Astrolojiye İnananlara Hatalarını Nasıl Gösterirsiniz?
Basit Bir Astroloji Deneyi/Oyunu ile Astrolojinin Tutarsızlıklarını Gösterebilirsiniz!
Richard Dawkins'in astrolojiye inananlara yönelik yaptığı kapsamlı analiz videosunu artık izlemeyen kalmamıştır. Kaçıranlar, aşağıda izleyebilirler.
Astrolojiyle ilgili bilimsel temelinizi sağlamlaştırmak isterseniz buradaki yazımızı okuyabilirsiniz. Ola ki bilimsel araştırmalar, halk efsanelerinin geçersizliğini görmeniz için yeterli değilse, kendi testlerinizi uygulayarak kendi gözlerinizle astroloji safsatası üzerinden para kazananların gözünüzün içine baka baka yalan söylediğini ve paranızı çaldığını görebilirsiniz.
Deneysel Oyunla "Burçlara Ait Karakter" İddialarını Çürütün!
Deney oldukça basit ve Dawkins'in gösterdiği deneylerin bazılarından esinleniyor. Diyelim ki astrolojiye göre "Yengeç" burcusunuz. Astrolojiden anladığını iddia eden ve sizi kısmen tanıyan birine, konu açıldığında Yengeç harici bir burç söyleyin (mesela "İkizler"). Sonra İkizler ile ilgili bilgiler vermesini ve size ne kadar da uyduğunu, olumlu ve olumsuz taraflarınızı anlatmasını izleyin. Sonrasında, sözünü keserek yalan söylediğinizi, aslında İkizler olmadığınızı söyleyin.
Muhtemelen "Hahah, tahmin etmiştim, çok da uymuyor sana şimdi düşününce; nesin aslında?" minvalinde bir şeyler diyeceklerdir. Bunu söylediklerinde, biraz utangaç ama karşı tarafa güven verecek şekilde yine yanlış olan başka bir burç söyleyin (mesela "Aslan"). Biraz utangaç olmalısınız, çünkü az önce yalan söylediğiniz için kendinizden utandığını karşı taraf anlamalı. Eğer aşırı emin gözükürseniz, karşı taraf kendisini yine kandırmaya çalıştığınızı düşünecektir.
Ola ki foyanız açığa çıkarsa, şakayla karışık bir şekilde yanlış bir doğum tarihiyle birlikte ona uygun bir burç söyleyin. Mesela 23 Ocak deyin ve Kova olduğunuzu söyleyin. Böylece fazladan bilgi vererek karşı tarafı ikna etme şansınızı arttırmış olacaksınız.
Her neyse, karşı taraf ikna olduğunda ve Kova'nın size ne kadar uyduğunu, olumlu-olumsuz taraflarınızı saymaya başladığında, bir süre sonra yine lafını kesin ve tekrar yalan söylediğinizi söyleyin.
Bu işlemleri karşı taraf yalan söylemekten veya siz oynamaktan bıkana kadar devam ettirin. Teorik olarak 11 defa burç değiştirmeniz mümkündür. Çünkü astrolojinin tamamı ve burçların hepsi uydurmadır. Ancak çoğu zaman kişiler 3-4 yalandan sonra sıkılırlar. Farklı farklı astroloji safsatasına inananlarla rekorunuzu kırmaya çalışın. Deneyimlerinizi bizlerle paylaşın.
Astroloji Neden En Basit Bilimsel Testleri Geçemiyor?
Tabii ki astrolojiye inanan bilim karşıtları genellikle süreç içerisinde bu tür çürütmelere, eşit derecede geçersiz savunmalar geliştirmişlerdir. Bunların bir tanesi, "Ama yükselen var, diğer gök cisimlerinin etkisi var, şimdi onları katmadan astrolojiden bahsedemezsiniz." gibi bir savunmadır. Ülkemizin en değerli astronomlarından Dr. Ethem Derman'ın sözleri, bu noktada ete kemiğe bürünerek anlam kazanmaktadır: "Hayatınızda ebenin etkisi Satürn'den fazladır."
