Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz?

8 dakika
68,419
Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz? Mehmet Ergün
Tüm Reklamları Kapat

Güzel gezegenimizin biricik uydusu Ay hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Ay olmasaydı gökyüzündeki bu muhteşem güzellikten mahrum kalacağımız gibi bazı dramatik etkilere de maruz kalırdık; mesela gel-gitlerin bir anda kalkması deniz ve karada yaşayan birçok canlının yaşamını etkilerdi ve hatta bu canlıların sonunu getirebilirdi. Dünya ve Ay arasında kurulan dengeden kaynaklı oluşan gezegenimizin 23 derecelik eğimi ortadan kalkıp Dünya dengesini yitirebilirdi ve başımıza şu anda tahmin ettiğimiz ya da etmediğimiz bir sürü felaket gelebilirdi. Tüm bunlarla ilgili olarak buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Ay Hakkında Bilinenler

Peki Ay bizim için bu kadar önemliyken, Ay hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Bir göz atalım...

Ay'ın Fiziksel Özellikleri

Öncelikle Ay’ın fiziksel özelliklerinden bahsedelim: Çapı 3,475 km olup, kütlesi dünyanın yaklaşık 100’de biri kadardır. Ay’ın Dünya’ya uzaklığı 384,400 km’dir ve Dünya’nın yörüngesindeki dönüşünü 27.3 günde tamamlar ve her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur. Ay’ın yüzey sıcaklığı -233°C ye düşebilmekte ya da 123°C ye çıkabilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Mehmet Ergün

Ay Yüzölçümü

Ay'ın yüzölçümü kabaca 38.000.000 kilometrekaredir. Bu, Rusya'nın yüz ölçümünün yaklaşık 2 katıdır. ABD, 9.826.675 kilometrekarelik yüzölçümü ile Rusya ve Kanada'dan sonra Dünya'nın en büyük 3. ülkesidir.

Görsel ABD'nin 1'e 1 ölçekte Ay üzerine haritalandığı bir fotoğrafı gösteriyor.
Görsel ABD'nin 1'e 1 ölçekte Ay üzerine haritalandığı bir fotoğrafı gösteriyor.
Imgur

Daha iyi anlamak için kendi ülkemizle kıyaslayacak olursak... Türkiye, 780.580 kilometrekarelik yüzölçümü ile Dünya'nın en büyük 35. ülkesidir. Haritada Türkiye'nin yüzölçümü, ABD'nin Texas eyaletinden birazcık büyüktür. 695.662 kilometrekarelik yüzölçümü ile Texas, ABD'nin en orta ve güneyinde yer alan, Alaska'dan sonraki en büyük eyaletidir.  

Ay Nasıl Oluştu?

Güneş Sistemi’miz yaklaşık 4,6 milyar yıl önce oluşmuştur; ancak bu oluşum, elbette bir anda yaşanmadı. Sistemimizin ilk zamanlarında, yeni oluşan Güneş’in etrafında birçok ön-gezegen ve asteroid rastgele sayılabilecek yörüngelerde dönüyordu ve bu durumda, durmaksızın süregelen çarpışma ve parçalanmalara neden oluyordu. Bu kaos içinde gök cisimleri durmadan çarpıştı ve birleştiler. Bunun sonucunda düzenli yörüngede dönen ama hala lav akıntılarıyla dolu olan Dünya’mız oluştu.

Ancak Dünya'nın oluşmasıyla her şey yoluna girmedi. Teoriye göre, yaklaşık 4.5 milyar yıl önce, “Theia” isimli ve Mars büyüklüğündeki bir ön-gezegen Dünya’ya çarptı ve uzaya devasa kaya parçaları yayıldı. Aşağıda bu çarpışmayı görebilirsiniz:

Tüm Reklamları Kapat

Dünya-Theia Çarpışması

Bu çarpışma ile uzaya saçılan maddeler, Dünya’nın etrafında bir halka oluşturmaya başladı; tıpkı Satürn'de bugün gördüğümüz gibi. Bu halkayı oluşturan parçalar, kütleçekimi etkisi altında zaman içinde birleşerek uydumuz Ay’ı oluşturdular. Bunu aşağıdan görebilirsiniz:

Ay'ın Oluşumu

Kütleçekim Kilidi ve "Dünya Doğumu"

Peki Ay’ın neden sadece ve sürekli bir yüzünü görüyoruz? Bunun nedeni, Ay'ın Dünya'nın yörüngesinde dönüşünü, kendi ekseni etrafında dönmesi ile aynı zamanda gerçekleştirmesinden ileri gelir.

Bunun ilginç bir diğer sonucu var: Ay yüzeyinden bakıldığında Dünya hep aynı yerindedir, doğmaz, batmaz. Aslında çok nadir bazı koşullarda Ay yüzeyinden bakıldığında Dünya'nın kısmen yer değiştirdiğini görebilirsiniz. Bunun sebebi Ay'ın Dünya yörüngesinde "librasyon" denen bir hareket yapması ve buna bağlı olarak Dünya'nın gökte "Lissajous eğrisi" denen bir geometride hareket ediyor gibi gözükmesidir. Ancak bu hareket çok dar bir bölgede meydana gelir ve sadece Ay yüzeyinin sadece %20'lik bir kısmından Dünya doğumu gözlenebilir.

Fakat Kütle çekim kilidiyle bir yüzü sürekli Dünya'ya dönük dolanan Ay göğünde, bulunduğunuz yere göre Dünya gökyüzünde hangi konumdaysa, yeri hiçbir zaman değişmez. Yani pratik olarak, Ay'dan bakıldığında Dünya'nın büyük oranda sabit durduğu varsayılabilir. Eğer Ay'ın ekvatorunda iseniz, tam tepededir, daha üst enlemlerden bakıyorsanız ufka daha yakındır, kutup enlemlerine yakın bir noktadaysanız tam ufkun üzerindedir. 

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Elbette Dünya'yı sadece "Dünya'ya bakan yüzde" görebilirsiniz. Ay'ın arka tarafından asla Dünya görülemez.

Ay'ın Sözde "Karanlık" Yüzü

Gelelim Ay’ın diğer yüzüne, yani görmediğimiz yüzüne… Öncelikle Ay’ın karanlık yüzü terimi tamamen yanlıştır çünkü Ay’ın her iki yüzü de aynı miktarda güneş ışığı görür dolayısıyla diğer yüzün hep karanlık olduğunu düşünmek yanlıştır.

Ay'ın Gözükmeyen Yüzü
Ay'ın Gözükmeyen Yüzü
NASA

Bilim insanları geçmişte Ay’ın karanlık yüzünü fotoğraflamak için uydu gönderdiklerinde şaşırdılar; çünkü Ay’ın arak tarafı, ön yüzünden daha düzdü. Ön yüzü sanki yanmış gibiyken, karanlık yüzü daha ziyade meteorit izleri ile doluydu. Yapılan çalışmalar, karanlık tarafın ön tarafa göre yaklaşık 26 kilometre daha kalın olduğunu gösterdi.

Bu ilginç durumu aşmaya çalışan bilim insanları, Ay’ın ikizi olarak bilinen bir teori geliştirdiler. Teoriye göre 4,5 milyar yıl önce Theia ile Dünya çarpıştığında oluşan halkadan, bir değil, iki tane uydu oluşmuştu. Bunlar ikiz uydulardı ve ikinci uydu Ay’dan daha küçüktü. O dönemde halen sıcak olan uydular, Dünya ile çok yakındı ve çok hızlılardı. Bu yüzden küçük uydu Ay ile çarpıştı ve yavaş yavaş birleşti. Birleşme sonunda, tesadüfen Ay’ın arkası daha kalın oldu.

Bu teori oldukça mantıklıdır; ancak eğer Theia Teorisi çürütülürse, bu teori de kaçınılmaz olarak çürüyecektir.

Ay’ın Dünya Tarafından "Pişirilmesi"

Ay'ın iki yüzünün bir miktar farklı gözükmesiyle ilgili olarak bir diğer teori ise şudur: Ay, ilk oluştuğu zaman Dünya ile arasında şimdikinin aksine sadece 24.000 kilometre uzaklık vardı. Jason Wright isimli astronom, bu uzaklıktan faydalanarak bir teori geliştirdi. Teorisine göre Dünya hala çok sıcaktı ve Ay da ona çok yakındı. Kütleçekim kilidi dolayısıyla Ay'ın hep aynı yüzü bize dönük olduğu için, Dünya’nın ilk oluşumu sırasındaki bu yüksek sıcaklığı Ay'ın ön yüzünü eritti; hatta kuruttu.

Tüm Reklamları Kapat

Bu da oldukça mantıklı bir açıklama, çünkü bize neden ön tarafın daha ince bir katmana sahip olduğunu açıklıyor ve çoğu bilim insanı tarafından destekleniyor.

