Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

OKB nedir?

Obsesif Kompulsif Bozukluk hakkında bazı detaylar...

13 dakika
76
OKB nedir? Obsessive–compulsive disorder: an integrative genetic and neurobiological Perspective
  • Blog Yazısı
OKB’li bireylerin davranışının teorik temelleri
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Hepimizin zaman zaman endişe duyduğu ve bazı düşüncelere kapıldığı zamanlar olabilir. Ancak çoğu zaman bunların üstesinden gelip hayatımızı çıkmaza sokmasına izin vermeden çözüm bulabiliriz. Fakat obsesif kompulsif bozukluğa sahip insanlar için aynı durum söz konusu değil. Bunu belirgin örneklerle hikâyeleştirerek anlatmak isterim.

Kahramanımız yoğun bir iş döneminde, bir rapor yetiştirmeye çalışıyor olsun. Elindeki raporu yetiştirmek için birkaç günü var. Ancak hâlâ raporun yarısında, üstelik yazdıklarından memnun olmayarak cümleleri sürekli değiştiriyor. Bu esnada, hiçbir sağlık sorunu olmayan annesini kaybetme ihtimali aklına geliyor ve bunun endişesinden dolayı işini yarım bırakıp annesini düşünmeye başlıyor. Ardından annesini arıyor ve iyi olduğunu öğrendikten sonra, yarım kalan işine yani raporuna dönmek yerine, gözünün iliştiği kitaplığın üzerindeki tozları temizlemek istiyor. Kitaplığı dip köşe temizlemeye koyulmuşken, uzun süre evvel yarım bıraktığı kitabını görüyor. Kitabın konusunu unuttuğu için kitaba baştan başlamaya karar veriyor ve yazarın özgeçmişini tekrar araştırmaya başlıyor. O esnada gözüne çarpan rapora bakıp kendini yetersiz hissetmeye ve öfkelenmeye başlıyor ancak asla rapora geri dönemiyor. Kahve molası verip sakinleşmek istiyor. Balkonda oturup elindeki bardağa bakarken raporunu nasıl yazacağını, annesinin şu an ne yaptığını, bitirilmemiş kitaplarını, evin hiç bitmeyen dağınıklığını sürekli toparlamaktan bıktığını, karşıda ona doğru bakan komşusunun neden mutsuz göründüğünü yoksa ona yanlış bir şey mi söylediğini, iş arkadaşlarının onu bugün öğle yemeğine niçin davet etmediğini düşünürken, bardağın kenarında temizlenmemiş kiri yanlışlıkla kahveyle birlikte yuttuğunu fark ediyor; sağlığını düşünmeden beşinci kahve bardağını hazırladığı için kendisine kızıyor ve bardağı yerine koyup yürüyüşe gitmenin en iyisi olduğuna karar vererek evden ayrılmak için kapıya yöneliyor. Kapıdan çıkarken, yürüyüşten sonra raporuna daha verimli olarak devam edebileceği konusunda kendisini ikna ediyor ancak eve döndüğünde rapora devam etmek yerine kendisine çalışma plânı hazırlıyor. Sonrasında uzun düşüncelere dalıp, bitiremediği işlerini düşünerek endişelere kapılıyor.

Ben anlatırken bile yoruldum. Ancak, obsesif kompulsif bozukluğa sahip insanlar zihinsel olarak neredeyse her anını böyle geçiriyor. Fiziksel olarak ne kadar yalnız kalırlarsa kalsınlar, kalabalık bir zihin onları asla bırakmıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Hastalığın ismi nereden geliyor?

Hastalığı tanımlayan kelimeler Fransızca ve Latince dilinin kökenlerine dayanıyor.

