Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
1

İnsanlarda duygu düşünce yada karşılık olarak korku vb duygular olduğuna göre atomlarda duygu var mıdır?

Örneğin, korku beğenilme gibi duygular insana nasıl taşınmıştır?
631 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Öncelikle burada burada bir mantık hatası var. Buna dikkat etmeliyiz. İndirgeme safsatası ya da parça/bütün safsatası olarak bilinen, bütün için doğru olan bir ifadenin bütünün her parçası veya bazı parçaları için de geçerli olacağını varsaymaktan oluşan hata.

Mesela bir arabanın pistonları kendi başlarına ileri gidemezler; ancak arabanın tamamı "ileri gitme" işini yapabilir. Atomlar ve bilinç için de aynı şey geçerlidir. Hatta atomlar ile her şey için aynı şey geçerlidir: Hiçbir atomun sertliği de yoktur; ancak metal serttir. Hiçbir atomun kokusu yoktur; ancak çiçekler kokar. Hiçbir atomun bilinci yoktur; ama canlıların bilinci vardır.

---

Tüm Reklamları Kapat

İnsanın duyguları niçin ve nasıl oluştu?

Açıkçası insanın duygularından önce, hayvanların duyguları önemlidir. Çünkü duygular insanda evrimleşmemiştir, çok daha eskiye dayanan kökenleri vardır.

Ve bir diğer önemli nokta, aslında "duygu" dediğimiz kavramların bizim sonradan isimlendirdiğimiz ifadeler, hisler, jestler ve mimikler bütünü olduğudur. Ve tüm bunların özünde yatan şey, basit veya karmaşık biyokimyasal reaksiyonlardır.

Duyguların ve ifadelerin evriminin araştırılması, 19. yüzyıla, Charles Darwin'e dayanmaktadır. Gelmiş geçmiş en başarılı gözlemcilerden biri olan Darwin, hayvanların da duyguları olduğunu gözlemlemiştir ve bizlerdeki duyguların onlardan bize miras olduğunu Evrim Kuramı dahilinde ileri sürmüştür. Yanılmamıştır da. Gerçekten de bugün yapılan araştırmalar, hemen hemen tüm hayvanlarda öyle ya da böyle bazı duyguların ve hislerin yaşandığı ve bunlara tepki verildiğini göstermektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Modern Evrim Kuramı dahilinde farklı duygular, farklı zamanlarda evrimleşmiştir. Hepsinin evrimi bir anda olmamıştır. Örneğin korku gibi ana duygular, beynimizin en alt katmanındaki bir bölgeden yönetilmektedir ve bu kısım, bizim memeli-öncesi atalarımızdan bizlere mirastır. Yavruya ait hisler ise (annenin yavrusuna duyduğu sevgi/şefkat gibi) erken memelilerde evrimleşmiş, günümüze kadar taşınmıştır. Suçluluk ve onur gibi sosyal duygular ise ilk defa sosyal primatlarda evrimleşmiştir.

Peki duygular neden evrimleşmiştir?

Bu oldukça geniş bir konudur. Çünkü her bir duygunun tek tek ele alınıp, kökenlerinin incelenmesi gerekmektedir. Ancak soruya genel bir cevap aranacaksa, bu cevap elbette ki şudur: Çünkü bu duygular, ortaya çıktıkları canlıya avanraj sağlamıştır, gerek hayatta kalmak konusunda, gerekse de üreme/çiftleşme konusunda.

Örneğin aşk, bu şekilde evrimleştiği düşünülen bir duygudur. Şöyle bir hayali deney düzenleyelim: İki grubumuz olsun, 30'arlı iki grup. Her bir grupta 15 dişi, 15 erkek var. A grubunda aşk dediğimiz duygu yok. B grubunda ise var. Şu açıktır ki, aşk, cinselliğe giden yolda çok önemli bir etmendir. Günümüzde aşk duymadan cinsel birleşmeler yaşansa da, genellikle gerçek üreme olan ve çocuk doğumuna sebep olan birlikteliklerde genelde aşk unsuru bulunmaktadır. Evli çiftler, en azından evlenirlerken ve çocuk sahibi olurlarken birbirlerine aşıktırlar. Demek ki aşk duygusu, cinselliği desteklemektedir. Bu sebeple, hayali deneyimizde, A grubundakiler aşk duygusu beslemedikleri için daha kısıtlı bir şekilde çiftleşebileceklerdir. B grubundakiler ise daha başarılı olacaklardır. Yalnız burada şu nokta gözden kaçmamalıdır: Aşk, sosyal primatlarda ve en net bir şekilde insanlarda evrimleşmiş bir duygudur. Dolayısıyla başka canlılara uyarlamak çok doğru olmayacaktır.

