Deniz Salyası (Müsilaj): Bitki ve Mikroorganizmaların Salgısı Kontrolden Çıktığında Denizlerin Korkulu Rüyası Olabilir!
Marmara Denizi'ni kaplaması sonrası meşhur olan "müsilaj" ya da halk arasındaki adıyla "deniz salyası" (veya "deniz sümüğü"), neredeyse tüm bitkiler ve özellikle de fitoplanktonik protistalar olmak üzere çok sayıda mikroorganizma tarafından salgılanan, yapışkan ("zamksı") bir maddedir. Bu maddeyi oluşturan ana unsurlar proteinler (özellikle de glikoproteinler), karbonhidratlar (özellikle de ekzopolisakkaratlar) ve yağlardır. Yani kimi zaman haberlerde iddia edilenin aksine, "yosun" örneğinde olduğunun aksine, bu madde mikroorganizmaların kendisi değildir, salgılarıdır. Elbette müsilaj içinde mikroorganizmalar da yaşamaktadır. Buna az sonra geleceğiz.
Denizler söz konusu olduğunda, müsilajın ana kaynağı protistalardır; çünkü birçok protista, hareket etmek için bu zamksı maddeyi salgılar: Adeta bir roketin hareket etmesi gibi, ters yönde salgılnan müsilaj sayesinde protista salgı yaptığı yönün aksi yönde hareket eder.[1]
Normalde müsilaj, bitkiler tarafından da salgılanarak toprağa karışır ve toprağın dengesine katkı sunar. Özellikle de toprak içerisindeki ekzopolisakkarat (yani vücut dışına salgılanan şeker) üreten toprak algleri, toprağın sağlığı için çok önemlidir. Bu madde, aynı zamanda tek hücreli veya filamentli yeşil algler (özellikle de Volvocales veya diğer adıyla Chlamydomonadales ailesinden sahte-silli yeşil algler) ile siyanobakterilerin de vücudunu kaplar.
Neredeyse tüm bitkilerde de müsilaj üretiliyor olmasına rağmen, bu üretim protistalara göre daha kısıtlı miktardadır ve bu nedenle belirgin değildir (kimi zaman tohumların etrafını sarmış halde görmek mümkündür). Drosera ve Pinguicula cinsi etçil bitkilerde ise müsilaj üretimi yoğunlaşacak biçimde evrimleşmiştir ve bu sayede böceklerin kendilerine yapışmalarını sağlarlar. Yani müsilaj, Marmara Denizi'nde gördüğümüz dengesizlik bir yana, ekosistem ve canlı biyolojisi için önemli bir salgıdır.
Kontrolsüz Müsilaj Üretimi
Normalde bir ekosistemde fitoplankton sayısı, fitoplanktonların erişebildiği besinler ve onları tüketen hayvanların sağlığı ile dengelenmiş haldedir; dolayısıyla deniz içerisinde müsilaj çoğu zaman gözle görülebilecek boyutlarda değildir. Ancak aşırı avlanma, deniz kirliliği, küresel ısınma gibi faktörler deniz ekosistemini bozduğunda, fitoplanktonların sayısı hızlanarak artabilir ve aşırı fitoplankton üretimi, bu mikroorganizmaların vücudunu kaplayan salgının miktarının da aşırı yükselmesine neden olur ve deniz yüzeyinin, hatta yüzeyin onlarca metre altına kadar bu salgıyla kaplanmasına neden olabilir. Bu, deniz ve okyanus yaşantısı için ölümcül olabilir; çünkü denizlerdeki oksijen oranlarını düşürür, Güneş ışınlarının denizin derinliklerine ulaşmasını engeller ve ekosistemin daha da bozulmasına neden olur.