Obsesyon, Fransızca kökene dayanır, "kuşatma veya psikolojide saplantı, insan ruhunu sürekli meşgul eden fikir veya sıkıntı" anlamına gelmektedir.[4]

Kompülsiyon ise Latince kökenlidir. Zorlama, iradesi dışında bir şeyi yapmaya mecbur etme anlamındaki compellere, compuls kelimeleri ile; itmek, vurmak, kakmak anlamındaki pellere, puls kelimelerinin kombinasyonlarından oluşmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Kompülsif kelimesi, daha sonra İngilizce lügatına geçmiş, OKB’de kullanılan tanımlama buradan alıntılanmıştır.[1]

OKB’nin açıklanması-kişiden kişiye değişen obsesyon ve rutinler

OKB, bir çeşit anksiyete bozukluğudur. Bu[2] hastalığa eşlik eden majör depresyon ve diğer anksiyete bozukluklarını kapsayan hastalıklar da olabilmektedir.[3] Toplumda %2-3 arasında görülen bu hastalığı ve kişide yarattığı etkileri kabaca şöyle özetleyebiliriz: Kişinin iradesi dışında zihninde beliren düşünceler, yani istenmeyen düşünceler ve buna bağlı olarak geliştirilen tekrarlı eylemler ile bunların tetiklediği anksiyete ve huzursuzluklar olarak özetleyebiliriz.[5]

Obsesyonlar, zihinde beliren istenmeyen görüntüleri veya düşünceleri oluşturur. Bunlar, kişinin isteyerek düşünmediği, aklına gelmesine engel olamadığı düşüncelerdir. Obsesyonlar, genellikle kişinin hassasiyet duyduğu konularla ilgilidir. Kişi bu düşüncelerin anlamsız ya da mantıksız olduğunun bilincindedir. Fakat onları dinlemekten kendini alıkoyamaz ve sonucunda kişide anksiyete gelişir. Bu anksiyeteyi hafifletmek için birtakım davranışlar üretirler: Kompülsiyonlar ya da ritüeller, rutinler… Kompulsiyonlar, dürtüsel ve zorla yapılan davranışlar olarak tanımlanabilir. Yani kişi, bu davranışları yapmak istemez ancak bu eylemleri gerçekleştirme yükümlülüğü varmış gibi hisseder. Kompulsiyonda amaç, akla gelen olumsuz düşünceleri ‘nötrlemek’, tamamen ortadan kaldırmak veya engellemektir. OKB’li bireyler bu davranışı gerçekleştirince zihinlerindeki kötü senaryonun gerçekleşmeyeceklerine inanırlar. Daha basit anlatmak gerekirse kompülsiyonlar, birey tarafından uydurulmuş davranışlardır. Evet, uydurulmuştur. Çünkü bu bireyler aslında düşündüklerinin hiçbir anlam ifade etmediğini ve kendisine zarar veremeyeceğini bildiği gibi, buna bağlı olarak tasarladıkları eylemlerin zihinlerindeki senaryoların gerçekleşmesini engellemeyeceğinin de bilincindedirler. İşte bu yüzden, bu hastalığa sahip bireyler için OKB son derece acı vericidir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Şimdi, obsesyonların ve kompülsiyonların neler olabileceğini konuşalım.

Obsesyonlar ve kompulsiyonlar kişiden kişiye değişebilmektedir. En bilinen kompülsiyonlara, temizlik (1.film sahnesi, as good as it gets: 13:02-restorana kendi çatal ve kaşığıyla gitmesi;[6] 2.film sahnesi- toc toc- 28:02-yanında taşıdığı sabunla yüzünü dakikalarca yıkaması.[7] ), belli sayılara takıntı, kontrol etme, istifçilik (film sahnesi: 11’e 10 kala- 5:03-6:40 arası- yaşlı adam gazete başta olmak üzere birçok şeyi biriktiriyor) örnek verilebilir. Bunun yanında kişiye özgü rutinler (ritüeller/ayinler) (film sahnesi: as good as it gets- 1:07:11- yataktan kalkmadan önceki rutin.[8] ) de görülmektedir.

