Baldwin Etkisi: Hayvanlar, Doğuştan Gelen Davranışları Nereden Biliyorlar? Davranışlar Nasıl Evrimleşir?
Canlılar Doğduklarında Boş Bir Tablet Gibi midir? Yoksa Bazı Davranışlar Genetik Olarak Aktarılır mı?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Memeli hayvanlar doğdukları anda anne memesi aramayı nereden biliyorlar? Martılar, annelerinin gagalarını tırtıklamaları gerektiğini, ancak bu sayede onun ağzından yemeği alabileceklerini daha yavruyken nasıl bilebiliyorlar? Caretta cinsi kaplumbağalar, yumurtalarından çıktıkları anda denize ulaşmaları gerektiklerini nereden biliyorlar? Keseli memelilerin yavruları, doğdukları anda annelerinin keselerine tırmanmaları gerektiklerini nereden biliyorlar? Bu konular, evrimsel biyolojiden ve genel olarak bilimden uzak olanların, bilime karşı verdikleri mücadelede, kafa karıştırı olmak bakımından önemli birer araç olsa da, aslında evrimsel biyoloji dahilinde son 120 yıldır net bir şekilde bilinen, takip edilen ve incelenen bir konudur.
Daha önceki bir yazımızda anlattığımız gibi, canlıların tüm özelliklerinin bir yaklaşık nedeni, bir de nihai nedeni bulunur. Yukarıda sorduğumuz soruların hepsini yaklaşık nedeni, net bir şekilde bilinmektedir. Örneğin memelilerde annenin salgıladığı feromonlar (koku hormonları), yavruyu kendisine doğru çekmekte ve aradaki bağı kurmaktadır. Ayrıca anne memesinin ucunun renk tonunun, vücut derisinin geri kalanından farklı olması, yavrunun beynindeki sinirleri aktive etmekte ve "emme içgüdüsünü" tetiklemektedir.
Aynı durumu, martılarda da görürüz. Yavruların annelerinin gagasını didiklemesinin sebebi, annelerin gagasında bulunan kırmızı bir noktadır. Gaganın kendisi sarıyken, bu noktanın kırmızı olması, yavrunun beynindeki sinirleri tetikler. Böylece yavru, gagayı tırtıklamaya çalışır ve annenin besin vermesini sağlar. Bunun "doğaüstü bir bilinç" olmadığı, yapılan basit bir deneyle ispatlanmıştır: yavrulara, anne gagası yerine, bir kurşun kalemin ucuna bağlanan kırmızı bir nokta uzatıldığında, onu da normal şekilde gagalamaya çalışmışlardır. Diğer renklerde, bu görülmemiştir. Yani yavrular, doğaüstü bir bilinçle bu davranışı gerçekleştirmemektedir. Yavrulukları sırasındaki gelişimleri boyunca beyinlerinde meydana gelen sinir bağlantıları, sadece basit uyaranlara tepki vermektedir. İşte tüm bunlar, bu davranışların yaklaşık nedenidir.
Peki bu bağlantılar nasıl kurulmuştur? Bunların nihai nedeni nedir? Sinirler, hangi bağlantıları yapmaları gerektiğini nereden bilirler? Aslında "bilmezler". Zira tek bir sinir hücresi, bir şeyi "bilebilecek" yapıda değildir, sıradan bir hücredir. Genler, bu sinirlerin yapacakları bağlantıları, kendilerinin okunması sonucu üretilen proteinlerle sağlarlar. Dolayısıyla bu genler değiştikçe, bağlantılar da değişecek ve yepyeni özellikler ortaya çıkacaktır. İşte bu, evrimdir. Evrim, bu davranışların ortaya çıkmasının nihai nedenidir. Evrim Teorisi dahilinde, davranışsal özelliklerin genler ve evrim bazındaki değişimlerini inceleyen teoriye ise, Baldwin Etkisi ya da Baldwinci Evrim Teorisi adı verilir.
Baldwin Etkisi, evrimsel biyoloji dahilindeki teorilerden birisidir. 1896 yılında Amerikalı psikolog James Mark Baldwin tarafından yazılan "A New Factor In Evolution" (Evrimde Yeni Bir Faktör) isimli makalede ilk defa tanımlanmıştır. Özünde, etolojide (hayvan davranışları biliminde) "sabit hareket desenleri" olarak bilinen kalıp davranışların ve benzeri hayvan davranışlarının da evrimsel süreçle şekillendiğini ileri sürer. Chicago Üniversitesi Bilim ve Tıp Tarihi Bölümü ayrıcalıklı profesörlerinden olan ve evrimsel biyoloji alanında yaptığı çalışmalardan, yazdığı kitaplardan ve bilime sunduğu katkılardan ötürü sayısız ödüle layık görülmüş olan Robert Richards, bu etkiyi şöyle anlatmaktadır:
Eğer bir hayvan türü yeni bir çevreye girecek olursa veya bulunduğu eski çevre hızla değişecek olursa, esnek ve hızlı bir şekilde yeni davranışları öğrenebilenler veya gelişimsel olarak adaptasyon geçirmeye daha yatkın olanlar, doğal olarak diğerlerine göre daha kolay hayatta kalacaktır. Bu tür bir korunma, tıpkı genetik özelliklerin korunarak aktarılması gibi, bazı davranışların da korunarak aktarılmasına ve yaygınlaşmasına neden olacaktır. Her ne kadar bu durum, sanki davranışlar genleri değiştirebiliyormuş gibi bir algı yaratsa da ve bu sebeple Lamarckçı bir evrim görüşüne aitmiş gibi geliyor olsa da, aslında tamamen Darwinci bir şekilde açıklanabilmektedir.