Bu abartılı fitoplankton büyümesine sebep olan şey, özünde, deniz ekosisteminin dengesinin bozulmasıdır. Özellikle de küresel ısınmaya bağlı olarak deniz sıcaklıklarının normalin üzerinde daha uzun kalması, denizde bulunan besin miktarlarının artması ve hava olayları bakımından kısmen sakin geçen günler, deniz yüzeyinde bu tabakanın birikmesine neden olabilir. Özellikle de denizdeki azot ve fosfor seviyesinin normalin üzerine çıkması, fitoplankton popülasyonlarının patlamasına neden olmakta ve denizin "deniz salyası" denen bu maddeyle kaplanmasına neden olmaktadır.
Müsilaj, Yenebilir ve Kullanılabilir Bir Maddedir!
Aslında bu mukus tabakasının kendisi zararlı değildir; tam tersine, aslında müsilaj, düzgünce toplandığı ve işlendiği durumda insanlar tarafından yenerek tüketilebilecek bir maddedir! Örneğin "marshmallow" gibi ürünler, geleneksel olarak Althaea officinalis gibi bitkilerin müsilaj salgılarından üretilmektedir ve Kuzey Amerika'da yaşayan Ulmus rubra ağacının müsilaj salgısı demülsent (mukus bastırıcı) ve öksürük şurubu yapımında kullanılmıştır![2] Benzer şekilde, suyla karıştırılan müsilaj, zamk olarak (özellikle de posta pulları ve zarflarının yapışkanlarında) kullanılabilir.[3], [4]
Natto soya fasulyesinin fermentasyonu sırasında Bacillus natto bakterisinin ürettiği hücre dışı salgılar, bitkinin şekeriyle karışarak müsilaj üretir ve bu müsilaj, karışımın oranına bağlı olarak farklı koku, tat ve akışkanlığa sahip olur (bunlar da yediğimiz fasulyenin tadını etkiler). Drosera ve Pinguicula cinsi etçil bitkilerin ürettiği müsilaj ise, filmjölk adı verilen, yoğurt-benzeri bir kıvama sahip bir İsveç yiyeceğinin yapımında kullanılır.[5]
Ayrıca insanlar tarafından tüketilme haricinde müsilajın ekolojide de önemli rolleri vardır. Örneğin tohumların etrafını saran müsilaj tabakası, onların su stresine direnmesini, alelopati adı verilen ve bitkilerin diğerlerinin büyümesini engelleme çabasıyla mücadele etmesini ve hatta topraktaki parçalara yapışarak bitkinin çimlenmesini sağlar.[6], [7], [8] Bazı araştırmacılara göre müsilaj, tohumlardaki DNA'nın radyasyondan korunmasına da yardımcı olmaktadır.[9] Bir bitkinin bulunduğu ortam ve bu ortama yayılımı, o bitkinin tohum başına ürettiği müsilaj miktarını etkileyen bir faktör olarak ölçülmüştür.[10] Benzer şekilde, Meksika'da yaşayan mısır bitkilerinde müsilajın, yüksek şekerli ve düşük oksijenli yapısı içerisinde barındırdığı bakteriler sayesinde bitkinin azot bağlamasına yardımcı olduğu da gösterilmiştir.[11]
Kontrolsüz Müsilaj Üretiminin Tehlikeleri
Ancak bu tabaka, özellikle de denizlerde ve diğer su birikintilerinde kontrolsüz bir şekilde biriktiği zaman, E. coli gibi zararlı olabilen patojenler için harika bir yaşam alanı sunmaktadır ve bu nedenle sağlık tehdidi de oluşturabilmektedir.[12] Ayrıca denizi kaplayarak balıkçılık faaliyetlerini engelleyebilir, denizin oksijenlenmesini bozarak balıkların ölmesine neden olabilir. Bu oluşum bir kez başladıktan sonra, insan müdahalesiyle bile durdurmak çok zor olabilir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Baytut, Karadeniz'de de görülen deniz salyasıyla mücadele konusunda şöyle söylüyor:[13]
İnsanlık olarak bizim yapabileceğimiz şeyler; lokal olarak temizlik yapılabilir. Deniz ölçeğinde büyük olduğunda ise yapılacak pek bir şey yok. Beklemek ve deniz salyasını artıracak faaliyetleri engellemek gerekir. Bu da kirliliği önleme şeklinde ortaya çıkabilir. Deniz salyası tabakasının olduğu yerlerde çok fazla balık olmaz. Toksik türler, salyaya karışırsa problem oluşturur. O yüzden salyalı denizde balık avlanmasını tavsiye etmem. Balıkçılar da bunu bilirler.
