İç Dünyamda Yarattığım Paralel Evrenler Üzerine Deneyimlerim

- Blog Yazısı
Merhaba. Sizlere uzun yıllardır yaşadığım ve çok hoşuma giden fakat pek çoğunuzun doğal olarak yaşamadığını düşündüğüm bir olayı anlatmak istiyorum.
Ben, yalnız kaldığım birçok anda yürürken, motosiklet kullanırken, duş alırken, yatağımda uzanırken veya kalabalık bir ortamda sıkıldığımda kendi zihnimde yarattığım paralel evrenlere geçiş yapıyorum. Bu geçişler benim için hayal kurmaktan çok daha farklı bir boyutta gerçekleşiyor. Çünkü bu evrenler, sadece birkaç saniyelik sahnelerden oluşan uçucu imgeler değil; içlerinde tutarlı bir zaman akışı, karakter gelişimi, olay örgüsü ve devamlılık barındırıyor.
Bu süreçler tamamen bilincimin açık olduğu durumlarda yaşanıyor. Gözlerimi kapatmama veya transa geçmeme gerek kalmadan, gerçek dünya ile temasımı kesmeden, aynı anda zihnimde aktif olarak o dünyalara geçiş yapabiliyorum. Bu evrenler benim için yalnızca birer kaçış değil; düzenli olarak gelişen, yaşayan, kendi içinde büyüyen sistemler hâline geliyor.
Hikâyelerin Yapısı
Her yarattığım hikâyenin kendi iç kuralları, karakterleri ve ilerleyişi var. Bir hikâyede büyük bir şirketin patronu olabiliyorum. Başka bir tanesinde bir büyücü olarak farklı halklara hükmediyor ya da onları koruyorum. Bir hikâyede tamamen bilimkurgu temalı bir evrende yaşıyorum, başka bir hikâyede ise daha gerçekçi bir sosyal yapının içindeyim.
Bu hikâyeler sadece tek bir olaydan ibaret kalmıyor. Tıpkı diziler gibi sezon sezon ilerleyebiliyor. Bazı hikâyeler aralıklarla aylarca devam ediyor. Örneğin bir hikâyeyi 5-6 ay boyunca, arada gerçek hayatla ilgilenip, sonra tekrar o evrene döndüğümde kaldığım yerden devam ettiriyorum. Çoğunlukla kaldığım noktayı zihnimde unutmadığım için hikâyeye doğal bir devamlılıkla girebiliyorum. Unutsam bile, hikâyenin içinde birkaç dakika geçirdikten sonra olay örgüsü kendiliğinden olması gereken forma kavuşuyor.
Karakterler
Bu evrenlerdeki karakterler sadece sahne dekorları değil. Her karakterin kendi kişiliği, geçmişi, hedefleri ve duygusal dünyası var. Bu karakterleri çoğunlukla ben tasarlıyorum; geçmişlerini, özelliklerini, motivasyonlarını birkaç saniye içinde zihnimde hızlıca kurgulayıp hikâyeye dahil ediyorum.
Ancak her zaman tam bir kontrolüm olmuyor. Bazen karakterler, kendi özgür iradeleri varmış gibi davranıyorlar. Ben müdahale etmeden yeni diyaloglar başlatabiliyorlar veya olaylara beklemediğim tepkiler verebiliyorlar. Örneğin bir hikâyemde Mia adında bir karakter vardı. Onu ben yaratmıştım. Ama bir gün Mia’nın babası, hikâyeye kendiliğinden girdi. Şirket binasına gelip bana hesap sormaya başladı. O karakteri yaratmak veya onu bu şekilde kullanmak gibi bir niyetim yoktu. Ama olaylar doğal akışta gelişti ve ben de onun hikâyeye girişini kabul etmek zorunda kaldım.
Bu tür durumlar, yarattığım evrenlerin yalnızca hayal değil, bir tür içsel organizma gibi yaşadığını gösteriyor.
Evrenler Arası Geçişler
Bazen bir karakter, bir evrenden başka bir evrene geçiş yapabiliyor. Örneğin büyücü olduğum bir hikâyedeki bir karakter, bambaşka bir modern dünyaya adapte olup yeni bir rolde hikâyeye dahil olabiliyor. Bu geçişler bazen benim isteğimle oluyor; bazen karakterin doğal gelişimi buna zemin hazırlıyor.
