Cinsel Akışkanlık Nedir? Cinsel Kimlik ve Cinsel Yönelimler, Ömür İçinde Değişebilir mi?
Cinsel Kimlikler, Sandığınız Kadar Katı ve Stabil Olmayabilir!
Cinsel akışkanlık (İng: "sexual fluidity"), bir kişinin cinselliğinde veya cinsel kimliğinde yaşanan 1 veya daha fazla sayıdaki değişime verilen isimdir. Her ne kadar bazı kişiler için cinsel kimlik ömür boyunca değişmiyor gibi gözükse de, bazı kişilerin (özellikle de kadınların) cinsel kimliğinin ömür içerisinde değişmeye daha meyilli olduğunu gösteren bazı bulgular bulunmaktadır.[1], [2], [3], [4], [5] Bu durum, bilim dünyasının cinsel yönelimlerin doğasını anlama çabasının sürdüğünü göstermektedir.
Geleneksel yaklaşımlar her ne kadar cinsel yönelimleri biyolojik olarak belirlenmiş, doğuştan gelen ve değiştirilemez kategoriler olarak kabul etse de son yıllarda bu yaklaşımların cinsel yönelimlerin doğasını açıklamakta yetersiz kaldığı iddiaları güç kazanmaktadır.[6] Özellikle de var olan cinsel yönelim kategorilerine göre sınıflandırılamayan, sınıflandırılsa da bu kategorilere uygun cinsel davranış setlerini sergileyemeyen/sürdüremeyen ya da kendisini ait hissettiği kategoriyi zaman içinde değiştirmek isteyen insanların varlığı, geleneksel yaklaşımların açıklamaları dışında bir açıklama ihtiyacı hissettirmektedir.
Cinsel akışkanlık, geleneksel yaklaşımların cinsel yönelimlere ilişkin cevap veremediği sorulara cevap verme iddiasında olan bu açıklamalardan birisidir. Ancak cinsel akışkanlık ile ilişkili cinsel yönelim değişimlerinin, psikoterapi veya şok terapisi gibi zorlama yoluyla değişim olmadığı, bu yöntemlerle cinsel yönelimin değiştirilemeyeceği ve bu tür dış baskıların çok ciddi sorunlara neden olabileceği hatırlatılmalıdır.[5], [7] Burada söz edeceğimiz cinsel akışkanlık, tamamen doğal biyolojik ve psikolojik süreçlere dayalı bir değişimdir ve kişinin kendi gelişiminin bir parçası olarak yaşanmaktadır.[8], [9], [10]
Cinsel Akışkanlık (Sexual Fluidity) Nedir?
Psikolog Lisa M. Diamond tarafından kavramsallaştırılan cinsel akışkanlık, bağlamsal etkiler sonucunda kişinin cinsel tepkisinde ortaya çıkan değişim kapasitesini tanımlamaktadır.[11], [12], [13] Buna ek olarak cinsel akışkanlık, kişinin cinsel yönelimi ile cinsel davranışları ve ifadeleri arasında uyumsuzluğun görüldüğü durumları ifade etmektedir.[14]
2000'li yıllarda heteroseksüel olmayan 80 kadını yıllar yılı inceleyen Diamond, grup içinde cinsel kimlik değişiminin oldukça yaygın olduğunu, ama bunun genellikle büyük sıçramalar ile değil, komşu cinsel kimlik kategorileri arasında (örneğin lezbiyenlikten biseksüelliğe geçiş veya tam tersi gibi) olduğunu fark etti. İstisnasız olarak her kadında bir miktar cinsel his değişimi olmuştu; ancak bunların büyük bir kısmı nispeten küçük değişimlerdi (Kinsey Skalası'nda sadece 1 puan civarında bir değişime karşılık geliyordu). Ayrıca kadınların akışkanlık menzili, cinsel yönelimleriyle sınırlı gibiydi (yani eşcinsel bir kadın, heteroseksüel olmuyordu); ancak o aralıkta akışkanlık oldukça belirgindi.[1]
Dolayısıyla Diamond, cinsel olarak kimi ya da neyi çekici bulduğunuzun, içinde bulunduğunuz duruma göre değiştiğini ileri sürmüştür. Örneğin siz, heteroseksüel olabilirsiniz; ama öyle bir an gelir ki heteroseksüel kimliğinize uymayacak şekilde bir hemcinsinize karşı cinsel çekim gösterebilirsiniz (tabii bunu 1 ve 0 gibi iki durum olarak değerlendirmemek gerekiyor; bu nedenle insanların Kinsey Skalası gibi süreğen bir skalada cinsel yönelime sahip olduklarını anlamak gerekiyor). Aynı durum homoseksüeller için de geçerlidir.
