Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Ada Yirik
Üye
8

Sanata olan bu sevgimizin oluşma sebebi nedir?

Sanatı sevme nedenimiz nedir? Neden kulağımıza gelen bazı "hoş" ve düzenli sesler bize zevk verir (müzik), neden belli bir düzen içerisinde yapılan vücut hareketlerini severiz (dans), eğer vücumuzdaki özellikler evrimle birlikte bir sebebe dayalı olarak oluşmuşsa bunun sebebi nedir?
1,327 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
6 Cevap
Ersals Krononot
Ersals Krononot
251K UP
Krononot
Orijinal Soru: Sanat,duygularımızı ifade etme konusunda dil yetersiz olduğu için mi ortaya çıkmıştır?

İnsanın kültürel evrimiyle, maslowun hiyerarşi piramidinde tırmanışı sonucunda temel ihtiyaçlarını gidermiş olmanın sonucunda, kültürel, sanatsal yani sofistike üretimde bulunması söz konusu olmuştur. İnsan artık yaşamda kalmaya çalışan bir primat yaşamından, kendi yaşamını dizayn eden daha kompleks düşünen bir canlıya döndüğünde, ANLAM ile taşıma fırsatı buldu. Kişinin anlam yükleme ve anlama ulaşma gibi bedeniyle sınırlamadığı üretimleri, sadece kelimelerle ifade edilemez biçimde karmaşık olması nedeniyle, aktarımı farklı zeminler arayışına itti insanı. Bunlar da renkler boya, biçim mermer, duygular şiir - yazı, gündelik yaşam sahne vs vs biçimlerde oluştu.

Sanatçı bir anlama ulaşır. Ve bu anlamı aktarmanın bir yolunu seçerek, başka insanların kendi gündelik yaşamlarından çıkıp tekrar aynı anlama ulaşma çabası göstermeden bu anlama ulaşmalarını sağlar. Aynen bilim insanının bulgusunu öğrenen, bu bulguya ulaşmak için tekrar çaba göstermek zorunda kalmayan bizler gibi.

Tüm Reklamları Kapat

Bütün disiplinler insanlığı geliştirir ortak bir yapıda. Sanat da insanı geliştiren bu disiplinlerden biridir.

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Sanatın Insanlığın Gelişimindeki Önemi. (12 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 12 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur
Orijinal Soru: Sanat,duygularımızı ifade etme konusunda dil yetersiz olduğu için mi ortaya çıkmıştır?

Müzik, resim ve genel anlamıyla sanat, insanın sosyokültürel evriminde çok önemli bir basamaktır, bir dönüm noktasıdır. Çünkü sık sık farklı açılardan bakarak açıkladığımız gibi, insan evriminin en önemli olayı olan zekanın gelişimi, pek çok yan etkiyle beraber gelmiştir. Bu yan etkilerin en temeli, algıdır. İnsan, etrafını algılamaya başladıkça daha önce hiçbir canlının fark etmediği olay ve olguları fark etmeye başlamış, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlamış, zaman kavramının farkına varmış ve bunun gibi pek çok evrimsel farkındalık geçirmiştir. Elbette ki bu yenilikler, oldukça radikal oldukları için bazı olumsuz durumlar da yaratabilmiştir; insanlar da bu durumlara karşı savunma mekanizmaları geliştirmiştir.

Bunlardan en tipik olanı, algıyla beraber gelen çevresel farkındalık sonucunda etrafındaki olayları açıklayamayan atalarımızın, bu kavramları açıklamak üzere bazı hayali doğaüstü olguları, yine zekanın evrimiyle gelişen hayal güçleri dahilinde yaratmalarıdır. Bu, dönem insanlarının mental dengelerinin korunması açısından çok önemlidir. Çünkü zekanın evrimiyle beraber gelen algı sayesinde farkına varılan olaylar, insanın doğa karşısında aciz olduğunun da farkına varmasını sağlamıştır. Doğaüstü ve asılsız bile olsa bu açıklamaları kendi kendilerine teselli olarak yaratan insan bireyleri, bu tip bir teselliye sahip olmayanlara karşı mental açıdan, dolayısıyla genel anlamda avantaj sağlamıştır...

