Bilim Tarihinde Yazılmış En Kısa 5 Makale!
Çoğu araştırmacı, bir bilimsel makalenin veya araştırma makalesinin uzun olması gerektiğini düşünür. Bu yaygın inanışın aksine, bir araştırma makalesinde önemli olan makalenin ne kadar uzun olduğu değil, kelime başına düşen etkinin ne kadar önemli olduğudur. Yani az kelimeyle çok şey anlatabilmek, asıl önemli olandır. Bu düşünceleri desteklemek için sizlere şimdiye kadar yazılmış en kısa 5 bilimsel makaleyi anlatacağız. Makaleleri açıklarken sıralamayı, başlık hariç gövdesi en kısa olan makaleden en uzuna doğru yaptığımızı belirtmek isteriz.
Bomboş Bir Psikoloji Makalesi: Yazar Tıkanması!
Bilim tarihindeki en kısa makale, "Bir Yazar Tıkanması Vakasının Kendi Kendine Tedavisinin Başarısızlığı" başlıklı makaledir. 1974 yılında klinik psikolog Dennis Upper tarafından The Journal of Applied Behavior Analysis (Uygulamalı Davranış Analizi Dergisi) adlı dergide yayınlanmıştır.[1] Bu dergi, SCImago Journal Rank sitesi tarafından uygulamalı psikoloji alanında yayın yapan dergiler arasında 54 numara olarak kabul edilir. Makalenin en ilginç yanı ise, başlık ve eğlenceli bir dipnot haricinde gövdesinde tek bir kelime bile kullanmamasıdır. Evet yanlış okumadınız: Bu makale, sıfır kelime ile yazılmıştır! Makalenin diğer ilginç yanı, bilim dünyasında sürekli ciddi bir ortamın olduğunu düşünenlere karşı bilimsel makalelerin mizah yapılabildiğini göstermiş olmasıdır.
Bu makaleyi anlamak için bize tek yardımcı olacak kısım, makalenin başlığıdır. Anlaşılacağı üzere konu, "yazar tıkanması" (veya diğer tabiriyle "boş sayfa korkusu") ile ilgilidir. Yazar tıkanması, yazma arzusu olan yetenekli bir yazarın, ilhâm kaybı gibi gerekçelerle yazamaz hale gelmesi, bir sonraki cümleyi üretememesi durumudur. Hem bilimkurgu gibi kurgu tipinde yazan yazarlarda, hem de bilimsel makaleler gibi kurgu-dışı alanda faaliyet gösteren yazarlarda görülen, rahatsızlık verici bir bilişsel sorundur. "Yazar tıkanması" terimini ilk olarak Amerikalı psikanalist Edmund Bergler 1940'larda kullanmıştır ve daha sonra bu kullanım popüler hale gelmiştir.
Peki vaka gerçekten var mı? Bazı yazarların konu hakkındaki sözleri bu soruya cevap niteliği olabilir.
Korku, gerilim ve suç türlerinde dünyaca eserleri olan Stephen King, şöyle diyor:
Hiç gelmediği haftalar veya aylar olabilir, buna yazar tıkanması denir.
Büyülü gerçeklik akımının en büyük öncülerinden biri olarak gösterilen Gabriel Garcia Marquez ise yazar tıkanmasını şu sözlerle vurguluyor:
Ne eksik ne de fazla, yazarların en korkunç hayaletinin mutlak çaresi: sabahları boş sayfayla yüzleşmenin verdiği ıstırap.
Diğer taraftan belki de bu makaleyi en iyi destekleyen açıklama, Meksikalı-Amerikan yazar, yapımcı, müzisyen ve film yönetmeni Robert Rodriguez'dir. Rodriguez'e bir röportaj sırasında sorulduğunda şu yanıtı veriyor:
Boş sayfayla yüzleşmek istemezsin. Yazmamak için her şeyi yaparsın.
Daha birçok yazardan "yazar tıkanması" ile ilgili görüşler duymak mümkündür. Dolayısıyla yazarlar üzerinde böyle bir vakanın gerçekten olabileceği görülüyor. Elbette bu durum tüm yazarlar için geçerli olmayabilir. Sonuç olarak Upper bu makalesinde "Yazar Tıkanıklığı" sorununu aşmanın yolunun sadece boş sayfaya bakmak olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Bu boş sayfaya bakarak tıkanıklığın giderileceğini düşünmüştür. Böylelikle hiç kelime kullanılmadan bir bilimsel makale bu şekilde yayınlanmıştır.
