Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Bilgiye Aşık Gençler, Sorgulayan Gençler ve diğerleri

15 dakika
125
Bilgiye Aşık Gençler, Sorgulayan Gençler ve diğerleri
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

BİLGİYE AŞIK GENÇLER

TÜRKİYE'DE GENÇLERİN BİLGİYE MERAKI

Türkiye'de gençlerin bir kısmı hayatı 15 saniyelik videolarda geçen tek hobisi oyun oynamak isteyen gençlerin bolca olduğu kadar gündelik hayatta hiç bir işine yaramayacak lakin sırf bilgiye olan aşkı sayesinde o bilgiyi bilmeye çalışan gençler de var misal nitelikli her lisede her sınıfta en az bir iki kişi Dünyadaki tüm ada devletleri sayabilecek kadar coğrafi bilgiye sahip olanlar var tarih konusunda ders kitaplarından daha iyi bilgiye sahip olan gençler de var ama bu gençler bilgisini kullanamıyor çünkü liselerde bazen ortaokul 1. sınıf basitliğinde konular işleniyor bu gençler bu bilgiyi zaten çok önceden bildiğinden mütevellit derslerden kopuyor önemli olan bu gençleri kullanabilmek ama bu gençlerin önünde çok büyük ama aşması çok kolay bir engel var

Tüm Reklamları Kapat

NEDİR BU ENGELLER?

SORGULAMA KORKUSU

a) DİNİN SORGULAMADAKİ ETKİSİ: Bu bilgiye aşık adeta bilgi için yaşayan gençlerin bu büyük sorgulama alanındaki korkularının bir çok sebebi var ama asıl sorun sayın Sedat Peker’in insanları güldüren ondan kork bundan kork konuşması gibi çünkü bu çocuklar aslında fikirsel olarak kendi ailelerinin birer yansıması eğer ailesi solcuysa o da solcu sağcıysa o da sağcı olan bu gençler Türkiye’deki dinin bilim önüne geçmesi yüzünden yeni bir bilgi öğrendiklerinde yaptıkları ilk iş dini kaynaklara bakmak misal bu bilgiye aşık çocukların önemli bir kısmı evrim teorisine inanmıyor hatta inanlarla dalga geçiyor ben bir çok kez yaşıtlarımla kavga ettim tüm dünyada kabul gören teori Türkiye’de sorgulanıyor bu büyük bir saçmalık.

b) KENDİNİ ÜSTÜN GÖRMEDE SORGULAMANIN ETKİSİ:

Tüm Reklamları Kapat

Bu gençler kendilerini üstün görüyorlar diğer gençleri küçümsüyorlar bundan mütevellittir ki bu gençler manipülasyona çok müsait çünkü eğer bu gençlerin bilgisine güvendiği biri olursanız tahsilinizin tamamen dışında bir konuda ve hatalı bir teoride bulunsanız dahi bu gençlerin sizin teorinize sanki evrensel bir kanun gibi alır ve kimse bunu değiştiremez çünkü kimsenin karşısında aslında bu konuda bir araştırma yapmadığını sadece 15 dakikalık bir video izlediğini itiraf edemez. Eğer böyle derse karşısındakine karşı bir aptal olarak izlenim vereceğini düşünür bu gençler bir fikri bilip sorgulamazlar o fikri benimserler ve bu benimseme bu bilgiye aşık gençlerin olduğu yerde saymasında ileriye götüremez.

