Canlılığın Kökenleri: Abiyogenez ve İlk Canlılar (Taştan Farkımız Ne)

- Blog Yazısı
Çoğumuzun canlılığın ne demek olduğunu, bende olan ama bir taşta olmayan şeyin ne olduğunu düşünmüşüzdür. Ben de bunu merak ettim ve bir araştırma yaptım. Öncelikle belirtmeliyim ki bilimsel olarak canlılığın net bir tanımı olmadığı gibi bazı bilim insanlarının bizim organik temelli, yapay zekanın silikon temelli canlılar olduğuna dair görüşleri bulunmaktadır. Canlı olarak tanımlayabileceğimiz ilk canlının nasıl ortaya çıktığı ile ilgili bilim camiasında net bir cevap yoktur ve bu soru bilimin henüz cevap veremediği temel sorulardan biridir. Bilimde cansız bir varlığın canlı bir varlığa dönüşmesi sürecine Abiyogenez yani yaşamın kökeni denir. Abiyogenezin ne olduğunu anlatmadan önce bilimsel bilginin değişebilir olduğunu fakat elimizdeki bilgiyle yaratabileceğimiz en iyi teorinin bu olduğunu söylemem gerek
Bir taş ve bir insan arasındaki en büyük temel fark taşı oluşturan yapıların inorganik, bizi oluşturanların ise organik maddeler (yapısında karbon bulunan) olmasıdır. Amino asitler, Proteinler gibi tüm yapıların içeriğinde karbonlar bulunur. Yaşamın kökenini bulmak istiyorsak öncelikle amino asit ve proteinlerin nasıl oluştuğunu anlamak zorundayız
1953 senesinde Stanley Miller ve Harold Urey, elektriksel şoklarla basit gaz karışımlarını uyararak amino asitler ve organik bileşikler oluşturmayı başarmıştır. Dünya’nın oluşumunun erken dönemlerinde atmosferinde metan, amonyak, su buharı ve hidrojen gibi basit gazlar bulunuyordu. Bu gazlar volkanik patlamalar, yıldız ışımaları ve hidrotermal bacalar gibi enerji kaynakları ile etkileşime girererek daha karmaşık moleküllere dönüşebildiler. Sonrasında oluşan kimyasal bileşikler okyanuslar veya başka bir su ortamında birikmeye başladı. Bu moleküller zamanla polimerleşti (küçük moleküller büyük molekülleri dönüştü). Örneğin amino asitler proteinlere, nükleik asitler DNA ve RNA’ya dönüştü. Organik molekülün kendini çevrelerinden ayıran zar benzeri yapıların etrafında kümelenmesiyle oluşan yapılara Protobiyolojik yapı denir. Bu yapılar, enerji değiş tokuşu ve bazı kimyasal reaksiyonlar için uygun bir ortam sunarak ilk canlı hücrelerin temelini attı
İlk canlı hücre ve genetik materyal oluştuktan sonra hücreler kendini çoğaltabilmeye; hücresel yapıya sahip olma, metabolizma, üreme, enerji dönüşümü gibi işlevleri yerine getirmeye başladı. Evrimsel süreç devam ettikçe de denizlerde ilk bakteriler ortaya çıktı. Ardından tek hücreli canlılar çok hücreli canlılara onlar da daha karmaşık organizmalara evrimleşti (Evrim bir doğa yasasıdır, evrim teorisi ise onun nasıl gerçekleştiğini açıklamak için ortaya atılan bir teoridir). Değişen yaşam koşullarına ayak uydurabilenler hayatta kaldı ve onların genleri de kendi nesillerine aktarıldı. Bu sayede canlılık hiçbir zaman yok olmadı
Canlılık tarihi boyunca beş büyük kitlesel yok oluş yaşandı
1-Ordovisyen - Siluri (433 Milyon Yıl Önce): Nedeni buzul çağının başlaması, deniz seviyesinin düşmesi. Deniz türlerinin yaklaşık %85’i yok oldu. Bu yok oluş karbondioksit seviyelerinin değişmesi ve buzul çağının bitmesiyle sona erdi
2-Geç Devoniyen (372 Milyon Yıl Önce): Deniz seviyelerindeki dalgalanmalar, bitkilerin karalara çıkmasıyla oluşan karbondioksit yetersizliği ve okyanuslardaki oksijen eksikliği nedeniyle yaşandı. Deniz türlerinin %75’i yok oldu. Okyanus yaşamı büyük zarar aldı ve ekosistem dengesi değişti
3-Permiyen - Triyas (252 Milyon Yıl Önce): Sibiryadaki volkanik patlamalar, atmosferdeki karbondioksit seviyesinin yükselmesi, sera etkisi, okyanuslarda metan gazı salınımı nedenleriyle ortaya çıktı. Kara türlerinin %70’i, tüm canlı türlerinin ise %96’sı yok oldu (Böceklerin bilinen tek kitlesel yok oluşu). Bu Dünya tarihindeki en ölümcül kitlesel yok oluştu, ekosistemin yeniden yapılanması milyonlarca yıl sürdü
4-Triyas - Jurya (201 Milyon Yıl Önce): Atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin artışı, volkanik aktiviteler, Pangea’nın parçalanması, iklim değişikliği ve deniz seviyesindeki dalgalanmalar sonucu yaşandı. Deniz türlerinin %76’sı ve bazı büyük kara sürüngenleri yok oldu. Bu yok oluş dinazorların baskın hale gelmesine yol açtı
5-Kretase - Paleojen (66 Milyon Yıl Önce): Meksika’daki Chicxulub Krateri’ni oluşturan bir astreoidin Dünya’ya çarpması, atmosferdeki toz ve partiküllerin artışı (Güneş ışınları engellendi, iklim değişikliği yaşandı) ve volkanik patlamalar sonucu yaşandı. Tüm türlerin %75’i yok oldu. Dinazorlar (kuşlar hariç) tamamen yok oldu. Deniz canlıları ve bitkiler büyük zarar gördü. Memeliler, kuşlar ve çiçekli bitkiler gibi türler oluşan yeni ekosistemde baskın hale geldi
Bilim adamlarına göre günümüzde doğanın tahribatı, iklim değişikliği, aşırı avlanma gibi insan kaynaklı nedenlerle altıncı yok oluşun başladığını düşünüyorlar. Diğer yok oluşlarda Dünya’ya hakim olduğunu zannedenlerin sonu gelmişti. Bizimkinin gelmeyeceğine dair bir güvencemiz yok. Erkenden önlemlerimizi almazsak bizim sonumuz da bizden öncekiler gibi olabilir
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/04/2025 15:34:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19142
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.