TÜBİTAK, Sahte Çeviriler ve Uydurma Bilgiler İçeren, Evrim Karşıtı Bir Kitap Yayınladı!
TÜBİTAK'ın "Doğru Bildiğimiz Bilimsel Yanılgılar" Kitabında Sahtebilim Övgüsü ve Kasten Yanlış Yapılmış Çeviriler Var!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Firavun Tutankamon'un mezarı lanetli miydi? İnsanlarla Dinozorlar aynı dönemde yaşadı mı? Yaşam kendiliğinden oluşabilir mi? Doğru bilinen yüze yakın bilimsel yanılgının ardındaki gerçeği keşfedin.
Önsözü ile Lucie Parker tarafından yazılan, İlhami Gümüş tarafından çevrilen TÜBİTAK'ın "Doğru Bildiğimiz Bilimsel Yanılgılar" isimli kitabında evrim konusunda hayli yanlış bilgiler işleniyor. Kitapta komplo teorileri, ekin tarlalarına Dünya dışı canlıların bıraktığı işaretler, Dünya'nın düz olduğu safsatası anlatılıyor. Bunun gibi birçok sahte bilim veya yanlış bilinen bilgiler güzelce açıklanıyor. Bilimsel yöntemle sınanmış bilgiler ile düzenlenmiş hali anlatılıyor.
Ancak ne yazık ki "Evrim" kısmında çok ciddi çarpıtmalar ve düpedüz yalan çeviriler bulunuyor. Öyle ki modern insanın şempanzeler ile akrabalığının olmadığı açık açık yazılmış. Başlıktan da anlaşılacağı gibi "İnsan Kuyruksuz Maymundan Evrimleşmiştir" şeklinde bir "yanılgı" olarak yansıtılmaktadır.
Hatta "Yaşam kendiliğinden oluşabilir mi?" gibi bir başlıkta spontane jenerasyon üzerinden abiyogenez de eleştiriliyor. Bu konuyu şuradaki yazımızda uzun uzun açıkladık. Kitaptaki metni, fotoğrafı ile birlikte doğrudan paylaşıyoruz:
İnsanın izlediği düşünülen evrim sürecinin bir zamanlar gayet açık olduğu düşünülüyordu: Öne doğru eğik kıllı kuyruksuz maymun, elindeki baltasıyla dik duran bir Neandertal'e dönüşür, o da sonunda takım elbise giyen ve elinde bir cep telefonu tutan kılsız bir insan hâlini alır.
Charles Darwin insanla bir kuyruksuz maymun türü olan orangutan arasında ortak bir bağ olabileceğinden şüphe duymuş ve şöyle demişti: "İnsan kibirli bir şekilde kendisinin çok büyük bir eser olduğunu düşünür ve kendini yarı ilah konumunda görür. Ben bu konuda daha alçak gönüllü olmanın daha doğru olduğunu düşünüyor ve insanların hayvanlardan geldiğine inanıyorum." Ancak bugün bilim insanları insanlar ile kuyruksuz maymunların çok farklı yollar izlediğine inanır.
Ancak bu efsaneyi daha iyi anlayabilmek için önce benzerliklerimizden başlayalım. Şempanzelerin DNA'sı insanlarınkiyle %98,8 oranında aynı olup başkalarına duyulan şefkat, saldırganlık, kendinin farkında olma ve akıl yürütme gibi özellikleri paylaşırlar. Her ikisi de alet kullanabilir ve bilgiyi sonraki kuşaklara aktarabilir.
Ancak benzerlikler bundan öteye pek geçmez. Bir şempanzenin beyni ve kafatasının büyüklüğü, insanın kafasının çeyreği kadardır. Daha büyük olan beynimiz bize çok açık bir avantaj sağlayarak karmaşık dil becerileri ve karmaşık kültürel sistemler geliştirmemizi mümkün kılar. Şempanzeler, insanın zorlukla hayatta kalabileceği Kongo'da yaşayabilecek niteliktedir. Bugün şempanzelerin soyu tükenmenin eşiğindedir, oysa insanların başı aşırı nüfus artışıyla derttedir. İnsanın atalarının Afrika'daki fosilleri çok karmaşık bir soyağacına sahiptir, öte yandan doldurulması gereken pek çok boşluk da vardır. Paleoantropologlar, bazen kuyruksuz maymun bazen de insana ait gibi görünen, ayak izleri ve uyluk kemiği ile kafatası parçaları keşfetmiştir. Bu, kuyruksuz maymunlarla insanların Afrika'nın güney ve doğusunda birlikte yaşadığını gösterir. Parçalar eksik olsa da bilim insanları şempanzelerle insanların ortak bir atadan geldiği görüşünü reddeder. Fosillerden anladığımız şey açık: Hayvanat bahçesindeki şempanzeyle bir akrabalığımız yok.