Bomboş Bir Kimya Makalesi
İki numaralı makalemiz "Kimyasal İçermeyen Tüketici Ürünlerine Kapsamlı Bir Genel Bakış" başlıklı makale, iki kimyager Alexander F. G. Goldberg ve CJ Chemjobber tarafından Nature Chemistry adlı dergide (daha doğrusu derginin resmî blogunda), 2014 yılında yayınlanmıştır. Daha sonra 2016 yılında Wiley Online Library (Wiley Çevrimiçi Kitaplığı) tarafından yayımlanan Chemiefreie Haushaltsprodukte (Kimyasal İçermeyen Ev Ürünleri) dergisinde yayınlanmıştır.[2] Nature Chemistry dergisi, SCImago Journal Rank sitesi tarafından sadece kimya alanında yayın yapan dergiler arasında 5 numara olarak kabul edilir. Makalenin ilginç olan tarafı ise bir bütün olarak referanslar, başlık ve özet haricinde hiç kelime kullanılmamasıdır.
Yazarlar, dergide yayınlanması amacıyla gönderdikleri makaleye yazdıkları kapak mektubunda, amaçlarının ne olduğunu şöyle izah ediyorlar:
"Kimyasal içermez" olarak pazarlanan yaygın ürünlerle ilgili kapsamlı bir araştırmayı tamamladık ve böylelikle uygun şekilde etiketlenen ürünlerin ayrıntılı bir analizini hazırladık. Uzun lafın kısası, makalemizin gövdesine bakarsanız, pek bir şey bulamadığımızı görebilirsiniz. "Kimyasal içermez" teriminin popüler kullanımının, kimyagerler arasında büyük ilgi gördüğüne, bulgularımızın genel olarak uygulanabilir olduğuna ve analizimizin yeterince sağlam olduğuna inanıyoruz. Ek olarak, bu konu kimya camiasındaki birçok çevrede sıklıkla tartışılsa da, konu hakkında bilgimize göre bu uzunlukta hiçbir hakemli çalışma rapor edilmemiştir. Bu nedenlerden dolayı yazımızın yayınlanması için uygun gördüğümüz dergi Nature Chemistry'dir. Bu makalenin kimya eğitimi ve bilim savunuculuğu için pratik bir kaynak olarak hizmet edeceğini ve burada açıklanan örneklerin uygun pazarlama ve etiketleme uygulamaları için faydalı bir rehberlik sağlayacağınızı umuyoruz.
Söylemek istedikleri, özetle şu: Kimyasal içermeyen bir ürün var olamaz! Günümüzdeki "kimyasal-karşıtı" akım, tamamen bilim-dışıdır. Bu konuda kendinizi eğitmek isterseniz, buradaki yazımızı okuyabilirsiniz. Diğer taraftan Nature Chemistry dergisinin baş editörü, yazarların oldukça sıra dışı olan makalesine, bir o kadar özgün bir yorum getirerek, şöyle demiştir:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu makaleyi dergide yayınlayamayacağımızı düşündük çünkü bu, bu önemli makalenin basılması için kimyasalların kullanılması anlamına geliyordu… Ve bu kimyasal içermeyen bir makale için doğru olmazdı - dolayısıyla başta yayınlayamadık. Bununla birlikte, her gün böyle gönderiler de almıyoruz… Bizi önce güldüren, sonra düşündüren gönderiler... Bu yüzden ne yapabileceğimizi uzun uzun düşündük. PDF dosyasını bir araya getiren üretim ekibimize çok teşekkür ederek, makaleyi blogumuzda (ama tamamen Nature Chemistry formatında) yayınlamaya karar verdik.
Makalenin yayınlanma süreci bu şekilde gelişmiştir. Hiç kelime kullanmadan makalenin bize ne anlatmak istediği özet bölümünden anlaşılıyor:
Tüketici veya kozmetik üreticileri, ürünlerini pazarlama kampanyalarında ve etiketlerde "Kimyasal İçermez" terimini yaygın olarak kullanmaktadırlar. Bu tür durumlarda söz konusu ürünün sağlıklı bir şekilde üretildiğini ve sentetik bileşenlerden arındırıldığını düşünmek oldukça yanlıştır. Losyonlar ve kozmetikler, bitkisel takviyeler, ev temizleyicileri, gıda maddeleri ve içecekler de dahil olmakla birlikte birçok ürünü temel analizden geçirdik. Aynı zamanda kapsamlı bir inceleme yaptık. Burada,"Kimyasal içermez" olarak etiketlenen ve gerçekten iddia ettiği gibi hiçbir kimyasal içermeyen bildiğimiz bütün tüketici ürünlerini açıklamaktayız.
