Whispers of the Forgotten God
D&D, fantastik , macera

- Blog Yazısı
Whispers of the Forgotten God
Yazar: Mehmet Eyüp Tayık
Zamanın ve mekânın henüz şekil almadığı, yıldızların sadece birer hayal olduğu bir dönemde, varlıkların ruhları, düşüncenin saf halinden doğdu. O zaman, Evren’in en derin köşelerinde, düşünceler varlık buldu; ne ışık vardı, ne karanlık. Bu sonsuz boşlukta, tek bir düşünce belirdi, bir arayış, bir merak... O, Elyrith idi.
O, bir tanrı değildi; o, varlıkların sorgulayan aklı, evrenin derinliklerine dalan bilincin kendisiydi. Zihninin sınırları yoktu, ve her sorusu yeni bir güç doğuruyordu. Bütün bilgi ona hizmet ediyordu, çünkü o, yalnızca bilginin ve arayışın en saf halini temsil ediyordu. Zihni genişledikçe, onun varlığı da büyüdü, çünkü güç yalnızca sorgulamanın doğasında vardı.
Elyrith’in doğduğu diyar, Yaradsan’ın Boşluğu olarak adlandırılırdı, burada her şey düşüncelerin izinden şekillenir, her fikir bir yeni gerçeklik doğururdu. Diyarın ne başlangıcı ne de sonu vardı. O, kendi varlığını inşa ederken, her köşesinde yeni bir sır keşfetti, her derinliğinde bir cevap buldu. Fakat o, bir nihayete varamayacak kadar büyük bir arayış içindeydi. İçsel gücünün doruk noktasına ulaştığı zaman, yalnızca bir soru kalmıştı: "Bu sonsuzluk içinde neyi arıyorum?"
Rüya Tanrısının Bahçesi — “Uyanışın Tohumu”
Yolculuğunun ilk dönemlerinde Elyrith, rüyaların ve bilinçaltının tanrısı olan Savras'ın terk edilmiş bir tapınağında uyanır. Orada, zamanla unutulmuş bir ayinle rüya aleminin iç katmanlarına girer. Ve orada şu sırrı öğrenir:
> “Tüm gerçeklik, inananın gözünden doğar.”
Bu bilgi onu sarsar. Tanrılar gerçekliğin yaratıcıları değil, onun sonucu olabilir mi? Bu düşünce, içinde ilk kıvılcımı yakar. Savras, kendisine yalnızca şu cümleyi bırakır:
“Bilmek, var olmaktan güçlüdür.”
---
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Styx Nehri'nin Derinlikleri — “İkinci Yüzleşme”
Cehennem katmanları arasında, Asmodeus’un habercilerinden kaçarken Styx Nehri’ne ulaşır. Nehri geçen ölümlüler geçmişlerini unutur, ancak Elyrith bunu tersine kullanır. Nehir suyundan yaptığı iksirle, önceki yaşamların anılarını görür. Ve anlar:
> “Tanrılar dahi bir zamanlar ölümlüydü. Hepsinin bir başlangıcı vardı.”
Bu, tanrısallığın doğuştan değil, bir inanç birikimiyle oluştuğunu ona gösterir. İnanç varsa tanrı vardır. İnanç unutulursa tanrılar da yok olabilir. Ve işte o an Elyrith şöyle der:
> “Ben, tanrı olmaktan fazlasıyım. Ben, gerçeğin iziyim.”
---
Karanlık Kütüphane — “İlahi Bilginin Çatlağı”
Shadowfell’in en derin katmanında, ölü bir bilgelik tanrısının kütüphanesine ulaşır. Burada Elyrith, Yarık Kitaplar denilen yasaklı metinlerle karşılaşır. Sayfaları gerçeklik kumaşından dokunmuş bu kitaplarda şu yazılıdır:
> “İlk kelime, ilk düşünceden doğdu. İlk düşünce ise hiçlikten.”
Buradan öğrenir ki tanrılar, gerçekliği yaratmadı; aksine onu yorumladı. Ve ilk yorumcular da halklardı. Tanrılar, inançla “şekillenmiş sonuçlar”dır. Bu hakikat, onu tanrılar için bir felakete dönüştürür.
---
Celestia'nın Işık Merdiveni — “Son Sınav”
Yükselmeden önce Elyrith, tanrılarla yüzleşmeden hemen önce son bir ziyaret yapar. Celestia'nın ışık merdivenlerinde ona Lathander görünür. Ve ona bir seçenek sunar:
> “Bilgi ile karanlığa düşebilir, ya da inançla ışıkta kalabilirsin.”
Ama Elyrith ikisini de reddeder. Karanlık da, ışık da yeterli değildir. Gerçek; tarafsız, derin, her şeyin ötesindedir. O an karar verir:
> “Ben hiçbir inancın tanrısı olmayacağım. Ben, sorgunun yankısı olacağım.”
