Duygularımız Neden Evrimleşti? Neden Duygularımız Vardır?

-
Özgün
Özgün Nedir?
Bu yazı, Evrim Ağacı'na ait, özgün bir içeriktir. Konu akışı, anlatım ve detaylar, Evrim Ağacı yazarı/yazarları tarafından hazırlanmış ve/veya derlenmiştir. Bu içerik için kullanılan kaynaklar, yazının sonunda gösterilmiştir. Bu içerik, diğer tüm içeriklerimiz gibi, İçerik Kullanım İzinleri'ne tabidir.
- Evrimsel Psikoloji
İnsanın duyguları niçin ve nasıl oluştu?
Açıkçası insanın duygularından önce, hayvanların duyguları önemlidir. Çünkü duygular insanda evrimleşmemiştir, çok daha eskiye dayanan kökenleri vardır.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F09c4ba62df2550e5c6853c5e80360c61.jpg)
Ve bir diğer önemli nokta, aslında "duygu" dediğimiz kavramların bizim sonradan isimlendirdiğimiz ifadeler, hisler, jestler ve mimikler bütünü olduğudur. Ve tüm bunların özünde yatan şey, basit veya karmaşık biyokimyasal reaksiyonlardır.
Duyguların ve ifadelerin evriminin araştırılması, 19. yüzyıla, Charles Darwin'e dayanmaktadır. Gelmiş geçmiş en başarılı gözlemcilerden biri olan Darwin, hayvanların da duyguları olduğunu gözlemlemiştir ve bizlerdeki duyguların onlardan bize miras olduğunu Evrim Kuramı dahilinde ileri sürmüştür. Yanılmamıştır da. Gerçekten de bugün yapılan araştırmalar, hemen hemen tüm hayvanlarda öyle ya da böyle bazı duyguların ve hislerin yaşandığı ve bunlara tepki verildiğini göstermektedir.
Modern Evrim Kuramı dahilinde farklı duygular, farklı zamanlarda evrimleşmiştir. Hepsinin evrimi bir anda olmamıştır. Örneğin korku gibi ana duygular, beynimizin en alt katmanındaki bir bölgeden yönetilmektedir ve bu kısım, bizim memeli-öncesi atalarımızdan bizlere mirastır. Yavruya ait hisler ise (annenin yavrusuna duyduğu sevgi/şefkat gibi) erken memelilerde evrimleşmiş, günümüze kadar taşınmıştır. Suçluluk ve onur gibi sosyal duygular ise ilk defa sosyal primatlarda evrimleşmiştir.
Peki duygular neden evrimleşmiştir?
Bu oldukça geniş bir konudur. Çünkü her bir duygunun tek tek ele alınıp, kökenlerinin incelenmesi gerekmektedir. Ancak soruya genel bir cevap aranacaksa, bu cevap elbette ki şudur: Çünkü bu duygular, ortaya çıktıkları canlıya avanraj sağlamıştır, gerek hayatta kalmak konusunda, gerekse de üreme/çiftleşme konusunda.
Örneğin aşk, bu şekilde evrimleştiği düşünülen bir duygudur. Şöyle bir hayali deney düzenleyelim: İki grubumuz olsun, 30'arlı iki grup. Her bir grupta 15 dişi, 15 erkek var. A grubunda aşk dediğimiz duygu yok. B grubunda ise var. Şu açıktır ki, aşk, cinselliğe giden yolda çok önemli bir etmendir. Günümüzde aşk duymadan cinsel birleşmeler yaşansa da, genellikle gerçek üreme olan ve çocuk doğumuna sebep olan birlikteliklerde genelde aşk unsuru bulunmaktadır. Evli çiftler, en azından evlenirlerken ve çocuk sahibi olurlarken birbirlerine aşıktırlar. Demek ki aşk duygusu, cinselliği desteklemektedir. Bu sebeple, hayali deneyimizde, A grubundakiler aşk duygusu beslemedikleri için daha kısıtlı bir şekilde çiftleşebileceklerdir. B grubundakiler ise daha başarılı olacaklardır. Yalnız burada şu nokta gözden kaçmamalıdır: Aşk, sosyal primatlarda ve en net bir şekilde insanlarda evrimleşmiş bir duygudur. Dolayısıyla başka canlılara uyarlamak çok doğru olmayacaktır.