SORGULAMAMA

Bu bilgiye aşık gençler sorgulamayı bilmiyorlar tek bildikleri şey bilgiyi kafaya atıp bilginin kölesi olmak ama bilgiyi kendilerine köle yapmayı yani sorgulayıp bilgiye ait tüm tezleri ya da anti tezleri bilmeden sadece tek cümlelik sonucu biliyorlar. Uzun bir makalenin sadece sonuç bölümünü okumak gibi bilgiyi Google ye girerek orda çıkan kısa arama sonucunu okumak ya da 100 yıllık bir gelişmenin sonucu olan bilgiyi sadece 15 dakikalık bir videodan öğrendiğini sanan bu gençliğin kendi fikri yoktur. Eğer bu gençlerden biriyle karşılaşırsanız onlara bir konu hakkındaki fikrini sorun, hiçbir cevap veremeyeceğine yemin edebilirim ama eğer 15 dakikalık bir video izlediyse o 15 dakikalık videodaki sunucunun fikriyle aynı fikri verebilir ama bir video izlemediyse sadece susup oturur. Bu arada buradan benim Türkiye'de bilimsel içeriklere karşı çıktığım zannedilmesin aksine bu insanlar çok kutsal bir iş yapıyor aynı bir öğretmen gibi hatta çoğu zaman öğretmenden de öte. Bu bilimsel içerik üreticiler önce yeni çıkan gelişmeyi misal yeni çıkan bir makaleyi özetleyerek anlatıyor sonra kendi fikrini sunuyor bu işi yapan herkes bir öğretmenle eşdeğerdir benim için lakin sorun onlarda değil onları izleyen yahut dinleyen bilgiye aşık gençler izleyip yahut dinledikten sonra bu içeriği sunan adamın özellikle bakıp okumalarını rica ettikleri makaleyi okumaları için videonun altına linkini dahi bıraktığı makaleyi okumuyor ve bu bilimsel tartışmayı sadece bir kişinin fikriyle bildiklerini sanıyorlar. Bunun bir çok sebebi olur ama bence en bunun en büyük sorunlarından biri günümüzdeki "fast" kültürü misal fast food, sosyal medyalarda 7 saniyelik videolar, kolay para kazanma vb. gibi her şeyin kısa ve hızlı olabileceğini zanneden bu gençler bir yerden sonra uzun ve zahmetli olan işlerden kaçınmaktadır. Bu bilgiye aşık gençlere sorun bildiği bilgi hakkında kaç kitap yahut kaç makale okudu? kaç tane karşıt fikri dinledi ya da okudu? Ben size söyleyeyim bir çoğu hiç diyecek ama işte o size teker teker okuduğu makaleleri sayan o nadir gençler Türkiye’nin gelecekte dünyaya maal olacak profesörleri arasına girer çünkü bu gençlerden çok az var.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

AKRAN ZORBALIĞI VE POPÜLER KÜLTÜRE YETIŞEMEME KORKUSU

Akran zorbalığı ve popüler kültüre yetişememe korkusunu aynı başlık altına aldım çünkü aslında birbirine bağlı iki başlık, anlattıktan sonra anlayacaksınız.

a) POPÜLER KÜLTÜRE YETİŞEMEME KORKUSU

Bu bilgiye aşık gençler özellikle bu nadir dediğim sorgulayan bilgiye aşık gençler diğer karanları gibi vaktini 7/24 sosyal medyada yahut oyunlarda geçiremediğinden mütevellit ve ayriyeten sosyal medyanın kısa videolardan oluşmasından dolayı her gün ayrı bir olayın popülerleşmesine sebep olduğundan mütevellit bu gençler akranlarından adeta ayrı bir dünya yaşıyor. Bu ayrı dünyada kendini soyutlaştırmak istemeyen bu bilgiye aşık gençlerin sorgulamayan kısmındaki gençler vaktini biraz da sosyal medyaya ayırmak istiyor ki akranlarından ayrı bir dünya yaşamasın lakin bu bilgiye aşık gençlerin nadir dediğim kısmı kendini soyutlaştırmaktan korkmuyor çünkü kendinin doğru olanı yaptığını biliyor arkadaşsızlıktan korkmuyor yahut aynı kendisi gibi arkadaşları var eğer kendisi gibi arkadaşları varsa ve birbirlerinden farklı fikirleri varsa ne ala kendi aralarında hasbihaller dahi yapabiliyorlar ki bu arkadaş gruplarının hasbihaller yaptıklarını biliyorum.

