu görev sırasında yaşadığımız müthiş olayları bir araya getirmeye karar verdim. Bu sayfalarda ve gelecek diğer kitaplarımda ailemizin destansı maceralarının öykülerini bulacaksın.

Devamını Göster
₺125.00
Kai ve Maymun Kral: Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu 3
  • Dış Sitelerde Paylaş

5. Vefa Evresi: Kimlik Kazanma vs. Rol Karışıklığı (Ergenlik, 11-19 Yaş)

Kimlik kazanmaya karşı rol karışıklığı (İng: "identity vs. role confusion"), 12 ila 18 yaşları arasındaki ergenlik döneminde ortaya çıkar. Bu dönemde ergenler inanç, amaç ve değerlerini araştırarak bir kimlik oluşturmaya çalışırlar. Bu evrede çocuklar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Ben kimim ve kim olabilirim?"

Freud’un teorilerine göre bu evrede erken çocukluk problemlerinin yeniden uyanışı gerçekleşir ve çocuk kendine yeni bir ortak, eş bulmaya çalışarak sorunu çözmeye çalışır. Erikson’un teorisine göre ise fizyolojik değişimlerin yanında ruhsal olarak da değişimler yaşanır. Bu evrede ergenler, başkalarının düşünceleri ile ilgilenmeye ve diğerlerinin kendileri hakkında düşündüklerini irdelemeye başlar. Kısacası herkesin yaşadığı şekilde “ben kimim?”, “topluma nasıl uyum sağlarım”, “ne olmak istiyorum?” gibi sorular sorarak yeni düşünceler geliştirir.

Erikson’a göre ebeveynlerin çocuğun gelişiminde doğrudan etkili olduğu evrelerin aksine, bu evrede ebeveynlerin dolaylı bir etkisi vardır. Eğer genç, bu evreye gelene kadar ebeveynleri sayesinde güven, özerklik, girişkenlik ve beceriklilik duyguları geliştirdiyse anlamlı bir kimlik yaratması daha olası olacaktır. Tam tersi şekilde ergenliğe güvensizlik, kuşku, suçluluk ve aşağılık duyguları ile başlayan gencin bu evreyi başarılı şekilde tamamlaması daha zor olacaktır. Sonuç olarak, ergenliğin başarıyla tamamlanması ve güçlü bir kimlik kazanılması daha önceki gelişim evrelerine bağlıdır.

Kötü bir çocukluk geçiren veya zor koşullar sebebiyle kimlik duygusuna erişemeyen genç, rol karışıklığı duygusu geliştirecektir. Kısacası "Ben kimim?", "Ne istiyorum?" gibi sorulara yanıt veremediği bir durum ortaya çıkacaktır. Bunun sonucunda etrafındaki kişilerin onun için öngördüğünün tersi olumsuz bir kimlik arayışına girebilir.

6. Aşk Evresi: Yakınlık vs. İzolasyon (Erken Yetişkinlik, 20-44 Yaş)

Yakınlığa karşı izolasyon (İng: "intimacy vs. isolation), yaklaşık 18 ila 40 yaşları arasındaki genç yetişkinlik döneminde gerçekleşir. Bu evredeki ana çatışma, aile dışındaki diğer insanlarla kurulan sevgi, samimiyet ve bağlılık gibi ilişkilerin etrafında şekillenir. Bu evrede insanlar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Ben, aşık olabilir miyim?"

Erikson’a göre bu ilişkiler her zaman romantik veya cinsel olmak zorunda değildir. Aynı zamanda başkalarıyla güçlü bağlar kurmayı da içermektedir. Örneğin tehlikeli koşullar altında askerlik yapan erkekler birbirine karşı bağlılık ve yakınlık duygusu geliştirebilir.

Bu evrenin başarılı şekilde tamamlanması, mutlu ilişkilerin oluşması veya ilişkilerin güven ve bağlılık içermesi ile sonuçlanacaktır. Tersine bu evreyi başarılı şekilde tamamlayamayan bireyler başkalarıyla yakınlık kurmaktan kaçınabilir; bağlılık ve yakın ilişkilerden korkabilir. Bu, bireyin insan ilişkilerinden uzak durduğu bir izolasyona, yalnızlığa ve bazen derin depresyonlara sebep olabilir.

Erikson, bir önceki evreyi başarılı şekilde tamamlayamayan ve güçlü bir kimlik duygusuna sahip olmayan bireylerin güçlü ve kararlı insan ilişkileri kurmakta zorluk yaşayacağını ifade etmiştir.

7. Umursama Evresi: Üretkenlik vs. Durağanlık (Orta Yetişkinlik, 45-64 Yaş)

Üretkenliğe karşı durağanlık veya kendine dönüklük (İng: "generativity vs. stagnation"), 40 ila 60 yaşları arasındaki yetişkinlik döneminde gerçekleşir. Bu evre başkalarına katkı sağlama ve dünyada iz bırakma gibi uzun vadeli eylemler etrafında şekillenir. Bu evrede insanlar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Hayatımı işe yarar kılabilir miyim?"