Ayrıca bu cinsel çekimin kapsamı, zaman ve mekana göre değişkendir. Örneğin hissettiğiniz çekim, davranışa hiç dökülmeyen bir uyarılma olabileceği gibi; cinsel bir dokunuş, öpücük veya doğrudan seks biçiminde de ifade edilebilir. Bu, ilk başta kulağa garip gelse de aşağıda sonuçlarını özetleyeceğimiz araştırmalar, bu tarz durumlarla karşılaşanların hiç de az olmadığını göstermeye yetecektir.
Burada önemli bir nokta şudur: "Cinsel akışkanlık" kavramını ortaya atan Diamond’un da bizzat belirttiği gibi, kavrama ilişkin sınırlar henüz net olarak çizilebilmiş değildir.[15] Cinsel akışkanlık görece yeni bir kavram oluğu için tanımı, kapsamı ve nedenleri üzerine tartışmalar devam etmektedir. Yine de bu belirsizlik, elimizde şimdiden pek çok soruya cevap veren bir kavram olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
- Feminist Epistemoloji: Bir Şeyi Bilip Bilemeyeceğimiz, Cinsiyet ile Sınırlandırılmış Olabilir mi?
- Cinsel Yönelim ve El Tercihi Arasındaki İlişki Nedir? Her İki Yönelim de Tercihi Değil!
- Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!
Cinsel Yönelim Bir Tercih Değildir ve İsteğe Göre Değiştirilemez!
Ek olarak şu da net bir şekilde vurgulanmalıdır: Cinsel yönelim bir tercih değildir ve cinsel akışkanlık teorisi, cinsel yönelimin bir tercih olduğunu iddia etmemektedir.[16], [17], [18] Amerikan Psikiyatri Derneği'ne göre cinsel yönelim bazı kişiler için ömür boyu içgüdüsel, süreğen ve sabit olabilir; ancak bazı kişiler için cinsel yönelim akışkandır ve zaman içinde değişebilir.[19] Amerikan Psikoloji Derneği'ne göreyse cinsel yönelim içgüdüseldir; ancak cinsel yönelim kimliği zaman içinde değişebilir.[20]
Cinsel yönelimi belirleyen faktörler henüz net olarak anlaşılamamıştır; ancak genetik, hormonal, sosyal ve kültürel etmenler üzerinde durulmaktadır.[18], [21], [22] Şu ana kadar yapılan çalışmalar, cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir karışımı ile belirlendiğine işaret etmektedir.[1], [16], [18], [22] Dolayısıyla bu faktörler arasındaki etkileşimler bireyin ömrü boyunca değiştiğinde, cinsel yönelimin de zamanla değişebilmesi ihtimali ortaya çıkmaktadır - ki bu açıklama, insan toplumlarında gördüğümüz birçok cinsel davranışın izahını yapmamızı sağlamakta ve bu nedenle iyi bir teori sunmaktadır.
Örneğin 2012 yılında yayınlanan ve uzun zaman aralıklarını inceleyen uzamsal bir çalışmada, 6 yıllık bir periyot içinde insanların cinsel yöneliminin daha ziyade sabit kalmaya meyilli olduğu ve değişimlerin daha azınlıkta olduğu keşfedilmiştir (ki beklendik olan, "yaygın" durum da budur).[23] Ancak aynı çalışmada, değişimlerin gerçekten de yaşandığı gözlenmiş, bu değişimlerin daha sıklıkla heteroseksüel kadınlarda yaşandığı tespit edilmiştir. Bu durum, kadın cinselliğinin erkek cinselliğinden daha akışkan olabileceğine işaret etmektedir. Bu da kadınların erotik plastisitesinin, yani erotizm konusunda farklı kalıplar arasında geçiş yapma yeteneklerinin daha yüksek olmasıyla izah edilebilir.[24] Buna bağlı olarak, cinsel akışkanlık yaygın olarak biseksüellik, lezbiyenlik ve geylik gibi cinsel yönelimler ile bir arada araştırılmaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Cinsel Akışkanlık ve Biseksüellik Arasındaki Fark
Bu noktada, kişinin, duruma göre hemcinsi veya karşı cins hoşlanmasının biseksüellik olarak bilinen ve zaten geleneksel yaklaşımlarda da bulunan cinsel yönelim ile kategorize edilip edilemeyeceği sorulabilir. Burada cinsel akışkanlığı biseksüellikten ayırmak için bir kez daha Diamond’a başvurabiliriz: Diamond, biseksüelliğin yaşam boyu devam eden bir örüntüyü tarif ettiğini vurgularken, cinsel akışkanlık kavramının ise durumsal olduğunun altını çizmektedir.[25]
Diamond, 2009 yılında yayınladığı Sexual Fluidity kitabında kadın cinselliğinin o dönemde oturmuş anlayışla izah edilemeyeceğini, örneğin kadınların birbirine olan cinsel ilgisinin sadece biseksüellik gibi bir terimle kavranamayacağını ileri sürmüştür. Heteroseksüel olmayan 100 diğer kişiyle yaptığı 10 yıla yayılan bir çalışmada, bu kadınların sergilediği cinsel davranışların biseksüel olarak ifade edilemeyeceğini görmüştür. Dolayısıyla eşcinsellerin cinselliğiyle ilgili daha geniş bir teori geliştirmemiz gerektiğini ileri sürmektedir.[26] Bu kitap, Amerikan Psikoloji Derneği'nin 44. Birimi tarafından 2009 LGBT Sorunları Ayrıcalıklı Kitap Ödülü'ne layık görülmüştür.