b)AKRAN ZORBALIĞI

Tüm Reklamları Kapat

bu bilgiye aşık gençlerin tümü en az bir kere akran zorbalığına uğramıştır çünkü bu gençler her gün sosyal medyada değişen yeni konulara hakim olamıyorlar ve arkadaşları tarafından -özellikle son yıllarda çokça kullanılan- "boomer" kelimesine maruz kalıyorlar. Bu kelime sorgulamayan bilgiye aşık gençler için çok önemli çünkü bu kelimeye maruz kalmak istemiyorlar bu konuyu çok ciddi almaları vakitlerini sorgulamaya değil de sosyal medyaya ayırmalarının sebeplerinden biri lakin bu kelime sorgulayan ve vaktini sosyal medyadan uzak geçiren gençler için sorun değil ama onların çok daha fazla akran zorbalığına uğradığımı söyleyebilirim çünkü onların bir sorunu daha var. Bu gençler çok fazla makale ve bilimsel kitap okuduğu için ve bu kitapları genelde yaşlı insanlar yazdığından dolayı eski Türkçeyle yani cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türkçeyle kimi zaman da Osmanlıca kelimelerle çoğunlukla da farsça ve Arapça tamlamaları bolca kullanmalarından dolayı bunları okuyan gençlerin konuşmaları da okudukları makaleler gibi kelimelerin bir çoğunu günümüz gençlerinin anlamadığı bir kıvama geliyor ve akranları tarafından "Dedem gibi konuşuyorsun. Senin yaşında kimse o kelimeyi demiyor." gibi zorbalıklara maruz kalıyorlar.

ÇOCUKLARA SADECE EZBERLEMEYİ ÖĞRETMEK

günümüz çocuklarının en büyük dertlerinden biri eğitim sisteminin tamamen sınav öncesi bilgileri ezberle sınavda da bu bilgileri yaz ve sonra unut. Orta sondaki öğretmenimin çok iyi bir sözü var bu konuyla ilgili "Sınavdan iyi puan almak istiyorsanız söylediklerimi yiyin sınavda da kusarsınız kurtulursunuz bu bilgilerden ama en yüksek puanı almak istiyorsanız benim anlattıklarımı kafanızda hayal edin neden olduğunu düşünün önce bilgi kafanızda otursun ki ölüm döşeğinde bile sorulursa aklına gelsin bu söylediklerim." bu örnek aslında günümüz eğitim sistemini eleştiren çok iyi bir sözdür çünkü günümüz eğitim sistemi gençleri ezberlemeye teşvik ediyor ve bu da gençlerin tek islerinin araştırma yapıp kendilerini geliştirmek yerine tün gün kitap terimlerini ezberlemeye yönlendiriyor. Bu durum yüzünden gençlerimizde ezbercilik çok artmış bulunmakta. Bu ezberci çocuklar hayatlarını ezberle sınavlarda yüksek puanları alıyorlar ama sorun su ki bu çocuklar ezberledikleri şeyleri kafalarında oturtmadıkları için bilgiyi sorgulamayı bilmedikleri için bu ezberledikleri şeyleri bırakın günlük hayatta gözlemlemeyi ya da kullanmayı ezberledikleri bilgiyi ezberledikleri cümleden farklı şekilde yorumlayamıyorlar bile. Size şahit olduğum bir anı anlatayım. Öğretmenimiz bir gün o gün işleyeceğimiz konu hakkında ön hazırlıklı gelen var mı diye sordu. Bir kişi hariç kimse hazırlıklı gelmediğini söyledi ben tabi hemen gizlice kitaba bakıp öğretmene söyleyeyim diyordum ama duydukların karşısında hem şok oldum hem de çok üzüldüm. Öğretmen kıza konuyu anlatmasını istedi kız anlattığı zaman ben de tam sayfayı buldum ama iste tam o zaman şaşırdım kız yarım sayfa boyunca kitabı kelimesi kelimesine ezbere okudu. Öğretmen de buna şaşırdı ama daha sonra kızdan yorumlamasını istedi kız yine ezberlediği şeyi okuyunca öğretmen tekrar yorumlamasını istedi ve kız yeniden aynı şeyi deyince öğretmen sinirlendi ve kendisi konuyu anlatmaya başladı. Şimdi bu durumda iki seçenek var 1) Kız "yorumlama" kelimesinin anlamını bilmiyor. 2) Kızın tek bildiği şey bilgileri ezberleyip sınavlarda kusmak. Anadolu ağızıyla iki ucu tezekli değnek kimisi 2. seçenek daha iyi de kimisi 1. seçenek ama her ikisi de kötü ki bence 2. seçenek doğru seçenekti.

