TÜBİTAK'ın temel bilimsel terimleri bilmeyen dinci bir yazara evrim girdisi yazdırması skandalından önce yaptığı bir skandal da buydu. Evrim Ağacı yine bu konudaki hataları zamanında anlatmıştı.
Ne yazık ki kitabın" Evrim" kısmında çok ciddi çarpıtmalar ve düpedüz yalan çeviriler bulunuyor. Öyle ki modern insanın şempanzeler ile akrabalığının olmadığı açık açık yazılmış. Başlıktan da anlaşılacağı gibi "İnsan Kuyruksuz Maymundan Evrimleşmiştir" şeklinde bir "yanılgı" olarak yansıtılmaktadır.
Hatta "Yaşam kendiliğinden oluşabilir mi?" gibi bir başlıkta spontane jenerasyon üzerinden abiyogenez de eleştiriliyor. Bunun hatasını, burada anlatmıştım.
Helsinki Üniversitesi'nden Dr. Ferhat Kaya, konuyla ilgili blog yazısında çeviri hatalarını orijinaliyle kıyaslayarak tek tek gösteriyor. Kitabın orijinali, Popular Science tarafından basılan 100 Hoaxes & Mistakes That Fooled Science isimli bir kitap. Dr. Kaya şöyle yazıyor:
- Orjinal metin: “While it is true we share a common animal ancestor, scientist now believe humans and apes took very different paths”
- Türkçe çevirisi: "Ancak bugün bilim insanları insanlar ile kuyruksuz maymunların çok farklı yollar izlediğine inanır." (İnsan ve kuyruksuz maymunların ortak hayvan bir atadan evrimleştiği kısmı sansürlenmiş.)
- Bu metnin orijinalinden gerçek çevirisi şöyle olmalıdır: "Her ne kadar onlarla ortak bir hayvan atayı paylaşıyor olsak da, bilim insanları şimdi, insanlar ve kuyruksuz maymunların çok farklı patikalar izlediğine inanmaktadır."
Dr. Kaya devam ediyor:
- Başka bir sansür, orijinal metin: A chimp’s brain and skull size, “while similar to that of our more recent extinct relatives”, is still quarter of the size of today’s human head.
- Türkçe çeviri: Bir şempanzenin beyni ve kafatasının büyüklüğü, insanın kafatasının çeyreği kadardır. (orijinal metindeki tırnak içinde bulunan "yok olmuş yakın akrabalarımıza benzese de" kısmı sansürlenmiş.)
- Bu kadar da değil: Başka bir sansür, orijinal metin: Our larger brain size gave us a distinct “evolutionary” advantage, allowing for more complex language skills and complicated cultural systems.
- Türkçe çevirisinde tırnak içindeki "evrimsel" kelimesi sansürlenmiş.
Dr. Kaya, bir diğer örnek veriyor:
- Başka bir sansür: Meanwhile, chimpanzees "evolved" to survive in the African Congo…(yine Türkçe çevirisinde "evrimleşmiş" kısmı sansürlenmiş)
Ancak eğer bunlar halkı alenen kandırıyor olmaları nedeniyle öfkelenmeniz için yeterli değilse, ne yazık ki kitabın rezaleti burada bitmiyor. TÜBİTAK, kitapta düpedüz çeviri sahtekarlığı da yapıyor. Dr. Kaya şöyle anlatıyor:
Son olarak ve sansürün de ötesinde artık çeviri sahtekarlığı olarak sınıflandırabileciğimiz örnek:
- Orijinal metin: "The puzzle is incomplete, but scientists agree that our direct evolutionary line does not lead back to chimpanzees. Instead, humans and chimps share a common ancestor tracing back 5 million to 8 million years ago. One lineage developed directly into ape like chimpanzees and gorillas, while the other lineage evolved into early human ancestors called hominids. Our direct human ancestors, Homo habilis and Homo erectus, first hit the scene 2 million years ago. From that point, humans spread throughout the world, migrating to Europe and later Australia and the Americas. We don't know the number of hominid species that existed, or our relationship with them, but the fossils speak loudly: The chimp at the zoo is not your great-great-great grandad."
- Türkçe çeviri: "Parçalar eksik olsa da bilim insanları şempanzelerle insanların ortak bir atadan geldiği görüşünü reddeder. Fosillerden anladığımız şey açık: Hayvanat bahçesindeki şempanze ile bir akrabalığımız yok." (Geri kalan kısımlar tümden sansürlenmiş).
