Bir araştırma projesinde konuyu belirli bir felsefi akım çerçevesine oturtmak şart değil ama bunu yapmak araştırmanın temelini daha sağlam hale getirir ve araştırmanın hangi bakış açısıyla yapılacağını netleştirir. Mesela “Pozitivizm” gibi yaklaşımlar tek bir nesnel gerçeklik olduğunu varsayarken, “Yapısalcılık” ya da “Konstrüktivizm”, birden fazla gerçekliğin olabileceğini kabul eder. Bu tür felsefi çerçeveler araştırmacının hem gerçeğe dair hem de bilgiye dair duruşunu şekillendirir; yani verilerin nasıl toplanacağı ve değerlendirileceğiyle ilgili yol haritası çizer. Bu da özellikle psikoloji veya sosyal bilimler alanlarında araştırmanın güvenilirliğini artırır.
Bir felsefi çerçeve seçildikten sonra teorik yaklaşımlar araştırmaya daha spesifik bir yön verir. Mesela “Sembolik Etkileşimcilik” gibi bir teori anlamın insanlar arasındaki etkileşimlerle nasıl oluştuğuna odaklanır ve analiz sürecini de bu doğrultuda şekillendirir. Felsefi temelden başlayıp teorik çerçeveye doğru ilerleyen bu yaklaşım araştırmanın daha net ve tutarlı olmasını sağlar. Paradigmalarla teorilerin bu uyumlu kullanımı, araştırmanın nasıl bilgi üreteceğini ve ortaya çıkan bilginin geçerliliğini daha güçlü bir temele oturtur.
Umarım doğru anlamışımdır sormak istediğiniz şeyi. Eğer yanlış anladığım bir nokta varsa ya da sorunuza yanıt veremediysem bu yazmış olduğum cevabın paylaş kısmından alıntıla yaparak durumu belirtin ona göre bi yol izleriz.
Kaynaklar
- APA. Apa Handbook Of Research Methods In Psychology, Second Edition. Alındığı Tarih: 28 Ekim 2024. Alındığı Yer: APA | Arşiv Bağlantısı
- M. Tombs, L. Pugsley. Understand Research Philosophies And Paradigms In Medical Education. Alındığı Tarih: 28 Ekim 2024. Alındığı Yer: Cardiff | Arşiv Bağlantısı
- E. Jackson, et al. Choosing A Methodology: Philosophical Underpinning. Alındığı Tarih: 28 Ekim 2024. Alındığı Yer: University of Cumbria | Arşiv Bağlantısı