Bu soru-cevap opsiyonu soruya Evrim Ağacı'nın temsilcisi olsun olmasın pek çok kişinin yanıt verebilmesini sağlayan bir yapıya sahip. Bu nedenle soruyu soruş biçiminiz belli bir görüşün temsilciliğini varsaymamalı. Muhtemelen Evrim Ağacı'nın görüşünün soruda varsaydığınız görüş olduğunu düşünerek soru sordunuz ama Evrim Ağacı bünyesinde de sorunuzun örtülü iddiasını (Tanrı'nın yokluğu bilimsel olarak gösterilmiştir iddiasını) savunmayacak kişiler var. Dolayısıyla bu tür bir sorunun "ortaya" sorulması doğru değil.
Ben kendi adıma konuşayım. Bilim ve felsefe arasında geçişliliğin olduğunu düşünüyorum. Yani sorduğumuz sorular en azından bazen katı bir şekilde bilimsel ve felsefi olarak birbirinden ayrılamıyor. Bu durumda söz konusu soruların yanıtlanabilmeleri için bu iki alanın ikisine de başvurmamız gerekiyor.
Tanrı'nın varlığı sorusu temelde felsefi bir soru olsa da bilimsel verilerin de bu soru hakkında söyleyeceği şeyler var. Mesela canlıların şu özelliği ya da evrenin bu özelliği Tanrı'nın var olduğu inancını gerekçelendirmek için kullanılabilir derseniz hem sizin, hem de argümanı eleştirecek kişinin bu konulardaki araştırmalara ister istemez göz atması, mevcut bilimsel bilgi birikimimizin konu hakkında ne dediğini görmesi gerekir. Tanrı'nın varlığı/yokluğu konusu en azından bir derece evrenin nasıl bir yer olduğu ve nasıl işlediğiyle ilgili olduğundan dolayı bilimin ne dediği konuyla tamamen ilgisiz değil. Ama bilimin verilerini kullanarak Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu hakkında bir şeyler söylemeye çalışan her argüman felsefi bir argüman olmak ve felsefi akıl yürütme içermek zorunda. Yani "sadece bilimin sınırları dahilinde kalarak" Tanrı vardır ya da yoktur sonucuna ulaşan bir argüman sunmanız mümkün değil gibi görünüyor. Dolayısıyla "bilim Tanrı'nın yokluğunu kanıtladı" demiyorum. Ama bilimsel hipotezleri/teorileri öncülleri olarak kullanan felsefi argümanların ateizmi gerekçelendirmesi mümkün olabilir. Bunu söylemek "Bilim Tanrı yok diyor!" demekten daha farklı bir şey. Dahası sizin söylediğiniz şey bilimsel kanıt yokluğunun Tanrı'nın yokluğunu gerekçelendirdiğini düşündüğümüz idi. Burada söylediğim şey bilimsel kanıtın yokluğunun Tanrı'nın yokluğunu kanıtlaması değil, bizatihi bilimsel bulguların felsefi argümanlarda kullanılmak suretiyle ateizmi gerekçelendirmek için kullanılabileceği.
Bilimsel kanıtın yokluğunun ateizmi gerekçelendirebilir olup olmadığı sorusuna gelelim. Kanıt yokluğunun bir görüşü yanlışlayabilmesi kanıt bulmamızın beklendik olup olmamasına bağlıdır. Mesela ben buzdolabında süt şişesi arayıp bulamazsam kanıtın yokluğu süt şişelerinin yokluğunun bir kanıtı olabilir. Çünkü süt şişelerinin orada olması durumunda süt şişelerini görebilmeyi beklerdim. Ama buzdolabına çıplak gözle bakıp "Burada hiç mikroorganizma yok" deseydim kanıt yokluğu yokluk kanıtı olmazdı. Çünkü mikroorganizmaların orada olmaları durumunda çıplak gözle var oldukları yönünde kanıt bulabilmeyi beklemezdik.
Peki Tanrı varsa varlığı lehinde bilimsel kanıt olmasını beklemeli miyiz? Bu sorunun yanıtını şahsen bilmiyorum. Bilimsel kanıtla kastedilenin ne olduğuna göre de değişir verilecek yanıt. Tanrı'nın yıldızlara "Ben varım, İmza: Tanrı" yazması türü aşırı bariz bir bilimsel kanıtı beklememiz gerektiğini söylemek için pek bir nedenimiz yokmuş gibi geliyor bana. Ama Tanrı'nın, en azından teizmin Tanrı anlayışını varsayarsak, onu samimiyetle arayanların inanmalarını sağlayacak türden kanıtlar vermesini beklememiz gerekiyor diyen son derece saygın bir felsefi argüman var. J.L. Schellenberg'in savunduğu bu argüman İlahi Gizlilik Argümanı (Divine Hiddenness Argument) olarak bilinir. Bu argüman Tanrı'nın samimi şekilde onu arayanlara sunması gereken kanıtın bilimsel kanıt olması gerektiği kabulüne sahip değil. Sadece söz konusu "arayanlara" yeterli kanıt verilmesi yeterli görülüyor. Ben de bilimsel kanıtın şart olmadığını, dolayısıyla Tanrı varsa bu türden kanıt sunmasının yüksek bir ihtimale sahip olduğunu söyleyemeyeceğimizi, ama Tanrı'nın inanmak için bir miktar kanıtı sunması gerektiğini düşünüyorum. Kısacası: Tanrı'nın bilimsel kanıtı yok dolayısıyla Tanrı yok demiyorum. Ama tam bir kanıt yokluğu durumunun teizmin Tanrısı aleyhinde bir kanıt olacağını da düşünüyorum.