Bunlara spesifik olarak örnekler vermek istiyorum. OKB’li bireyin, annesini kaybetme konusunda hassas olduğunu düşünelim. Bu kişi, örneğin su almak için açtığı dolap kapağını, annesinin öldüğünü düşünürken kapattıysa, annesinin ölmediğini veya onu senaryodaki ölümden kurtardığını düşünene kadar dolabın kapağını açıp kapatmaya devam eder. Eğer bunu yapmaz ve dolap kapağını o kötü senaryoyla birlikte kapatırsa, bu durumu gerçekleştirecek bir döngü başladığı hissine kapılır. Sevdiği kişiyi kaybetmemek için durumu engellemelidir. Bir başka örneğimizde, kişinin tanrı hassasiyeti olduğunu varsayalım. Bu kişi ‘’yanlışlıkla’’ tanrıya kötü sözler söyler (gerçekten bunu yapmak istemediği için yapar) ve bu konuda müthiş bir suçluluk duyar; ondan af dilemeye başlar ve affettiğinden emin olana kadar bunu sürdürür; yine o an bir eylem içerisinde ise, durumu kurtarana kadar onu başa sarar. Aslında burada olan şudur; kendisini yansıtmayan sözcükleri veya davranışları yapmaktan aşırı endişe duyduğu için, kendisini istemsizce o eylem içerisinde bulma durumudur (film sahnesi: as good as it gets: 1:44:08)[6]. Buna benzer şekilde, malum senaryoyu düşünmemek için birtakım davranışlar geliştirilebilirler. Örneğin, her sabah işe giderken kaldırım taşlarının sınır çizgisine basmamak zorundadır; çünkü eğer basarsa aklına gelen şey başına gelecektir. İşe giderken tam 17 dakikada işe varmak zorunda da olabilir ya da iş yerindeki kapıdan içeri girerken zıplayarak bile girmesi gerekebilir. Bunu biz bilemeyiz (film sahnesi: as good as it gets-10:15-ritimli yürüyüş).[6] Bunlara ek olarak, konuşma esnasında ağızdan çıkan tüm harfleri sayma, bir yere giderken belli bir saat dilimini bekleme gibi, farklı türlü mesai ve enerji harcatan ve kişiden kişiye değişen davranışlar da geliştirilmiş olabilir. Kompülsiyonlar acıdan ve stresten kurtulmak için yapılır ancak anlık rahatlama, sağlar. Eğer kişi bu eylemleri düzenli olarak gerçekleştirirse, zaman içinde OKB daha da beslenebilir ve yeni ritüeller ortaya çıkabilir veya var olan eylemlerin sayısı artabilir (dolayısıyla kişinim duyduğu acı seviyesi de yükselir).

Şimdi size söyleyeceğim şeye inanmayabilirsiniz ancak yapılan araştırmalarda, kimi OKB’li bireylerin çocuklarına dahi temas etmekten kaçındığı ileri sürülmektedir. Bazı hastaların ise hastalığın etkisiyle çocuklarına karşı aşırı korumacı tavır gösterdiği raporlanmıştır. Her iki durum da, buna maruz kalanlar için son derece acı verici olsa gerek.

Düşüncelerde neler oluyor?

Psikanalitik kurama göre obsesif karakterin asıl sorunu bireyin, karşıt düşüncelere karşı bir denetim sağlama, özel savunma mekanizmalarıyla kendini koruma çabasıdır. Birey düşüncelerin büyüsel bir gücü olduğuna ve gerçekleşeceğine inanırlar.[9]

Tüm Reklamları Kapat

Bilişsel davranışçı modele göre ise, sevdiklerinin zarar görmesi, sağlığını kaybetme gibi her bireyin endişe duyduğu konularda, daha yoğun kaygılar oluşması ve bu kaygıdan kaçınma davranışı sergilemesi demektir. Birey, düşünceyi eylemle karıştırır ve düşünceden dolayı kendisini sorumlu tutar.[9]

OKB’li bireyin aklından geçenler kabaca şunlardır:

1. Düşünmek ve yapmak aynı şeydir.

Tüm Reklamları Kapat

2. O şeyi düşünüyorsam, gerçekleşmesini istiyorum (kendini suçlama, pişmanlık).

3. Bu düşünceye engel olmalıyım. Eğer bu düşünceyi nötrlemezsem (kompülsiyon), bu (istemeden) istediğim düşünce gerçekleşir.

4. Bunu engellemezsem benim yüzümden olur.[9]

OKB’li bireyi fark etmek

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Hayvani Rekorlar Kitabı

EN YÜKSEĞE ZIPLAYAN HAYVAN HANGİSİ? 
PEKİ, EN ZEHİRLİ YILAN?
EN ÇOK TERLEYEN YA DA EN İYİ GECE GÖRÜŞÜNE SAHİP HAYVANI MERAK EDİYOR MUSUNUZ?
VEYA EN ÇOK ÇİŞ YAPMA REKORUNU ELİNDE TUTANI?