Tüm Reklamları Kapat

KİTAPLARA ADETA SAVAŞ AÇMA

Gençler arasında bir nevi kitaba düşmanlık var. Belki de gençler kitapları sadece öğretmenlerin ayda bir ya da iki ayda bir öğrencilere okumasını söylediği onlarında o kitapları özetini dahi okumayıp youtube'den özetini dinlediği kağıttan yapılma bazılarının kapakları karton olan şeylerdi. Ben bazen şaşıyorum insanlar tüm gün ne yapıyor da vaktini geçiriyor, sadece evde oturarak mı vakitlerini geçiriyorlar?

GENÇLERİ BİLGİYE YÖNELTME VE SORGULATMA ÇALIŞMALARI NEDEN İŞE YARAMIYOR?

Bu çalışmalar her ne kadar üst düzey liselerde çoğunlukla başarılı olan oluyor ama bu üst düzey liselerdeki çalışmalar neden başarılı ve neden diğer liselerde bu kadar işe yaramıyor? Aslında cevap çok basit. Bu üst düzey liselerin bütçeleri ve aldığı yatırımları çok fazla ayriyeten bu üst düzey liselerin bu çalışmaları artık bir kültür haline gelmiştir. Diğer liseler ise bütçelerinin kısıtlı olması, ve aldığı yatırım sadece öğrencilerden toplanan aidat olması ve bu çalışmalar kültürleşecek seviyeye gelememesi bu liselerdeki çalışmaları etkisiz yapıyor. Bu bahsettiğim üst düzey liseler belki dört belki beş lise ve bu liselerden yetişen çocuklar zaten entelektüel kısıma girdikleri için hatta entelektüel kısma hepsi dahi girse entelektüel sayısı yeterli olmayacağı için diğer liselerdeki bu çalışmaların yapılması büyük önem arz eder. Şimdi gelelim bu üst düzey olmayan liseler neden bu çalışmalarda geride? Çünkü bu liseler çalışmaları için parayı devletten almak zorundalar ve devlet para vermeden önce projeyi devlete tanıtmaları gerek ve genelde bu tanıtımlar ret oyu alıyor. Bu konunun hükümetle çok ilgisi var çünkü hükümet herkesin kendileri gibi düşündüklerini sanan ve başka fikirlere kendi tabirlerince "Dine aykırı" fikirlere saygı dahi göstermediklerinden mütevellit Türkiye'de bu çalışmalar Türkiye’nin başındaki yöneticileri değişmediği sürece hep aynı şekilde devam edecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Murdo - Postacı Soruşturması

Selam, ben Murdo, hani şu Himalayalar’da yaşayan yeti… Beni özlediniz mi?

Bu aralar bol bol mektup yazıyorum. Arkadaşlarıma, tanıdık ve tanımadıklarıma, bulutlara, rüzgâra, yağmura, hatta Güneş’e ve Ay’a!

Ah, bir de mektuplarımı dağıtan ve arkadaşım olduğunu söyleyen şu gizemli postacının kim olduğunu bir anlayabilsem…

Alex Cousseau’nun kendisine Premio Andersen ve Premio Strega gibi iki prestijli ödül kazandıran sınır tanımaz yaratıcılığı Éva Offredo’nun muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya çocukların hayal gücü kadar zengin, dönüp dönüp tekrar okuma isteği uyandıracak Murdo çıkıyor.