Diamond'un tespitlerini bir örnekle detaylandıralım: Örneğin bir barda öpüşen iki heteroseksüel kadın düşünelim. Bu davranış biçimine gerçekten de (özellikle üniversiteli kadınlar arasında) sıkça rastlandığı gösterilmiştir.[27] Bu durum, pek çok araştırmaya konu olmuştur. Bir barda öpüşen iki heteroseksüel kadın, aslında "biseksüel" midir, yoksa bu durum bir cinsel akışkanlık örneği midir?
Bu davranışın arkasında yatan motivasyonu araştıran çalışmalarda, doğrudan bu davranışı sergilediğini ifade eden heteroseksüel kadınlarla görüşülmüştür. Elde edilen bulgulardan bir tanesi, bu kadınların cinsel yönelimlerini sorgulamadığını göstermiştir.[28] Yani bu kadınlar, heteroseksüel olduklarını ifade ediyorlar ve bu davranışın heteroseksüelliklerine zarar vermediğini düşünüyorlar.
Bu davranışın ardında yatan temel motivasyonlara dair de çıkarımlarda bulunulmuştur.[27] Çalışmaya göre, bu davranışın sergilenmesini tetikleyen 4 sosyal bağlam bulunmaktadır:
- Sosyal baskı: Kadınlardan birbiriyle öpüşmelerini talep etmek, onlara meydan okumak veya bunu yapmaları için onlara bağırmak, kadınların öpüşme ihtimalini artırmıştır.
- Alkol: Alkollü partilerde bu davranışın sergilenmesi daha olasıdır.
- Heteroseksizm: Kadınlar, bu tür bir davranışın heteroseksüel kadınlar için "norm" olduğunu düşünmektedirler; yani onlara göre bu, eşcinsel bir davranış değildir.
- "Üniversitede olur bunlar.": Kadınlara göre üniversite yılları, başa herhangi bir iş açmaksızın bu tür cinsel deneyimlerde bulunmak için uygun bir zamandır.
Bunların üzerine, 7 farklı bireysel motivasyon da tanımlanmıştır:
- Erkeklerin Dikkatini Çekmek: Kadınlar, partideki erkeklerin dikkatini olumlu yönde çekmek için öpüşmeyi seçmektedir.
- Eğlencesine: Bulundukları partiyi daha eğlenceli hâle getirmek için öpüşmeyi seçmektedirler.
- "Çünkü sarhoştum.": Sarhoş olmak, öpüşmek için bir motivasyon olabilmektedir (bir bahane değil).
- Kadınlar Arası Bağlanma: İyi bir arkadaş ile hoş bir deneyim yaşamak adına öpüşülebilmektedir.
- Cinsel Deney: Bir diğer kadınla öpüşmenin nasıl hissettirdiğini deneyimlemek isteyebilmektedirler.
- Şok Değeri: Ortamdaki diğer kişileri hayrete düşürmek ve karakter-dışı bir davranış sergileyerek onlardan bir reaksiyon alabilmek için öpüşebilmektedirler.
- Araçsal Davranış: Ortamda erkeklerin kontrolünde olan bir şeyi ele geçirmek için öpüşebilmektedirler.
