Aposematizm ve Uyarı Renkleri: Uğur Böcekleri, Neden Genellikle Dikkat Çekici Kırmızı Renge Sahiptir?
Uğur böcekleri, hepimizin küçüklükten beri aşina olduğu ve muhtemelen sevdiği bir böcek türüdür. Belki de bunun en önemli sebebi, genellikle kırmızı bir arka fonun üzerinde siyah renkte benekler bulunan ve bize oldukça güzel gözüken kanatlarıdır.
Fakat bu güzellik algısı, doğayla ilgili bir algı değildir; tamamen insan bilincinin bir sonucudur. Tam tersine, doğadaki gerçeklikle pek bir alakası olmadığı bile söylenebilir, çünkü doğada böylesine belirgin bir renge sahip olmak, potansiyel avcıların sizi fark etme ihtimalini artırır. Ne de olsa doğada, kırmızımsı renkler daha nadir bulunur ve havada uçan bir avcı kuş, yeşil yaprağın üzerine konmuş ufak bir uğur böceğini bile, sahip olduğu bu sıra dışı renkleri sayesinde kolaylıkla fark edebilir ve "güzel gözüken" bu renkler ve desenler, birdenbire uğur böceği için yüksek bir ölüm riski oluşturabilir. O halde, uğur böcekleri neden böyle bir güzelliğe sahiptir?
Bunu anlamak için, renkli canlıların evrimindeki seçilim mekanizmalarını bilmek gerekir. Çünkü sıra dışı renkleri çoğunlukla, cinsel seçilimde ve dolayısıyla besinin diğer habitatlara kıyasla görece daha fazla bulunan ekvatoral enlemlerde, yani tropikal bölgelerde görülür. Buna bir örnek olarak, papağanları gösterebiliriz: Bu hayvanların besine erişimi çok zor olmadığı ve avcı baskısından çok fazla mustarip olmamalarından ötürü, çok parlak ve renkli bir gövdeye sahip olabilmektedirler. En nihayetinde bu parlak renkleri üretebilen papağanlar, sağlıklı olmalıdır; çünkü o renkleri veren şey proteinlerdir ve çeşitli renklerde (veya aynı rengin en parlak olmasını sağlayacak) proteinleri üreten bireyler, diğerlerine göre daha sağlıklı ve üretken olmalıdır. Hele ki bir de bu renklere rağmen avcılarından kaçabilmeyi başardıklarını sinyalledikleri için, karşı cins için daha da dayanılmaz bir çekicilik unsuru yaratabilmektedirler. Bu bireyler, şu mesajı vermektedir: "Ben sağlıklı bir bireyim ve benimle çiftleşmeyi seçersen, benim gibi sağlıklı yavruların olur."
Fakat papağanlara benzer bir habitatta ok kurbağaları da yaşamaktadır. Ne var ki ok kurbağalarının sahip olduğu muhteşem renkler, cinsel seçilim ile değil, doğal seçilim ile meydana gelmiştir. Ok kurbağalarının kırmızı rengi, potansiyel eş adaylarına bir mesaj değildir; kendisini avlama gafletinde bulunacak avcılara bir uyarı niteliğindedir: Ok kurbağalarının sahip oldukları bu renkler, düşmanlarına "Ben zehirliyim, yaklaşma, yakarım!" mesajını vermek için doğal seçilim yoluyla evrimleşmiştir. Buna "aposematizm" adı verilmektedir. Yani bu renkler, canlıların sahip olduğu zehri ve onu yem olarak gören avcı için yaratacağı tehlikeyi, doğada açık bir şekilde ilan etmenin renkli bir yoludur.
Uğur böceklerinin sahip olduğu bu göze hoş gözüken ve dikkat çekici renklerin evrimleşme nedeni de işte tam olarak budur. Diğer birçok canlı türü, potansiyel düşmanlarından saklanmak için çevreye kamufle olabilen renkler evrimleştirmesine rağmen, uğur böcekleri, kral kelebekleri ve ok kurbağaları gibi aposematik canlılar, olabildiğince canlı ve dikkat çekici renkler evrimleştirmiştir. Öyle ki bu canlıların sahip oldukları renkler, sadece avcılara gözdağı vermek için değil; kendi türü arasındaki cinsel veya alansal rekabetlerde de avantaj sağlar. Daha sağlıklı olan daha canlı renklere sahip olacağı için, aynı türün diğer mensubuna bu kez "Ben senden sağlıklıyım, benimle uğraşma." mesajı iletilir ve sorun basit bir yolla çözülmüş olur.