Devamını Göster
₺253.00
Murdo - Postacı Soruşturması

PEKİ BU ÇALIŞMALAR NASIL YAPILABİLIR?

Bu konuyu birkaç başlık altında sizlere anlatmak istiyorum.

TABLET/TELEFON DEVRİ YETİŞEN ÇOCUKLARIN GÜNÜMÜZÜN GENÇLERİ OLMASI

Öncelikle neden tablet/telefon devri çocukları diyorum bu konuya bir açıklık getireyim. Tablet ve telefonların ilk çıktığı zaman ebeveynler çocuklarını onlarla birlikte bir oyun oynayarak vakit geçirip uyuma saatinde ise onlara kitap okuyarak uyutmaları devri bitti. Artık çocuklar ellerine verilen tablet/telefon ile direktifler veren sesli komutlarla oyun oynuyor ya da tüm gün video izliyor hatta yemek yerken dahi yemeği yedirmek için bir yandan video açıp çocuk ona odaklanmışken ağzına kaşığı sokma dahi yapılır hale geldi. Uyuma saatini hiç katmıyorum bile artık ebeveynler çocuğuna tablet/telefon verip video izleterek uyutuyorlar. Yani günümüzdeki ailelerin lise çağındaki çocuklara ellerinde hep telefon var demeleri ve suçu çocuğa atmaları çok saçma çünkü bu gençler tablet/telefon devri çocuklarının ilk örneği. Şimdilerde bazı aileler zararlı olduğunu anlayıp dikkat etse dahi o zamanlarda herkes yapıyordu bunu ve bu çocuklar aslında en büyük sorunlardan biri olarak bahsettiğim sosyal medyanın gerisinde kalma korkusunu yaşamaları çok doğal. Nasıl bir fizik profesörü fizik alanındaki gelişmeleri nasıl bir doktor tıp alanındaki gelişmeleri takip ediyorsa ve etmediği zaman kendini gelişmelerden geri kalmış görüp tedirgin oluyorsa sosyal medya da bu gençler için öyle çünkü bu gençler de o fizik profesör de doktor da hayatlarının geçtiği konuda geri kalmak istemez geri kalmış duygusunu yaşamak istemez. Bu yüzden biz bu çocukları kurtarmak için önce ailelerden başlamalıyız aileler çocuklarına bir şey söylemeden bu çocuklar sosyal medyadan kurtulamaz. Belki bu çocukların çoğunu kurtaramayacağız çünkü bazıları tüm vaktini sosyal medyada geçiriyor onlar için belki de çok geç olabilir. Yani ebeveynlerinin çocuk yetiştirmedi ki bilgisizlikleri ve kolaya kaçma istekleri bir dönemin gencini mahvetmiş olabilir ama çok daha önemli bir sorunumuz var şu anda ilkokulda olan bazıları da ortaokuldaki çocuklar çok daha fazla tablet/telefonla yetiştiriliyor bu nesli de kaçıramayız acilen bu çocukların aileleri bilgilendirilip ve eğer Türkiye Cumhuriyet’in hak ettiği yerlere gelmesini isteyen kişilerin gelip bu çocukları videodan daha çok kitap okumaya, müziğe, ortaokul seviyesindekiler için eğlendirici ve yormayacak şekilde tarih, zooloji, evrim gibi konuların bir tablet/telefon uygulaması yapılıp ebeveynleri tarafından sosyal medyaya değil de bu tarafa yönelmeleri de teşvik edilirse bu sorunun ortadan kalkacağını umuyorum. Evet, konumuz gençler ama günümüz çocuklarına da değinmeden geçemesin çünkü bunların durumları çok daha vahim. Bu çocuklar tüm gün sosyal medyada şaklabanların videosunu izleyip ardından müzik olduğu bile tartışılan tamamen saçma sapan şeyler dinliyorlar. Bu çocukları da önemsemek lazım çünkü bunlar da yarının gençleri.