Tüm Reklamları Kapat

...

Sanat da, temel olarak benzer bir şekilde ortaya çıkmış, insanın iç dünyasının keşfiyle beraber gelmiştir. İnsan, gelişen zekası sayesinde iç dünyasını algılamaya başlamış ve duygularına anlam yüklemeye başlamıştır. Anlam yüklemek, insan evriminin bir diğer önemli noktasıdır. Anlam yükleme yetisi sayesinde insan sosyal hayvanlar arasında da bir adım öteye giderek, ifade başarısı konusunda kendisini geliştirmiş, olaylar arasındaki ilişki zincirini çok daha kolay çözebilmiş ve bu çözülenleri türünün diğer bireylerine aktararak birikimli bir bilginin başlamasına sebep olmuştur. Dolayısıyla sanatın en temel ayaklarından biri olan "kavramlara anlam yüklemek", insan zekası ve evriminin vazgeçilmez bir parçası olmuş, sosyal başarısının temel taşlarından biri haline gelmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu temellerden bir diğer olan estetik algısı, bildiğimiz anlamıyla insanın evrimleşmeye başlamasından ve algısının gelişiminin ilk dönemlerinden beri vardır ve gelişmektedir. İnsan, doğada ve yaşamında bir estetik arar. Bu, yine mental dengenin sağlanmasıyla açıklanabilir. Çünkü estetik, dış dünyadaki kavramların, insanın iç dünyası ile birleşmesi ve bunun kişiye güzel gelen, mutluluk veren bir biçimde olması demektir. Kişi, algılamaya başladığı dünyaya bakar ve kendi iç dünyasıyla kıyaslar. Bu kıyas, bilinçli olarak yapılmasa bile, insanın mental gelişimi sırasında bu otonom bir halde, beynimizin arka planında çalışmakta ve mental dengemizin sağlanması için beynimizi ve iç dünyamızı beslemektedir...

...

İşte sanat, tüm bu içsel ve soyut duygu ve düşüncelerin, somutlaştırılıp bir ürün olarak dışa vurulmasıyla ilgilidir. Sanat, tıpkı doğal ancak açıklanması güç fenomenlerin açıklaması için kullanılan hayali doğaüstü varlıklar gibi, insanın mental dengesini korumak için var edilmiş bir araçtır. İnsan, sadece dış dünyasına değil, iç dünyasına da anlam katar ve estetik arar. Bu katılan anlamlar, insandan insana değişebileceği gibi, zamana ve mekana göre de farklılık gösterebilir. Dolayısıyla sanat anlayışı, evrensel değil, öznel ve kişisel bir kavramdır. Ancak ne olursa olsun, sanatın var olmasının sebebi, insanın iç dünyasına kattığı anlamın ve estetiğin dışa, somut metotlarla vurulması ihtiyacıdır. Bu sayede, evriminin ilk basamaklarından beridir insan mental dengesini koruyabilmiş ve bunu yapamayanlara karşı avantajlı konuma geçebilmiştir.

590 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Evrim Ağacı. (11 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 11 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Müzik, resim ve genel anlamıyla sanat, insanın sosyokültürel evriminde çok önemli bir basamaktır, bir dönüm noktasıdır. Çünkü sık sık farklı açılardan bakarak açıkladığımız gibi, insan evriminin en önemli olayı olan zekanın gelişimi, pek çok yan etkiyle beraber gelmiştir. Bu yan etkilerin en temeli, algıdır. İnsan, etrafını algılamaya başladıkça daha önce hiçbir canlının fark etmediği olay ve olguları fark etmeye başlamış, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlamış, zaman kavramının farkına varmış ve bunun gibi pek çok evrimsel farkındalık geçirmiştir. Elbette ki bu yenilikler, oldukça radikal oldukları için bazı olumsuz durumlar da yaratabilmiştir; insanlar da bu durumlara karşı savunma mekanizmaları geliştirmiştir.