Doğa, aklınıza gelebilecek en tuhaf şeylerde ustalaşmış olağanüstü hayvanlarla dolu.
Hava durumunu tahmin edebilen balık, fıstık ezmesi gibi kokan kurbağa, mavi balinadan daha uzun solucan ve en az bunlar kadar ilginç onlarca hayvan.
Çok sayıda dile çevrilen Hayvani Rekorlar Kitabı, olağanüstü çizimler eşliğinde bizleri dünyanın en marifetli hayvanlarıyla tanıştırıyor.

Devamını Göster
₺424.00
Hayvani Rekorlar Kitabı

OKB’li kişiler tüm bu obsesyonlar ve kompülsiyonlar doğrultusunda huzursuz ve gergin olabilirler. Sahip oldukları değerler doğrultusunda belirledikleri kırmızı çizgileri, diğer insanlarla birlikte yaşamayı ve çalışmayı zorlaştırabilir. Dolayısıyla iletişim sorunları meydana gelebilir. Bununla birlikte eşlik eden hastalıklar var ise onların etkileri ile durum hem kişi hem de çevresi için çekilmez zamanlar yaşatabilir. Örneğin, dikkat dağınıklığı olan OKB’liler bir konuyu ifade ederken, o konuyla alakalı olmayan farklı detaylar verebilirler. Bu da hem dinleyici hem de anlatan için epey yorucudur. Bulundukları ortamı defalarca düzenleme girişiminde bulunabilirler. Kendi yaptıkları dahil yapılan işlerden kolay kolay tatmin olmazlar ve tekrar tekrar değiştirme ve geliştirme ihtiyacı duyarlar (buradaki talebin içeriği olması gerekenin üstündedir). Özel alanlarının istila edilmesi ve ortak alanların uygun kullanılmaması onları fazlaca huzursuz eder. Bu yüzden, OKB’li bireyler özel alanına (örneğin evine) çoğu zaman yabancı birini almaz; eğer alırsa, kendi belirlediği ve yüksek ihtimalle karşı tarafın hoşuna gitmeyecek tüm kurallara uymanızı bekler. Uyulmadığı taktirde, gerginlikler yaşanabilir.

OKB beynin neresinde?-neden oluşur?

OKB, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Biyolojik düzeyde, beyindeki sinir hücrelerinin iletişimini sağlayan serotonin maddesinin işleyişinde meydana gelen bozukluklardan kaynaklandığı belirtilmektedir. Çevresel düzeyde ise OKB, deneyimlere bağlı travma ve stres, inançlar, baskıcı ve disiplinli ailelerde büyüme gibi etkenler kişinin psikolojisini etkileyen durumlarda ortaya çıkmaktadır. Fizyolojik olarak OKB mekanizması henüz tam anlaşılabilmiş değil. Bunun üzerine araştırmalar hâlâ devam ediyor. Ancak temel olarak bilinen, kabul gören mekanizmalar mevcut. OKB, düşünce ve duygularla ilişkili olan beynin frontal lobunda meydana gelen problemler sonucu oluşmakta. Frontal lobda bulunan prefrontal korteks, duygusal süreçlerin birleştiği en önemli bölgelerden biridir. Yani obsesyonlar burada oluşur. Prefrontal kortekste bulunan orbitofrontal kortekste ise, limbik sistemle ilişkili olarak duyguların ve ödül mekanizmalarının kontrol edildiği bölgedir. Burada, OKB’li bireylerde serotonin eksikliğinden kaynaklanan problemler meydana gelir. Çevresel değişikliklerin de etkisiyle kişinin davranışlarını hızlı kararlar alarak yönlendirme gerçekleştirilir. Yani kompülsiyonlar daha çok bu bölgeyle ilişkilidir. Kompülsiyonlarla birlikte OKB’li bireylerin ödül veya kendisini cezalandırma durumu gerçekleşir. Nature’de yayınlanan bir makaleye göre, OKB’li bireylerin çevresel faktörlere karşı duyarlı olduğu;[10] bu etkilerin beynin iletişimi için gerekli olan serotonin, dopamin ve glutamat gibi nörokimyasal ajanlarla ilişkili genleri etkileyerek epigenetik mekanizmaları etkilediği gözlenmiştir.[5], [10]