Bu durum, farklı evrenlerin zihnimde tamamen izole değil, birbirleriyle geçirgen sınırları olan yapılar şeklinde var olduğunu gösteriyor. Bazı karakterler bir evrende bitip başka bir evrende yeniden doğabiliyorlar, farklı geçmişlerle veya karakter değişimleriyle. Ancak her durumda, bu geçişlerin iç tutarlılığı korunuyor. Yani karakterler rastgele değişmiyor; kimliklerini, davranış biçimlerini ve duygusal dinamiklerini yeni evrene uyumlu şekilde taşıyorlar.
Gerçeklik Algısı ve Kontrol
Bu süreçlerde gerçeklik algım bozulmuyor. Gerçek dünya ile bağlantım kesilmiyor. Yani yürüyüş yaparken, motor sürerken, duş alırken hem çevremdeki gerçek dünyayı algılayabiliyor hem de iç dünyamdaki evrenlerde aktif olarak bulunabiliyorum.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İstersem hemen çıkabiliyorum. Dışsal bir tehlike, dikkat gerektiren bir olay olduğunda anında iç dünyadan ayrılıp gerçek dünyaya tam odaklı dönebiliyorum. Bu geçişler üzerinde tam kontrolüm var.
Aynı anda birden fazla hikâye zihnimde işleyebiliyor. Örneğin, bir evrende patron olduğum hikâye devam ederken, başka bir evrende büyücü olduğum hikâye de ilerleyebiliyor. Bazen bu evrenler birbiriyle temas ediyor; bazen tamamen bağımsız yollarına devam ediyorlar. Zihnim bu iki ya da daha fazla evreni aynı anda senkronize şekilde işleyebiliyor.
Duygusal Etkiler ve Fonksiyon
Bu evrenler bana ciddi bir duygusal denge sağladı. Özellikle gerçek hayatta yaşadığım ağır duygusal acılar (aşk acısı, yalnızlık, kaygı) bu evrenlere geçerek daha katlanılabilir hale geldi. Olaylardan kaçmadım, onlarla bu iç dünyalar aracılığıyla başa çıktım.
Örneğin ağır bir aşk acısı döneminde, iç dünyamda bambaşka bir hikâyeye girerek kendimi güçlü bir lider, sevilen bir figür, anlamlı bir role sahip bir birey gibi kurguladım. Bu süreç, gerçek hayattaki kırılganlığımdan kaçmak değil, ona alternatif bir duygusal yapı kurmak oldu. Kendimi yeniden tanımlamak için bu evrenleri kullandım.
Yani bu mekanizma sadece eğlence veya zaman geçirme değil; bilinçli bir duygusal düzenleme ve psikolojik dengeleme aracı olarak çalıştı.
Neden Yazıyorum?
Bu deneyimlerimi yazmaktaki amacım, kendi zihnimin çalışma şeklini anlamaya çalışan bilim insanlarına veya bu tarz deneyimleri yaşayan başka bireylere ışık tutmak.
Ben bir psikiyatrist ya da bir bilim insanı değilim. Bu yazı akademik bir çalışma iddiası taşımıyor. Ancak yaşadıklarımın detayları, hem bilişsel bilim, hem psikoloji, hem de bilinç araştırmaları açısından incelenmeye değer olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bu deneyim:
- Hayal kurmadan çok daha organize ve sistemli,
- Gerçeklik algısını bozmadan paralel evrenlerde yaşamayı kapsayan,
- Karakterlerin ve hikâyelerin kendiliğinden gelişebildiği,
- Farklı evrenlerin bilinçli şekilde senkronize edilebildiği,
- Duygusal düzenleme amacıyla kullanılan,

- Uzun süreli devamlılığa sahip bir bilinç aktivitesidir.
Bu nedenlerle bu fenomenin klasik hayal kurmadan, maladaptif daydreaming gibi patolojik yapılardan veya sıradan kreatif yazım süreçlerinden ayrıldığını düşünüyorum. Ve eğer bu durum bilimsel merak uyandırırsa, üzerinde düşünülmesi gerektiğine inanıyorum.
Sonuç olarak;
Benim iç dünyamda yarattığım evrenler, sadece kaçış alanları değil, kendi içinde yaşayan, gelişen, bağlantılı ve duygusal etkileşimli yapılardır. Bu yapılar benim yaşamımla birlikte büyüyor, değişiyor, şekil alıyor. Ve ben bu evrenlerde yaşarken, gerçek hayatta daha dayanıklı, daha umutlu ve daha yaratıcı bir birey olabiliyorum.
Eğer bu yaşadıklarım bilimsel açıdan incelenmeye değer bulunursa, bu, iç dünyaların ne kadar büyük bir rol oynayabileceğini anlamamız için yeni bir kapı aralayabilir.
Teşekkür ederim.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/04/2025 18:45:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20481
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.