Uğur Böcekleri, Seçilim Baskısını Doğruluyor!
Uğur böceklerindeki bu aposematik durumu araştıran bir bilimsel çalışma, 2015 yılında Scientific Reports dergisinde yayımlanmıştır.[1] Araştırmacılar, uğur böceklerinin sahip olduğu bu renklerin, avcılar tarafından ne düzeyde seçildiğini incelemişlerdir. Aslında uğur böcekleri, oldukça popüler olan kırmızı renklerinin dışında; siyah, turuncu, kahverengi ve sarı renklere sahip olabilirler. Çalışmada, uğur böceklerinden daha fazla göze çarpan "iki benekli uğur böceği" ve daha az göze çarpan "karaçam uğur böceği" gibi farklı türler bilinçli olarak seçilmiş ve kuşların hangi türü yem olarak daha fazla tercih edeceği gözlemlenmiştir. Bu gözlemi ise, kuşların bizden farklı olarak ayırt edebildiği ultraviyole ışıkta görünür olan renkleri algılayabilen kameralar ile gerçekleştirmişlerdir.
Ortaya çıkan sonuç tam da tahmin edildiği gibidir: Kuşlar çoğunlukla, karaçam uğur böceği gibi rengi daha az dikkat çekici ve dolayısıyla daha az zehirli olan uğur böceklerini yemeyi tercih etmişler; daha fazla dikkat çekici renklere sahip olan ve dolayısıyla daha zehirli olan iki benekli uğur böceklerine ise daha düşük bir olasılıkla yönelmişlerdir.
Aposematizmin Evrimi
Aposematizm, evrimleştiği ilk zamanlarda evrimsel olarak akıntıya karşı kürek çekmeyi gerektiren, ilginç bir özelliktir. Çünkü bir tür eğer bir tür parlak renklerle avcıları üzerine çekmeye başlarsa ve avcılar onun zehirli olduğunu öğrenmeden önce popülasyonun tamamını yiyecek olurlarsa (hele ki zehir de bir yandan yeni yeni evrimleşiyorsa) türün yok olmasına neden olabilir.
Aposematizmin hangi şartlarda evrimleştiğine baktığımızda, karşımıza diyet bakımından tutucu türler çıkmaktadır. Bu tür avcılar (özellikle de kuşlar), yaşam alanlarına yeni giren avları hemen avlamazlar; çünkü bu yeni avın popülasyon büyüklüğünden haberdar değillerdir. Bu yüzden avcılar, yeni bir tür ile karşılaştıklarında, o tür ne kadar parlak ve belirgin olursa olsun, ondan uzak durmayı seçebilirler. Dikkat ederseniz, yukarıda söz ettiğimiz araştırmada kuşlar, iki uğur böceği türüne de aşinadır. Yani bu tür deneyler, kuşların aşina olmadıkları böceklerle yapılmamaktadır.
Ayrıca davranışsal bazı detaylar da aposematizmin erken evrimini tetikleyebilir. Örneğin avcıların birçoğu, eğer bir av hem parlaksa hem de kötü tada sahipse, bunun "kötü tadını" eşit derecede kötü tada sahip ama daha az belirgin olan avlara nazaran daha uzun süre hatırlamaya meyillidir. Dahası avcılar, sadece öğrenme yoluyla da değil, evrimsel olarak "genlere kazınmış" bir şekilde de parlak avlardan uzak durmaya meyillidirler: Henüz ebeveynleri tarafından eğitim görmemiş, deneyimsiz sığırcık kuşları ve evcil civcivlerle yapılan deneylerde, hangi avlardan uzak durması gerektiği henüz öğretilmemiş bireylerin bile parlak avlardan uzak durmayı seçebildiği gösterilmiştir. Bu durum, parlak avcıların illâ daha fazla av olacağı fikrini yanlışlamaktadır.
