Ağaçkakanların Beyinlerini Koruyan Dilleri Nasıl Evrimleşti?
Ağaçkakanların Uzun Dilleri, Kafatası Etrafına Sarılmış Halde Bulunur!
Yaratılışçılığa inanan bir takım insanlar ve organizasyonlar, son zamanlarda kurdukları web siteleri aracılığıyla ağaçkakanın "evrimle var olamayacak" bir organizma örneği olduğu çığırtkanlığını yapmaktalar. İddialarını savunmak için ağaçkakanın fizyolojisi, bilhassa da şaşırtıcı derecede uzun olan dili hakkında ya çarpıtılmış ya da yanlış olduğu apaçık ortada olan birçok bilgi sunmaktadırlar. Bu yazımızda, bilimsel olmayan bir görüş olan yaratılışçılığa inananların bütün bu yanlış iddialarının doğrularını sunacağız.
Herkesçe iyi bilinen ağaçkakanlar (Picidae ailesi), eşsiz anatomileri sayesinde sıra dışı ekolojik nişlerden istifade edebilirler. Bu aileye mensup türlerin bir çoğu, böcek veya diğer avlarla beslenirler. Bu avlara ulaşabilmek için, sert ve çürümemiş ağaçlarda delikler açmalarına yardımcı olan enteresan adaptasyonlardan faydalanırlar. Bu adaptasyonların en etkileyici olanı ağaçkakanın dilidir.
Yapısı gereği kaslı olan insan dilinin aksine, kuşların dilleri hyoid kemiği denilen, kıkırdak ve kemik iskeletle sağlam bir biçimde desteklenir. Tüm yüksek yapılı omurgalıların öyle ya da böyle hyoidleri vardır; siz de işaret ve baş parmağınızla gırtlağınızın üst kısmında bulunan U-şeklindeki hyoid kemiğinin "boynuzlarını" hissedebilirsiniz. Bizdeki hyoidler gırtlağımız ile dilimizdeki belli başlı kasları bağlama görevi görürler.
Bununla birlikte kuşların Y-biçimli hyoid kemikleri dillerinin ucuna kadar uzanır. "Y"nin çatalı, gırtlağın hemen önünde yer alır. Hyoid kaslarının büyük bir kısmının bağlı olduğu yer, tam da burasıdır. Hyoid "boynuzları" denilen iki uzun yapı bu kısımdan çıkıp, alt çeneden başlayan ve açılı kasların içeri doğru girmeleri için bir boşluk oluştururlar. Hyoid boynuzları, bazı ağaçkakan türlerinde kafanın üst tarafına doğru uzandığı, bazılarında ise göz çukuru, hatta burun boşluğuna doğru gittiği için, ürkütücü bir görünüme sahiptir.
Ağaçkakan dilinin "iskeletinin" bu sıra dışı anatomisinden ötürü yaratılışçılar, işlevi bulunan ara türlerin (geçiş türlerinin) şans eseri mutasyonlarla evrimleşemeyeeceğini ileri sürmüşlerdir. Onlara göre bu iskelet, evrimle var olamayacak kadar tuhaftır.
Ancak karmaşıklığından ötürü evrimleşemeyeceği iddia edilen her örnek gibi, bu örnekte de hiçbir bilimsel temeli bulunmayan bir iddia ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Ağaçkakanların tuhaf dilleri, aslında tüm kuşlarda bulunan anatomik bir yapının, evrimsel süreçte meydana gelen mutasyonlar ve diğer çeşitlilik mekanizmalarından kaynaklı çeşitliliğin, doğal seçilim vasıtasıyla seçilmesi sonucu evrimleşebilecek organlara harika bir örnektir! Yani yaratılışçıların ağaçkakan dilinin evrimiyle ilgili iddiaları tamamen hatalıdır. Öncelikle gelin bu kişilerin iddialarına bir bakalım:
Yaratılışçı İddialar
Yaratılışı savunan birçok internet sitesi ve yazı, ağaçkakan dilinin "sağ burun deliğine bağlı olduğunu" iddia ediyor. Örneğin Answers in Genesis (Tekvin'den Cevaplar), çocuklara yönelik şöyle "bilgilerle" dolu CD'ler satıyor:
Ayrıca eğer en başta ağaçkakanın dili, aynı sıradan kuşlara olduğu gibi, gaganın arka tarafına bağlıysa ağaçkakan diliyle ilgili o eşsiz düzenleme nasıl evrimleşmiş olabilir ki? Dil, sağ burun deliğine girmeyi nasıl başarır? Eğer o bağ birdenbire gaganın arkasından sağ burun deliğine atlamış olsa, dil çok kısa kalırdı. Ve tüm bu geçiş süreci boyunca dil ağaçkakanın ağaç içlerindeki börtü böceğe ulaşıp bunları yiyerek hayatta kalmasına yetecek kadar uzun olur muydu?