Tüm Reklamları Kapat
Kitabın Çevirisi Kasten Yanlış Yapılmış
Helsinki Üniversitesi'nden Dr. Ferhat Kaya, konuyla ilgili blog yazısında çeviri hatalarını orijinaliyle kıyaslayarak tek tek gösteriyor. Kitabın orikinali, Popular Science tarafından basılan 100 Hoaxes & Mistakes That Fooled Science isimli bir kitap. Dr. Kaya şöyle yazıyor [vurgular bize ait]:
Orjinal metin: “While it is true we share a common animal ancestor, scientist now believe humans and apes took very different paths”
Türkçe çevirisi: "Ancak bugün bilim insanları insanlar ile kuyruksuz maymunların çok farklı yollar izlediğine inanır." (İnsan ve kuyruksuz maymunların ortak hayvan bir atadan evrimleştiği kısmı sansürlenmiş.)
Bu metnin orijinalinden gerçek çevirisi şöyle olmalıdır: "Her ne kadar onlarla ortak bir hayvan atayı paylaşıyor olsak da, bilim insanları şimdi, insanlar ve kuyruksuz maymunların çok farklı patikalar izlediğine inanmaktadır."
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dr. Kaya devam ediyor:
Başka bir sansür, orijinal metin: A chimp’s brain and skull size, “while similar to that of our more recent extinct relatives”, is still quarter of the size of today’s human head.
Türkçe çeviri: Bir şempanzenin beyni ve kafatasının büyüklüğü, insanın kafatasının çeyreği kadardır. (orijinal metindeki tırnak içinde bulunan "yok olmuş yakın akrabalarımıza benzese de" kısmı sansürlenmiş.)
Bu kadar da değil:
Başka bir sansür, orijinal metin: Our larger brain size gave us a distinct “evolutionary” advantage, allowing for more complex language skills and complicated cultural systems.
Türkçe çevirisinde tırnak içindeki "evrimsel" kelimesi sansürlenmiş.
Tüm Reklamları Kapat
Dr. Kaya, bir diğer örnek veriyor:
Başka bir sansür: Meanwhile, chimpanzees "evolved" to survive in the African Congo…(yine Türkçe çevirisinde "evrimleşmiş" kısmı sansürlenmiş)
Ancak eğer bunlar halkı alenen kandırıyor olmaları nedeniyle öfkelenmeniz için yeterli değilse, ne yazık ki kitabın rezaleti burada bitmiyor. TÜBİTAK, kitapta düpedüz çeviri sahtekarlığı da yapıyor. Dr. Kaya şöyle anlatıyor:
Son olarak ve sansürün de ötesinde artık çeviri sahtekarlığı olarak sınıflandırabileciğimiz örnek:
Tüm Reklamları KapatOrijinal metin: "The puzzle is incomplete, but scientists agree that our direct evolutionary line does not lead back to chimpanzees. Instead, humans and chimps share a common ancestor tracing back 5 million to 8 million years ago. One lineage developed directly into ape like chimpanzees and gorillas, while the other lineage evolved into early human ancestors called hominids. Our direct human ancestors, Homo habilis and Homo erectus, first hit the scene 2 million years ago. From that point, humans spread throughout the world, migrating to Europe and later Australia and the Americas. We don't know the number of hominid species that existed, or our relationship with them, but the fossils speak loudly: The chimp at the zoo is not your great-great-great grandad."
Türkçe çeviri: "Parçalar eksik olsa da bilim insanları şempanzelerle insanların ortak bir atadan geldiği görüşünü reddeder. Fosillerden anladığımız şey açık: Hayvanat bahçesindeki şempanze ile bir akrabalığımız yok." (Geri kalan kısımlar tümden sansürlenmiş).