Fakat aposematizmin evrimini açıklamak için illâ bu öncülleri doğrulamaya da gerek yoktur. Örneğin türler, genel olarak yeni formlara karşı korkuya sahiplerdir (buna neofobi denir). Bu nedenle bir av, yeni bir yaşam alanında parlak renklerle sabitlenene kadar, avcılar zaten onlardan uzak durmayı tercih edebilirler. Benzer şekilde, hâlihazırda doymuş (yani besine erişimi zor olmayan) bireyler, aşina oldukları soluk avları, aposematik nitelikteki avlara tercih edebilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dahası, avların davranışı da avcıların davranışını etkileyebilmektedir: Örneğin yeni bir yaşam alanına yerleşmeye başlayan av konumundaki canlılar, birbirleriyle sıkı sıkıya dayanışma sergileyip, bir arada bulunmayı tercih ederek, avcılara verdikleri uyarı sinyalini şiddetlendirebilirler. Avcılar, onlardan bir tanesini tadıp da kötü tatlı olduklarını fark ettikten sonra, kümelerden uzak durmaya başlayabilirler.
Aposematizmin evrimini açıklayan bir diğer hipotez ise genetikten gelmektedir: Eğer aposematik özellikler çekinik veya X kromozomu üzerinde taşınan genlerse, avcılar avladıkları erkek avlardan ötürü türün tatsız veya zehirli olduğunu öğrenebilir; ancak bir yandan heterozigot dişiler, avcılar sinyali öğrenene kadar, bu parlak özelliklerin popülasyon içinde yayılmasını sağlayabilir.
Her ne kadar cinsel seçilimi az önceki anlatımımızda elemiş olsak da cinsel seçilim de apoosematizmin evriminde rol almış olabilir: Eğer dişiler, daha parlak erkekleri seçiyorlarsa, aposematik erkekler, doğal seçilim riski altında kalmalarına rağmen, güçlü cinsel seçilim baskısı altında giderek parlaklaşabilirler. Bu, tavuskuşunun kuyruğu gibidir: Kuyruk, avcılardan kaçmayı zorlaştırsa da avcılarından çok başarılı bir şekilde kaçabilen erkek bir tavuskuşu çiftleşemediği sürece bu avcıdan kaçma başarısının hiçbir evrimsel kıymeti yoktur. Eğer diğer erkekler, avcıya yem olma riskine rağmen daha parlak kuyruklar sayesinde dişileri çekebiliyorlarsa, bu yüksek risk altında bile daha iri kuyruklar evrimleşebilir. İşte aposematizm de bu tür güçlü bir cinsel seçilim baskısı altında, doğal seçilime rağmen evrimleşebilir.
Buna ek olarak, buraya kadar bahsettiğimiz nedenlerden herhangi biri (veya birkaçı) sonucunda belli bir popülasyon büyüklüğüne erişmeyi başaran aposematik türün avcılarının, zehir veya kötü tat riskini öğrenmesi çok daha hızlı gerçekleşecektir; çünkü popülasyon artık yeterince büyüktür. Burada, akraba seçilimi de devreye girecektir: Eğer aposematik avların bu niteliği, ufak bir aile popülasyonundan türe yayılacaksa, bir arada bulunma ihtimali yüksek olan bu aile bireylerinin birbirini kollama ihtimali daha yüksek olacak ve böylece bu genler gelecek nesle daha seri bir şekilde aktarılacak ve hızlı bir şekilde popülasyon içinde yayılabilecektir.
Sonuç
Anlayacağımız, doğadaki renkler, bize her ne kadar hoş gözüküyor olsa da, işin içinde yatan asıl gerçek; hayatta kalma ve neslini devam ettirme başarısını artırmaktan ibarettir. Ancak bu gerçekleri bilmek, doğadaki güzelliklerden alıp götürmeyeceği gibi, onlara daha farklı bir perspektiften bakmamızı sağlar.
