Gerçekte ışığın kendisini göremezsiniz çünkü ışık bir cisimle etkileşime girer ve ondan bize yansıyarak görmemizi sağlar. Kısacası ışığın kendisi görülmez çünkü o görülmeyi sağlar. Işık gözünüze gelmediği sürece görme eylemi gerçekleşemez. Işık gözünüze geldiğinde ise mutlaka bir kaynaktan yansımak zorunda. (Örneğin güneşten çıkan ışınlar da çıkış kaynağı olarak güneşten yansımış olur ve bu şekilde güneşi görürüz) Bunu anlamak için örneğin size yansımayan şekilde iki cisim arasında ışığa bağlı bir etkileşim olsa siz dışardan bu duruma bakarken aradaki boşlukta ışık size yansımadığı sürece ışığı veya herhangi bir şeyi göremezsiniz. İnsanların bu durumu tam olarak kavrayamama nedeni 'görmekten' ne anladığını bağlı olarak değişir. Evrende görmek pasif bir süreç değil ışıkla etkileşime girmeyi gerektiren bir aktif ve etkin süreçtir. İnsanlardaki görmeye dair algı pasif bir gözlem süreci olduğu sanıldığı için bu konuda yanlış bir algı oluşur. Görmek evrende iki şeyin ışık yolu ile etkileşim kurmasını gerektirir. Bir başka deyişle ışık görüntü taşıyıcı bir durumdadır. Herhangi bir görüntü taşımıyorsa ışığın kendisi görülemez. Bunu da gündelik algıları yıkmak için başka bir biçimde ifade edersek ışık cisimleri sadece aydınlatan bir şey değil, onlarla etkileşime giren ve onlardan yansıyarak görüntü oluşturan (oluşmasına sebep olan) ve taşıyan şeydir.