Sorunuzda bazı yanlış anlaşılmış ön bilgiler var. Onları çözersek cevabın büyük çoğunluğu kendiliğinden ortaya çıkacak.
Birincisi evren, kapalı bir yapı. Evrenin dışında başka bir evren, ortam, kütle, enerji vs. olduğuna dair herhangi bir veri yok elimizde. O nedenle ilk an evrenin toplam enerjisi ve kütlesi ne ise bugün de o. Bu değişmiş değil.
Yani evrene ne enerji ve kütle ekleniyor ne de evrenden kütle ve enerji kayboluyor.
İkincisi karanlık enerjinin yapısını, neyden oluştuğunu, her hangi bir şeye dönüşüp dönüşmediğini, başka enerji ya da madde türleri ile her hangi bir ilişkiye girip girmediğini bilmiyoruz. Ama bu yönde bir bulgu olmadığı için bunu düşünmemiz için de bir sebep yok. O nedenle karanlık enerji şu kadarı, bunun şu kadarı şuna dönüştü fikrinde olmak için bir bulgu yok bildiğim kadarı ile. Varsa bu çalışmayı gösteren kaynağı görmek isteriz.
Yani karanlık enerji, karanlık madde ve bilinen maddenin oranlarının değiştiğine dair bir kaynak ben görmedim.
Ama... Bu oranların değişmiyor olması başka bir şey, bu üç ayrı enerji ve madde biçiminin evren üzerindeki etkileri başka bir şey. Çünkü karanlık enerji negatif kütleçkim etkisine sahip, yani itiyor. Karanlık madde ve bilinen madde ise pozitif kütleçekimine. Yani çekiyor. Bu ilk fark.
İkinci fark karanlık enerji evrene eşit ve homojen biçimde dağılmış durumda. Karanlık madde ve bilinen madde ise geniş ölçekte homojen olsa da bölgesel olarak kümeleşmiş durumda da kümeleşme eğilimli. Bu da ikinci fark.
Ve bu iki fark birleşince ne oluyor? Ortaya evrenin şeklini, ilerleme ve yaşlanma dinamiklerini, zaman geçtikçe nasıl bir hâl alacağını belirleyen dinamikler çıkıyor. Çünkü kütleçekimi, uzaklıkla ilgili bir şey. İki cisim arasındaki kütleçekimi, o iki cismin uzaklığının karesi ile ters orantılı. Yani iki cisim birbirine yaklaştıkça aralarındaki kütleçekim miktarı katlanarak artıyor, uzaklaştıkça da katlanarak azalıyor. Karanlık enerjinin itme etkisi ise sabit. Uzaklıkla bağıntılı değil. Bu çok önemli fark ile şu gerçek ortaya çıkıyor: Evren genç iken, karanlık ve bilinen madde birbirine yakın olduğu için evrendeki kütleçekimi etkisi, karanlık enerjinin itim etkisinden büyüktü. O nedenle evrenin şeklini, kütleçekimi belirliyordu. Ama evren genişledikçe karanlık ve bilinen maddenin kütleçekimi etkisi azaldı, azaldı ve karanlık enerjinin itim etkisinden küçük olmaya başladı. Bu nedenle de evrenin şeklini çekim değil itim biçimlendirmeye başladı. [1]
İşte, eğer sizi yanlış anlamadıysam cevabınız bu. Mesele hangisinin ne oranda var olduğu değil. Oranları hep aynı ama evrene etkileri farklı. Günümüzde evren, giderek hızlanarak genişliyor. Çünkü karanlık enerjinin itim etkisi büyük. Ama evren genç iken karanlık madde ve bilinen maddenin çekim etkisi daha büyüktü, o zamanlar evren hızı azalarak genişliyordu. Yani evrenin şekli ve ilerleyişi üzerine etki eden kaynak değişti. Ama bu, bunların oranı değişti demek değil.
Açıklayıcı olmuştur umarım. Sağlıcakla...
Kaynaklar
- A. S. T. Telli. Karanlık Enerji Nedir? Karanlık Enerjinin Ne Olduğunu Neden Hala Bilmiyoruz?. (3 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 24 Nisan 2023. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı