Bağırsak, Savunma Sisteminin İmmün Yanıtına Yardım Eder ve Yedikleriniz, Bu Tepkiyi Doğrudan Etkiler!
Zamanla yiyeceklerimizdeki kimyasal bileşenler, bağışıklık sistemimiz ve bağırsaklarımız arasındaki ilişki daha iyi anlaşılmaya başlandıkça, doğru besinlerin tüketilmesinin bağırsaklar tarafından oluşturulan immün yanıtta ne kadar aktif rol oynadığını fark etmekteyiz. Tükettiğimiz besinler, bağırsaklarımızın oluşturduğu immün cevabı iki yolla etkiler: Bağırsakla ilişkili lenfoid doku ortamındaki kimyasal bileşenleri oluşturarak ve mikrobiyotayı oluşturarak.[1]
Bağırsaklarla İlişkili Lenfoid Doku Nedir?
Vücudun çeşitli yerlerinde lenfoid dokular bulunur. Bunlar arasında, aşina olabileceğiniz bronşlar ve burun boşluğu da bulunur. Bu dokuların en büyüğü ise, bağırsakla ilişkili lenfoid dokudur.[2] Lenfoid doku, B ve T gibi bazı bağışıklık hücrelerini içeren ve vücuttaki lenf düğümlerinde bulunan bir yapıdır. B ve T hücrelerinin yanı sıra, antijenleri işleyen ve onları mukoza altındaki lenfosit hücrelerine gönderen M adlı başka bir bağışıklık hücresi tipine de sahiptir.[3] Bağışıklık sistemi hücrelerinin %70'i, bağırsaktaki lenfoid dokuda bulunur.[4] Bu nedenle bağırsaklarımızdaki bu dokunun sağlıklı işleyişi ve yediğimiz yiyeceklerle etkileşimi çok önemlidir.
Bu doku, aynı zamanda bazı antikorların vücutta üretimi için de önemlidir. Antikolar, B hücreleri tarafından salgılanan protein ürünleridir ve aynı zamanda immünoglobulinler olarak da adlandırılırlar. Vücutta 5 tip immünoglobulin üretimi yapılmaktadır: Bunlar IgG, IgA, IgM, IgD ve IgE olarak isimlendirilir. IgA solunum yolları, ağız duvarları ve özellikle de sindirim sisteminde üretilir.[5]Bağırsaklar da IgA için önemli bir üretim yeridir. Bu nedenle bağırsaklar, vücudun adaptif bağışıklığının önemli bir bölümünde aktif rol oynar.[5]
Yediklerimiz, Lenfoid Dokunun İmmün Yanıtını Nasıl Etkiler?
Tükettiğimiz besinleri oluşturan bileşenler, sindirim kanalının epitelinde bulunan hücreler tarafından emilmektedir. Bu emilim, özellikle de ince bağırsak mukoza epitelindeki hücreler tarafından gerçekleşmektedir.[6] Bu bileşenlerin karakteristiği emilim hücrelerinin gen ekspresyonunu düzenlemektedir. Emilim hücreleri, bağırsakla ilişkili lenfoid dokudaki bağışıklık hücrelerine sinyal göndermekten sorumludur. Bu nedenle gıdaların içeriği bağırsaktaki bağışıklık hücrelerinin aktivasyonu ve doğru çalışması için oldukça önemlidir.[7]
Mikrobiyota Nedir?
Mikrobiyota veya flora, bağırsak epitelinin yüzeyinde simbiyotik olarak yaşayan başta bakteriler olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara verilen genel isimdir. İnsan bağırsak florasında yaklaşık 1000 ila 1500 farklı bakteri türü vardır; ancak en baskın iki tür, floranın %92'sini oluşturan Firmicutes ve Bacteroidetes bakterileridir. Bununla birlikte, bir insan mikrobiyomu ortalama 160 farklı bakteri türü içerir; bu nedenle karakteri, çevresel veya genetik faktörlere göre kişiden kişiye değişir.[8]
Birçok çalışma, bağırsak florasının ve bağışıklık sisteminin sürekli iletişim kurduğunu göstermektedir.[9] Mikrobiyota makrofajlar, T lenfositler ve dendritik hücreler gibi bazı bağışıklık sistemi hücreleri üzerinde düzenleyici etkilere sahiptir.[11]Mikrobiyotamız, IL-1, IL-18 ve IL-22 gibi birçok aktif molekülü üretir. Özellikle IL-18 ve IL-22 sitokinleri, hem doğrudan mikrobiyota tarafından üretilir hem de bunların lenfoid doku tarafından salgılanması, mikrobiyota tarafından indüklenir.[12]Bu moleküllere interlökinler (IL) denir.
İnterlökinler, lenfosit hücreleri tarafından salgılanan sitokin proteinleridir. Bunlar, lenfosit hücrelerinin, yani bağışıklık hücrelerinin sinyalleşmesini ve iletişimini sağlarlar. Örneğin IL-4 ve IL-6 gibi interlökinler, B hücrelerinin proliferasyonunu ve antikor üretimini sağlamaktadır.[10] IL-10 ve IL-22 ise, mukozal inflamasyonun önlenmesi ile sıkı bir şekilde ilişkilidir ve kolorektal kanserin önlenmesinde çeşitli etkilere sahiptirler. Örneğin IL-10, zararlı mikroorganizmalara karşı anormal bağışıklık tepkisini ve bunun sonucunda oluşan bağırsak hasarını kontrol etmek için gereklidir.[14]
Dolayısıyla bağırsak tarafından verilen immün cevap için gerekli molekülleri doğru bir şekilde üretebilmesi için, mikrobiyotanın doğru bir şekilde oluşturulması önemlidir.