Elbette son olarak şunu da belirtmekte fayda var: Yazımızda her ne kadar uğur böceklerinin zehirli olmalarından bahsetmiş olsak da, insanları ısırması durumunda herhangi kötü bir etki meydana getirmez. Ancak bazı durumlarda, evcil hayvanlarda gözle görülür yan etkiler meydana getirebilmektedir. Yani uğur böceklerinin zehri, daha ziyade avcılarına ve avlarına yöneliktir, insanlar gibi iri memeli hayvanlara yönelik pek bir işlevi yoktur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 9
- 5
- 5
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ L. M. Arenas, et al. (2015). Signal Honesty And Predation Risk Among A Closely Related Group Of Aposematic Species. Scientific Reports. | Arşiv Bağlantısı
- ScienceDaily. Ladybird Colors Reveal Their Toxicity. (5 Haziran 2015). Alındığı Tarih: 17 Mayıs 2021. Alındığı Yer: ScienceDaily | Arşiv Bağlantısı
- R. Nall. Are Ladybugs Poisonous To People Or Pets?. (29 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 17 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Healthline | Arşiv Bağlantısı
- E. S. Briolat, et al. (2019). Diversity In Warning Coloration: Selective Paradox Or The Norm?. Biological Reviews, sf: 388-414. doi: 10.1111/brv.12460. | Arşiv Bağlantısı
- N. M. Marples, et al. (2005). Perspective: The Evolution Of Warning Coloration Is Not Paradoxical. Evolution, sf: 933-940. doi: 10.1111/j.0014-3820.2005.tb01032.x. | Arşiv Bağlantısı
- L. Lindstrm, et al. (2001). Predator Experience On Cryptic Prey Affects The Survival Of Conspicuous Aposematic Prey. Proceedings of the Royal Society of London. Series B: Biological Sciences, sf: 357-361. doi: 10.1098/rspb.2000.1377. | Arşiv Bağlantısı
- E. L. Richards, et al. (2011). The Expression Of Dietary Conservatism In Solitary And Shoaling 3-Spined Sticklebacks Gasterosteus Aculeatus. Behavioral Ecology, sf: 738-744. doi: 10.1093/beheco/arr047. | Arşiv Bağlantısı
- E. L. Richards, et al. (2014). Variation In The Expression Of Dietary Conservatism Within And Between Fish Species. Animal Behaviour, sf: 49-56. doi: 10.1016/j.anbehav.2013.11.009. | Arşiv Bağlantısı
- E. C. Siddall, et al. (2008). Better To Be Bimodal: The Interaction Of Color And Odor On Learning And Memory. Behavioral Ecology, sf: 425-432. doi: 10.1093/beheco/arm155. | Arşiv Bağlantısı
- T. Roper. All Things Bright And Poisonous. (9 Temmuz 1987). Alındığı Tarih: 23 Mayıs 2021. Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
- M. P. Speed. (2001). Can Receiver Psychology Explain The Evolution Of Aposematism?. Animal Behaviour, sf: 205-216. doi: 10.1006/anbe.2000.1558. | Arşiv Bağlantısı
- A. Exnerová, et al. (2007). Avoidance Of Aposematic Prey In European Tits (Paridae): Learned Or Innate?. Behavioral Ecology, sf: 148-156. doi: 10.1093/beheco/arl061. | Arşiv Bağlantısı
- G. Gamberale, et al. (1998). Aposematism And Gregariousness: The Combined Effect Of Group Size And Coloration On Signal Repellence. Proceedings of the Royal Society of London. Series B: Biological Sciences, sf: 889-894. doi: 10.1098/rspb.1998.0374. | Arşiv Bağlantısı
- J. Mappes, et al. (1997). Effects Of Novelty And Gregariousness In Survival Of Aposematic Prey. Behavioral Ecology, sf: 174-177. doi: 10.1093/beheco/8.2.174. | Arşiv Bağlantısı
- G. D. Ruxton, et al. (2006). Aggregation, Defence And Warning Signals: The Evolutionary Relationship. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 2417-2424. doi: 10.1098/rspb.2006.3570. | Arşiv Bağlantısı
- E. D. Brodie, et al. (2001). Maternal Effects And The Evolution Of Aposematic Signals. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 7884-7887. doi: 10.1073/pnas.141075998. | Arşiv Bağlantısı
- S. Merilaita, et al. (2002). Community Structure And The Evolution Of Aposematic Coloration. Ecology Letters, sf: 495-501. doi: 10.1046/j.1461-0248.2002.00362.x. | Arşiv Bağlantısı
- M. E. Maan, et al. (2009). Sexual Dimorphism And Directional Sexual Selection On Aposematic Signals In A Poison Frog. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 19072-19077. doi: 10.1073/pnas.0903327106. | Arşiv Bağlantısı
- T. J. Lee, et al. (2010). Can Dietary Conservatism Explain The Primary Evolution Of Aposematism?. Animal Behaviour, sf: 63-74. doi: 10.1016/j.anbehav.2009.10.004. | Arşiv Bağlantısı
- M. R. Servedio. (2000). The Effects Of Predator Learning, Forgetting, And Recognition Errors On The Evolution Of Warning Coloration. Evolution, sf: 751-763. doi: 10.1111/j.0014-3820.2000.tb00077.x. | Arşiv Bağlantısı
- P. J. Weldon. (2013). Chemical Aposematism. Chemoecology, sf: 201-202. doi: 10.1007/s00049-013-0140-3. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:35:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10493
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.