- Yukardaki son orijinal metinin Türkçe sansürsüz çevirisi: "Bulmacanın parçaları eksik, ancak bilim insanları evrimsel olarak şempanzelerden evrimleşmediğimizi kabul ediyorlar. Buna karşın, insanlar ve şempanzeler 5 ile 8 milyon yılları arasında yaşamış ortak bir atayı paylaşıyorlar. Soyun biri kuyruksuz maymun benzeri şempanze ve gorillere dönüşürken diğer soy hominid olarak bilinen erken insan atalarına evrimleşmiştir. Bizim direkt atalarımız, Homo habilis ve Homo erectus, ilk kez 2 milyon yıl önce sahneye çıkmışlardır. O günden itibaren insanlar bütün dünyaya yayılmışlardır, Avrupa'ya ve ardından Avusturalya ve Amerika'ya göç etmişlerdir. Geçmişte kaç hominid türü yaşadığını bimiyoruz, ya da onlar olan akrabalığımızı, ancak fosiller gerçeği gösteriyor: Hayvanat bahçesindeki şempanze senin büyük-büyük-büyük deden değil!"
Kitaptaki Yanlışların Doğruları
1) "Kuyruksuz maymun, takım elbiseli insana dönüşür."
Taksonomik olarak insan diye tanımladığımız Homo cinsi, zaten bir kuyruksuz maymun (Hominoidea) türüdür! Bunu daha iyi anlamak için, buradan Yaşam Ağacı projemizdeki primatlar takımına bakabilirsiniz. Ayrıca sık sık anlattığımız gibi evrimsel biyolojide yaşayan hiçbir canlı, bir diğerine dönüşmez! Aynı dönemde var olmuş türler, farklı soy hatlarında türleşerek günümüz halini almıştır ve çeşitlenmeye devam edecektir. Keza evrimsel süreçte bir "son" veya bir "tamamlanma" bulunmaz. Evrim, popülasyondaki gen dağılımının nesiller içerisindeki değişiminden ibarettir. Hiçbir canlı "puf" diye bir anda var edilmemiştir. Kaldı ki evrimsel değişimin herhangi bir inanç ile ilgisi yoktur. Dolayısıyla bilimsel gerçekleri şahsi inançlar haline getirmenin insan türünün bilgi birikimine hiçbir katkısı olmayacaktır. Aksine önyargılar oluşturarak, yeni bilgiler edinmeyi engelleyecektir.
2) "Bilim insanları, insanlar ile kuyruksuz maymunların çok farklı yollar izlediğine inanır."
Bilimsel teorilerin herhangi bir "inanç" ile ilgisi olmadığını ve bu teorilere "inanılmadığını" tekrar tekrar vurgulamanın anlamı yok diye düşünüyoruz. Bilimsel teoriler "bilinir" veya "bilinmez." Diğer yandan günümüzde hiçbir akademik dergide taksonomik olarak insanın başka bir ailede sınıflandırıldığı bilgisi yoktur. Multidisipliner çalışmalar sonucu görüyoruz ki insan primatlar takımı içerisinde kuru burunlu primatlar (Haplorhini) dediğimiz alt takıma üyedir. Bu alt takımda simiyenler veya maymunlar diye bilinen Simiiformes adlı aşağı takımda sınıflandırılır. Ardından aşağı burunlu maymunlar (Catarrhini) küçük takımı ve kuyruksuz maymunlar (Hominoidae) üst ailesi gelir. Hominoidae üst ailesi içerisinde insangiller diye bilinen Hominidae ailesinde bulunur. Bu ailede orangutanlar, goriller, şempanzeler, insanlar ve ataları mevcuttur. Modern insan dediğimiz Homo sapiens türü, omurgalı canlılar arasında anatomik, fizyolojik, paleontolojik, genetik ve etolojik olarak kuyruksuz maymunlar olarak tanımlanır. Sonuçta "İnsan" diye bir taksonomik aile yoktur. Zaten mantar veya bitki olarak da sınıflandırılamayacağına göre, bu gerçeği reddetmenin anlamı yok.
3) "İnsan beyni şempanze beyninin 3 katıdır."
Evet, doğru. Fakat şunu hatırlatmakta fayda var, zekayı tam olarak tanımlayamadığımız için "bilişsel fonksiyonlar" terimini kullanmak daha faydalı olacaktır. Bu da dolaylı olarak beyin kütlesinden ziyade beyin/vücut oranı ile ilişkilidir. Serebral korteks dediğimiz beyin bölgesi hatıra, dikkat ve farkındalık gibi bilişsel fonksiyonlar ile ilişkilidir. İnsanın serebral korteksi, şempanzelerin serebral korteksinden yaklaşık 2 kat daha fazla nöron barındırır. Ayrıca nöron davranışları da farklıdır. Bu da görüldüğü üzere Dünya'yı ele geçirmemizi sağlayan bilişsel aktivitelere sebebiyet vermiştir.