Gerçekten de öyle! Burada tüm detaylarıyla gösterdiğimiz üzere, hem matematiksel olarak hem de fiziksel olarak astrolojinin herhangi bir dayanağı bulunmamaktadır! Yani elektromanyetizma, gök cisimlerinin kütle çekim kuvveti, vb. ile astrolojiye bilimsel bir temel bulmak imkansızdır. Odada oturan arkadaşınızın veya doğum sırasında orada bulunan doktorun sizin üzerinizdeki kütleçekim kuvveti, herhangi bir gezegenin, hatta Ay'ınkinden bile daha güçlüdür! Cebinizdeki telefonun veya doğum anında kullanılan oksijen ve kalp ritmi monitörlerinin elektromanyetik kuvveti, herhangi bir gezegenin ve hatta Güneş'in elektromanyetik kuvvetinden daha fazladır. Bu durumda, etrafımızda bu kadar faktör varken, spesifik bir gök cisminin göz ardı edilebilecek kadar ufak fiziksel etkisinin sistemsel bir mekanizma olarak ileri sürülmesi geçersizdir. Eğer bu saydığımız diğer faktörlerin de bizi etkilediği kabul edilecek olursa da, astrolojinin tüm iddiaları geçersiz konuma düşmektedir; çünkü astrologlar yaptıklarını iddia ettikleri analizlerin hiçbirinde bu tür sinyal gürültülerini (etkisini incelediğimiz şey haricindeki diğer şeylerin etkisini) dikkate almamaktadırlar. Yani her iki durumda da astrolojinin bilimsel bir temele oturtulması imkansız gözükmektedir - ki bu nedenle de bugüne kadar oturtulamamıştır.
Astrologlar genellikle bu tarz bilimsel analizlere yönelik olarak çok sayıda asılsız, temelsiz, gerçekliği ispatlanmamış ek iddia ile argümanlarını bulandırmaktadır. Ancak ispatsız olan tüm üst-iddiaları görmezden gelip, astrolojinin yine ispatsız olan temel argümanlarına odaklandığınızda (yani örneğin gök cisimlerinin doğum anında bireylerin psikolojisini sistemli ve tekrar eden bir şekilde etkileyebildiği gibi iddialara odaklandığınızda) geriye kalan, basitçe, "insani karakterlerin doğum anıyla hiçbir alakası olmadığı, astrologların kafalarına göre yorum yaptıkları" gerçeğidir. Çünkü gök cismi ile davranış arasındaki nedensellik (yani her seferinde davranışsal kategorilere karar verenin doğum anındaki gök cismi pozisyonları olduğu ve bunun her seferinde kendini tekrar ettiği iddiası) bilimsel olarak gösterilemediği müddetçe, bunun üzerine inşa edilen karakter analizlerinin, burç kategorilerinin, geleceğe yönelik tespitlerin hiçbiri geçerli görülemez.
Astrologların katılımıyla gerçekleştirilen, onların katkılarıyla yapılan ve Nature dergisinde yayınlanan bir deneyde, 28 astrologa 256 katılımcının 480 soruya verdikleri cevaplardan toplanmış kişilik verileri gönderilmiş ve bu bilgilerden yola çıkarak astrologların burç ve kişilik analizleri yapması istenmiştir. Birden fazla şekilde yapılan testler sonucunda, astrologların birbirleriyle ortak sonuçlara varamadıkları gibi, astrologlar tarafından tespit edilen sonuçların kişiler tarafından doğru bulunmadığı, rastgele üretilen veya başkalarına ait olan kişilik analizlerini kendilerine özel üretilenlere istatistiki olarak eşit sıklıkta tercih ettikleri gösterilmiştir. Aynı deney, 2008 yılında 52 üniversite öğrencisi ile tekrar edilmiştir ve aynı sonuçlara ulaşılmıştır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dolayısıyla yukarıdaki basit oyunda yaptığınız da bir nevi kontrollü deney gibidir. Astrologların ne tür savunmalarla sizi kandırmaya çalıştıklarını kolayca görmenizi sağlayacaktır. Teknik olarak, eğer ki burçlar doğru olsaydı, burcunuz (ve sadece burcunuz) size uymalıdır. Bir astrolog, net bir şekilde bu burcu tespit edebilmelidir.
Çoğu zaman kişiler "Ama gerçekten burcum bana çok uyuyor!" derler. Bunun sebebi burçların gerçekten size uyuyor olması değil, astrologların Forer-Barnum Etkisi denen bir psikolojik/istatistiki yönteme başvurarak size yalan söylüyor olmasındandır. Eğer ki 12 burçtan (aslında 13 burç var ama karıştırmayın şimdi, astrologlar da ne yapacaklarını bilmiyorlar bu konuda) herhangi birini size "sizin burcunuzu okuyoruz" diyerek okusaydık, büyük oranda uyduğunu görecektiniz. Dawkins'in deneyi bunun bir örneğidir. Forer-Barnum Etkisi ile ilgili buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Ama... Astroloji Gerçekten, Cidden Geçersiz mi?