Şekil 1: OKB’li bireylerin davranışının teorik temelleri.[10]

Çevresel faktörlerin en önemlilerinden biri ailedir. OKB’li bireyler üzerinde yapılan araştırmalarda, sürekli eleştiren ve yargılayıcı ifadeler kullanan, şiddet uygulayan veya aşırı duygusal tepkiler veren ailelerde, OKB semptomlarını tetiklediği öne sürülmüştür.[11]

OKB’nin hayat kalitesini düşürmesi

OKB’nin özel ve sosyal hayatta ve iş yaşamında ciddi zorluklar yarattığı pek tabii tahmin edilebilir. Bunlardan bazılarını az önce örneklendirerek anlattım: Zaman ve enerji kaybı, duygusal zorlanmalar, gerginlikler, tatmin olamama gibi durumlar. Fakat, bu hastalığın doğurabileceği önemli bir durum daha mevcut: Güvensiz bağlanma. Bu, biyolojik olarak edinilmiş motivasyon sistemi olarak tanımlanır. Aynı zamanda, kişinin algısını, beklentilerini, bireysel özelliklerini kısacası tüm hayatını belirlemektedir. Bu terim, kişinin güvenli alanda kalarak güvensizliği garanti etmesi olarak yorumlanabilir. Bu ne demek? Misal, çocukken ailesi tarafından şiddet gören bir çocuk büyüdüğü zaman-bu özellikten hoşlanmasa da-yine şiddet göreceğini bildiği/şiddet gördüğü kişilerle duygusal ilişki kurabilirler. Çünkü şiddet onların bildiği bir ortam ve ne kadar zor olursa olsun onunla bir şekilde baş etmeyi öğrenmiştir. Bununla birlikte bu kişilere bağlanma eğilimi gösterirler; bağlandıkları kişiler ise benzer şekilde psikolojik sorunlara sahip (örneğin narsist) bireyler olabilmektedir.[12].[13]

OKB tedavi edilebilir mi?

OKB için yaygın olarak iki temel tedavi yöntemine başvurulmaktadır. Bunlardan birincisi, ilaçlardır. Burada psikiyatristler, hastalık seviyesine göre ilaç türünü ve dozunu belirlemektedir. İkinci yöntem ise psikolojik terapilerdir. Bu terapi süreci genel hatlarıyla birbirine benzese de bünyesinde kişiye özel ihtiyaçları barındırmaktadır. Bu kişisel faktörler OKB’nin derecesiyle birlikte, tedavinin sonucunu hatta tedaviyi tamamlama durumunu da etkilemektedir.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Kognitif (bilişsel) terapiler, bu hastalık adına sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu doğrultuda terapistler, OKB için tasarlanan bilişsel terapilerde, bireyi istemediği (çöpe dokunma) durumlara maruz bırakır ve kişinin kompülsiyonlarını (dokunmaktan kaçınma ve elini yıkama isteği) engeller. Bu noktada hastanın tepkisi çok önemlidir. Araştırmalar, görevlerini yerine getiren ve tedaviden vazgeçmeyen bireylerin semptomlarında önemli derecede azalma olduğunu göstermektedir.[2].[12], [2]

Avantajları yok mu?

Şimdiye kadar hep kötü durumlardan bahsettik. Biraz da hastalığın, kişinin öz farkındalığı ile başarılı işler çıkarabileceğinden bahsedelim. OKB’ye sahip bireyler yaptığı işleri yeterli görmeyip daha iyisini hazırlama, işlerini geliştirme eğilimindedirler. Bu hastalığa sahip pek çok sanatçı, bilim insanı ve siyasi liderler var. Örneğin, evrim teorisinin kurucusu Charles Darwin’in, Albert Einstein’in, Stephen Hawking’in, Bethoveen’in de bu hastalıktan muzdarip olduğunu ileri süren kaynaklar mevcut.[14].[15] Günümüz sanatçılarından Leonardo DiCaprio da OKB’ye sahip olduğunu açıklamıştır. Yaşadığı olumsuz deneyimleri anlatan Leonardo, ilaç ve terapi desteğiyle, bu sorunların üstesinden geldiğini belirtmiştir.[16], [17] Görüldüğü gibi, bu insanlar her ne kadar acı çekseler de, bu hastalığın engelinde kaybolmayıp, istikrarlı bir şekilde ilgi duyduğu alanların peşinde giderek, bilgi ve bilinçlerini arttırmış ve sonunda başarıya ulaşabilmiş bireyler olmuşlardır. Bir çeşit krizi fırsata çevirmek de diyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Ben OKB’li miyim?

