AXOLOTL'LARIN REJENERASYON GENLERİNİ İNSANLARA AKRATMAK

Axolotl, diğer adıyla su semenderleri, vücutlarına aldıkları fiziksel hasarın hemen hemen hepsini rejenere edebilirler.

Denizyıldızı ve yassı solucan gibi diğer hayvanlar da yüksek rejenerasyon yeteneğine sahip olsa da onlar çok ilkel canlılar oldukları için basit yapılardan oluşurlar ve tek tip dokuları yenilerler.

Öte yandan Axolotllar; kol, bacak kuyruk gibi hayati uzuvları, iç organları hatta gözleri bile yenileyebiliyor. Eğer kanama, enfeksiyon ve bilinç kaybı gibi etkenler olmasaydı, kafası tamamen kesilen bir axolotl kendine yeni bir vücut üretebilirdi.

Bu yetenek insanlara geçebilseydi bu hiç şüphesiz insanlığın en yararlı icadı olurdu. Fiziksel engelliler, savaş gazileri, kalıcı yara almış insanlar ve hatta körler tamamen iyileşebilirdi. Bu rejenerasyon yeteneği kanser hastalarının bile %90'ını kurtarabilirdi.

Peki bu mümkün mü? Bir hayvanın özelliği insanlara aktarılabilir mi?

Teoride evet, gen transferi mümkündür ve bazı denek hayvanları üzerinde yapılan çeşitli gen transferi deneylerinde başarılı olan bir sürü örnek vardır.

Bu deneylerden biri, örümceklerin ağ salgılamasını sağlayan genlerin bir keçiye aktarılmasıdır.

Örümcek ağı proteinleri, keçilerin süt kalitesini artırır ve ayrıştırma işlemiyle o keçilerin sütünden örümcek ağı elde edilebilir. Bu olay gen transferinin mükemmel bir sonucudur.

Rejenerasyon yeteneği de bunun gibi insanlara aktarılabilir ancak axolotl beynini insan beynine eşlemek çok zordur. Ayrıca axolotllarda "Blastema" isminde bir organ parçası bulunur be rejenerasyona en çok yardım eden de budur.

Bir parçayı başka bir canlıya taşımak, gen taşımaktan daha zor olsa da imkansız değildir. Belki üç beş yıl içinde olmasa da yaklaşık on ila on beş yıl içinde bu yenileme yeteneğini insanlara geçirmede başarılı olacağımıza inanıyorum.