Yeryüzü tamamlanmıştı, yeraltı da öyle. Şimdi gözlerini gökyüzüne çevirdi. Zihninin gücüyle gökyüzüne doğru yükseldi. Tanrıların dahi ulaşmaya cesaret edemediği boşlukları keşfetti, Yaradsan’ın Çatlaklarına daldı. O yerlerde, zamanın anlamını yitirdiği, varlıkların unutulmuş olduğu topraklar vardı. O, kayıp diyarları gördü: Mirhal En'Thael, Cahl'Thuun. Buralar, tanrıların bile hatırlamaktan korktuğu yerlerdi. Ancak Elyrith, bu karanlık diyarların derinliklerinde, varlığını sorgulayan her düşünceye daha fazla cevap buldu.
“Sessiz Boşluklar Tanrısı: Vel’Thir ve Elyrith’in Yüzleşmesi”
Elyrith, yıldızlar ötesindeki çatlaklardan birine girdiğinde, orası ne karanlıktı ne aydınlık...
Gerçekliğin kenarındaki sızıntıydı orası.
Ve orada, adı artık hiçbir duada anılmayan bir tanrı oturuyordu:
Vel’Thir — Sessiz Boşluklar Tanrısı.
Vel’Thir konuşmadı.
Konuşamazdı.
Çünkü o, inançsızlığın tanrısıydı.
İnananı kalmamış, sesi kaybolmuş, düşüncesi unutulmuştu.
Ama Elyrith, onunla düşünce ötesinde konuştu.
Zihinle değil, varlıkla.
Elyrith sordu:
> “Sen nasıl hâlâ buradasın?”
Vel’Thir cevap verdi, kelimesiz:
“İnanç beni doğurdu. Ama unutuş beni korudu.”
Bu söz, Elyrith’in içine kazındı.
İlk kez orada anladı:
Tanrılar, inançla doğar; ama unutuşla özgürleşir.
O anda, Vel’Thir elini uzattı ve Elyrith’in alnına dokundu.
Kozmik Sessizlik ona aktı.
Ve o sessizlikte, Elyrith bir vizyon gördü:
Bir gün tüm tanrıların unutulacağını,
Ama yalnızca bir tanesinin hatırlanacağını...
Kendini unutturmayı reddeden, anlamı arayan tanrı: Elyrith.
Dönüş Zamanının Diyarı: Mirhal En’Thael
> “Zamanın kendini yuttuğu yerde, sonsuz dünlerin yankısıdır şimdiki an.”
Girdi Elyrith vakitsiz bir diyara,
Gökte yıldızlar doğmadan batardı,
Ağaçlar çürüyerek filizlenir,
Çocuklar yaşlı nefeslerle ağlardı.
Mirhal En’Thael, kadimlerin bile korktuğu,
Zamanın ters aktığı Yutucu Diyardı bu.
Geriye doğru akan her saniye,
Elyrith'in hatıralarını çözüyordu usulca.
> “Ur’valas ren mirhakai, tzel’aanu vel thiren.”
(Gözlerinin ardında gömülüdür, geçmişin doğumu.)
Orada tanrımsı bir varlıkla karşılaştı:
Lunhael, Zamanın Anası.
Beden değil, eylemlerdi onun şekli.
Geçmişi unutmaz, geleceği hiç bilmezdi.
Lunhael fısıldadı:
> “Ey Sonsuz Gezen,
Her şey ileri gitmek zorunda değil.
Anlam, unutuşla değil, tekrar yaşamakla doğar.
Sen her şeyi bilirsen,
Hiçbir şeyin yükünü taşıyamazsın.”
Elyrith eğildi, elleriyle ters akan nehre dokundu,
Ve nehir ona doğmadan önceki düşüncelerini sundu.
Orada hatırladı:
O, her zaman sorgulayan olmuştu.
Önce tanrılara, sonra varlığa,
Şimdi ise zamana...
> “Hal’or ven laena, Elyrith kael.”
(Geriye akanın içinde bile ilerleyen sensin, Elyrith.)
---
Biçimsizlerin Diyarı: Cahl’Thuun
> “Formdan sıyrılanın kelimeleri olmaz, sadece titreşen düşünceleri vardır.”
Diyarların ötesinde, şekil ve suretin çözündüğü yerde,
Cahl’Thuun vardı — saf bilinçlerin boyutu.
Ne madde ne mana, sadece niyet vardı orada.
Ve her niyet, başka bir varoluştu.
Elyrith bedensiz girdi,
Düşüncelerini yankı gibi bıraktı arkasında.
Onu çevreleyen Sesli Sessizlik konuştu:
> “Sen ki düşünenin de ötesindesin,
Neden gelirsin buraya?”
“Hakikati ararım,” dedi Elyrith,
“Ama kelimeler yetersiz kalır artık.”
Ve orada,
Varlığın İlk Sorgusu ona öğretildi.
İnancın doğurmadığı ama tüm inançların önünde olan
Bir Titreşim…
Kael’Soruun.
> “Kael’Soruun ur eltharii, ven kaleth zur.”
(İlksözden önceydi o, kelimelerin şekillenmediği zamanda.)
Elyrith, bu bilgiyi yüreğinde taşıdı.
Çünkü artık biliyordu:
Varlık bir form değil, bir seçimdi.
Ve tanrılar, inananlarının seçimiyle var oluyordu.