Bunlar, katılımcıların kendi ifadelerine dayanan nedenlerdir. Buradaki davranışın içinde bulunulan duruma göre şekillendiği ve kişinin kendisini ait hissettiği cinsel yönelim kimliği ile çeliştiği görülebilmektedir. Öyleyse bu davranışı "cinsel akışkanlık" olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Çünkü bir biseksüel, her durumda biseksüeldir: O şekilde doğmuştur ve o kalıplarda kalacaktır. Biseksüel bir kadın, hemcinsini içsel arzusuna göre öper ya da öpmez. Kendisini biseksüel olarak ifade eder ve davranışı ile kimliği arasında bir çelişki söz konusu olmaz. Gerçekten de 2 ayrı çalışma, biseksüelliğin eşcinsellik ve heteroseksüellik haricinde kalan 3. bir cinsel yönelim grubu olduğunu doğrulamaktadır.[29], [30]
Diamond'a göre geleneksel cinsel yönelim modellerinde tanımlanan eşcinsel cinselliği, sabittir ve gelişimin erken evrelerinde oturur.[31] Buna göre cinsel yönelim, erkeklerde daha sabit bir şekilde oturmuş bir cinsel pusula görevi görürken (yani erkek cinselliği, erkeği düzenli ve sürekli bir şekilde hemcinsi veya karşı cins tarafından cinsel uyarılmaya yönlendirebilirken), kadınlardaki cinsel yönelimler bu şekilde çalışmıyor gibi gözükmektedir. Buna bağlı olarak kadınlarda eşcinsel cinsellik, erkek eşcinselliğinden farklıdır ve bunu kapsayan bir teoriye ihtiyaç vardır.[14]
Evrimsel psikologlar, bu cinsellik farkını üreme avantajıyla izah etmektedirler: Kadınlar, birbirlerinin annelik katkısına yönelik adaptasyonlarını tetikleyerek, üreme başarılarını artırıyor olabilirler. Bu görüşe göre kadınlar, her iki cinsiyetle de romantik bağlar kurarak, yavrularının hayatta kalma başarısını artırırlar.[32]
Öte yandan sosyal yapısalcı görüş, cinsel arzuların kültürel ve psikososyal süreçlerin bir sonucu olduğunu ve erkekler ile kadınlar arasındaki sosyalleşme farklarının cinsel yönelimleri etkilediğini ileri sürmektedir.[33] Erkek cinselliği genellikle fiziksel faktörler etrafında şekillenmektedir; kadın cinselliği ise sosyokültürel faktörler etrafında şekillenmektedir ve bu da kadınları değişime daha açık hale getirmektedir. Örneğin 1970'lerde kadınların yaşadığı cinsel devrim, medya ve siyasi kültür gibi modere edici faktörler altında cinsel yönelim kimliğinin değişkenliğinin bariz bir göstergesidir.[23] Örneğin Batı kültürlerinde kadınların hem kadın hem de erkeklere daha canayakın ve duygusal olarak şefkatli davranmasının beklenmesi, onların cinsel akışkanlıklarını etkiliyor olabilir.[34]
Cinsel Akışkanlık Örnekleri ve Yaygınlığı
Araştırmacılar, üniversitelilerin barlardaki etkileşimi dışında kişilerin cinsel yönelimleri ile cinsel tepkileri arasındaki çelişkinin sık görüldüğü bazı diğer koşulları da tespit etmiş durumdadır. Örneğin düşük eğitim seviyesine ve sosyoekonomik düzeye sahip kadınlar arasında yapılan çalışmalarda da cinsel akışkanlık davranışları bildirilmiştir.[35] Diğer bir örnekte ise grup seks deneyimlerinde hemcinsi ile karşılıklı cinsel dokunuşlarda bulunan heteroseksüel bir erkek, bu duruma rağmen heteroseksüel kimliğinde ısrar edebilmektedir.[36] Hapishane gibi hemcinslerin birlikte kapatıldığı yerler, çocukluk döneminde akranlar arası ilk cinsel etkileşimler, para ile seks yapılan durumlar da yine cinsel akışkanlık davranışlarının sıkça gözlendiği alanlardır.[37]
Hapishaneler, grup seks deneyimleri gibi örnekler her ne kadar az rastlanan durumlarda ortaya çıkan tepkilermiş gibi görünse de, cinsel akışkanlık davranışları bu örneklerin dışında, daha olağan durumlarda da gözlenebilmektedir. Hem heteroseksüellerle hem de homoseksüellerle yürütülen çalışmalar cinsel akışkanlığın "anormal" durumlarda ortaya çıkan bir tepki değil, insan cinselliğinin olağan bir parçası olduğuna dair veriler sunmaktadır.[38]
Henüz doğrudan cinsel akışkanlığın yaygınlığını tespit etmek için gerçekleştirilmiş geniş örneklemli çalışmalar yoktur. Ancak çeşitli ülkelerin ulusal boyutta kayıt altına aldığı cinsel istatistikleri takip ederek yürütülen çalışmalarda kişilerin cinsel kimlikleri ile cinsel tepkileri arasındaki uyumsuzluklar ve zaman içerisinde değiştirilen cinsel yönelim etiketleri tespit edilebilmektedir.[11]
Amerika, Fransa, İsveç ve Norveç gibi çeşitli ülkelerden elde edilen bulgular da cinsel akışkanlığın kültürler arası geçerliliğine ve yaygınlığına işaret etmektedir.[39], [40], [41], [42] Örneğin ABD'deki bir çalışmada, 2.560 katılımcının %2'si 10 yıllık bir periyotta cinsel yönelim değişimi bildirmiştir (bunların %0.78'i erkek, %1.36'sı kadındır). Ayrıca kendini lezbiyen olarak tanımlayanların %63.6'sı, biseksüel kadınların %64.7'si, gey erkeklerin %9.52'si, biseksüel erkeklerin %47'si cinsel akışkanlık bildirmiştir.[43] Bu değişimler çoğunlukla ergenlikte ve genç yetişkinlikte görülmektedir, sonrasındaysa kademeli olarak azalmaktadır (ama sıfıra inmemektedir).[44], [45]
Cinsel Akışkanlık ve Deneysel Bulgular
Cinsel akışkanlığa ilişkin deneysel çalışmaların sayısı ise henüz oldukça yetersizdir. Buna sebep olan iki durumdan bahsedilebilir. İlki daha önce de belirtildiği gibi, kavramın görece yeni bir kavram olmasıdır. Diğeri ve belki de daha önemli olanı ise cinsel akışkanlığın deneysel olarak çalışılmasının zorluğudur. Kişinin cinsel yönelimiyle uyumsuz cinsel tepkiler verebileceği ortamların deneysel olarak yaratılması tahmin edersiniz ki kolay değildir.