Diğer yaratılışçılar ise bu dilin burun boşluğunun "arkasından" çıktığını iddia ediyor. Örneğin Creationism.org sitesinin ve "Answers to my Evolutionist Friends" (Evrimci Arkadaşlarıma Cevaplar) adında bir kitabın yazarı, ağaçkakanla ilgili şöyle söylüyor:
Evrimciler, ağaçkakanların dilleri gagalarından dışarı çıkan normal kuşlardan evrimleştikleri kanısına sahiptirler. Bu ufak mutasyon senaryosu ise, ağaçkakanın gagasından ortaya çıkmış olamaz; çünkü dil kuşun hayatta kalma şansını arttırmadığı gibi, geriye döndükten sonra tam turunu tamamlamadığı sürece hiç bir işe de yaramayacaktır. Yalnızca evrimin son adımının yani dilin gagaya geri girmesinin hayati önemi vardır. Daha açık ifade etmek gerekirse burun deliğinin içinde arkaya bakar şekilde sabitlenmiş olan bir dil kemikleriyle birlikte boynu dolanıp tekrar gagasının içindeki yerine dönemediği ve yiyeceği almak için olabildiğince uzanamadığı zaman hayati anlamda büyük dezavantaj olurdu.
Straight-talk.net isimli yaratılışçı sitede ise şöyle deniyor:
Pek çok kuşun diliyle gagası hemen hemen aynı uzunluktadır. Ağaçkakanın dili ise evrimcilerin biraz kafasını karıştırmıştır. Ağaçkakan beslenmek için tünellerdeki larvaları aradığından dili de gagasının ucundan çok daha ileri uzayabilir. Bazı ağaçkakan türlerinin dili diğer canlılarda olduğu gibi boğazdan ağıza doğru gelmez. Avrupa Yeşil Ağaçkakanı'nın dili, boğazına inip boynunun gerisinden geçip kafatasının arkasından, derinin altından geçer ve gözlerinin arasına gelip tam üstünde göz çukurunun altına yerleşir. Bazı ağaç kakanlarda dil gözlerin arasından geçip kafatasından çıkar ve burun deliklerinin tekinden gagaya girer.
Ağaçkakan Dillerinin Evrimiyle İlgili Gerçekler Neler?
Ağaçkakanın hyoid kemiğiyle vücudunun geri kalanı arasındaki asıl bağlantılar, hyoid kemiğini alt çeneye, gırtlak kıkırdağına ve kafatasının (tepesine değil) alt kısmına bağlayan kaslar ve kıkırdaktır - ki bunlar da diğer kuşların hepsinde görülen aynı yapı biçimidir.
Birkaç ayrı türün yetişkinlerinde görülen hyoid boynuzları, zaman içinde ileri doğru uzayıp yukarıdan nazal boşluğa girer; ama yine de hyoid kemiği ve dilin başlangıç noktası kesinlikle nazal boşluk değildir. Kuş dili, destek görevi gören bir yapı olarak çalışan hyoid boynuzları da dahil olmak üzere hyoid kemiğinin ön ve arka kısımlarını iyice sarar. Farklı kuş türlerinin hyoid kemiği uzunlukları çok çeşitli olmalarına rağmen fonksiyon açısından benzerdirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Aşağıdaki görselde A harfiyle gösterilen tavuk, ağaçkakan ile doğrudan hiçbir alakası olmayan, titizlikle incelenmiş kuşa bir örnek teşkil ederken, ağaçkakan hyoidlerinin olmazsa olmaz özelliklerinin tümüne sahiptir (ağaçkakan anatomisi B harfiyle gösterilmektedir.)