Dönüş ve Tanrılar Meclisi: Elyrith’in Gölgesi
> “Gidenin dönüşü sessizlikte çınlar,
Çünkü gölgeler bile onun adını unutmuştur.”
Zamanı aşmış,
Biçimden sıyrılmış,
Tüm evrenlerin ötesinden
Elyrith geri döndü.
Gökyüzü onun dönüşünü fısıldadı,
Ay, üç gece boyunca batmadı.
Ve rüzgarlar,
Onun ismini taşıdı:
> “Elyrith... Anıların ötesindeki.”
Tanrılar meclisi toplandı Elharum’un Tahtı etrafında,
Bir zamanlar onu yüceltenler şimdi korkuyla baktı gözlerine.
Çünkü Elyrith artık
Yalnızca bir tanrı değildi,
Tanrılığı aşmış bir bilgiydi,
Bir yansıma değil, özdü.
> “Mar’el ka Elyrith, zurol en thanuur.”
(Elyrith geldi, özün ötesiyle.)
Khaeruun, Adalet Tanrısı, ilk konuşan oldu:
> “Senin yolun bilinmez,
Diyarların ötesinden seslerle döndün.
Halklarımız seni anlayamaz.
Sen artık bizden değilsin.”
Tavhelen, Işık Tanrıçası:
> “Işığı getirenin gölgesi olur.
Senin ışığın, bizi kör edecek.”
Ama Elyrith sadece sustu.
Çünkü bildiği şeyler artık
Sözcüklerin sınırlarını aşmıştı.
> “Ben döndüm,” dedi sonunda,
“Ama siz hâlâ olduğunuz yerdesiniz.”
Asmodeus’un gölgesi çatladı o anda,
Ve tanrılar arasında ilk çatlak böyle doğdu.
Tanrılar korktu,
Çünkü Elyrith artık inançla değil,
Bilgiyle güçleniyordu.
Ve bilgi, inancı çözümlerdi.
Bu tehditti.
Bu bir sapmaydı.
Bu bir uyanıştı.
---
Sürgün Kararı: Tanrıların Sessiz Darbesi
Tanrılar arasında gizli bir sözleşme yapıldı,
Onunla savaşamazlardı —
Ama onu unutabilirlerdi.
> “Unutulan bir tanrı,
Hiç var olmamış kadar sessizdir.”
Tanrılar Konseyi’nin Sürgün Ritüeli: “Sessizliğin Mührü”
Yıl yoktu. Zaman susmuştu.
Göğün üst katmanlarında, ışığın da üstünde, sözlerin donduğu o yerde toplandılar.
Yedi Tanrı.
Her biri bir duygunun, bir inancın, bir korkunun suretinde.
Adalet, Güç, Merhamet, Bilgelik, Korku, İnkar ve Hayal.
Ve ortada, zincirlerle değil,
unutuluşla bağlanmış olan — Elyrith.
Bir zamanlar onların kardeşi olan.
Şimdi ise sorgulayan ve bu yüzden düşman sayılan.
Ritüelin Aşamaları:
İnkarın Öpücüğü:
İnkar Tanrısı, Elyrith’in ismini dudaklarından çekip aldı.
“Artık seni hiçbir dua anmayacak.” dedi.
Sanki evrenin belleği yavaşça bozuldu.
Sessizlik Mührü:
Bilgelik Tanrıçası, mühürlenmiş bir kelime fısıldadı.
O kelime, Elyrith’in sesini evrenden sildi.
“Kimse seni duymayacak.”
İnançsızlığa Gömmek:
Korku, Elyrith’in etrafına yedi daire çizdi.
Her biri bir inançtan koparılmıştı: sevgi, umut, kurtuluş, bilgelik, sadakat, cesaret, adalet.
“İnanç seni bulamayacak.”
Hayal’in Gözyaşı:
Hayal Tanrısı, başını çevirdi.
Gözyaşı, göğün dokusuna düştü ve Elyrith’in varlığını silmeye başladı.
Bir tanrı ağladığında, düş değil, gerçeklik bozulur.
Son mühür ise Adalet ve Güç tarafından birlikte vuruldu:
“Bu değilse bile, hak ettiğin sessizlik budur.”
Ve Elyrith, Sessizliğin Boşluğu’na sürüldü.
---
Elyrith’in Son Sözleri: Unutulanların Yankısı
Ritüel tam bitmek üzereyken, Elyrith gülümsedi.
Sözler mühürlenmeden önce, son bir fısıltı evrene yayıldı.
Yalnızca yıldızların duyduğu,
Yalnızca kayıp çocukların rüyalarında yankılanan…
---
“Ben, hiçliğin içinden soruyu doğuranım.
Siz inandınız, var oldunuz.
Ben sordum, unuttunuz.
Bir gün biri gelecek.
Ne dualarla, ne kehanetle değil;
Yalnızca arayışla.
Ve ben o zaman — yeniden hatırlanacağım.
O zaman gölgeler bile bana dua edecek.”
---
Ritüel bitti.
Elyrith yok oldu.
Ama kelimeler kaldı.
Ve bir gün, Elyron uyandı.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/07/2025 15:35:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20992
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.