Yine de bu noktada, birisi yakın zamanda Türkiye’de gerçekleştirilmiş iki deneysel çalışmadan bahsedilebilir. Bu çalışmaların ilkinde bir grup araştırmacı heteroseksüellerden ve homoseksüellerden oluşan katılımcılarına çeşitli erotik filmler izlettirmiştir ve katılımcıların cinsel uyarılmalarını kayıt altına almıştır.[46] Sonuçlar hem heteroseksüel hem de homoseksüel erkeklerin yönelimleriyle tutarlı tepkiler verdiğini göstermektedir. Yani heteroseksüel erkekler, kadınların yer altığı filmlerden, homoseksüel erkekler ise erkeklerin yer aldığı filmlerden uyarılmıştır.
Ancak kadınlar için durum ilginçtir: Hem heteroseksüel hem de homoseksüel kadınlar, filmde yer alan aktörlerin cinsiyeti ne olursa olsun cinsel bir uyarılma göstermişlerdir. Hatta o kadar ki kadınlar sadece bonobo maymunlarının yer aldığı bir erotik filmden bile uyarılmışlardır. Buna göre, bir heteroseksüel kadının, kadınların erotik davranışlarından etkilenmesi, bir homoseksüel kadının ise erkeklerin erotik davranışlarından etkilenmesi kadınların cinsel tepkilerinde akışkan oldukları yönünde yorumlanabilir. Erkeklerde ise bu çalışmada akışkan davranışlara rastlanmamıştır.
Burada cinsel akışkanlık davranışlarında kadınlar ve erkekler arasında bir farklılaşma olup olmadığını araştıran çalışmaların şimdiye kadar bu soruya net bir cevap veremediğini belirtmek gerekir. Şimdiye kadar yürütülen çalışmalar bazen farklılıklara rastlamıştır, bazen ise bu farklılıklar bulunamamıştır.[47], [39] Dolayısıyla konuyla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Cinsel akışkanlıkla ilgili yakın zamanda Türkiye’de gerçekleştirilen deneysel bir çalışmada ise heteroseksüel katılımcılara bilgisayar ortamında yaratılmış cinsiyeti belirsiz yüzlerin fotoğrafları gösterilmiştir.[48] Katılımcıların bir kısmına bu fotoğrafların erkeklere ait olduğu bilgisi verilirken diğer kısmına ise fotoğrafların kadınlara ait oluğu bilgisi verilmiştir. Katılımcılardan fotoğrafta gördükleri kişilere ilişkin cinsel tepkilerini ifade edecek kimi sorulara cevap vermeleri istenmiştir (örneğin, "Fotoğrafta görmüş olduğunuz kişiyle öpüşür müsünüz?"). Katılımcıların cevapları, fotoğrafın cinsiyet etiketine göre değişse de heteroseksüel olduğunu ifade eden katılımcılar arasında hemcinslerine ilişkin cinsel tepkiler veren katılımcılar sayısı oldukça yüksektir. Heteroseksüel bir katılımcı fotoğrafta görmüş olduğu hemcinsine ilişkin neden cinsel bir eylemde (örneğin öpüşmek) bulunmak istediği sorusunun cevabı ise, yine cinsel akışkanlık kavramı etrafında verilmiştir.
Cinsel Akışkanlığın Evrimsel Açıklamaları
Cinsel akışkanlık eğer iddia edildiği gibi insan cinselliğinin olağan bir parçası ise, bu parçayı ortaya çıkartan evrimsel koşulların neler olabileceğine dair düşünülmesi gerekir. Bu başlık altında cinsel akışkanlığı açıklama gayretinde olan üç evrimsel yaklaşımdan bahsedilecektir.