Ayrıca müsilaj içindeki patojenler, Savalia savaglia türü altın resifleri ve Paramuricea clavata türü morumsu deniz kamçılarını ciddi anlamda etkilemekte ve bu da Marmara ekosistemini daha da bozmaktadır. Eğer bu müsilaj problemi kısa bir sürede çözülemezse, özellikle de deniz dibinde yaşayan omurgasız hayvanlar bundan oldukça kötü ve belki de geri döndürülemez bir şekilde etkilenecektir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Küresel ısınmayı tek bir ülke olarak çözmemiz imkânsız olduğu için, bu problemle mücadelede yapabileceğimiz tek şey, yukarıda Dr. Baytut'un da söylediği gibi, balıkçılık faaliyetlerini azaltmak ve atık suların boşaldığı yerleri temizlemek ve filtrelemek olacaktır.[14] Çünkü aşırı balıkçılık, müsilaj üreten fitoplanktonları yiyen filtreleyici türleri yok etmektedir ve buna bağlı olarak normalden fazla fitoplankton oluşumu gözlenmektedir. Yapılabilecek şeylerden bir diğeri, aktif olarak müsilajı toplamak olabilir; ancak daha önceden de yapıldığı gibi, onlarca ton müsilaj toplanmasına rağmen denizin temizlenmesi mümkün olmayabilir.[15]
Müsilaj, Giderek Büyüyen Bir Problem Olabilir!
Marmara Denizi'nde (ve genel olarak Türkiye sularında) 2007 yılı öncesine bu boyutta müsilaj oluşumu çok nadir görülen bir doğa olayıydı (ancak 18. yüzyıldan beri bu olay, ara ara Akdeniz'de gözlenmişti).[16] Dr. Baytut, şöyle anlatıyor:
Deniz salyası aslında doğal bir durum. Yapılan çalışmalara göre Akdeniz’de 18. yüzyıldan beri biliniyor. İtalya’nın Napoli kentinde sıklıkla görülmüş. Buna da İtalyanlar ‘kirli deniz’ adını vermişler. 2000’li yılların başından itibaren de Marmara Denizi’nde bilim insanlarının dikkatini çekmiş. Karadeniz’de Akdeniz deniz sisteminin bir parçası olduğu için Karadeniz’de de 15-20 yıl önce olduğunu biliyoruz.
Burada normal olmayan; son yıllarda deniz salyası sıklığının ve miktarının artması. Deniz salyası, ilkbaharda güneşlenme ve sıcaklığın artmasıyla birlikte durgun bir denizde Haziran’ın ortalarına kadar meydana gelebilir. Son zamanlarda kirliliğin artması, müsilajın çok sık ve miktarının da çok yaygın olmaya başlamasına neden oldu. İşin anormal tarafı da budur.
Çevre Yüksek Mühendisi Ozan Deniz ise şöyle diyor:[14]
Deniz salyası 2010’lu yıllardan sonra balıkçılığın önemli bir sıkıntısı oldu. Bu çamur yapısında olan, jelimsi, mukoza şeklinde bir madde, özellikle balık ağlarını ağırlaştırarak denizin dibine inmesine ve balıkçılığın bu anlamda olumsuz etkilenmesine sebep oluyor.
Beklenti, deniz salyasının birkaç hafta veya birkaç ay daha kalıp, mevsim sıcaklıklarının normale dönmesi ve hava olaylarının değişmesine bağlı olarak kendiliğinden düzelmesidir. Ancak iklim değişimi hız kazandıkça ve deniz temizliğine özen gösterilmedikçe, müsilaj oluşturabilecek durumların yaşanma ihtimali artıyor ve bu durumların süresi de uzuyor. Bu nedenle kapsamlı temizlik çalışmaları ile önleyici yasal adımların atılması şarttır.