Tavuğun hyoid boynuzları ile bunların içinde bulundukları yüzü kaplayan kılıf (fascia vaginalis-Fvg) gırtlağın her iki tarafından geriye doğru uzanır, ardından tavuğun kulaklarının arkasından kıvrılıp kafasının arkasına geçer (yukarıdaki görselde A harfiyle gösteriliyor). Bu kılıf içinde boynuzların geliştiği kaygan sıvı dolu bir keseden meydana gelir. Bu kaygan sıvı da dilin içeri çekilirken ya da dışarı uzatılırken boynuzların yukarı aşağı hareket etmelerine olanak sağlar.
Kılıf ve boynuzlar arasında bir takım esnek bağlar vardır; fakat bunlar kesinlikle kafatasına "bağlı" değildir. Hyoid boynuzlarına çok yakın bir yere bağlı olup "kılıfın" içinden geçen Branchiomanibularis kaslarının bağlarının (görselde "Mbm" denmiştir) çene kemiğinin ortasına tutunuşuna dikkat edin (görselde bu bağlara "Mbma" ve "Mbmp" denmiştir). Bunlar boynuzları aşağı kaydırıp kafatasına karşı sabitleyen ve dolayısıyla sert kuş dilini uzatan kaslardır.
Bu yüzden kuşun hyoid kasının çifte boynuzu, alt çeneden başlayan kaslar için sadece bir birleşme yeri görevi görür. Bu kasların kasılması, boynuzları ve tüm hyoid kemiklerini ileriye, kafatasına doğru çekerken, dili de ağızdan dışarı bir mızrak gibi iter.
Bu kavram anlaşıldıktan sonra, genel olarak yapıda veya fonksiyonda başka hiçbir değişiklik yapmaksızın, hyoid boynuzlar ve bağlı kasların uzatılmasının, kuşun dilini daha da uzatarak ağzından çok daha ileriye fırlatırcasına çıkarmasında etkili olduğu görülür.
Aslında yavru ağaçkakan büyürken başına gelen tam olarak budur: Ağaçkakan yavrusu yumurtadan çıktığında hyoid kemikleri, aynı tavukta olduğu gibi, yalnızca kulaklarının arkasındadır. Yavru büyüdükçe kılıf, boynuzlar ve kas da uzar, ileri doğru gelişip başın üzerinde kıvrılarak nazal boşluğa girer.
Tavuk hyoid kemiğinin boynuzuyla (Görsel 3) yetişkin ağaçkakandaki boynuzu karşılaştırın (Görsel 4 ve Görsel 5.1). Ağaçkakan boynuzları çok daha uzun oldukları halde, her ikisinde de iki kemik ile aynı tavukta olduğu gibi epibranchial'ın ucunda minik bir kıkırdakla birleştiğine dikkat edin (ceratobrancials ve epibrancials). Tavuktaki urohyale kemiğinin (UH) varlığı gibi bir kaç küçük morfolojik değişiklik olsa da genel olarak homoloji gayet açıktır.
Daha önce de anlattığımız gibi, yumurtadan yeni çıkmış sarı ağaçkakanın (ve diğer uzun dilli ağaçkakanların) hyoid kemiği boynuzları daha kısadır (Görsel 5.2) ve diğer kısa dilli ağaç kakan türleriyle (Görsel 5.3) kıyaslandıkları zaman hyoid boynuzlarının ötücü pek çok kuş türünden daha uzun olduğu görülür.
Sarı ağaçkakan büyüdükçe, hyoid kemiği boynuzları da ileriye, kafanın üst kısmına doğru uzayıp nazal mukozun kılıfla birleştiği nazal boşluğa girer. Yavru ağaçkakanın anne ve babası tarafından beslendiği ve uzun bir dilin buna mani olacağı göz önüne alınırsa, bu adaptasyonun evrimleşmesi son derece mantıklıdır.
Böylesine bir değişikliğin gerçekleşmesi için fazla bir genetik değişikliğe gerek yoktur. Yeni bir yapıya ihtiyaç duyulmaz, mevcut yapıyı uzatmak için (nadiren de olsa) büyüme süresi uzar.
Ağaçkakan Dili Nasıl Evrimleşti?