Bunlardan ilki üvey-ebeveynlik hipotezi (İng: "alloparenting hypothesis") olarak bilinen bir hipotezdir.[49] Üvey-ebeveynlik hipotezi, bir yavrunun yetiştirilmesinde ortaya çıkabilen eksik ebeveyn yatırımına odaklanır. Buna göre, eğer bir ebeveyn çocuk yetiştirmede üzerine düşeni yeterince yapmıyorsa diğer ebeveyn bu eksikliği gidermek için başkalarının yardımını arayabilir ve bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan eşcinsel yakınlaşmalar çocuğun hayatta kalma şansını artırabilir.
İkinci açıklama ise çok eşliliğe odaklanır.[50] Bu açıklama, insanların evrimsel süreçte kurduğu çok eşli ilişkilerde, aynı cinsiyetten eşler arası rekabetin önlenmesi için cinsel akışkanlığın ortaya çıkmış olabileceğini savunur.
Konuyla ilgili son açıklama ise, cinsel akışkanlık kavramını ortaya atan Diamond’un kendisinden gelmektedir. Diamond’a göre, cinsel akışkanlığın mutlaka evrimsel süreçte adaptif bir özelliğe sahip olması gerekmez. Cinsel akışkanlık başka çeşitli adaptif mekanizmaların sebep olduğu bir evrimsel yan ürün (İng: "by-product") olabilir.[51]
Cinsel Akışkanlığın Yansımaları
Cinsel akışkanlık kavramı, cinsiyet kimliklerinin değişmez kategorilerden oluştuğu fikrine meydan okumaktadır. Bu durum, heteroseksüellik haricindeki cinsel yönelimleri dışlayan geleneksel yaklaşımları olduğu kadar, cinsel yönelimlerin biyolojik, doğuştan gelen, değiştirilemez kategoriler oluğu iddiası ile hak mücadelesi veren LGBT+ topluluklarını da kimi durumda rahatsız edebilmektedir.[52] Çünkü akışkanlık kavramı, sadece heteroseksüellik için değil, diğer cinsel yönelimler içinde geçerlidir ve tüm cinsel yönelim kategorilerinin durumsal ve geçici olduğunu iddia eder. Günümüzde LGBT+ komünitesinin verdiği ana mücadele, heteroseksüel olmamanın da heteroseksüel olmak gibi doğuştan geldiği ve sonradan değiştirilemeyeceği argümanı üzerine kuruludur. Eğer cinsel akışkanlık doğruysa, heteroseksüellerin değişmezliği kadar eşcinsellerin değişmezliği de sorgulanır olacaktır.[53]
Öte yandan, LGBT+ mücadelesinin ana talebinin, biyolojik temeller ne olursa olsun LGBT+ olanların da heteroseksüeller ile eşit imkân ve fırsatlara sahip olması, bu konuda hiçbir ayrımcılık uygulanmamasıdır. Dolayısıyla cinsel akışkanlığın, LGBT+ mücadelesinin sosyolojik temeline hiçbir engel teşkil etmediği açıktır. Ayrıca cinsel akışkanlığın, cinsel yönelimleri kökten reddeden bir yapısı olmadığını anlamak da önemlidir - her ne kadar bunun cinsel yönelimlerle ilişkisi araştırılmaya devam eden bir konu olsa da.[11]
Buradan hareketle cinsel akışkanlığın sağlık, politika ve gündelik yaşam gibi pek çok alanda doğrudan bir etkiye sahip olacağı öngörülebilir. Bu nedenle bu olgunun anlamı ve önemi anlaşılmalı ve bu sahadaki araştırmalara ağırlık verilmelidir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 50
- 22
- 15
- 12
- 10
- 7
- 6
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- ^ a b c J. M. Bailey, et al. (2016). Sexual Orientation, Controversy, And Science:. Psychological Science in the Public Interest, sf: 45-101. doi: 10.1177/1529100616637616. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. J. Schwartz. (2011). Handbook Of Identity Theory And Research. ISBN: 9781441979889. Yayınevi: Springer Science+Business Media.
- ^ D. Coon, et al. (2012). Introduction To Psychology: Gateways To Mind And Behavior [With Concept Maps And Reviews]. ISBN: 9781111833633. Yayınevi: Cengage Learning.
- ^ E. Anderson, et al. (2016). The Changing Dynamics Of Bisexual Men's Lives. ISBN: 9783319294124. Yayınevi: Springer.
- ^ a b American Psychological Association (APA). (2011). Guidelines For Psychological Practice With Lesbian, Gay, And Bisexual Clients.. American Psychological Association, sf: 10-42. doi: 10.1037/a0024659. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. P. Bell, et al. (1981). Sexual Preference: Its Development In Men And Women. Yayınevi: Bloomington: Indiana University Press.