Bu özet kısmından sonra, "Kimyasal İçermez" ürünlerin listesini boş bir sayfa olarak görüyoruz. Popüler söylemlerin aksine yaptıkları araştırmada buldukları sonuç "kimyasal içermeyen" herhangi bir ürünün var olmadığıdır. Bu oldukça ilginç olan makale, hiç kelime kullanılmadan yayınlanmıştır.
Sadece 2 Kelime ve 2 Şekilden Oluşan Makale
Üç numaralı makalemiz, "n2+1n^2+1 Birim Olan Eşkenar Üçgenler, Kenarı n+εn+\varepsilon Birim Olan Bir Eşkenar Üçgeni Kapsayabilir mi?" başlıklı makaledir. 2005 yılında iki Matematikçi John Conway ve Alexander Soifer tarafından The American Mathematical Monthly adlı dergide yayınlanmıştır. Bu dergi, SCImago Journal Rank sitesi tarafından sadece matematik alanında yayın yapan dergiler arasında 51 numara olarak kabul edilir. Makalenin ilginç olan tarafı ise, bir bütün olarak referanslar ve başlık haricinde sadece 2 kelime ve 2 şekilden ibaret olmasıdır.
Bu makalenin yazarları bilerek bu kadar kısa bir makale kaleme almışlardır. Çalışmaları, yaygın olarak "en kısa matematik makalesi" olarak kabul edilir. İki matematikçi bu makaleyi yayınlamadan önce dünya rekorunun geleceğinden dolayı heyecan duymalarına rağmen, bir problem ile karşılaşmışlardır. The American Mathematical Monthly dergisi, dergilerinde birçok kısa veya uzun makalelere yer verdiklerini ancak bu makalenin dergide yayınlanamayacak kadar kısa olduğunu, bir iki satır cümle eklenmesinin makalenin yayınlanmasına yeterli olacağını açıklamıştır. Yazarlarımız bu durumu kendi aralarında konuştuktan sonra dergiye şu şekilde bir yazı göndermişlerdir:
Genel olarak sadece kısa bir makalenin ve özellikle de bu makalenin sadece büyüklüğünden dolayı dergi için biraz kısa olması gerektiği fikrine saygı duymakla birlikte katılmıyoruz. Nicelik ve nitelik arasında bir bağlantı var mı? Güzel bir açık problem oluşturduk ve bu problemin iki farklı kanıtını yaptık. Açıklanacak başka ne var?
Yazarların ısrarı üzerine editör, makaleyi yayınlamayı kabul etmiştir. Ne var ki bu makalenin "uzunluğu", yanıltıcıdır; çünkü makalenin anlattığı şeyi, makalenin kendisi kadar kısa bir alanda açıklamak mümkün değildir. Yine de anlatmak istediğini kısaca açıklamaya çalışalım.
Öncelikle makalenin başlığı olan "n2+1n^2+1 Birim Olan Eşkenar Üçgenler, Kenarı n+εn+\varepsilon Birim Olan Bir Eşkenar Üçgeni Kapsayabilir mi?" bize önemli bilgiler veriyor. Aslında burada sorunun temel mantığı şu soruya dayanıyor: "Belirli bir boyuttaki eşkenar üçgeni kaplamak için kaç tane eşkenar üçgene ihtiyaç vardır?" Yani bu soru, bizim için bir pusula görevi görebilir.