Astrolojiye inananların hatalarını göstermenin bir yolu da onlarla mantığa ve bilime dayalı bir sohbet olabilir. Bu çoğu zaman işe yaramaz; çünkü sahtebilim inancı oldukça derindir ve mantıklı bir sohbet zor olabilir. Ancak ola ki bunu yapabilecek birini tanıyorsanız, belki de onları gerçeğe yönlendirmenin yolu yukarıdaki oyun gibi zokaya düşürmek değil; bir iddiaya bilimsel olarak nasıl yaklaşmaları gerektiğini öğretmektir.
Şöyle düşünün: Yukarıdaki eğlenceli deneyi/oyunu ele alın. Bu bir fizik deneyi olsaydı, kimi zaman çalışıp, kimi zaman çalışmamasını bekler miydiniz? Hayır! Tıp olsaydı, "Valla şekerim şimdi diyabet var, kalp var, böbrek var, neyin olduğunu nihayetinde elbette bilemeyiz ama biz gene de bu tedaviyi bir deneyelim." denmesini ister miydiniz? Elbette hayır!
Daha netleştirelim: Diyelim ki babanız kim, net olarak biliyorsunuz ve genetik biliminin isabetliliğini tespit etmek istiyorsunuz. Baba olabilecek yaşta 12 kişiyi alıp bir hastaneye gidiyorsunuz. Sizden ve bu 12 kişiden kan alınıyor, genler dizileniyor. Araştırmacılara diyorsunuz ki, 4 numaralı kişi babamdır. Ama aslında yalan söylüyorsunuz, gerçekte babanız olan kişi 9 numaralı kişi. Genetik sonuçlar geliyor ve sonuç net: 9 numaralı kişi babanız. Diyorsunuz ki "Hayır, yalan söyledim. Aslında 11 numaralı kişi babamdı. Tekrar edelim testi." Tekrar test yapılıyor ve yine genetik testin sonucu aynı: 9 numaralı kişi babanız. Bunu istediğiniz kadar tekrar edin, genetik testlerin akademik olarak yayınlanan hata paylarının içinde kaldığınız müddetçe ısrarla sonuç 9 numara olacaktır. Bu size güven vermelidir. Benzer şekilde, astrologların belirsizliği de size güvensizlik vermelidir.
Eğer fizikte, kimyada, biyolojide bir iddianız varsa, en azından istatistiki olarak anlamlı bir tekrar boyunca sonuçlarınızın aynı olması gerekirdi. Hatta temel bilimleri geçtik; psikoloji ve sosyoloji gibi sosyal bilimlerde bile belli (ve son derece üst düzey) bir istatistiki standart vardır. Örneğin buradaki örneği okuyarak, bilimsel bir mesele söz konusu olduğunda, araştrımacıların en ufak bir hatasında bile bilim camiasının ne kadar katı, sert ve net bir tepki verdiğini, kişileri doğru yöne sevk edecek uyarıları yaptığını ve bilimsel iddiaların yayınlanmadan önce ve sonra ne tarz katı bilimsel testlere tabi tuttuğunu görebilirsiniz.
Astrolojinin Bilimselliğine Yönelik Kontrol Listesi
Bir alanın bilimselliğine yönelik yaptığımız incelemeyi astrolojiye uygulayalım, bakalım nasıl bir sonuç çıkacak?
- Astroloji, doğal dünyaya mı odaklanmaktadır? Evet; ancak astrolojinin temel iddiası, başımızdan geçen olayların doğum tarihimiz ve gök cisimleri ile ilişkilendirilebileceğidir. Yani Dünya'nın Güneş etrafında bulunduğu konuma yönelik tamamen rastgele geliştirdiğimiz ve milenyumlar içinde değişen takvim sistemi ve bu takvimde hangi günde ve saatte doğduğunuzdaki astronomik cisim konumları ile, bugün, yarın, birkaç yıl sonra başınızdan geçecekler arasında bir ilişki olduğunu iddia etmektedir. Bu, standart bir bilimsel neden-sonuç iddiasıdır ve bilimsel olarak test edilebilir. Fakat bunu yapıp da başarılı bir neden-sonuç ilişkisi kurabilen kimse olmamıştır. Astrolojinin geçerli olmasını mümkün kılacak, söz konusu ilişkileri sağlayabilecek herhangi bir fiziksel kuvvet bulunmamaktadır.