- ^ Royal College of Psychiatrists. Royal College Of Psychiatrists' Statement On Sexual Orientation. (1 Mart 2014). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2021. Alındığı Yer: Royal College of Psychiatrists | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Sinclair. (2013). About Whoever. ISBN: 9780981450513. Yayınevi: Karen Sinclair.
- ^ M. . Rosario, et al. (2010). Sexual Identity Development Among Lesbian, Gay, And Bisexual Youths: Consistency And Change Over Time. Journal of Sex Research, sf: 46-58. doi: 10.1080/00224490609552298. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. W. Ross, et al. (2003). Concordance Between Sexual Behavior And Sexual Identity In Street Outreach Samples Of Four Racial/Ethnic Groups. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 110-113. doi: 10.1097/00007435-200302000-00003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c L. M. Diamond. (2016). Sexual Fluidity In Male And Females. Current Sexual Health Reports, sf: 249-256. doi: 10.1007/s11930-016-0092-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. Weiten, et al. (2016). Psychology Applied To Modern Life: Adjustment In The 21St Century. ISBN: 9781337517072. Yayınevi: Cengage Learning.
- ^ R. L. Crooks, et al. (2016). Our Sexuality. ISBN: 9781305887428. Yayınevi: Cengage Learning.
- ^ a b L. M. Diamond. (2012). The Desire Disorder In Research On Sexual Orientation In Women: Contributions Of Dynamical Systems Theory. Archives of Sexual Behavior, sf: 73-83. doi: 10.1007/s10508-012-9909-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Diamond. (2021). The New Genetic Evidence On Same-Gender Sexuality: Implications For Sexual Fluidity And Multiple Forms Of Sexual Diversity. The Journal of Sex Research, sf: 818-837. doi: 10.1080/00224499.2021.1879721. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b B. L. Frankowski. (2004). Sexual Orientation And Adolescents. Pediatrics, sf: 1827-1832. doi: 10.1542/peds.113.6.1827. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Kersey-Matusiak. (2012). Delivering Culturally Competent Nursing Care. ISBN: 9780826193810. Yayınevi: Springer Publishing Company.
- ^ a b c M. A. Lamanna, et al. (2014). Marriages, Families, And Relationships: Making Choices In A Diverse Society. ISBN: 9781305176898. Yayınevi: Cengage Learning.
- ^ American Psychiatric Association. Screening Assessment Question 2: Sexual Orientation. (28 Aralık 2014). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2021. Alındığı Yer: American Psychiatric Association | Arşiv Bağlantısı
- ^ American Psychological Association. Report Of The American Psychological Association Task Force On Appropriate Therapeutic Responses To Sexual Orientation. (1 Ağustos 2009). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2021. Alındığı Yer: American Psychological Association | Arşiv Bağlantısı
- ^ APA. Sexual Orientation & Homosexuality. (19 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2021. Alındığı Yer: APA | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b G. W. Stuart. (2014). Principles And Practice Of Psychiatric Nursing. ISBN: 9780323294126. Yayınevi: Mosby.
- ^ a b R. C. Savin-Williams, et al. (2012). Prevalence And Stability Of Self-Reported Sexual Orientation Identity During Young Adulthood. Archives of Sexual Behavior, sf: 103-110. doi: 10.1007/s10508-012-9913-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. F. Baumeister. (2005). Gender Differences In Erotic Plasticity: The Female Sex Drive As Socially Flexible And Responsive.. American Psychological Association, sf: 347-374. doi: 10.1037/0033-2909.126.3.347. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Diamond, et al. (2017). Stability Of Sexual Attractions Across Different Timescales: The Roles Of Bisexuality And Gender. Archives of Sexual Behavior, sf: 193-204. doi: 10.1007/s10508-016-0860-x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Diamond. (2008). Sexual Fluidity: Understanding Women's Love And Desire. ISBN: 9780674026247. Yayınevi: Harvard University Press.