Açıklama 1
Görüldüğü üzere basit örneklerle nn kenarlı eşkenar üçgenin, n2n^2 tane birim eşkenar üçgeni kapsayacağı çok açık görülmektedir. Peki eşkenar üçgenin kenarını nn'den biraz daha fazla yaparsak? Örneğin; n+εn+\varepsilon kenarlı olsun. Bu durumda kaç tane birim eşkenar üçgene ihtiyaç vardır? n2n^2 fazlasına ihtiyaç olacağını düşünebilirsiniz. Çünkü nn kenarlı eşkenar üçgen de zaten n2n^2 dir. Yani en az n2+1n^2+1 birim eşkenar üçgene ihtiyaç vardır. Zaten makalede de n2+1n^2+1 ile yapabilir mi diye sorulmuştur. Ancak makalede "Evet" veya "Hayır" şeklinde yanıt verilmemiş, bunun n2+2n^2+2 ile yapılabileceğini ifade etmiştir. Gelin biz de n2+2n^2+2 ile nasıl yapılabildiğine bakalım.
Görüldüğü üzere öncelikle nn kenarlı eşkenar üçgenimizi 11 birim çıkarma işlemi yaparak n−1n-1 kenarlı eşkenar üçgen elde ediyoruz. Sonra nn kenarlı eşkenar üçgene ek olarak ε\varepsilon birim artırıyoruz. Şu anda herhangi başka işleme ihtiyaç duymuyoruz. Ancak bizden istenen n+εn+\varepsilon kenarlı üçgene en az kaç tane birim üçgen sığdırabileceğimiz olduğunu hatırlatmakta yarar var. Diğer taraftan görselde sağ taraftaki kısma bakılacak olursa n−1n-1 kenarlı üçgenden elde edilen birim eşkenar üçgen sayısı (n−1)2(n-1)^2 dir.
Alt kısma gelindiğinde ise açık yeşille gösterilen üçgenleri oluşturmak için şöyle bir yol izlenilmiş: Kenar uzunluğu n+εn+\varepsilon olduğundan en az n+1n+1 olarak alınması gerekiyor. Böylece açık yeşil renkli olan üçgenlerden n+1n+1 tane olmuş olur. Son olarak arada kalan siyah üçgenlerden oluşan bölgeye bakılacak olduğunda bu kısım, kenarları 11 birim olan nn uzunluğunda bir bölgedir. Buradan da nn tane eşkenar birim üçgen elde edilir. Elde edilenleri toplarsak sonuç olarak n+εn+\varepsilon kenarlı eşkenar üçgeni n2+2n^2+2 tane birim eşkenar üçgen ile kaplamış oluruz.
Açıklama 2
Makalenin yazarlarına göre her ne kadar açıklanacak başka bir şeyin olmadığı görülse de birinci açıklama karışık gelmiş olabilir. Bundan dolayı ikinci bir açıklama makalenin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. Bu açıklama daha dar bir bakış açısı ile yapılmıştır.
Az önce söylediğimiz gibi daha dar bir bakış açısıyla mantığını anlatmaya çalışalım. Örneğimiz başlangıçta 22 birim olan bir eşkenar üçgenin 44 tane birim eşkenar üçgenlerle kaplanacağı bariz görülmektedir. Eğer 22 birimlik eşkenar üçgenin kenar uzunluğunu ε\varepsilon birim artırsaydık kaç tane birim eşkenar üçgen ile kaplamamız gerekirdi?
Ortadaki şekle bakılacak olursa, birer birim olan 3 tane eşkenar üçgeni 2+ε2+\varepsilon birim olan eşkenar üçgenin köşelerine yerleştiririz. Bu yerleşimde orta kısımda boş kalan bölge bir altıgen olmuş olur. Bu altıgeni birim eşkenar üçgenlerle kaplamak için en sağdaki şekil bize yardımcı olmakla birlikte 33 tane olduğunu görürüz. Dolayısıyla kenarı 2+ε2+\varepsilon birim bir eşkenar üçgeni kaplamak için en az n2+2n^2+2 tane birim eşkenar üçgene ihtiyaç duyarız. Böylelikle bir kenarı n+εn+\varepsilon birim olan bir eşkenar üçgeni kaplamak için en az n2+2n^2+2 tane birim eşkenar üçgen gereklidir. Makalede söylenmek istenen de budur.
Sadece 2 Cümleden Oluşan Fizik Makalesi
Dört numaralı makalemiz, "Proton ve Elektron Kütlelerinin Oranı" başlıklı makaledir. 1951 yılında fizikçi Friedrich Lenz tarafından American Physical Society adlı dergide yayınlanmıştır. Bu topluluk, dünyanın en büyük ikinci fizik örgütünü oluşturmakta ve topluluğa bağlı 13 tane farklı dergi bulunmaktadır. Bu dergilerin, SCImago Journal Rank sitesinde farklı sıralamaları mevcuttur.