ÇOCUKLARA DAHA KARAR ALABİLECEK YAŞA GELMEDEN EBEVEYNLERİNİN GÖRÜŞLERİNİN BENİMSETİLMESİ NASIL ENGELLENEBİLIR

Çoğu çocuk doğuduğu gibi bir dine yahut bir görüşe göre yetiştiriliyorlar. Öncelikle şunu söyliğim bence bir kişinin karar alabilmesi için 16 17 yaşlarında olması lazım yani bu yaşlara kadar o kişinin ne bir dini ne bir görüşü olmamalı. Çünkü küçük yaşlarda ebeveynlerinin fikirleri benimsetilen çocuklar ebeveynleri tarafından kolayca manipüle ediliyor çünkü çocuklar manipüleye çok açık ve bu ebeveynlerinin fikirleri çoğunlukla kişiyle birlikte mezara kadar gidiyor nadiren fikirlerini değiştirip ebeveynlerinin fikirlerinin saçma olduğunu düşünün de var tabi ama bu gençler zaten binbir türlü manipülasyonla kafalarına çakılan fikirlerden kurtulabiliyorlarsa bu gençler hem araştırmacı hem sorgulayıcı gençlerdir. Yine burada önemli olan ebeveyn eğitimi. Önüne gelen çocuk doğruyor niye doğurdun deyince de eve neşe gelsin diye diyor. Ulan bana anne babam bunu dese ben üzüntüden konuşamam. Düşünsenize anne babanız size dünyaya geliş amacınızın sadece eve neşe getirmek olduğunu söylüyor. İşte böyle söyleyen ebeveynler çocuklarına nasıl bakacağını düşünmüyorlar ve çocuklarına bakmaktan aciz insanlar. İşte bu yüzden çocuklar da anlattığım tablet/telefon sorunu da kendi fikirlerini dayatma sorunu da oluyor. Bu manipülasyona uğrayan çocuklar büyüdüklerinde onun beynine çakılan bu fikirleri kaldıramıyor çünkü onun için anne babası bir otorite ve otoriteye karşı gelemiyor. Önce gençlere otoriteye karşı gelebilmeyi öğretmeliyiz. Şimdiki gençler her otoriteye karşı geleni aralarında çıkardıkları şakalarla korkutuyorlar örnek olarak "Silivri soğuktur." ne kadar çirkin bir şaka. Şakanın içinde karşı gelenin sonunun iyi olmadığını anlatıyor ve buna kahkahalarla gülüyorlar. Otoriteye karşı gelmelerini sağlamak için bu gençleri önce bir eleştirmen yapmak lazım. Her şeyi eleştiren insanlar olmaları lazım. Hiçbir şeye körü körüne inanmayan, söylenenleri önce akıl süzgecinden geçirip ona mantıksız gelen şeyleri özgürce diyebilmek. Yine mantıksız geliyorsa söyleneni teyit edip bir daha akıl süzgecinden geçirmek ve doğrusunu bulana kadar devam etmelerini öğretmek lazım. Onlara bilgiyi doğrudan vermek değil betimlersek balığı değil balık tutmayı öğretmek yani araştırmayı, sorgulamayı öğretmek gerek.

"SANKİ BEN BİR ŞEY Mİ DEĞIŞTİRECEĞİM" YAHUT "YA BEN KEYFİME BAKAYIM BİLİM FELSEFE GİBİ ŞEYLERİ BAŞKALARI YAPSIN" GİBİ ZEKİ VE BİLGİYE AŞIK GENÇLERİN BOŞVERİŞLERİ

Bu gençler çok fazla kibirli olmalarına rağmen kendilerine "bireyci" diyerek bireyciliği dahi anlamadan sanki bireyciliği bazı psikoloji hastası suçlular gibi istersem şuna istediğimi yaparım ondan banane ya da ben o "salaklar" için ömrümü mü heba edeceğim ben bireyciyim gibi şeyler diyorlar bir kısmı da ben tek başıma ne yapabilirim ki diyorlar ama bilmedikleri bazı şeyler var (bu dediğim sorunlar sorgulayan gençlerde değil bilgiye aşık gençlerde var)