Bunlardan en tipik olanı, algıyla beraber gelen çevresel farkındalık sonucunda etrafındaki olayları açıklayamayan atalarımızın, bu kavramları açıklamak üzere bazı hayali doğaüstü olguları, yine zekanın evrimiyle gelişen hayal güçleri dahilinde yaratmalarıdır. Bu, dönem insanlarının mental dengelerinin korunması açısından çok önemlidir. Çünkü zekanın evrimiyle beraber gelen algı sayesinde farkına varılan olaylar, insanın doğa karşısında aciz olduğunun da farkına varmasını sağlamıştır. Doğaüstü ve asılsız bile olsa bu açıklamaları kendi kendilerine teselli olarak yaratan insan bireyleri, bu tip bir teselliye sahip olmayanlara karşı mental açıdan, dolayısıyla genel anlamda avantaj sağlamıştır. Bu gibi genlere ve organizmaya bağlı olmayan, sosyal ilişkiler dahilinde gelişen; ancak canlının genel başarısına (fitness) katkı sağlayan düşünce, kavram ve anlatıları inceleyen bilim dalı Memetik'tir. Bu konuyla ilgili yazımıza, Yazı Dizini'nden de ulaşabilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Sanat da, temel olarak benzer bir şekilde ortaya çıkmış, insanın iç dünyasının keşfiyle beraber gelmiştir. İnsan, gelişen zekası sayesinde iç dünyasını algılamaya başlamış ve duygularına anlam yüklemeye başlamıştır. Anlam yüklemek, insan evriminin bir diğer önemli noktasıdır. Anlam yükleme yetisi sayesinde insan sosyal hayvanlar arasında da bir adım öteye giderek, ifade başarısı konusunda kendisini geliştirmiş, olaylar arasındaki ilişki zincirini çok daha kolay çözebilmiş ve bu çözülenleri türünün diğer bireylerine aktararak birikimli bir bilginin başlamasına sebep olmuştur. Dolayısıyla sanatın en temel ayaklarından biri olan "kavramlara anlam yüklemek", insan zekası ve evriminin vazgeçilmez bir parçası olmuş, sosyal başarısının temel taşlarından biri haline gelmiştir.

Bu temellerden bir diğer olan estetik algısı, bildiğimiz anlamıyla insanın evrimleşmeye başlamasından ve algısının gelişiminin ilk dönemlerinden beri vardır ve gelişmektedir. İnsan, doğada ve yaşamında bir estetik arar. Bu, yine mental dengenin sağlanmasıyla açıklanabilir. Çünkü estetik, dış dünyadaki kavramların, insanın iç dünyası ile birleşmesi ve bunun kişiye güzel gelen, mutluluk veren bir biçimde olması demektir. Kişi, algılamaya başladığı dünyaya bakar ve kendi iç dünyasıyla kıyaslar. Bu kıyas, bilinçli olarak yapılmasa bile, insanın mental gelişimi sırasında bu otonom bir halde, beynimizin arka planında çalışmakta ve mental dengemizin sağlanması için beynimizi ve iç dünyamızı beslemektedir. Bunun en temel ve ilkel örneği, günümüzdeki insanların halen hayatlarına bir "var oluş amacı" yüklemeye çalışmasıdır. Bu, hem bir önceki paragrafta açıkladığımız anlam katma ile, hem de estetik anlayışıyla son derece kolay bir şekilde açıklanabilir. İnsan, esasında son derece doğal bir fenomen (olgu, gerçek) olan evrimsel süreç sonunda var olmuş, sıradan ve doğal bir üründür. Ancak etrafımızdaki çoğu insanın bir "var oluş/hayat amacı" peşinde koşmasının estetik ve anlam algısı dahilinde bir sebebi vardır: İnsan, hayatının anlamsız olmasını, var oluşunun estetik-dışı kalması olarak değerlendirir ve bu sebeple de hayatına bir anlam katmaya çalışır. Halbuki tüm bu anlamlar ve estetik, tamamen birer yanılsama, insan zekası evriminin yan ürünlerinden biridir. Doğanın estetik olmak gibi bir amacı/kaygısı olmadığı gibi, insanın ona katacağı herhangi bir anlamdan da etkilenmemektedir, insanın ona kattığı anlamları "umursamamaktadır". Bize "çirkin" gelen bir balık, o balığın gerçekten "çirkin" olduğu anlamına gelmemektedir. Güzellik/çirkinlik kavramı, insan türünün kendi algı düzeyi dahilinde uydurduğu bir kavramdır. Benzer şekilde, o "çirkin" olarak addettiğimiz balık da belirli bir algı düzeyinde bulunsaydı, biz, insan türü olarak ona "çirkin" gelebilirdik. Belki de geliyoruz, ancak balık bunu ifade etme ihtiyacı duyacak bir beyne, dolayısıyla zekaya, dolayısıyla algı düzeyine, dolayısıyla da mental dengeye sahip olmadığı için, umursamadan hayatına devam ediyor olabilir.