Yukardaki son orjinal metinin Türkçe sansürsüz çevirisi: "Bulmacanın parçaları eksik, ancak bilim insanları evrimsel olarak şempanzelerden evrimleşmediğimizi kabul ediyorlar. Buna karşın, insanlar ve şempanzeler 5 ile 8 milyon yılları arasında yaşamış ortak bir atayı paylaşıyorlar. Soyun biri kuyruksuz maymun benzeri şempanze ve gorillere dönüşürken diğer soy hominid olarak bilinen erken insan atalarına evrimleşmiştir. Bizim direkt atalarımız, Homo habilis ve Homo erectus, ilk kez 2 milyon yıl önce sahneye çıkmışlardır. O günden itibaren insanlar bütün dünyaya yayılmışlardır, Avrupa'ya ve ardından Avusturalya ve Amerika'ya göç etmişlerdir. Geçmişte kaç hominid türü yaşadığını bimiyoruz, ya da onlar olan akrabalığımızı, ancak fosiller gerçeği gösteriyor: Hayvanat bahçesindeki şempanze senin büyük-büyük-büyük deden değil!"
Dr. Kaya'nın analizinin tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Kitaptaki Yanlışların Doğruları
1) "Kuyruksuz maymun, takım elbiseli insana dönüşür."
Taksonomik olarak insan diye tanımladığımız Homo cinsi, zaten bir kuyruksuz maymun (Hominoidea) türüdür! Bunu daha iyi anlamak için, buradan Yaşam Ağacı projemizdeki primatlar takımına bakabilirsiniz. Ayrıca sık sık anlattığımız gibi evrimsel biyolojide yaşayan hiçbir canlı, bir diğerine dönüşmez! Aynı dönemde var olmuş türler, farklı soy hatlarında türleşerek günümüz halini almıştır ve çeşitlenmeye devam edecektir. Keza evrimsel süreçte bir "son" veya bir "tamamlanma" bulunmaz. Evrim, popülasyondaki gen dağılımının nesiller içerisindeki değişiminden ibarettir. Hiçbir canlı "puf" diye bir anda var edilmemiştir. Kaldı ki evrimsel değişimin herhangi bir inanç ile ilgisi yoktur. Dolayısıyla bilimsel gerçekleri şahsi inançlar haline getirmenin insan türünün bilgi birikimine hiçbir katkısı olmayacaktır. Aksine önyargılar oluşturarak, yeni bilgiler edinmeyi engelleyecektir.
2) "Bilim insanları, insanlar ile kuyruksuz maymunların çok farklı yollar izlediğine inanır."
Bilimsel teorilerin herhangi bir "inanç" ile ilgisi olmadığını ve bu teorilere "inanılmadığını" tekrar tekrar vurgulamanın anlamı yok diye düşünüyoruz. Bilimsel teoriler "bilinir" veya "bilinmez." Diğer yandan günümüzde hiçbir akademik dergide taksonomik olarak insanın başka bir ailede sınıflandırıldığı bilgisi yoktur. Multidisipliner çalışmalar sonucu görüyoruz ki insan primatlar takımı içerisinde kuru burunlu primatlar (Haplorhini) dediğimiz alt takıma üyedir. Bu alt takımda simiyenler veya maymunlar diye bilinen Simiiformes adlı aşağı takımda sınıflandırılır. Ardından aşağı burunlu maymunlar (Catarrhini) küçük takımı ve kuyruksuz maymunlar (Hominoidae) üst ailesi gelir. Hominoidae üst ailesi içerisinde insangiller diye bilinen Hominidae ailesinde bulunur. Bu ailede orangutanlar, goriller, şempanzeler, insanlar ve ataları mevcuttur. Modern insan dediğimiz Homo sapiens türü, omurgalı canlılar arasında anatomik, fizyolojik, paleontolojik, genetik ve etolojik olarak kuyruksuz maymunlar olarak tanımlanır. Sonuçta "İnsan" diye bir taksonomik aile yoktur. Zaten mantar veya bitki olarak da sınıflandırılamayacağına göre, bu gerçeği reddetmenin anlamı yok.
3) "İnsan beyni şempanze beyninin 3 katıdır."
Evet, doğru. Fakat şunu hatırlatmakta fayda var, zekayı tam olarak tanımlayamadığımız için "bilişsel fonksiyonlar" terimini kullanmak daha faydalı olacaktır. Bu da dolaylı olarak beyin kütlesinden ziyade beyin/vücut oranı ile ilişkilidir. Serebral korteks dediğimiz beyin bölgesi hatıra, dikkat ve farkındalık gibi bilişsel fonksiyonlar ile ilişkilidir. İnsanın serebral korteksi, şempanzelerin serebral korteksinden yaklaşık 2 kat daha fazla nöron barındırır. Ayrıca nöron davranışları da farklıdır. Bu da görüldüğü üzere Dünya'yı ele geçirmemizi sağlayan bilişsel aktivitelere sebebiyet vermiştir.