Aslında Baldwin Etkisi'nin temelinde de genler yatmaktadır. Ancak bu genler, fiziksel özellikleri belirlemek yerine davranışsal özellikleri etkileyen ve belli davranışların aktif hale gelmesi konusunda yatkınlıkları belirleyen genlerdir. Eğer ki bir birey, evrimsel süreçte çok kısıtlı sayıda davranışa sahip olabilecek şekilde özelleştiyse, çevrenin hızlı değişimine adapte olamayarak elenecektir. Bu, fiziksel yetersizlikten değil, davranış yelpazesinin kısıtlı olmasından kaynaklanır. Yani elenmesine neden olan şey, doğrudan fiziksel bir eksiklik ya da zayıflık değildir. Evrimsel süreçte, geniş bir davranış yelpazesine sahip olmanın avantajlı olacağını öngörür.
Öte yandan Baldwin Etkisi'nin bir diğer çıkarımı, çevrenin değişmediği durumlarda, belli başlı davranış kalıplarının canlının evrimine yön verebileceğidir. Yani az önce anlattığımızın tam tersi bir etki görülür: Çevre değişmiyordur; ancak eldeki davranışsal malzemelere göre evrim yön değiştirebilir. Aslında Doğal Seçilim sanki sadece fiziksel özelliklere etki ediyormuş gibi görülse de, aslında canlıyı bir bütün olarak etkiler. Dolayısıyla sergilenen ve sergilenebilecek davranışlar da, evrimsel süreci doğrudan etkileyen unsurlardır.
Bu durum aynı zamanda davranışsal varyasyonların evrimsel süreçle şekillendiğini izah etmek için de kullanılır. Örneğin, her bir davranışın popülasyon içerisinde sergilenme şekliyle ilgili bir varyasyon vardır. Çoğu birey, belli bir konuda birbirine yakın davranışlar sergiler. Ancak bazıları, bu "norm"un dışına çıkarlar. Eğer ki bu "mutant davranışlar", canlıya avantaj sağlarsa, evrimsel süreç hızla tetiklenerek o davranışın bu spesifik varyasyonunun (çeşidinin) görülme sıklığını arttırır. Ki bu, evrimdir.
Ancak burada söz edilen, Richard Dawkins gibi isimlerce tanımlanan "mem" kavramı değildir. Yani belli bir oyunun popülasyon içerisinde öğrenilerek yayılması, Baldwin Etkisi olarak görülmez. Burada sözü edilen, kültürel davranış kalıplarından ziyade, doğrudan yaşam mücadelesine etki eden davranışlardır. Örneğin, eğer ki bir yırtıcı kuş, bir tırtıl türünü avlıyorsa ve bu tırtılın yaptığı spesifik bir davranış (örneğin aniden sıçrama gibi), yırtıcının avını yakalama şansını düşürüyorsa, bu davranışı tetikleyen genler popülasyonda yaygınlaşacaktır. Bu genler illa spesifik olarak o davranışı tetikleyen genler olmak zorunda da değildir. O davranışın öğrenilmesini kolaylaştıran, yapılmasını kolaylaştıran, uygulamaya konma biçimini etkileyen, şiddetini etkileyen her türlü gen olabilir.
Bu etki hakkında bazı tartışmalar bulunmaktadır ve evrimsel biyologlar halen tek bir paydada buluşmuş değildir. Özellikle evrimsel psikolojiye karşı olan evrimsel biyolog ekolü, Baldwin Etkisi'nin aşırı indirgemeci olduğunu ve türlerin bu kadar katı bir şekilde genlerle yönetilmediğini ileri sürmektedirler. Fakat evrimsel psikolojinin güçlü bir bilim olduğunu savunan diğer ekol, Baldwin Etkisi'ne yönelik bulunan aşırı fazla miktarda kanıtın, evrimsel psikolojiye destek olunsa da, olunmasa da, Baldwin Etkisi'ni kabul etmek zorunda olduğumuzu gösterdiğini ileri sürmektedirler. Baldwin Etkisi, evrimsel robotik sahasında yapılan bazı araştırmalarla da gösterilerek doğrulanmıştır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 40
- 16
- 14
- 12
- 6
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- M. Baldwin. (1897). Organic Selection. Science, sf: 634-636. | Arşiv Bağlantısı
- E. Crispo. (2007). The Baldwin Effect And Genetic Assimilation: Revisiting Two Mechanisms Of Evolutionary Change Mediated By Phenotypic Plasticity. Evolution, sf: 2469-2479. | Arşiv Bağlantısı
- N. Sznajder, et al. (2012). How Adaptive Learning Affects Evolution: Reviewing Theory On The Baldwin Effect. Evolutionary Biology, sf: 301-310. | Arşiv Bağlantısı
- B. H. Weber, et al. (2003). Evolution And Learning: The Baldwin Effect Reconsidered. ISBN: 9780262232296. Yayınevi: MIT Press.
- S. Harnad. Baldwinian Evolution. (6 Haziran 1998). Alındığı Tarih: 1 Şubat 2019. Alındığı Yer: University of Southampton | Arşiv Bağlantısı
- J. M. Baldwin. A New Factor In Evolution. (1 Şubat 2019). Alındığı Tarih: 1 Şubat 2019. Alındığı Yer: Brock University | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Baldwin Effect. (20 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 1 Şubat 2019. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 10:55:52 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2973
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.