Bahsi geçen makaleyi ilginç kılan özellik, bir bütün olarak referanslar ve başlık haricinde 2 cümle ve toplamda 27 kelimeden oluşmasıdır.
Makaleye geçmeden önce, protonun kütlesinin elektronun kütlesine oranından bahsedelim. Proton kütlesinin elektron kütlesine oranı, bir tür temel sabittir. Ancak bu oran, yine de ölçülmesi gereken bir sayıdır. Bu sabitin değeri olduğundan çok farklı olsaydı, atomlar hiç oluşmayabilirdi ve Evren'imiz yıldızlardan, galaksilerden ve insanlardan yoksun olurdu. Eğer bu sabitin değeri zamanla değişmiş olsaydı, Evren'in evrimi için geniş kapsamlı sonuçları olabilirdi.
Görüldüğü üzere bu oran, Evren için oldukça fazla öneme sahiptir ve oran hakkında detaylı bilgi başka bir yazının konusudur. Makaleyi incelemeye geçecek olursak başlıktan anlaşılacağı üzere proton ve elektronun kütlelerinin oranından bahsedilmiştir. Direkt olarak makale ise:
Protonun elektron kütlesine oranı için şu andaki en kesin değer 1836.12±0.051836.12\pm0.05 'dir. Bu sayının6π5=1836.126\pi^5=1836.12 ile aynı olduğunu belirtmek ilgi çekebilir.
Günümüzdeki daha hassas yöntemlerle ölçülen bu oran 1836.15267343±0.000000111836.15267343\pm0.00000011 olarak verilmektedir.[3]
Sadece 2 Cümleden Oluşan Matematik Makalesi
Geldik 5 numaraya... Burada sözünü ettiğimiz makalenin yayınlandığı dergi de öyle bilinmedik bir ülkenin umursanmayan bir dergisi değil. Amerikan Matematik Cemiyeti'nin 1 numaralı dergisi olan, matematik alanında yapılan çalışmaların yayınlandığı en saygın dergiler arasında yer alan; hatta SCImago Journal Rank sitesi tarafından sadece matematik alanında yayın yapan dergiler arasında 1 numaralı olarak kabul edilen Bulletin of the American Mathematical Society (Amerikan Matematik Cemiyeti Bülteni) isimli dergi. Makaleyi özel kılansa, böylesine saygın bir dergide yayınlanmasına rağmen, bir bütün olaran referanslar ve başlık haricinde sadece 2 cümleden oluşuyor olmasıdır. Makalenin başlığı, "Benzer Kuvvetlerin Toplamına Dair Euler'in Varsayımına Karşı Gelen Örnek" olarak atılmıştır.
Euler'in "Benzer Kuvvetlerin Toplamı Varsayımı"nı kelimelerle anlatması birazcık zor; ancak deneyelim: Herhangi bir sayının herhangi bir kuvveti, en az o aldığımız kuvvet kadar (veya daha fazla) sayının, o kuvvetin aynısının toplamına eşit olabilir. Bundan tabii ki bir şey anlamak pek mümkün değil. Ama şöyle düşünebilirsiniz: Diyelim ki 20 sayısının 6. kuvvetini (20620^6) aldınız. Yani 64.000.000 sayısı... İşte Euler, 1769 senesinde, bu sayıyı başka diğer sayıların 6. kuvvetinin toplamı olarak ifade etmek istiyorsak, en az 6 tane sayı kullanmamız gerektiğini varsaymıştır.
İşte Lander ve Parkin tarafından 1967 yılında yazılan söz konusu makale, Euler'in 200 sene önce ileri sürdüğü bu varsayımı 2 cümleyle çürütmektedir. O cümleler de şöyle:
CDC 6600 üzerinde doğrudan yapılan bir araştırma, 275 + 845 + 1105 + 1335 = 1445 olduğunu, yani 5. kuvvetlerden 4 sayının toplamının bir diğer 5. kuvvetten sayıya eşit olabileceğini gösterdi. Bu, n>2 olmak üzere n. kuvvetten bir sayının n adet n. kuvvetten sayının toplamına eşit olması gerektiğini ileri süren Euler'in varsayımına karşı bir örnektir.