Ancak bu demek değildir ki "En üstün canlı insandır." Her canlı yaşadığı çevre ile ilişkili olarak üstünlük özellikleri gösterir. Örneğin bir şempanzenin kısa süreli hafızası bir insandan kat kat daha fazladır. Çünkü insanlar yüz binlerce yıldır yaşadıkları çevre ile ilişkili olarak uzun süreli hafıza tarafından avantaj sağlamış olabilir. Diğer yandan bu çalışmanın aslında tam tersini söyleyen, şempanzelerin kısa süreli hafızaları ile ilişkili olmadığını, bundan ziyade bireysel bir başarı olduğunu söyleyen başka bir çalışma bulunuyor. Yani şempanzelerin kısa süreli hafızaları insanlardan daha iyi değil; bu konuda eğitim görmüş söz konusu şempanzenin bireysel başarısı. Her iki durumda da şempanze ile insanın birinin diğerinden daha "gelişmiş" olduğunu göstermez. Sadece milyonlarca yıldır bulundukları çevre nedeniyle seçilime uğradıklarını ve avantajlı özellikleri sonraki nesillere aktardıklarını gösterir.
4) "İnsanların aksine şempanzelerin soyu tükenme eşiğindedir."
Bu da algıda seçicilikten başka bir şey değildir. Zira insanlar, yıllardır şempanzelerin (Pan troglodytes) doğal hayatını yok ediyor, onları hayvanat bahçelerine hapsediyor. Afrika'daki yasak avcılık şempanzelerin nüfusunu fazlasıyla azaltmıştı durumda. Yıllardır bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere yakalanmışlardır. Kongo gibi Afrika ülkelerinde yasa dışı evcil hayvan satışları için kaçırılmışlardır. Ayrıca birçok simiyen hastalık etkeni nedeniyle de popülasyonları yok olmuştur. 1900'lerin başında 1 milyona yakın birey olduğu hesaplanırken; günümüzde 172.700 ile 299.700 arasında birey olduğu hesaplanıyor. IUCN Kırmızı Liste tarafından Endangered (EN), yani Tehlikede olarak sınıflandırılırlar.
Günümüzde koruma altına alınsalar da, şempanze gibi primatların üreme hızı insanlar gibi memeliler içerisinde kısmen yavaş olduğu için nüfuslarının eski haline gelmesi yıllar alacaktır. Unutmamak gerekir ki Türkiye topraklarında da yıllar önce kaplan ve daha eskiden aslan bulunuyordu. Ancak insanlar, artan nüfusu ile birlikte diğer canlıları yok ediyor.
Sonuç olarak onları yakalayıp, para için hayvanat bahçelerine koyanlar da biziz. Bu onların başarısızlığı değil, bizim başarımız (!) Büyük beyinlerimizin evrimsel olarak getirisi olmalı. Basit ekoloji mantığı. Yüksek bilişsel fonkisyonlar sosyokültürel yapı geliştirerek nüfus artışına sebebiyet veriyor. Nüfus artışı da diğer hayvanların aleyhine oluyor. Dolayısıyla bu, insanların sebep olduğu bir sonuçtur.
5) "Parçalar eksik olsa da bilim insanları şempanzelerle insanların ortak bir atadan geldiği görüşünü reddeder."
Evrim, yaklaşık 150 yıldır test ediliyor ve edilmeye devam edecek. Ancak girdiği her testten başarılı çıkıyor. Günümüzde tıptan mühendisliğe, biyolojiden matematiğe birçok alanda evrimsel algoritmalardan ve verilerden yararlanılıyor. Bu konuda sitemizde birçok yazı dizisi mevcut. En basitinden buradan başlayabilirsiniz. Parçaların eksik olması, izlenilen yolun görülemediği anlamına gelmiyor. Günümüzde sadece Homo sapiens türü için Evrim Ağacı'nda inanılmaz fosil çeşitliliği mevcut. Aynı şekilde şempanzelerin de evrimsel akrabalıklarını gösteren fazlası ile fosil kaydı var. Fosil kaydının mevcut olması, o canlının "çok gelişmiş" olduğuna işaret etmez. Sadece jeolojik şartlar uygun olduğu için kemikleri günümüze kadar korunmuş olduğu anlamına gelir.
Şempanzeler ve diğer canlılar da insanlar kadar "karmaşıktır." İnsan, hayvanlardan evrimleşmemiştir; doğrudan doğruya bir hayvan türüdür. Bunun aşağılayıcı herhangi bir yönü bulunmuyor. Zira "aşağılama" sıfatlarını zaten biz yapıyoruz. İnsanın, diğer canlılar ile akraba olması muhteşem bir gerçektir. Her zaman dediğimiz gibi, "Bu yaşam görüşünde ihtişam var!"
Kaynaklar
- P. Türkoğlu. Tübitak, Sahte Çeviriler Ve Uydurma Bilgiler İçeren, Evrim Karşıtı Bir Kitap Yayınladı!. (14 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2022. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
- F. Kaya. Tübitak'tan Çeviri Yanıltmacası. (11 Mart 2020). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2022. Alındığı Yer: İnsanın Evrimi - Blogspot | Arşiv Bağlantısı