- Astroloji, doğal dünyayı açıklamaya çalışmakta mıdır? Evet; ancak astrolojinin yaptığı, aradaki nedenselliği ispatlamaksızın çıkarım üzerine çıkarım inşa etmektir. Örneğin bahar ekinoksunda doğmuş olmak ile girişimci olmak arasında bir ilişki olduğunu ileri sürer. Bu tarz ilişkileri ortaya koyan herhangi bir bilimsel araştırma bulunmamaktadır. Buna rağmen astroloji, bu iddiadan yola çıkarak ek karakteristik kategorizasyonlara girmekte ve ispatlamadığı bir iddia üzerine hikayeler oturtmaktadır.
- Astroloji, test edilebilir iddiaları kullanmakta mıdır? Hayır; çünkü astroloji tarafından ileri sürülen iddialar öylesine geneldir ki, herhangi bir diğer özellik de aradaki nedenselliği açıklamaya yetecektir. Zaten Forer-Barnum Etkisi de bunu ispatlamakta; astrolojinin geçersizliğini ve neden bize uyuyormuş gibi gözüktüğünü izah etmektedir. Öte yandan, test edilebilir olan iddiaları da vardır. Örneğin bir kişinin burcunun, o kişinin yönetimsel becerilerini etkilediği iddiası test edilebilir bir iddiadır. Ancak bunu test edip de başarılı bir sonuç üretebilen kimse olmamıştır. Yani astroloji, kendi test edilebilir iddialarının sınanmasında bile başarısızdır.
- Astroloji, kanıta dayalı bir uğraş mıdır? Hayır; çünkü astrologlar kendilerine sunulan kanıtlar ışığında iddialarını ve hipotezlerini terk etmezler; tam tersine, onları daha da sıkı savunarak alternatif açıklamalar üretmeye çalışırlar (ne var ki bu açıklamalarını yukarıdaki testlere tabi tutmazlar). Daha önceden de bahsettik; ancak astrologları çok basit bir çifte kör testine tabi tutan ve Nature dergisinde yayınlanan araştırmayı hatırlayın. Astrologlar sistematik sonuçlar üretemedikleri gibi, kanıt ışığında fikir değiştirmek yerine bahanelerle neden başarısız olduklarını geçiştirmeye çalışmaktadır.
- Astroloji, bulgularını bilim cemiyeti ile paylaşmakta mıdır? Hayır. Bilimin en temel mekanizması, bilimsel bulguları hakemli, güvenilir ve akran denetiminden geçen akademik jurnallerde yayınlamaktır. Böylece diğer bilim insanları metotlarınızı, sonuçlarınızı, bu sonuçlardan ulaştığınız çıkarımları test edip, onları kendi araştırmalarında kullanarak sizi sınayabilirler. Astrolojide böyle bir mekanizma bulunmamaktadır. Astrologlar iddia ve bulgularını akademik dergiler yerine magazin dergilerinde paylaşmaktadırlar.
- Astroloji devam eden bilimsel araştırmalar üretebilmekte midir? Hayır. Astrolojinin iddiaları bilimin evrimi içinde test edildi, sınandı ve başarısız oldu. Bu nedenle bilim cemiyeti bu iddiaları terk edip, daha gerçekçi ve bilimsel açıklamalara yöneldi. Astroloji, icadından beri hiçbir bilimsel keşfe veya bulguya katkı sağlamadı.
- Astrologlar bilimsel metodolojiye uygun davranmakta mıdır? Bilimde bir iddia ileri sürülürken, "Aman canım biri zaten hatamı bulur." diyerek konuya yaklaşılmaz; daha yayın aşamasına gelmeden iddialar tekrar tekrar çürütülmeye çalışılır, alternatif açıklamalar üzerinde durularak iddialar sınanır. Astrologlar ise daha kendi iddialarının akademik temelini sorgulamaksızın halka yaymaktadır. Dahası, yukarıda da izah ettiğimiz gibi, kendileriyle çelişen akademik sonuçları görmezden gelirler.