Bu yetişkinlik döneminde insanlar, çocukları üzerinde bir katkı sağlama, dünyayı genç kuşaklar için daha iyi bir yer haline getirme ve toplum ile ilgilenme gibi eğilim gösterirler. Çocukları doğru şekilde yetiştirmek, toplumsal faaliyetlere katılarak üretkenlik yoluyla toplumun bir başkası olmak isterler. Bu evrede başarılı olan bireyler kendilerini başarılı ve yararlı hissederler. Başarısız olan bireyler ise dünyaya yetersiz bir katılım sağlarlar. Dünyaya katkı sağlamanın bir yolunu bulamamak kendilerini faydasız ve durağan hissetmelerine sebep olur. Bunun sonucunda içindeki bulundukları topluluklara karşı ilgisiz ve bağlantısız hissedebilirler.

Tüm Reklamları Kapat

Bu evredeki yetişkinlerin ana görevleri şöyle özetlenebilir:

  • Sevgiyi, cinsel temasın ötesinde ifade etmek,
  • Sağlıklı yaşam kalıplarını korumak,
  • Eşinizle birlik duygusu geliştirmek,
  • Büyümekte olan veya büyümüş çocukların sorumlu yetişkinler olmalarına yardımcı olmak,
  • Yetişkin çocukların yaşamlarındaki merkezi rolü bırakmak,
  • Çocukların arkadaşlarını ve arkadaşlarını kabul etmek,
  • Rahat bir ev yaratmak,
  • Kendiniz ve eşinizin/eşinizin başarılarından gurur duymak,
  • Yaşlanan ebeveynlerle rolleri değiştirmek,
  • Olgun, sivil ve sosyal sorumluluk elde etmek,
  • Orta yaşlarda yaşanan fiziksel değişikliklere uyum sağlamak,
  • Boş zamanları yaratıcı bir şekilde kullanmak.
iStockphoto

8. Bilgelik Evresi: Ego Bütünlüğü vs. Umutsuzluk (Geç Yetişkinlik, 65+ Yaş)

Psikososyal gelişimin son evresi olan ego bütünlüğüne karşı umutsuzluk (İng: "ego integrity vs. despair"), 65 yaş üstü yetişkinlik döneminden ölüme kadar olan zaman dilimini kapsar. Bu evrede birey, yaşamını irdeleyerek geçmişe dair başarı ve başarısızlıkları düşünmeye, hayatlarından memnun olup olmadıklarını düşünmeye başlar. Bu evrede insanlar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Bugüne kadar olduğum kişi normal mi?"

Tahmin edileceği gibi bu dönemde insanlar genellikle emekli olmuş, belki torun sahibi olmuş, üretkenliği azalmış ve hayatı düşünsel olarak keşfetme üzerine daha fazla eğilim göstermeye başlamıştır. Bu dönemde hayatı üzerine düşünmeye ve geçmiş olayları tekrardan gözden geçirmeye başlayan birey, hayatı hakkında bir başarı duygusu hissettiğinde ego bütünlüğü geliştirmiş olacaktır. Bunun aksine geçmişini kaçırılmış fırsatlar ve başarısızlık olarak gören veya hedeflerini gerçekleştiremediğini düşünen bireyler umutsuzluğa kapılacaktır. Bu bireylerin depresyona girmesi ile sonuçlanabilir. Bu evreyi başarıyla tamamlanması ise bilgelik erdemine yol açacaktır.

Bu evrede bireyin birçok şeye yönelik ilgisinde bir yenilenme olabilir. Bunun, yaşamın bu dönemindeki bireylerin özerk olmaya çabalamalarından kaynaklandığına inanılmaktadır. Bedenleri ve zihinleri zayıflamaya başladığında, insanlar bir denge duygusu bulmak isterler. Her şey için başkalarına bağımlı olmalarına gerek kalmaması için özerkliklerine sarılacaklardır. Erikson, bu aşamadaki yetişkinlerin, bütünlük geliştirmek için farklı yaşlardaki diğer insanlarla ilişkilerini sürdürmelerinin de önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisine Yönelik Eleştiriler

Erikson'un psikososyal gelişim teorisine yönelik büyük bir eleştiri, onun öncelikli olarak Avrupalı ​​veya Amerikalı erkeklerin gelişimini tanımlamasıdır. Benzer bir eleştiri, coğrafyadan bağımsız olarak Freud'un psikoseksüel teorisi için de geliştirilmiştir.