• Bu gençler kendilerini gelecekte göremiyorlar belki umutsuzluktan belki de uğraşmak istemediklerinden misal doktor olmak istiyorum diyor ama tıpın çaresiz kaldığı konularda yeni tedaviler bulacağım demiyor çünkü bunlar kendilerinin rahat olmasını istiyor kendilerinin düz işe gidip gelen akşam da televizyon izleyip belki kitap okuyup sonra sex yapıp her gün bu döngüyü tekrarlayan insanlar olarak görüyorlar

• Diğer önemli sorun ise ümitsizlik bilgiye aşık gençlerin ümidi yok hepsi ya Atatürk olsa düzeltirdi Atatürk olsa böyle olmazdı Atatürk olsa şunlar da olurdu diyor Atatürk’ü iyi tanıyorlar icraatlarını iyi biliyorlar ama sorgulamıyorlar Atatürk’ü anlamak için her icraatını sorgulamak ve Atatürk’ü anlamak lazım Atatürk hayatı boyunca yapmak istediği ve görüyoruz ki büyük oranda başarısız olduğu konu insanların gelecekte kendisine ihtiyaç duymamasına çalışmaktır Atatürk her zaman ümidin var olduğunu büyük bir mücadeleyle göstermiştir ama günümüz gençlerinin çoğu Atatürk’ün bir ilah olduğunu zanneder tamam Atatürk çok zeki çok yetenekli bir komutandı belki dünyaya az gelmiş komutanlardan biriydi ama senden benden farklı bir doğuştan özelliği yoktu hatta bizden daha kötü bir Anadolu halkı döneminde yetişti bu zamanlarda bizdeki gençlerin çoğu Atatürk’ün onlara her zaman ümidin olması gerektiğini göstermesine rağmen ülkenin o zamana oranla çok daha gelişmiş ve gelişmeye açık olmasına rağmen ( o zaman dediğim kurtuluş savaşı öncesi) ama bizim gençlerimizin çoğu Atatürk gelsin öyle düzelir diyor ya Atatürk’ün beyni senin beyninin iki katı mı hayır sen neden bir Atatürk ya da daha iyisi olamayasın Atatürk’ün istediği buydu ondan daha iyilerinin yetişmesiydi ama şimdiki gençler Atatürk’ü kafasına kazımak yerine sadece koluna kazıdığı için biz daha çok geçmişten adam seçerek o olsa bu olmazdı şu olsa şu olmazdı deriz

•Bu gençler hayallerinin peşinden gitmeyi bilmiyor belki bazılarının çok büyük hayalleri var ama 1 saat o hayali düşündükten sonra nasıl olacak böyle şeyler deyip instagramda parmak kaydırmaya devam ediyorlar ya sizin yaşınız daha çok genç o hayallere ulaşabilirsiniz tek yapmanız gereken parmak kaydırma hareketini bırakıp öncelikle hayatınızı uyku düzeninizi düzenleyip sonrasında da ilgili olduğunuz konuda bilgiler edinin ve bir deftere her gün o günden edindiğiniz bilgileri not ediniz not edinme kültürünüz olsun ki gün sonunda öğrendiklerinizi anlayıp kendinizle gurur duyun sonra da bir sonraki gün dolacak o boş sayfalara bakın tüm gün parmak kaydırarak sadece normal bir işe çalışan normal bir hayatı olan insanlar olursunuz siz hayatınızı o nadir zekiler gibi yaşayacaksınız ki o nadir zekilerden olacaksınız

Okundu Olarak İşaretle
8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 3
  • Umut Verici! 2
  • Muhteşem! 1
  • İnanılmaz 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/04/2025 15:54:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15888

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close