Görebileceğiniz gibi yazarlar, 5. kuvvetini aldıkları bir sayıyı (bu durumda 144 sayısını), sadece 4 sayının 5. kuvvetini kullanarak ifade edebildiler. Böylece Euler'in varsayımı çürütülmüş oldu. Makale yazarlarının söylediğine göre bu, 5. kuvvet için bulunabilecek en küçük eşitlik. Siz de bunu çürütmeye çalışabilirsiniz.
İşte bu kadar. Üstüne bir başlık, yazarların isimleri ve sadece 1 adet kaynak (Euler'in varsayımını izah eden bir makale). Bu kadar "basit". Ya da bilim insanlarının (özellikle de matematikçilerin) söylediği gibi: quod erat demonstrandum.
İspatlanması gereken şey, ispatlandı.
Bu durumda ispatlanan, varsayımın aksi olmuş oldu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 20
- 8
- 4
- 4
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- ^ D. Upper. (1974). The Unsuccessful Self-Treatment Of A Case Of “Writer's Block”. Journal of Applied Behavior Analysis, sf: 497. doi: 10.1901/jaba.1974.7-497a. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. F. G. Goldberg, et al. (2016). Chemiefreie Haushaltsprodukte. Chemie in unserer Zeit, sf: 144-145. doi: 10.1002/ciuz.201600750. | Arşiv Bağlantısı
- ^ NIST. Codata Value: Proton-Electron Mass Ratio. Alındığı Tarih: 29 Aralık 2021. Alındığı Yer: NIST | Arşiv Bağlantısı
- Journal Rankings on Applied Psychology. Journal Rankings On Applied Psychology. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: Journal Rankings on Applied Psychology | Arşiv Bağlantısı
- R. Nordquist. What Is Writer's Block (And How Do You Overcome It)?. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: ThoughtCo | Arşiv Bağlantısı
- C. Marshall. Read The Shortest Academic Article Ever Written: “The Unsuccessful Self-Treatment Of A Case Of ‘Writer’s Block. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: Open Culture | Arşiv Bağlantısı
- G. G. Marquez. Gabriel Garcia Marquez Meets Ernest Hemingway. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: archive.nytimes.com | Arşiv Bağlantısı
- Fermat's Library. Can N 2+ 1 Unit Equilateral Triangles Cover An Equilateral Triangle Of Side > N,Say N + Ε?. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: Fermat's Library | Arşiv Bağlantısı
- A. Soifer. Building A Bridge Iii: From Problems Of Mathematical Olympiads To Open Problems Of Mathematics. Alındığı Tarih: 19 Aralık 2021. Alındığı Yer: www.wfnmc.org | Arşiv Bağlantısı
- F. Lenz. (1951). The Ratio Of Proton And Electron Masses. Physical Review, sf: 554-554. doi: 10.1103/PhysRev.82.554.2. | Arşiv Bağlantısı
- P. History. The Shortest Scientific Papers Ever Published - Cantor’s Paradise. (16 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2021. Alındığı Yer: Medium | Arşiv Bağlantısı
- N. P. C. Community. A Chemical-Free Paper. (26 Haziran 2014). Alındığı Tarih: 22 Aralık 2021. Alındığı Yer: Nature Portfolio Chemistry Community | Arşiv Bağlantısı
- Open Culture. The World Record For The Shortest Math Article: 2 Words. Alındığı Tarih: 23 Aralık 2021. Alındığı Yer: Open Culture | Arşiv Bağlantısı
- JSTOR. Surprises In Numerical Expressions Of Physical Constants. Alındığı Tarih: 23 Aralık 2021. Alındığı Yer: JSTOR | Arşiv Bağlantısı
- C. Moskowitz. Phew! Universe's Constant Has Stayed Constant. (13 Aralık 2012). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2021. Alındığı Yer: Space.com | Arşiv Bağlantısı
- Scimago Journal & Country Rank. Scimago Journal & Country Rank. Alındığı Tarih: 23 Aralık 2021. Alındığı Yer: Scimago Journal & Country Rank | Arşiv Bağlantısı
- YouTube. The Shortest Ever Papers. Alındığı Tarih: 23 Aralık 2021. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
- E. W. Weisstein. Euler's Sum Of Powers Conjecture. Alındığı Tarih: 29 Aralık 2021. Alındığı Yer: Wolfram | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/10/2024 08:36:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11262
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.