İşte sanat, tüm bu içsel ve soyut duygu ve düşüncelerin, somutlaştırılıp bir ürün olarak dışa vurulmasıyla ilgilidir. Sanat, tıpkı doğal ancak açıklanması güç fenomenlerin açıklaması için kullanılan hayali doğaüstü varlıklar gibi, insanın mental dengesini korumak için var edilmiş bir araçtır. İnsan, sadece dış dünyasına değil, iç dünyasına da anlam katar ve estetik arar. Bu katılan anlamlar, insandan insana değişebileceği gibi, zamana ve mekana göre de farklılık gösterebilir. Dolayısıyla sanat anlayışı, evrensel değil, öznel ve kişisel bir kavramdır. Ancak ne olursa olsun, sanatın var olmasının sebebi, insanın iç dünyasına kattığı anlamın ve estetiğin dışa, somut metotlarla vurulması ihtiyacıdır. Bu sayede, evriminin ilk basamaklarından beridir insan mental dengesini koruyabilmiş ve bunu yapamayanlara karşı avantajlı konuma geçebilmiştir.

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Evrim Ağacı. (6 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tuğba Özgün
Öğrenci
Orijinal Soru: Sanatı neden severiz?

Sanat hayatı anlamlandırmamıza, anlamlandıramadığımızı ifade etmemize yarar. Ne zaman ki içimizde bir boşluk sanat ile dolsa oradan üretkenlik doğar ve yeniden var oluruz. Ruh, bedene tutunamadığında sanat koşar imdada. İnsan ancak ürettiğinde ( yazmak, çizmek ve izlemek gibi ) yeşerir çiçeklenir.

222 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Türkedebiyatı. (5 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 5 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Gaigaderdi. (5 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 5 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ersals Krononot
Ersals Krononot
251K UP
Krononot⁸
Orijinal Soru: İnsanların sanata yönelim amacı nedir?

Üzerinde oldukça fazla durulan bir konu, çünkü yaşamda kalmaya programlanmış bir yapının, buna doğrudan hizmet etmeyen bir uğraşla ilgileniyor olması, ve bu uğraşın ANLAM temelli olması, önemini artırıyor.

Sanat, genel anlamıyla, bireyin ulaştığı bir anlamı, fiziksel dünyanın araçlarıyla ortaya koyması demek. Kişi kendi ruhsal dünyasında, manevi çıkarımlara ulaşır, diğer kişilerin o seviyede bir ruhsal yolculuk yaşamasına gerek kalmadan, oradaki anlamlara ulaşması sağlanır. Aynen diğer disiplinlerde olduğu gibi. Herkes belli bir konuda uzmanlaşarak, diğer bireylerin o uzmanlaşma sürecini yaşamalarına gerek kalmadan, elde edilen sonuçlara sahip olurlar.