Erikson'un teorisinde geçen evrelerinin belirtilen sırada yaşanıp yaşanmadığı ve yalnızca Erikson tarafından ileri sürülen yaş aralıklarında meydana gelip gelmediği konusunda da şüpheler bulunmaktadır. İnsanların sadece ergenlik yıllarında kimlik arayışında olup olmadığı ya da diğer aşamalar tamamlanmadan önce bir aşamanın mı olması gerektiği konusunda bir tartışma vardır. Ancak Erikson, bu süreçlerin her birinin yaşam boyunca şu ya da bu biçimde gerçekleştiğini belirtir ve bu "aşamaları" vurgulamanın tek nedeni, çatışmaların bu zamanlarda en belirgin hale gelmesidir.

Erikson'un psikososyal gelişim teorisine yönelik bir başka eleştiri de, onun bu gelişim aşamalarına neyin sebep olduğu veya bunların nasıl çözüldüğü hakkında ayrıntılara girmemesidir. Bir kişinin her aşamada nasıl geliştiğiyle sonuçlanan deneyimler hakkında çok az bilgi vardır. Her aşamanın nedenleri hakkında belirsiz ayrıntılar olduğu gibi, her aşamanın nasıl geliştiğini ve bir sonraki aşamaya nasıl dönüştüğünü de tartışmaz. Bu teori, bir sonraki aşamaya geçmek için çatışmayı çözmek için gerekli adımları ortaya koyamamaktadır.

Teoriye getirilen bir başka eleştiri ise, Erikson'un teorisinin insanlık ve insanın kendini iyileştirici gücüne vurgu yaparak aşırı iyimser bir görüş ortaya koymasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

Sigmund Freud'un teorileri genellikle erkek merkezli bir bakış açısını temsil ettiği ve çocukluk dönemlerinde cinselliğe aşırı vurgu yaptığı için eleştirilmiştir. Erik Erikson, Freud'un teorilerinden etkilense de fizyolojik etkilerin dışında sosyal ilişkiler ve ruhsal değişimlerin de kişilik üzerinde etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca Freud'un aksine, kişiliğin gelişiminde yalnızca çocukluk deneyimlerinin etkisi olmadığını, kişiliğin yaşam boyu devam eden deneyimler sonucunda oluştuğunu vurgulamıştır. Bu düşünce klinik psikolojide yetişkin sorunlarını yalnızca çocukluk deneyim ve travmalarının bir kalıntısı olarak ele almaktan kurtarmıştır. Bu bakımdan psikolojide yaşamın sonraki dönemlerinin kavramsallaştırılmasında büyük bir önemi olduğunu söyleyebiliriz.

Freud örneğinde olanın aksine, Erikson'un teorisinin en azından bazı kısımları deneysel olarak doğrulanabilmiştir. Teoriye yönelik olarak yapılan ampirik araştırmaların çoğu, onun ergenlik hakkındaki görüşleri ve kimlik oluşturma girişimleriyle ilgilidir. Erikson'un teorik yaklaşımı, özellikle ergenlikle ilgili olarak James E. Marcia'nın deneysel yaklaşımıyla incelenmiş ve elde edilen sonuçlar, Erikson'un öngörülerini desteklenmiştir: Marcia'nın çalışması, farklı kimlik biçimleri arasında ayrım yapmıştır ve ergenlikte en tutarlı benlik kavramını oluşturan kişilerin, erken yetişkinlik döneminde en yakın bağlanmaları yapabilen kişiler olduğuna dair bazı ampirik kanıtlar ortaya koyabilmiştir. Bu, Erikson teorisinin, erken yetişkinlik krizini çözmek için en iyi donanıma sahip olanların, ergenlik krizini en başarılı şekilde çözen kişiler olduğunu öne süren kısmını desteklemektedir.

Tüm bunlar, Erikson'un teorisinin, ampirik destekten yoksun olmaya daha açık olan Freudyen teorilere karşı bir denge oluşturduğunu göstermektedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
41
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 22
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 11
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • Bilim Budur! 4
  • İnanılmaz 3
  • Muhteşem! 2
  • Umut Verici! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 13:20:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12267

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Kategoriler ve Etiketler
Tümünü Göster
Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Alan
Astrobiyoloji
Alkol
Yaşanabilir Gezegen
Çekirdek
Tohum
Botanik
Nöron
Makina
Karanlık
Uydu
Aminoasit
Geometri
Sayı
Mantık Hatası
Beyin
Bilişsel
Hominid
Evren
Süt
Araştırma
Filogenetik
Homo Sapiens
İspat
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Kocabey, et al. Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir?. (30 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/12267
Kocabey, E., Bakırcı, Ç. M. (2022, August 30). Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/12267
E. Kocabey, et al. “Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 30 Aug. 2022, https://evrimagaci.org/s/12267.
Kocabey, Enes. Bakırcı, Çağrı Mert. “Erikson'un Psikososyal Gelişim Teorisi Nedir? İnsanın Psikososyal Gelişiminin 8 Evresi Nelerdir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, August 30, 2022. https://evrimagaci.org/s/12267.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close