Çok eski ağaçkakan türleri ağaçların derinliklerinde börtü böcek aramaya başladıklarında, hyoid kemiği boynuzu olan türler avlarını yakalamak için dillerini uzatabildikleri için bedenen daha avantajlı konuma geldiler.
Bazı ağaçkakan türlerinin uzun dile ihtiyacı yoktur ve dolayısıyla da hyoid kemiği boynuzun kısaltan genler seçilmiştir. Örneğin bir diğer ağaçkakan türü ağaçlarda delikler açar ve kısa dilini kullanarak ağacın gövdesinden sızan özü (ve üzerine yapışan böcekleri) yer.
Farklı ağaçkakan türlerinde çok ilginç başka adaptasyonlara rastlanmaktadır. Örneği bazı türlerde, gaganın ağaca vurduğu andaki şoku emmek için kasılan kasların yanı sıra, bazı kemiklerle kafa tasının arasında da eklemler evrimleşmiştir. Kuvvetli bir boyun, kuyruk tüyü kasları ve kalem gibi sivri bir gaga da bazı türlerde görülen diğer darbe adaptasyonlarındandır.
Ağaçkakan Dili Evrimi Çürütür mü?
Dil hakkında yanlış bilgiler veren aynı yaratılışçı kaynaklar, ağaçkakanların geçirdiği bir çok adaptasyonun evrime karşı bir argüman yarattığını iddia etmekteler. Tüm bu adaptasyonların "aynı zamanda" meydana gelmesi gerektiğini, aksi takdirde hiçbir işe yaramayacaklarını ifade ederler. Elbette bu tarz bir argüman günümüze kadar gelen ağaçkakanların bu adaptasyonları ya hiç yaşamadıkları ya da düşük oranda adaptasyon geçirdikleri gerçeğini göz ardı etmektedir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde şöyle yazıyor:
Türlerin Kökeni'ni ele aldığımız zaman, organik varlıkların karşılıklı benzerliklerini, embriyolojik ilişkileri, coğrafi dağılımları, jeolojik ardıllıkları ile diğer hususları yansıtan bir doğa bilimcinin türlerin kendi başlarına bağımsız olarak yaratılmayıp, diğer türlerden türedikleri sonucuna varması gayet makul geliyor. Yine de, sağlam temellere dayanmış olsa bile, bu türden bir sonuca varmak bu dünya üzerinde var olan sayısız türün bizlerin hayranlığını kazanacak kadar mükemmel bir yapı ve birlikte bir uyuma ulaşmak için nasıl bir değişimden geçtiği gözler önüne serilmediği sürece hiç de tatmin edici olmayacaktır. Doğa bilimciler sürekli tek mümkün ihtimal olarak iklim, yiyecek, vs. gibi harici unsurlardan bahsederler. Bundan sonra göreceğimiz üzere pek de rağbet edilmeyen bir kanıya göre bu doğru olabilir; ama bunu sadece ayakları, kuyruğu ve ağaç kabuklarının altından böcekleri yakalamasına yarayan, hayranlık uyandırıcı bir adaptasyon geçirmiş olan dilinin yapısı gibi harici unsurlara bağlamak çok saçma olur.
Örneğin sarı ağaçkakan toprağın ya da yumuşak kabukların altındaki avını almak için uzun dilini kullanır. Birkaç şok emici adaptasyon geçirmiştir ve yerden beslenmeyi tercih eder, ya da çürümüş tahta ve kabukları ufalamak gibi ağaçkakan familyası dışındaki kuş türlerinde gözlemlenecek davranışlar sergiler.
