Cumhuriyet | Türkiye'de Ne Zorluklarda Kuruldu ve Bu Ülke Nasıl Doğdu?
Cumhuriyet
El orden mundial
- Blog Yazısı
Cumhuriyet | Türkiye'de Ne Zorluklarda Kuruldu ve Bu Ülke Nasıl Doğdu?
Giriş: Bir İmparatorluğun Küllerinden Doğdu
Tarihin akışı içinde, bazı milletlerin varoluş mücadelesi, sadece bir toprak parçasını savunmasındanda ötesi bir ulusun ruhen ve siyaseten yeniden tanımlanması anlamına geliyoe Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda böyle bir destandır Mustafa Kemal Atatürk Arkadaşları ve askerlerinin başarısı hatta destanıdir
1918 yılında Birinci Dünya Savaşı’ndan yenilmis ve bozguna ugramis Osmanlı İmparatorluğu’nun bıraktığı miras, sadece çökmüş bir ekonomi ve bakımsız şehirler değil aynı zamanda işgal edilmiş topraklar parçalanma tehlikesi ve umutsuzluğa düşmüş fakir bir halk idi
Cumhuriyet işte bu en karanlık anda var olmanın imkansız göründüğü bir dönemde filizlenmis bir çiçek gibi doğdu Bu ülkenin kuruluşu "Millî Mücadele" adı verilen topyekûn bir direniş ve ardından gelen devrimler serisidir sözde senin "Atan" ne yaptı diyen aptalların anlayamadığı devrimler
Kuruluşun Eşsiz Zorlukları: Beş Cephede Savaş
Türkiye Cumhuriyeti, tarihte ender rastlanmış aynı anda birden fazla düşmanla mücadele ederek kurulmuştur Osmanlı'nın Düştüğünü Gören Düşmanlara Bir Işık Doğmuş ve Zorluklar cephedeki düşmanlardan çok daha fazlaydı:
1. Askerî ve Siyasî İşgal
Mondros Mütarekesi (1918) sonrasında vatan toprakları fiilen işgal edilmiş İngilizler Fransızlar İtalyanlar ve Yunanlar Anadolu'yu paylaşma planları yapmış 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması ile Türk Milletine yalnızca küçük bir Orta Anadolu coğrafyası bırakılmak isteniyordu Bu sadece sınırların daraltılması değil bir ulusun bağımsızlık hakkının gaspedilmesiydi tabii ki bu ülkelerin Mustafa Kemal Paşayı beklemiyordu.
2. Ekonomik Yıkım ve Yoksulluk
Dört yıl süren I. Dünya Savaşının ardından ülke ekonomisi tamamen çökmüş Halk yoksul üretim durmuş denebilecek kadar az ve sanayi yok denecek kadar azdı Ordu Kurtuluş Savaşını sürdürürken mühimmat, giyim ve yiyecek ihtiyacını karşılamak için "Tekâlif-i Millîye Emirleri" ile halkın son kaynaklarına başvurmak zorunda kalınmıştı Devlet eıfırdan ve halkın fedakarlığıyla kurulmuştur
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
3. Siyasî İkilik ve Otorite Boşluğu
Ankarada Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (23 Nisan 1920) ile İstanbuldaki Osmanlı Hükümeti ve Saray iki ayrı otoriteyi temsil ediyordu. TBMM sadece düşmana karşı savaşmakla kalmadı aynı zamanda meşruiyetini sorgulayan ve işgal güçleriyle işbirliği yapan eski rejimin unsurlarıyla da mücadele etmek zorunda kaldı. Saltanatın kaldırılması (1922) bu iç siyasî mücadelenin kesin sonucu
4. Cehalet ve Geri Kalmışlık Türk Halkının O zamanlarda Ve Hâlâ savaştığı Cehalet;
Savaşın ve imparatorluk düzeninin mirası olarak halkın büyük çoğunluğu okuma yazma bilmiyor %70 kadarı okuma yazma bilmiyor tabiiki bu bir oran bir varsayim ve Eğitim, sağlık ve çağdaşlaşma adına atılacak her adım önce bu büyük cehalet duvarını aşmayı gerektiriyordu Cumhuriyet sadece bağımsızlık değil aynı zamanda bir aydınlanma projesi olarak doğdu.
Ülke Nasıl Kuruldu? "Ya İstiklal Ya Ölüm!"
Cumhuriyetin kuruluş süreci, bir dâhinin vizyonu, milletin azmi ve demokratik bir kararlılığın ürünüdür:
1. Millî Uyanış (1919)
Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkması, Millî Mücadele'nin başlangıç fitilini ateşledi. Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ilkesi ilan edildi. Bu, egemenliğin şahıstan alınıp ulusa verilmesinin ilk siyasî manifestosuydu.