Bu noktada, unutmamak gerekir ki en "kutsal" hislerden biri olarak görülen aşk da, belirli hormonlar ve diğer kimyasalların beyinde yarattıkları biyokimyasal reaksiyonlara verilen tepkiden başka bir şey değildir. Temel olarak, tüm duygular gibi bir yanılgıdır. Ancak Doğal Seçilim tarafından, cinselliğe katkı sağladığı için desteklenmiştir. Hepimiz biliriz ki, aşık olduğumuzda, aşık olduğumuz kişinin etrafından ayrılmak istemeyiz ya da ona yakın olmak isteriz. Bu yakınlığın cinsel birleşme ile sonuçlanması çok muhtemeldir. İşte bu sebeple Doğal Seçilim, aşkın evrimleşmesini desteklemiştir. Cindy Hazan ve Phillip P. Shaver 1987 yılında bu konuda bir makale yayınlamıştır. Konuyla ilgili daha detaylı bilgiye aşağıdaki bağlantıda ulaşabilirsiniz:

http://family.jrank.org/pages/1084/Love-Attachment-Theory-Evolution-Love.html

Daha genel bir örnek ise, yukarıda da değinildiği gibi, çok eski atalarımızdan bize miras kalan korkudur. Korku, apaçık bir şekilde, hayatta kalma şansını arttıran bir faktördür. Çünkü korku hissi, pek çok hormonun ortak çalışması sonucu duyulmaktadır. Ve bir canlı eğer korkuyorsa, av olmak konusunda daha düşük bir ihtimale sahiptir. Çünkü korkan bir canlı, kendini ortaya çıkarmaktan çekinecek ve avcılara karşı daha uyanık olabilecektir. Bu konuyla ilgili bilgilere de şu bğalantıdan ulaşabilirsiniz:

http://www.dailygalaxy.com/my_weblog/2009/09/has-evolution-etched-fear-into-our-behavior.html

Duygularımızın bir kısmı kalıtsaldır, bir kısmı ise çevreden edinilir. Bunlar, hala süren araştırma konularıdır. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi, bir duygunun nasıl evrimleştiğini anlamamız için, atalarımıza ve doğru atalarımıza bakmamız gerekmektedir.

Fakat sorunuza cevap olarak söyleyebiliriz ki, duyguların var olmasının sebebi, ya hayatta kalmamıza ya da cinselliğe katkı sağlamalarıdır. Bazı his ve duygularımız bu ikisine de katkı sağlamıyor gibi gözükebilir ancak derin ve ayrıntılı düşünüldüğünde mutlaka arada dolaylı da olsa bağlantı bulunabilecektir. Ayrıca unutmamak gerekir ki, bazı evrimsel basamaklar "nötral"dir ve Doğal Seçilim üzerinde etkileri yoktur. Bunlar "genetik sürüklenme" dediğimiz olay ile yok edilir ya da popülasyona yayılır.

Tüm Reklamları Kapat

Konuyla ilgili olarak, sayfamız üyelerinden Onur Özer ise şöyle bir açıklamada bulundu:

Bu soruların cevabı için öncelikle Bilim ve Teknik'e göz atmanızı öneririm, Şubat 2005 "Karar Vermek Yürek İster" ve Kasım 2005 "Duygularımız" diye iki güzel yazı ve daha fazlası var.

Özellikle "Karar Vermek Yürek İster" başlıklı yazı benim oldukça hoşuma gitmişti. Antonio Damasio'nun, duygusal kararlar (genelde anlık ve hızlı alınanlar) ile rasyonel kararlar (kâr-zarar dengesi gözetilerek uzun bir süreçte yavaş alınan kararlar) arasındaki dengeyi anlattığı kısım oldukça ilgi çekici.

Tüm Reklamları Kapat

Duyguların bir çoğu davranışlarımızla ilişkilidir. Sevgi, diğer bireylerle yakınlaşmayı ve bağ kurmayı kolaylaştırır. Öfke ve nefret saldırganlığın itekleyicisidir. Aşk (az önce bahsedildiği gibi) büyük oranda cinsellikle alakalıdır. Bunların hepsi toplumsal hiyerarşide işe yarayabilecel davranışlardır. Yani sahip olduğumuz her duygunun belli bir kökeni ve davranışsal karşılığı vardır. Evrimsel süreçte, davranışların ortaya konulmasını destekleyen bu tarz bir mekanizma yani duygular, elbetteki avantaj sağlayacaktır.

Duyguların evrimi konusunda çok eski ve ilginç bir deney vardır. Dünyanın dört bir yanındaki misyonerlere belli yüz ifadelerini gösteren fotoğraflar gönderilmiş ve bunları yerli halka göstermeleri istenmiştir. Sonuçta bir çok yüz ifadesinin (yani duyguların dışa vurumunun) kültürden bağımsız olarak aynı anlamı ifade ettiği görülmüştür. Uzak akraba sayabileceğimiz bazı hayvanlarda bile bizimkilere oldukça benzer yüz ifadelerinin bulunması bu durumun evrimsel derinliğini anlatır.

Doğuştan gelen duyguların yanı sıra sonradan kazanılanlar da vardır elbette. Mesela çıplaklık durumu, bir bebek için herhangi bir anlam ifade etmez. Giysi kullanmayan kabilelerde yetişkinler için de aynı durum söz konusudur. Ancak içimizden birini işlek bir caddenin ortasında çıplak bıraksak, ne tarz duygu seli yaşayabileceğinizi siz tahmin edin. Bu tarz duyguların kültürel bir temeli vardır ve bunları salt evrim ile açıklamaya çalışmak bence boşa çaba olur.

Buradaki içeriklere de bakabilirsiniz:

Tüm Reklamları Kapat

https://evrimagaci.org/orumcek-korkusu-evrimsel-surecte-genlerimize-kazinmis-bir-korku-3498

https://evrimagaci.org/ask-nedir-neden-evrimlesmistir-nasil-asik-oluruz-354

220 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak 1. (6 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Kaynak 2. (6 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  3. Yazar Yok. Kaynak 3. (6 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close