Gelgitler

Dünya üzerindeki gel-gitlerin büyük çoğunluğu Ay’dan kaynaklıdır. (Güneş’in de küçük bir etkisi vardır.) Gel-gitlerin sebebi kütleçekim kuvvetleridir ve bunu ilk defa 1687'de Newton Principia eserinde açıklamıştır.

Ay'ın Dünya etrafındaki dönüşü sırasında gezegenimize yakınlaşıp uzaklaşması dolayısıyla gezegenimiz üzerindeki gelgit olayları değişir. Tahmin edebileceğiniz gibi, Ay en uzak noktadayken Dünya üzerine en az çekim kuvvetini uygulayabildiği için gelgitler de bir o kadar zayıf olur. Ay, gezegenimize yaklaştıkça, gelgitlerin de şiddeti ve minimum-maksimum nokta arasındaki farkı artar.
Ay'ın Dünya etrafındaki dönüşü sırasında gezegenimize yakınlaşıp uzaklaşması dolayısıyla gezegenimiz üzerindeki gelgit olayları değişir. Tahmin edebileceğiniz gibi, Ay en uzak noktadayken Dünya üzerine en az çekim kuvvetini uygulayabildiği için gelgitler de bir o kadar zayıf olur. Ay, gezegenimize yaklaştıkça, gelgitlerin de şiddeti ve minimum-maksimum nokta arasındaki farkı artar.

Ay Dünya’nın yörüngesinde dönerken Dünya’nın bir yüzü Ay'a daima daha yakındır. Dolayısıyla Ay'a yakın yerdeki sular ay tarafından kendine doğru çekilir. Çekilen sulardan kaynaklı oluşan boşlukları yan taraflardan gelen sular doldurur. Sonuç olarak Dünya’nın Ay'a bakan yüzeyindeki sular yükselir, diğer yüzeyindeki sular alçalır.

Tüm Reklamları Kapat

Ay'ın Uzaklaşma Miktarı

Biricik uydumuz Ay, gezegenimizden her yıl 3.8 cm kadar uzaklaşmaktadır. Bu uzaklaşmanın sebebi ise Dünya’nın dönmesinden kaynaklanan enerjinin bir kısmının kütleçekiminden kaynaklanan gelgitsel kabarmaya aktarılmasıdır. Gelgitsel kabarma, Ay'a bir miktar enerji göndererek Ay’ı daha üst bir yörüngenin içine iter. Bu durum, dönme dolapta hızlı bir şekilde dönen kişilerin kendilerini dışarıya doğru savruluyor gibi hissetmelerine benzetilebilir.

Mehmet Ergün

Ay'ın Atmosferi

Peki Ay’ın atmosferi var mı? Ay, yoğunluğu çok az hatta yok sayabileceğimiz bir atmosfere sahiptir. Ethem Derman, konu hakkında şöyle diyor:

Yerde deniz seviyesinde bir santimetre küpte 10 katrilyon (1′in yanında 19 tane sıfır var) molekül varken Ay’da aynı hacımda sadece 1 milyon molekül vardır. Her iki sayıyı karşılaştırdığımızda Ay’da atmosfer yok diyebiliriz.

Bu atmosfer Ay’ı Güneş’in radyasyonundan veya meteorların etkilerinden korumaz.

Ay Tutulması

Güneş tutulması olduğu gibi Ay tutulması da vardır. Ay tutulması sırasında Dünya, Güneş ile Ay arasına girerek Ay’a giden ışınları keserek Ay üzerine gölgesini düşürür. Ay tutulması sırasında Dünya'dan Ay’ın karardığını ve genellikle kırmızıya dönüştüğünü görürüz. Bu, Dünya'nın atmosferi mavi ve yeşil ışıkları saçarken; sarı, turuncu ve kırmızı ışıkların dalgaboylarını Ay’a doğru bükmesi ile gerçekleşir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 1 (7 kitap)

Aurélia

Gérard de Nerval

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler zarif ve yalın üslubuyla insan ruhunda derin bir iz bırakıyor.

Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlayan Dönüşüm, keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan eseridir.

Köpeklerin Sohbeti

Miguel de Cervantes

Talihsiz bir evlilik yüzünden hastaneye düşen bir teğmen hasta yatağında yatarken sokakta iki kişinin konuştuğunu duyar. Sohbetin çekiciliğine kendini iyice kaptıran teğmen konuşanların aslında hastanenin bekçi köpekleri olduğunu anlar ve bu mucizevi sohbeti kağıda aktarır.