Astroloji Bireylere Zarar Verebilir!
Sırf bu temel kriterlerdeki başarısızlığı bile astrolojiyi ciddiye almadan reddetmek için yeterlidir. Ancak astrolojiyi reddetmenizin sebebi sadece bilim felsefesine dayalı sebepler olmak zorunda değildir: Astroloji, insanlara zarar verebilir; yani toplum üzerinde doğrudan olumsuz etkisi vardır!
Çünkü astroloji, temelsiz varsayımlardan büyük iddialar üzerine inşa edilmiştir. Öte yandan bilimin her alandan uzmanlar, zayıf verilerden büyük iddialar çıkarmamaya özen gösterirler: Bir psikolog, herkesin standart kalıplara bölünemeyeceğini bilir; bu nedenle bireysel terapiler uygulanır. Bir hekim, hasta hikayesi gibi bireysel özelliklerden yola çıkarak tedavi önerir, insanları standart kategoriler bölmez (öyle ki tıbbın evrimi "bireysel tıp" dediğimiz çok özelleşmiş bir alana evrimleşmektedir). Ancak astrologlar, gök cisimlerinin konumlarından yola çıkarak kişiliklerin 12 kalıba ayrıldığını ve bunların spesifik bir birey için genel geçer yargılar üretmekte kullanılabileceğini iddia ederler.
Astroloji, bu yolla halka sahte umutlar pazarlamaktadır. İnsanlar, şu 3 şeyi duymak isterler, çünkü bunlar onları mutlu eder:
- Kendilerine dair olumlu yanlar,
- Gelişmekte olan olumsuzluklar,
- Geleceğe yönelik bilgiler.
Bunlar, kişilerin özgüvenini artırır. İlki, başkalarından beklediğimiz onaylanma hissini tatmin eder. Diğer ikisi ise bilinmezlikleri azaltarak bizi psikolojik olarak sorunlara ve bilinmezlere hazırlar. Ancak bir sorun var: Astrolojinin size sundukları gerçek değildir! Astroloji kişilere sadece duymaktan hoşlanacağı veya hoşlandığını sandığı şeyleri pazarlar; gerçekleri değil.
Bu büyük bir problemdir; çünkü hatalı yönlendirme dolayısıyla astrolojinin iddiaları insanların gerçeğe yönelik algılarını saptırabilmektedir. Örneğin bir üniversite öğrencisi adayına sınavı kazanacağının söylendiğini ve bu nedenle çalışmalarını gevşettiğini düşünün! "Sorumlu bir astrolog" bundan kaçınabilir; ancak astroloji bir sınava yönelik başarı oranımızı tahmin edemedikten sonra gerçekten ne işe yarar ki? "Sıkıntıların var ama bunları aşacaksın." gibi bir bilginin kişiye faydası nedir? Sıkıntıların er ya da geç aşılacağı gerçeği, sıradan bir istatistiki önermedir, gizemli bir astrolojik öngörü değil.
Tabii ki astrolojide istenmeyen, olumsuz, üzücü iddialar da bulunmaktadır ("Yakında başına üzücü bir ayrılık gelecek; bu bir sevgili olabilir, bir akraba olabilir." gibi). Bu, hiçbir sağlam temele dayanmıyor olsa da, astrolojinin inandırıcılığını arttıran bir taraftır: "Aman canım, sadece iyi şeyler söylemiyorlar ki!" yaygın bir astroloji savunusudur. Ne var ki bu da bireyler için zararlıdır; çünkü kişileri tamamen asılsız bir şekilde strese ve paranoyaya itebilir.
Hayat elbette üzüntüler ve mutlulukların bir toplamı, bir karışımıdır. Elbette yeterince süre beklerseniz başınıza iyi ve kötü şeyler gelecektir. Bunu fark etmek için astrolojiye ihtiyaç yoktur. Ancak astrologlar, burç ve fallardan yola çıkarak bu iyi ve kötü şeylerin yaşanabileceği alanları çok spesifik bir konuya/olaya odaklayabileceklerini iddia etmektedirler. Bunu yaptıklarında, kişilerin psikolojisini de bu iddialarına göre şekillendirmekte ve onlara önyargılar yüklemektedirler. Örneğin sevgilinizin sizden ayrılacağının söylenmesi, sevgilinize yönelik psikolojinizi doğrudan değiştirmektedir ve belki de gerçekten bir kavgaya ve nihayetinde ayrılmaya yol açacaktır. Halbuki astrologların sevgilinizle ilişkinize dair en ufak bir fikri yoktu!