İklim değişiminin etkilerini hissetmemizden önce bile Marmara Denizi ağır sanayileşme ve yoğun insan nüfusu dolayısıyla ekosistem bozulmalarıyla yüzleşmişti. Şimdi, küresel iklim krizinin de ağırlığı çöktükçe, bu nadide denizimizi çok daha zor günler bekliyor demek uygun olacaktır. Eğer şimdi harekete geçilmezse, sonradan yaşanacak sıkıntılar çok daha büyük ve çok daha geri döndürülemez olacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 37
- 22
- 10
- 5
- 3
- 3
- 3
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- ^ Biology Discussion. Modes Of Locomotion In Protists: 5 Modes. (6 Eylül 2016). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Biology Discussion | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Cafasso. Slippery Elm Bark: 4 Surprising Health Benefits. (29 Şubat 2016). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Healthline | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Spitzenberger. Glue, Paste Or Mucilage: Know The Difference?. (23 Ağustos 2007). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Small Town Papers | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Dawidowsky. (2015). Glue, Gelatine, Animal Charcoal, Phosphorus, Cements, Pastes, And Mucilages. ISBN: 9781296596347. Yayınevi: Andesite Press.
- ^ A. Anderberg. Den Virtuella Floran: Drosera L.. (13 Ekim 1999). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Sileshår | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. L. Harper, et al. (2006). The Behaviour Of Seeds In Soil: Ii. The Germination Of Seeds On The Surface Of A Water Supplying Substrate. JSTOR, sf: 151. doi: 10.2307/2257664. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Hasegawa, et al. (1992). Isolation And Identification Of Lepidimoide, A New Allelopathic Substance From Mucilage Of Germinated Cress Seeds. Plant Physiology, sf: 1059-1061. doi: 10.1104/pp.100.2.1059. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Lu, et al. (2010). Fruit And Seed Heteromorphism In The Cold Desert Annual Ephemeral Diptychocarpus Strictus (Brassicaceae) And Possible Adaptive Significance. Annals of Botany, sf: 999-1014. doi: 10.1093/aob/mcq041. | Arşiv Bağlantısı
- ^ X. Yang, et al. (2011). The Achene Mucilage Hydrated In Desert Dew Assists Seed Cells In Maintaining Dna Integrity: Adaptive Strategy Of Desert Plant Artemisia Sphaerocephala. PLOS ONE, sf: e24346. doi: 10.1371/journal.pone.0024346. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Villellas, et al. (2013). The Role Of The Tolerance–Fecundity Trade-Off In Maintaining Intraspecific Seed Trait Variation In A Widespread Dimorphic Herb. Plant Biology, sf: 899-909. doi: 10.1111/j.1438-8677.2012.00684.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Daley. The Corn Of The Future Is Hundreds Of Years Old And Makes Its Own Mucus. (10 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Smithsonian Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Danovaro, et al. (2009). Climate Change And The Potential Spreading Of Marine Mucilage And Microbial Pathogens In The Mediterranean Sea. PLOS ONE, sf: e7006. doi: 10.1371/journal.pone.0007006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ İHA. Marmara Denizi'nin Ardından Karadeniz'de De Deniz Salyası Görüldü. (25 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Cumhuriyet Gazetesi | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b DHA. Marmara’daki Deniz Salyasının Nedeni: Kirlilik Ve Deniz Suyu Sıcaklığı. (9 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Sözcü | Arşiv Bağlantısı
- ^ İHA. İzmit Körfezi’nden 110 Ton Deniz Salyası Toplandı. (10 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: Sözcü Gazetesi | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Aktan, et al. (2008). Mucilage Phenomenon In Turkey: Possible Causes And Consequences In Coastal Ecosystems Of Marmara Sea. ResearchGate. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:13:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10539
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.