Yediklerimiz, Mikrobiyotanın İmmün Yanıtını Nasıl Etkiler?
Bağırsak florasının karakterini etkileyen en önemli faktörlerden biri, beslenme alışkanlıklarımızdır. Dengeli ve düzenli beslenme, bağırsaktaki faydalı mikroorganizmaların çoğalmasını ve doğru miktarda sitokin üretmesini sağlar. Mikrobiyota, bağırsak bariyerini ve mukozal tabakayı patojenlerden ve proinflamatuar süreçlerden korur. Patojenlerin mikrobiyota tarafından azaltılması, hem sürekli iltihaplanmanın ve akabindeki iltihaplanma kaynaklı kanser indüklenmesinin önlenmesi hem de patojenlerin salgıladığı kansere neden olan kimyasalların üretilmemesi açısından bağırsak sağlığı için önemlidir. Dolayısıyla mikrobiyota, aynı zamanda antikanserojenik özelliğe de sahiptir. IL-18 ve IL-22 ekspresyonunun inhibe edildiği deneysel hayvan modellerinde, bakteriyel endotoksinlerin disbiyoz sonucu kimyasal uyarı ile kolon kanserini tetiklediği gözlemlenmiştir. Yetersiz beslenme sonucu oluşan anormal bağırsak florası sadece kansere neden olmakla kalmaz aynı zamanda kemoterapi tedavisine direnç de oluşturmaktadır.[11]
Sitokinler dışında tüketilen gıdaların bileşen özellikleri, mikrobiyotanın metabolik faaliyetleri sonucunda üretilen diğer ürünleri de etkilemektedir. Örneğin vücuda alınan besinleri bağırsakta metabolize etmesi sonucu bağırsak florası aynı zamanda bütirat, propiyonat, asetat, ürolitinler ve equol gibi bazı biyoaktif maddeler de üretmektedir. Bu kimyasallar antioksidan, antiinflamatuar, antianjiyogenik özelliklere ve histon deasetilaz aktivitesinde indirgeme işlevlerine sahiptirler. Bu biyoaktif maddeler, aktive edici veya baskılayıcı etkiler göstererek karsinogenez aşamasında aktif rol alabilirler. Örneğin diyet lifi alımı, bağırsakta bütirat üreten mikroorganizmaların sayısını artırır. Bütirat, diyet lifinin bakteriler tarafından sindirilmesiyle üretilir. Bu molekül, kolon iltihabını ve karsinojenezi baskılayan IL-18 ve IL-10 üretimini arttırır.
Yapılan birçok çalışmada mikrobiyotadaki bütirat üreten bakteri miktarındaki azalmanın kolon kanserinin tetiklenmesinin artması ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, kanserojenezin karmaşık evreleri, antikanser tedavilerine yanıt ve toksisite de dahil olmak üzere kanserin tüm evrelerinde çok önemli roller oynayan mikrobiyota, onkoloji alanında potansiyel bir terapötik hedef olarak kabul edilmiş ve bir tedavi unsuru olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.[12]
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Sonuç
Sonuç olarak, tükettiğimiz gıdaların türleri ve miktarları:
- Bağırsakla ilişkili lenfoid dokudaki bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunun sağlaması,
- Mikrabiyotanın patojenlere ve onların endotoksinlerine karşı bağırsak bariyerini koruması ve bu bariyerin iltihabını önlemesi,
- Bağırsak florasının sağlıklı ve antikanserojen metabolik atık ürünleri oluşturmasını sağlaması
nedeniyle, bağırsak immün yanıtı oluşturulmasında oldukça önemli rol oynamaktadır. Bu sebeple yediğimiz besinler, başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türüne karşı vücudumuzu savunmada etkin rol oynar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ R. Arrazuria, et al. Diet Induced Changes In The Microbiota And Cell Composition Of Rabbit Gut Associated Lymphoid Tissue (Galt). (21 Kasım 2018). Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. A. Elmore. Enhanced Histopathology Of Mucosa-Associated Lymphoid Tissue. (21 Kasım 2006). Alındığı Yer: NCBI | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Dağdeviren, et al. Mukozal Bağışıklığın Anahtarı ‘’M’' Hücreleri. (21 Kasım 2020). Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Suzuki, et al. Intestinal Iga Synthesis: A Primitive Form Of Adaptive Immunity That Regulates Microbial Communities In The Gut. (21 Kasım 2007). Alındığı Yer: Science Direct | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b N. Y. Lycke, et al. The Regulation Of Gut Mucosal Iga B-Cell Responses: Recent Developments. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. R. Kiela, et al. Physiology Of Intestinal Absorption And Secretion. (21 Kasım 2016). Alındığı Yer: NCBI | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. R. Sanderson. Dietary Regulation Of Genes Expressed In The Developing Intestinal Epithelium. (21 Kasım 1998). Alındığı Yer: Oxford Academic | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Shi, et al. Interaction Between The Gut Microbiome And Mucosal Immune System. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: PubMed | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Shapiro, et al. The Cross Talk Between Microbiota And The Immune System: Metabolites Take Center Stage. (21 Kasım 2014). Alındığı Yer: PubMed | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. B. Mizel. The Interleukins. (21 Kasım 1989). Alındığı Yer: FASEB | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. C. Genç, et al. Mikrobiyota Ve Kanser. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. C. Genç, et al. Mikrobiyota Ve Kanser. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- S. S. Perdue, et al. Immune System. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. C. Genç, et al. Mikrobiyota Ve Kanser. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- A. C. Genç, et al. Mikrobiyota Ve Kanser. (21 Kasım 2017). Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı
- H. X. Wei, et al. Il-10 And Il-22 In Mucosal Immunity: Driving Protection And Pathology. (21 Kasım 2020). Alındığı Yer: Frontiers | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:14:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11167
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.