Bir süreliğine konuşma kabiliyeti kazanan iki köpek başlarından geçenleri anlatırken insanlığın derin mevzularına değinirler: ahlak, yozlaşma, dedikodu, haset, talih, onur, sinsilik, tahakküm…

Cervantes’in yaşadığı dönem ve ülke üzerine yoğun bir hiciv içeren bu uzun öyküsü, bütün bir insanlık tarihinin (ve muhtemelen geleceğimizin de) güzel bir eleştirisine dönüşüyor.

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü

Adelbert von Chamisso

“Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır.”

Modern insanın çaresizliğinin masallara özgü bir üslupla aktarıldığı Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü, sonsuz bir servet elde etmek adına Şeytan’a gölgesini satan Peter Schlemihl’in diğer insanlar tarafından aşağılanıp dışlanmasını anlatır. Adelbert von Chamisso’nun edebiyat tarihine damgasını vuran bu eşsiz hikayesi, aradan geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ geçerliliğini koruyor.

“Damgalanmış ve dışlanmış bir adamın çektiği ızdırapların derin bir tasviri.”

Thomas Mann

Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle kanaatkârlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko

Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranççı bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Devamını Göster
₺700.00
Klasikler Seti 1 (7 kitap)

Ay’ın Jeolojik Faaliyetleri

Bilim insanları Ay’ın jeolojisi hakkında çok bilgi sahibi değildi ve Ay’ın jeolojik faaliyetlerinin tamamen durmuş olması gerektiğine inanıyorlardı. Ancak Ay’ı izlemek için gönderilen uydular Ay’ın "beyaz bir şeyler" püskürttüğüne ilişkin gözlemler yaptılar. Yapılan çalışmalar sonucunda bunun aktif volkandan kaçan gazlar olduğu ve onu Güneş’in ışığında kilometrelerce uzaktan görülebilir hale geldiği biliniyor. Ayrıca Ay yüzeyindeki sismograflar da bazı faaliyetler ölçmektedir. Tüm bunlar bize, Ay’ın jeolojik faaliyetlerinin halen devam etmekte olabileceğini göstermektedir; ancak bu, henüz kesinleşmiş değildir ve araştırmalar sürmektedir.

Ne yazık ki Ay’ın manyetik alanı çok zayıftır. Bu nedenle Dünya'nın aksine Ay, Güneş’ten gelen radyasyonu engelleyemez ve bu nedenle de orada koloni kurmak bizim için çok daha zorlaşmaktadır. Bunun bir diğer sonucu da, Ay'daki sıcaklık farkının aşırı yüksek olmasıdır. Örneğin elinizin yarısı Güneş ışığı alır, diğer yarısı gölgede durursa, elinizin iki yarısı arasında 400 derecelik bir sıcaklık farkı oluşabilir.

Ya Ay Olmasaydı?

Tüm bunları okuduktan sonra, aklınıza bu soru takılabilir: Ay olmasaydı, Dünya nasıl bir yer olurdu? Bu konuyu, buradaki yazımızdan detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • İnanılmaz 23
  • Tebrikler! 11
  • Merak Uyandırıcı! 11
  • Muhteşem! 3
  • Umut Verici! 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Güldürdü 1
  • Korkutucu! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • NASA. About The Moon. (27 Mart 2019). Alındığı Tarih: 27 Mart 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
  • NASA. The Far Side Of The Moon -- And All The Way Around. (3 Kasım 2011). Alındığı Tarih: 27 Mart 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
  • Space Facts. Moon Facts. (27 Mart 2019). Alındığı Tarih: 27 Mart 2019. Alındığı Yer: Space Facts | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 04/05/2025 08:10:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5314

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
M. Ç. Sever, et al. Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz?. (20 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 4 Mayıs 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/5314
Sever, M. Ç., Özdil, A. Ş., Arı, . (2018, January 20). Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz?. Evrim Ağacı. Retrieved May 04, 2025. from https://evrimagaci.org/s/5314
M. Ç. Sever, et al. “Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz?.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, 20 Jan. 2018, https://evrimagaci.org/s/5314.
Sever, Meltem Çetin. Özdil, Ayşegül Şenyiğit. Arı, . “Dünya ve Ay: Uydumuz Ay Hakkında Neler Biliyoruz?.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, January 20, 2018. https://evrimagaci.org/s/5314.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close