Bu noktada, unutmamak gerekir ki en "kutsal" hislerden biri olarak görülen aşk da, belirli hormonlar ve diğer kimyasalların beyinde yarattıkları biyokimyasal reaksiyonlara verilen tepkiden başka bir şey değildir. Temel olarak, tüm duygular gibi bir yanılgıdır. Ancak Doğal Seçilim tarafından, cinselliğe katkı sağladığı için desteklenmiştir. Hepimiz biliriz ki, aşık olduğumuzda, aşık olduğumuz kişinin etrafından ayrılmak istemeyiz ya da ona yakın olmak isteriz. Bu yakınlığın cinsel birleşme ile sonuçlanması çok muhtemeldir. İşte bu sebeple Doğal Seçilim, aşkın evrimleşmesini desteklemiştir. Cindy Hazan ve Phillip P. Shaver 1987 yılında bu konuda bir makale yayınlamıştır. Konuyla ilgili daha detaylı bilgiye aşağıdaki bağlantıda ulaşabilirsiniz:
http://family.jrank.org/pages/1084/Love-Attachment-Theory-Evolution-Love.html
Daha genel bir örnek ise, yukarıda da değinildiği gibi, çok eski atalarımızdan bize miras kalan korkudur. Korku, apaçık bir şekilde, hayatta kalma şansını arttıran bir faktördür. Çünkü korku hissi, pek çok hormonun ortak çalışması sonucu duyulmaktadır. Ve bir canlı eğer korkuyorsa, av olmak konusunda daha düşük bir ihtimale sahiptir. Çünkü korkan bir canlı, kendini ortaya çıkarmaktan çekinecek ve avcılara karşı daha uyanık olabilecektir. Bu konuyla ilgili bilgilere de şu bğalantıdan ulaşabilirsiniz:
http://www.dailygalaxy.com/my_weblog/2009/09/has-evolution-etched-fear-into-our-behavior.html
Duygularımızın bir kısmı kalıtsaldır, bir kısmı ise çevreden edinilir. Bunlar, hala süren araştırma konularıdır. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi, bir duygunun nasıl evrimleştiğini anlamamız için, atalarımıza ve doğru atalarımıza bakmamız gerekmektedir.
Fakat sorunuza cevap olarak söyleyebiliriz ki, duyguların var olmasının sebebi, ya hayatta kalmamıza ya da cinselliğe katkı sağlamalarıdır. Bazı his ve duygularımız bu ikisine de katkı sağlamıyor gibi gözükebilir ancak derin ve ayrıntılı düşünüldüğünde mutlaka arada dolaylı da olsa bağlantı bulunabilecektir. Ayrıca unutmamak gerekir ki, bazı evrimsel basamaklar "nötral"dir ve Doğal Seçilim üzerinde etkileri yoktur. Bunlar "genetik sürüklenme" dediğimiz olay ile yok edilir ya da popülasyona yayılır.
Konuyla ilgili olarak, sayfamız üyelerinden Onur Özer ise şöyle bir açıklamada bulundu:
Bu soruların cevabı için öncelikle Bilim ve Teknik'e göz atmanızı öneririm, Şubat 2005 "Karar Vermek Yürek İster" ve Kasım 2005 "Duygularımız" diye iki güzel yazı ve daha fazlası var.
Özellikle "Karar Vermek Yürek İster" başlıklı yazı benim oldukça hoşuma gitmişti. Antonio Damasio'nun, duygusal kararlar (genelde anlık ve hızlı alınanlar) ile rasyonel kararlar (kâr-zarar dengesi gözetilerek uzun bir süreçte yavaş alınan kararlar) arasındaki dengeyi anlattığı kısım oldukça ilgi çekici.
Duyguların bir çoğu davranışlarımızla ilişkilidir. Sevgi, diğer bireylerle yakınlaşmayı ve bağ kurmayı kolaylaştırır. Öfke ve nefret saldırganlığın itekleyicisidir. Aşk (az önce bahsedildiği gibi) büyük oranda cinsellikle alakalıdır. Bunların hepsi toplumsal hiyerarşide işe yarayabilecel davranışlardır. Yani sahip olduğumuz her duygunun belli bir kökeni ve davranışsal karşılığı vardır. Evrimsel süreçte, davranışların ortaya konulmasını destekleyen bu tarz bir mekanizma yani duygular, elbetteki avantaj sağlayacaktır.
Duyguların evrimi konusunda çok eski ve ilginç bir deney vardır. Dünyanın dört bir yanındaki misyonerlere belli yüz ifadelerini gösteren fotoğraflar gönderilmiş ve bunları yerli halka göstermeleri istenmiştir. Sonuçta bir çok yüz ifadesinin (yani duyguların dışa vurumunun) kültürden bağımsız olarak aynı anlamı ifade ettiği görülmüştür. Uzak akraba sayabileceğimiz bazı hayvanlarda bile bizimkilere oldukça benzer yüz ifadelerinin bulunması bu durumun evrimsel derinliğini anlatır.
Doğuştan gelen duyguların yanı sıra sonradan kazanılanlar da vardır elbette. Mesela çıplaklık durumu, bir bebek için herhangi bir anlam ifade etmez. Giysi kullanmayan kabilelerde yetişkinler için de aynı durum söz konusudur. Ancak içimizden birini işlek bir caddenin ortasında çıplak bıraksak, ne tarz duygu seli yaşayabileceğinizi siz tahmin edin. Bu tarz duyguların kültürel bir temeli vardır ve bunları salt evrim ile açıklamaya çalışmak bence boşa çaba olur.
Teşekkür: Çağlar Özdemir
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 33
- 13
- 8
- 7
- 4
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Marriage and Family Encyclopedia. Love. (2 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2019. Alındığı Yer: Marriage and Family Encyclopedia | Arşiv Bağlantısı
- R. C. Solomon. Emotion. (2 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2019. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
- I. Shalif, et al. Theoretical Considerations On Emotion: Spinoza, Descartes, Darwin- Who Win The Race?. (2 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2019. Alındığı Yer: Shalif | Arşiv Bağlantısı
- wikipedia. Evolution Of Emotion. (2 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2019. Alındığı Yer: wikipedia | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/05/2023 06:15:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/47
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.