Tüm Reklamları Kapat

Kişinin düşünme, idrak, kavramsallaştırma, maneviyat gibi varoluşsal gereklilikleri, onu dışavuruma götürmüş gibi görünüyor. Yani sanatın her bir dalı, bu dışavurum ihtiyacıyla yakından alakalı olabilir. Özellikle konuşma öncesi dönem için, ortak anlamlar açısından görsel semboller önemli ötesi bir konumda olmalıdır. Belki de konuşma, ortak görsel semboller aracılığı ile, onları ifade etme çabasından doğmuş bile olabilir.

İletişim, temel yaşamsal ihtiyaçlar gibi konular aşıldığında ise sanat, artık yaşamda kalmayla ilgili tehdit yaşamayan insanın, kognitif fonksiyonlarını geliştirmesinin, farklı konularda derin düşünmeye başlamasının ve hatta kendini tanımlama çabasının başlamasıyla ANLAMla yüzleşmek durumunda kalır. Kendini ifade etme, artık duygularını ifade etme gibi daha üst bir anlamsal düzeye taşınmıştır. Kendi varoluşunu anlamaya olan uzaklık -umwelt-, bireyin ulaştığı anlamları açığa çıkarmaya itmekte. Bunlar vasıtası ile, kendi varoluşunu tanımlayabilme çabası oldukça temel bir ihtiyaç sofistike, derin düşünce açısından. Farklı bireylerin ulaştıkları anlamlar da birbirini beslemekte farkında olarak ya da olmayarak. Bütün disiplinlerin insanlığı geliştirmek için ortak çalışması gibi, sanat da aynı amaçla farklı araçlarla üretimde bulunur. İnsanın manevi, anlamsal ihtiyaçlarıyla ilgilenir. Bireyler bu ihtiyaçlarının farkında olsun ya da olmasın. Aynen bilime felsefeye olan ihtiyacın farkındalığının hissedilişinin de rölatif olduğu gibi.

264 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (3 Mart 2020). Alındığı Tarih: 3 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Hüseyin Açar
Fizik Öğrencisi

Merhabalar Ada,

uygarlığın temsilcileri üç kesimdir: işçiler, bilginler ve sanatçılar.

Tüm Reklamları Kapat

  • İşçiler, demire ve çeliğe hayat verirler ve gelişme ile ilerlemenin maddi ön koşullarını sağlarlar.
  • Bilginler tabiatı araştırırlar ve ikinci bir dış tabiat oluştururlar.
  • Sanatçılar ise insanın iç dünyasını, incelerler ve insanların içindeki iyiyi ve kötüyü gösterirler. Böylece bilim gibi sanat da ikinci bir tabiat yaratır ve insanın iç tabiatını güzelleştirir.

İnsanın psikolojik temelinde var olan beğenme/beğenilme duygusu sanat etkinlikleriyle somutlaştırılır. Dolayısıyla sanat, insanın psikolojik yapısındaki ihtiyaçların dışa vurumudur.

Sanat eseri bir kişiye ait estetik bir ürün gibi görünse de aslında ortaya konulmuş bir sanat eserinde, tarihin derinliklerinden bugüne kadar milyonlarca insanın içinde yer aldığı bir işbirliği sistemi vardır. Bu yüzden her toplumda benzer duygular, benzer eserler ortaya konabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sanat, uygarlığın bir göstergesidir. Bir şehirdeki sanatsal faaliyetler, tiyatro salonları, kütüphaneler vb. o şehrin gelişmişlik düzeyi açısından bir işaret olarak kabul edilir.

Uluslar, yetiştirdikleri sanatçılarla özdeşleşir. Sanatçılar uluslarının gelişmesinde olduğu kadar dünyada tanınmasında da rol oynar. Dostoyevski, Tolstoy dendiğinde Rusya, Shakespeare dendiğinde İngiltere, Sadi dendiğinde de İran akla gelir.

İyi çalışmalar dilerim.

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close