İçinizden şunu düşünebilirsiniz: ‘’Eee, ben de çizgiye basmıyorum veya bende de bunlardan bazıları oluyor. Şimdi benim obsesif kompülsif bozukluğum mu var?’’ Tabii ki tek koşul sizin bir takıntınız olması değil. Pek çok kişi böyle ufak tefek düşüncelere sahip olabilir. Bu söyleyeceğim bir teşhis yöntemi gibi algılanmasın-çünkü biz hekim değiliz- ancak hastalıkla normali ayıran en önemli çizgi, sizin buna ne kadar zaman harcadığınız ve davranışınız bölündüğünde nasıl tepki verdiğinizdir (tic toc, filmin başında sürekli eve dönen kadın)[7]- (Bu sahnede kahramanımız, evden ayrılırken yapması gerekenleri yaptığından emin olamayıp uzak mesafelerden defalarca kez geri dönüyor. Burada kontrol etme obsesyonu olduğunu görüyoruz).

Bir karşılaştırma yapalım. OKB’li birey ve bu hastalığa sahip olmayan bir kişi eşit fiziksel şartlara sahip bir yolda araba sürmekte olsun. İkisinin de zihninde, sağ taraftaki ağacın kenarında oturan amcanın üstüne arabayı sürme fikri belirdiğini varsayalım. OKB’li olmayan arkadaşımız ‘ne saçma bir düşünce, niye böyle bir şey yapayım ki’ der ve yoluna devam eder. OKB’li bireyler ise ‘’Ben bunu düşündüğüme göre potansiyel bir katilim, ne kadar kötü biriyim. Elimdeki imkânların hiçbirini hak etmiyorum’ der ve tüm gününü belki de uzunca süresini pişmanlıkla geçirir. O anlık yeterince tatmin olmaz ise, arabadan inip ağacın kenarında oturan amcaya, mutlu olabileceği bir şeyler hediye edebilir. Bu kendince bir ‘af dileme’ şeklidir. Benzer şekilde, videonun başında da bahsettiğim temizlik kompülsiyonuna dahil olan, el yıkama eylemi karşılaştırması yapalım. Eğer elinizi iyi yıkamadıysanız, ikinciye ihtiyaç duyabilirsiniz; bu beklenen bir davranıştır. Dolayısıyla ilk seferde düzgün bir şekilde yıkadıysanız, ikinciye gerek duymazsınız. Ancak, elinizi sekiz defa düzgün bir şekilde (ya da ihtiyacınız olmadığında bile) yıkadıysanız, orada normal gitmeyen bazı durumların olduğunu fark edebilirsiniz.

Sonuç ve son söz

Tüm Reklamları Kapat

Özetlemek gerekirse OKB, kişinin huzursuzluğunu, öfkesini veya anksiyete nöbetlerini katlayan; buna bağlı olarak iş ve sosyal hayatını etkileyerek, yaşam kalitesini düşüren bir kısır döngüye dönüşebilen bir hastalıktır. Bahsettiğim davranışlar, dışarıdan bakıldığında bu hastalığa sahip olmayan insanlara saçma, anlamsız veya komik gelebilir. Zaman zaman bunun kendilerine komik geldiğini söyleyen OKB’li bireyler de vardır. Fakat onlar için bu durum, işkenceden farksızdır. Hem de hiç bitmeyen bir işkence…

İlginç olan kısım ise, bazı araştırmacılar, bu hastalığa sahip bireylerin önemli kısmının, farkında olsalar dahi uzmanlardan yardım istemediğini belirtmişlerdir.[18] Belki bu video, öz farkındalığı arttırmak, hastalığı tanımak, onunla baş edebilmek ve bunu avantaja dönüştürebilmek için bir fırsat olabilir. Darwin’i hatırlayın…

Okundu Olarak İşaretle
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 2
  • Tebrikler! 2
  • Bilim Budur! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/03/2025 16:58:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13384

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close