Gaga vuruşlar için uygunluk bakımından az gelişmişten çok gelişmiş kafatası yapısına geçiş sürecini günümüz ağaçkakanlarının farklı türlerinde (birbiriyle ilişkili tür gruplarında) görmekteyiz. John James Audubon, "Birds of America" adlı eserinde, hayatta olan farklı ağaçkakan türlerinin hyoid boynuz uzunluklarındaki ufak derecelendirmeleri tanımlar:
Farklı Amerikan ağaçkakanlarının -ki haliyle bazıları dillerini diğerlerinden çok daha fazla uzatma gücüne sahiptir- hyoid kemiği boynuzlarının uzanma derecesinin çok tuhaf bir sıralaması vardır. Dolayısıyla: Picus varius'un (Sarı Karınlı Ağaçkakan) hyoid kemiği boynuzlarının ucu yalnızca beyinciğin üst kenarına ya da oksipital alanın ortasına gelir. Picus pubescens'de gözün ortasının karşı noktasından ileri geçmezler. Picus principalis'de göz çukurunu hemen ön kısmına ya da sağ burun deliğinin 1/2 inç uzağına gelirler. Picus pileatus'ta göz çukurunun ön kısmıyla burun deliğinin ortasına kadar uzanırlar. Picus erythrocephalus'da gaganın tabanına 3/12 inç yaklaşırlar. Picus tridactylus'da alt çene kemiği çıkıntısının tabanına ulaşırlar. Picus auratus'ta (Kuzey Sarı Ağaçkakanı), sağ nazal zarının tabanına yetişirler. Picus canadensis'de altta kalan gözün ortasının tam karşında yer alan sağ göz çukurunun etrafında kavislenirler. Son olarak Picus villosus'ta gelişimlerinin en üst seviyesine ulaşırlar ve buradaki şekillerde de görüldüğü üzere sağ göz çukurunun çevresinden dolanıp gözün arka açı seviyesine erişir. [Not: Audabon'un kullanmış olduğu latince adların birçoğu mevcut kullanım ve sınıflandırmayı yansıtmamaktadır.]
Sanki ötücü kuşlarla ağaçkakanlar arasında bir karışım gibi olan ve yine ağaçkakan ailesinden olan boyun buranlar ile cüce ağaçkakanlar, uzun bir dile sahip olmak gibi, ağaçkakanlara özgü evrimsel değişimleri taşımaktadırlar. Fakat sert kuyruk tüyleri ya da kat'i bir gaga vuruş uzmanlıkları yoktur. Yani adeta yaşayan bir ara geçiş türüdürler ve bu ara basamakların doğal süreçlerle evrimleşebileceğini gözlerimiz önüne sermektedirler. Bu kuşların, bugün belli bir alanda uzmanlaşmış olan ağaçkakanların atası sayılan türe benzedikleri düşünülmektedir.
Sonuç
Uzun lafın kısası, ağaçkakanların ilginç dilleri, pek de fazla ara basamağa veya büyük sıçramalara ihtiyaç olmaksızın, halihazırda kuşların dil anatomisinde meydana gelecek ufak değişimlerle rahatlıkla evrimleşebilir. Dahası, olası ara basamaklara özgü olması gereken özellikleri taşıyan türler, günümüzde bile yaşamaktadır. Bu türlere bakarak, ağaçkakanların dillerinin nasıl evrimleştiğini anlamak mümkündür. Ağaçkakan dillerinin evrimsel biyolojiyle açıklanamayacağı iddiasında bulunan kişi ve kurumlar, bilimsel gerçeklerden bihaberdirler ve dikkate alınmamalıdırlar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 8
- 6
- 5
- 4
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Talk Origins | Arşiv Bağlantısı
- K. L. Moore. (1999). Clinically Oriented Anatomy. Yayınevi: Lippincott, Williams, and Wilkins.
- W. R. Goodge. (1972). Anatomical Evidence For Phylogenetic Relationships Among Woodpecker. The Auk, sf: 65-85. | Arşiv Bağlantısı
- L. L. Short. (Müze Sergisi, 1982). Woodpeckers Of The World. Not: Delaware Museum of Natural History.
- D. G. Homberger, et al. (1989). Morphology Of The Lingual Apparatus Of The Domestic Chicken, Gallus Gallus, With Special Attention To The Structure Of The Fasciae. American Journal of Anatomy, sf: 217-257. | Arşiv Bağlantısı
- F. A. Lucas. (Bülten, 1895). The Tongues Of Woodpeckers. Not: U.S. Dept. of Agriculture Division of Ornithology and Mammalogy.
- W. J. Bock. (2010). Functional And Evolutionary Morphology Of Woodpeckers. The Ostrich, sf: 23-31. | Arşiv Bağlantısı
- L. L. Short. (1973). "Woodpecking" By A Red-Throated Barbet.. The Auk, sf: 909-910. | Arşiv Bağlantısı
- V. C. Kirby. (1980). An Adaptive Modification In The Ribs Of Woodpeckers And Piculets (Picidae). The Auk, sf: 521-532. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:11:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8013
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.