Astroloji, Bireysel Çeşitliliği Temelsiz Kategorilere Böler!
Tür içindeki davranışlar geniş bir çeşitlilik göstermektedir. Ancak astrolojinin özünde pazarlamaya çalıştığı şey, gök cisimlerine ve hareketlerine bakarak, sizi sizden daha iyi bilebilecekleri iddiasıdır. Bu sahte kategorizasyon olmasaydı, astroloji de olamazdı; çünkü astroloji, davranışlarımızın gerçekten de olduğu gibi kişisel özelliklere göre değişiyor olduğunu kabul etseydi size herhangi bir umut pazarlayamazdı; çünkü dayanacağı bir kalıp olmazdı. Her davranış, sıradan bireysel özelliklerden ibaret olurdu.
Bilim insanları her zaman matematiksel hata paylarından, istatistikten, çift kör deneylerinden, akran denetiminden söz ederler. Astrologlardan bunları duymayız; çünkü astroloji bir bilim değildir. Eğer astrolojinin iddiaları basit bir çift kör testinden geçirilecek olsaydı (ki söylediğimiz gibi bilim insanları bunu zaten yapmışlardır), astrologların iddialarının rastgelelikten öte olmadığı, hiçbir somut ve tekrar edilebilir sisteme dayanmadığı, çünkü insanların söz konusu burçlara bölünemeyeceği gerçeği görülürdü - ki görülmüştür.
Sonuç
Astrolojiyi bilimin geri kalanıyla aynı bilimsel standartlara tabi tuttuğumuzda, bilimin sınavlarını geçememektedir. Bu, astrolojiye karşı özel bir düşmanlık olmasından kaynaklı bir durum değildir. Astroloji, bilimsel standartları tutturabilen bir altyapıya sahip değildir. Çoğunluğu antik, büyük kısmı mistik, neredeyse tamamı hatalı iddialar üzerine kuruludur ve en basit testlerde bile başarısız olmaktadır.
Eğer öyle olmasaydı ve astroloji temel bilimsel testlerimizi geçebilseydi, bilimin geri kalanı astrolojiyi memnuniyetle kucaklar; araştırma programlarına dahil ederdi. Düşünsenize, gök cisimleri ile insan psikolojisi arasında test edilebilir, güvenilir, tekrar edilebilir bir ilişki kurulacak ve bilim camiası buna sırt çevirecek! Tam tersine, bilim insanları böyle bir mekanizmanın üzerine atlarlardı! Kazların davranış kalıplarının keşfine Nobel Ödülleri verilmişken, sırf astrolojinin insan davranışları ve evrenin işleyişi üzerindeki etkileri alanından kaç adet Nobel Ödülü dağıtılacağını hayal edebiliyor musunuz? Ancak bilim insanları bu alanın üzerine atlamıyorlar; çünkü alanın vadettiği bilimsel hiçbir veri bulunmuyor.
Uzun lafın kısası astroloji, sadece bir sahtebilimden ve para tuzağından ibaret. Ve bu belki hukukta geçerli değil ama, büyük fizikçi Edward Teller'ın da dediği ve bilimde her zaman geçerli olduğu gibi astroloji, aksi kanıtlanana kadar suçludur!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Kahve falı, yıldızname, astroloji gibi kişiye yönelik yapılan yorumların falla ve burçla ilgisi var mı?
- Astrolojiyle ilgili deneyler astrolojinin yalan olduğunu ispatlamaya yeter mi?
- 110
- 54
- 40
- 21
- 12
- 10
- 9
- 9
- 3
- 0
- 0
- 0
- F. Clark. Your Fate Is Not Written In The Stars. (15 Ekim 2012). Alındığı Tarih: 14 Haziran 2019. Alındığı Yer: Patheos | Arşiv Bağlantısı
- B. University. Astrology: Is It Scientific?. (14 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 14 Haziran 2019. Alındığı Yer: Berkeley University | Arşiv Bağlantısı
- P. R. Thagard. (1978). Why Astrology Is A Pseudoscience. Proceedings of the Biennial Meeting of the Philosophy of Science Association, sf: 223-234. | Arşiv Bağlantısı
- S. Carlson. (1983). Double-Blind Test Of Astrology. Nature. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:47:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4079
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.