Bu yazıda bu kanıtların farklı tiplerinden bahsedeceğiz fakat burada ele alınacakların dışında birçok çalışma alanı Darwin tarafından kullanılmış ve bugün halen kullanılmaktadır.
FOSİL KATMANLARI
Fosil katmanları, yıllar boyunca içinde canlı kalıntıları bulundurarak üst üste binmiş kayalarda oluşur. En altta bulunan kalıntılar en eski canlılar olmak üzere yukarı çıkıldıkça bulunan kalıntılar, günümüze daha yakın dönemde yaşamış canlılara aittir. En alt katmanlardan alınan canlı fosilleri günümüzdeki canlılardan oldukça farklıyken yukarıya doğru çıkıldıkça bugünküne yakın canlı fosilleri bulunabilir. Bu durum bize canlıların zaman içinde değiştiğini göstererek evrimin varlığını kanıtlar. Aynı zamanda bazı canlıların çok eski dönemlerde yaşamış olup soylarının tükendiği de bu katmanlar aracılığıyla anlaşılabilir.
Fosil katmanlarının incelenmesiyle birlikte hangi canlıların önce evrimleştiği ve katmanlar tarihlendirilerek hangi canlının günümüzden yaklaşık olarak kaç yıl önce yaşadığı bulunabilir. Bu iki durum canlıların yaşam çizelgesini ve tarih boyunca yok oluşların hangi zamanlarda gerçekleştiğini belirlemekte kullanılır.
YAŞAYAN ORGANİZMALAR ARASINDAKİ BENZERLİKLER
Günümüzde yaşayan canlılar arasında onların adaptasyonunu sağlayacak farklılıklar bulunsa da bu canlılar birçok yönden ortak özellikler bulundurur.
Bu benzerliklerden biri aynı ortamda yaşayan canlıların vücut yapılarının aynı olmasıdır. Örneğin; atların, eşeklerin ve zebraların vücut yapıları aynıdır çünkü bu canlılar aynı ortak atadan evrimleşmişlerdir. Canlılar yakın akrabalarından tamamen farklı olmazlar, yalnızca farklı ortamlara adapte olmalarından kaynaklanan bazı farklılıklar gösterirler. Zebraların çizgileri olup diğerlerinde bu özelliğin görülmemesi bunun bir örneğidir. Aynı aileden evrimleşen geyiklerin boynuzlarının bulunmasının sebebi ise diğer canlılar grup halinde yaşarken geyiklerin tek başlarına yaşaması ve boynuzlarını koruma amaçlı kullanmalarıdır.
Darwin’in ispinozlarında da olduğu gibi bugün çoğu özellikleri aynı olsa dahi yeme alışkanlıkları ve yaşadığı yer açısından kuşların gaga yapılarında değişiklikler görülebilir. Bu benzerlikler canlıların DNA gen dizilimlerinin benzerlikleriyle de gözlemlenebilir.
HOMOLOJİ
Evrim teorisi birbiriyle akraba olan organizmaların ortak bir atadan gelen benzerlikleri paylaştıklarını savunur. Akrabalığa dayanan benzer özellikler homoloji olarak adlandırılır. Homolog organlar ise işlev ve yapısal olarak farklılık gösteren fakat ortak atadaki bir dokudan türemiş organlardır. Örneğin, kaktüste dikensi bir hal almış yapraklar, sinekkapan bitkisinde geniştir ve çeşitli salgılar üretebilmektedir. Bu duruma başka bir örnek ise balinaların ön yüzgeçleri ile kuşların kanatlarıdır.
Anatomik olarak bakıldığında birçok kemiğin balina ve sinekkuşunda ortak olarak bulunduğunu, farklı kemiklerin ise evrimsel süreçte işlevini kaybettiğini söyleyebiliriz.
COĞRAFİ DEĞİŞİMLER
Canlılığın yayıldığı coğrafya bize Dünya’nın geçmişi hakkında da bilgi verir. Örnek olarak keseli memeliler bugün Avusturya ve Amerika’da bulunurken bu canlıların okyanusu geçerek Amerika’ya ulaşmış olmaları imkansızdır. Bu canlıların birden fazla yerde aynı şekilde evrimleşmeleri neredeyse imkansızdır çünkü koşullar farklı oldukça canlıların adapte oluş biçimleri değişecek ve bu canlılar günümüzde birbirlerinden oldukça farklı olacaklardı. Bu durum bize, milyarlarca yıl önce Dünya üzerindeki kıtaların eskiden birleşik olduğunu ve sonradan ayrıldığını gösterir.
Canlıların bugünkü biçimlerini almasında birçok farklı etki vardır fakat canlılar tek bir ortak atadan değişerek bugünkü hallerini almışlardır. Evrime karşı öne sürülen tüm asılsız argümanlara karşı evrim vardır ve evrim inkâr edilemeyecek bir doğa yasasıdır.[1]
Kaynaklar
- Evrensel. Attention Required! | Cloudflare. (19 Mart 2023). Alındığı Tarih: 4 Mart 2023. Alındığı Yer: evrensel | Arşiv Bağlantısı