2. Ulusal İrade Mecliste (1920)
23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması, ulusal egemenliğin somutlaştığı andır. Bu Meclis, hem yasama, hem yürütme hem de yargı gücünü elinde tutan bir "Kurucu Meclis" işlevi görmüş, Kurtuluş Savaşı'nı yönetmiştir. Bu adım, daha cumhuriyet ilan edilmeden bile, rejimin temelinin milli iradeye dayandığını gösteriyordu.
3. Askerî Zafer ve Bağımsızlığın Tescili (1921-1923)
İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz zaferleri, işgalci güçleri Anadolu'dan kovdu. Bu askerî başarılar, 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması ile taçlandırıldı. Lozan, yeni Türk Devleti'nin uluslararası alanda bağımsızlığını ve Misak-ı Millî sınırlarını resmen tescil eden, tarihin en zorlu siyasî zaferlerinden biridir.
4. Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Lozan ile bağımsızlık kazanılmıştı, ancak devletin yönetim şekli belirsizdi. Meclis Hükümeti sistemi, hızlı ve etkili kararlar almayı zorlaştırıyordu. 29 Ekim 1923'te, Mustafa Kemal Paşa'nın Anayasa değişikliği teklifiyle "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyettir" maddesi kabul edildi. Bu ilan, sadece bir yönetim biçimi değişikliği değil; kurtuluşun ve bağımsızlığın siyasî finali ve Türk Milleti'nin kendini yeni bir çağda tanımlayışının resmi başlangıcıydı.
Sonuç
Türkiye Cumhuriyeti, yokluktan, işgalden, yoksulluktan ve umutsuzluktan doğmuştur. Bu, sadece bir savaşın kazanılması değil, aydınlanma, akıl ve ulusal egemenlik ilkelerinin, Orta Çağ kurumları ve dış güçler karşısında zaferidir. Türkiye Cumhuriyeti, en zor şartlarda dahi, bir milletin kendi kaderini eline alabileceğini, aydınlık bir geleceği azimle inşa edebileceğini kanıtlayan, dünya tarihinin en ilham verici kuruluş hikayelerinden biridir.
Bu miras, bugün de her Türk vatandaşının omuzlarında taşıdığı, korunması ve daima ileri taşınması gereken değerli bir emanettir
Ve şunları söyleyerek son sözlerini noktalamak istiyorum ki bu ülkede Atatürk vahdettinin en güvendiği adam ve en sadık zannettiği adamdı Vahdettine göre ONEMLİ OLAN HALK DEĞİL Osmanoğlu idi onun rahat ve sarayda yaşaması yeterdi ama Atatürk cumhuriyetçi özgürlükçü liberal bir demokrat ve bir lider bir bilim aşığı ve herşeyden önce bir savaş dahisi idi Çanakkale'de Bitlis'te yaptıkları paha biçilmez derece kıymetliydi ve unutmayın bu adam çocukluğu hariç milleti için her saniyesini vermiş bir adam ihanet etmeyin Atatürk'e saygı duymak hatta sevmek bile zorundasınız
Unutmayın bu ülkeyi Mustafa Kemal boğazında idam fermanı ile kurdu yapılamayacak ve imkansız diye birşey yoktur çaba gerekir çabada kadere aşıktır
Son kez şiir yazıyorum buraya
Mâzursun Ey Türk Gençliği, mâzursun,
Kalbinde yanan o büyük idealden
Bir devrin yüküyle yoğrulan ruhun
Yükselmek arzusu kutlu bir emelden
Atanın sesidir kulaklarında çınlayan,
"Muasır medeniyet" der "yükselin!"
Durmak yok, yorgunluk bilmezsin sen
Çağdaş Medeniyetler üstüne çıkmaya yeminlisin
Bilimin ışığı yolunu aydınlatır
Fende sanatta her alanda hedefin en zirve
Tarihten aldığın güç geleceğe fırlatır
Seninle var olacak o büyük tasvir
Mazursun çünkü mirasın ağır
Yüzyıllık bir destanın onuru sende
Fırtınalar kopsa da, gönlün sağlam ağır
Yurdun gözü umudu beklediği yükselende
Gönlün temiz alnın ak bileğin kuvvetli olsun
Mazursun o büyük gayretinle koş!
Seninle yeşerecek bu topraklar bu ulus
Hedef belli En üste! Sen bu yolda coş!
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/10/2025 18:35:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21694
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.