- ^ a b M. R. Yost, et al. (2011). Girls Gone Wild? Heterosexual Women’s Same-Sex Encounters At College Parties. Psychology of Women Quarterly, sf: 7-24. doi: 10.1177/0361684311414818. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. J. Rupp, et al. (2013). Queer Women In The Hookup Scene: Beyond The Closet?. Gender & Society, sf: 212-235. doi: 10.1177/0891243213510782. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Diamond. (2008). Female Bisexuality From Adolescence To Adulthood: Results From A 10-Year Longitudinal Study.. American Psychological Association, sf: 5-14. doi: 10.1037/0012-1649.44.1.5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. K. Kinnish, et al. (2005). Sex Differences In The Flexibility Of Sexual Orientation: A Multidimensional Retrospective Assessment. Archives of Sexual Behavior, sf: 173-183. doi: 10.1007/s10508-005-1795-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Diamond. (2005). Was It A Phase? Young Women's Relinquishment Of Lesbian/Bisexual Identities Over A 5-Year Period.. American Psychological Association, sf: 352-364. doi: 10.1037/0022-3514.84.2.352. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. X. Kuhle, et al. (2013). Born Both Ways: The Alloparenting Hypothesis For Sexual Fluidity In Women:. Evolutionary Psychology, sf: 147470491301100. doi: 10.1177/147470491301100202. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. L. Tolman, et al. (2001). Desegregating Sexuality Research: Cultural And Biological Perspectives On Gender And Desire. Annual Review of Sex Research. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. C. R. Rust. (2000). Bisexuality: A Contemporary Paradox For Women. Journal of Social Issues, sf: 205-221. doi: 10.1111/0022-4537.00161. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Budnick. (2016). “Straight Girls Kissing”?: Understanding Same-Gender Sexuality Beyond The Elite College Campus. Gender & Society, sf: 745-768. doi: 10.1177/0891243216657511. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Kirkman, et al. (2015). Midlife Relationship Diversity, Sexual Fluidity, Wellbeing And Sexual Health From A Rural Perspective. Rural Society, sf: 266-281. doi: 10.1080/10371656.2015.1099272. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. Kimmel. (2012). The Gender Of Desire: Essays On Male Sexuality.. Yayınevi: SUNY Press.
- ^ L. M. Diamond. (2008). Sexual Fluidity. Yayınevi: Harvard University Press.
- ^ a b S. L. Katz-Wise. (2014). Sexual Fluidity In Young Adult Women And Men: Associations With Sexual Orientation And Sexual Identity Development. Psychology & Sexuality, sf: 189-208. doi: 10.1080/19419899.2013.876445. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Lhomond, et al. (2014). A Multidimensional Measure Of Sexual Orientation, Use Of Psychoactive Substances, And Depression: Results Of A National Survey On Sexual Behavior In France. Archives of Sexual Behavior, sf: 607-619. doi: 10.1007/s10508-013-0124-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. . Priebe, et al. (2013). Operationalization Of Three Dimensions Of Sexual Orientation In A National Survey Of Late Adolescents. Journal of Sex Research, sf: 727-738. doi: 10.1080/00224499.2012.713147. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Gulløy, et al. (2010). Sexual Identity And Living Conditions: Evaluation Of The Relevance Of Living Conditions And Data Collection.. Yayınevi: Statistics Norway.
- ^ S. E. Mock, et al. (2012). Stability And Change In Sexual Orientation Identity Over A 10-Year Period In Adulthood. Archives of Sexual Behavior, sf: 641-648. doi: 10.1007/s10508-011-9761-1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. F. Alwin, et al. (1991). Aging, Cohorts, And The Stability Of Sociopolitical Orientations Over The Life Span. American Journal of Sociology, sf: 169-195. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Krosnick, et al. (2005). Aging And Susceptibility To Attitude Change.. American Psychological Association, sf: 416-425. doi: 10.1037/0022-3514.57.3.416. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. Chivers, et al. (2007). Gender And Sexual Orientation Differences In Sexual Response To Sexual Activities Versus Gender Of Actors In Sexual Films.. American Psychological Association, sf: 1108-1121. doi: 10.1037/0022-3514.93.6.1108. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Dickson, et al. (2013). Stability And Change In Same-Sex Attraction, Experience, And Identity By Sex And Age In A New Zealand Birth Cohort. Archives of Sexual Behavior, sf: 753-763. doi: 10.1007/s10508-012-0063-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Kozan, et al. (2021). Yüzlere Atanan Cinsiyet Etiketlerinin Cinsel Çekicilik Algısı Üzerindeki Etkisi. Nesne Psikoloji Dergisi. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. X. Kuhle, et al. (2013). Born Both Ways: The Alloparenting Hypothesis For Sexual Fluidity In Women. Evolutionary Psychology. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Kanazawa. (2017). Possible Evolutionary Origins Of Human Female Sexual Fluidity. Biological Reviews, sf: 1251-1274. doi: 10.1111/brv.12278. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Diamond. (2008). The Evolution Of Plasticity In Female-Female Desire. Journal of Psychology & Human Sexuality, sf: 245-274. doi: 10.1300/J056v18n04_01. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Weber. (2012). What’s Wrong With Be(Com)Ing Queer? Biological Determinism As Discursive Queer Hegemony:. Sexualities, sf: 679-701. doi: 10.1177/1363460712446275. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Ring. Exploring The Umbrella: Bisexuality And Fluidity. (11 Şubat 2014). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2021. Alındığı Yer: Advocate.com | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 17:02:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10996
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.