Ancak bu demek değildir ki "En üstün canlı insandır." Her canlı yaşadığı çevre ile ilişkili olarak üstünlük özellikleri gösterir. Örneğin bir şempanzenin kısa süreli hafızası bir insandan kat kat daha fazladır. Çünkü insanlar yüz binlerce yıldır yaşadıkları çevre ile ilişkili olarak uzun süreli hafıza tarafından avantaj sağlamış olabilir. Diğer yandan bu çalışmanın aslında tam tersini söyleyen, şempanzelerin kısa süreli hafızaları ile ilişkili olmadığını, bundan ziyade bireysel bir başarı olduğunu söyleyen başka bir çalışma bulunuyor. Yani şempanzelerin kısa süreli hafızaları insanlardan daha iyi değil; bu konuda eğitim görmüş söz konusu şempanzenin bireysel başarısı. Her iki durumda da şempanze ile insanın birinin diğerinden daha "gelişmiş" olduğunu göstermez. Sadece milyonlarca yıldır bulundukları çevre nedeniyle seçilime uğradıklarını ve avantajlı özellikleri sonraki nesillere aktardıklarını gösterir.
4) "İnsanların aksine şempanzelerin soyu tükenme eşiğindedir."
Bu da algıda seçicilikten başka bir şey değildir. Zira insanlar, yıllardır şempanzelerin (Pan troglodytes) doğal hayatını yok ediyor, onları hayvanat bahçelerine hapsediyor. Afrika'daki yasak avcılık şempanzelerin nüfusunu fazlasıyla azaltmıştı durumda. Yıllardır bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere yakalanmışlardır. Kongo gibi Afrika ülkelerinde yasa dışı evcil hayvan satışları için kaçırılmışlardır. Ayrıca birçok simiyen hastalık etkeni nedeniyle de popülasyonları yok olmuştur. 1900'lerin başında 1 milyona yakın birey olduğu hesaplanırken; günümüzde 172.700 ile 299.700 arasında birey olduğu hesaplanıyor. IUCN Kırmızı Liste tarafından Endangered (EN), yani Tehlikede olarak sınıflandırılırlar.
Günümüzde koruma altına alınsalar da, şempanze gibi primatların üreme hızı insanlar gibi memeliler içerisinde kısmen yavaş olduğu için nüfuslarının eski haline gelmesi yıllar alacaktır. Unutmamak gerekir ki Türkiye topraklarında da yıllar önce kaplan ve daha eskiden aslan bulunuyordu. Ancak insanlar, artan nüfusu ile birlikte diğer canlıları yok ediyor.
Sonuç olarak onları yakalayıp, para için hayvanat bahçelerine koyanlar da biziz. Bu onların başarısızlığı değil, bizim başarımız (!) Büyük beyinlerimizin evrimsel olarak getirisi olmalı. Basit ekoloji mantığı. Yüksek bilişsel fonkisyonlar sosyokültürel yapı geliştirerek nüfus artışına sebebiyet veriyor. Nüfus artışı da diğer hayvanların aleyhine oluyor. Dolayısıyla bu, insanların sebep olduğu bir sonuçtur.
5) "Parçalar eksik olsa da bilim insanları şempanzelerle insanların ortak bir atadan geldiği görüşünü reddeder."
Evrim, yaklaşık 150 yıldır test ediliyor ve edilmeye devam edecek. Ancak girdiği her testten başarılı çıkıyor. Günümüzde tıptan mühendisliğe, biyolojiden matematiğe birçok alanda evrimsel algoritmalardan ve verilerden yararlanılıyor. Bu konuda sitemizde birçok yazı dizisi mevcut. En basitinden buradan başlayabilirsiniz. Parçaların eksik olması, izlenilen yolun görülemediği anlamına gelmiyor. Günümüzde sadece Homo sapiens türü için Evrim Ağacı'nda inanılmaz fosil çeşitliliği mevcut. Aynı şekilde şempanzelerin de evrimsel akrabalıklarını gösteren fazlası ile fosil kaydı var. Fosil kaydının mevcut olması, o canlının "çok gelişmiş" olduğuna işaret etmez. Sadece jeolojik şartlar uygun olduğu için kemikleri günümüze kadar korunmuş olduğu anlamına gelir.
Şempanzeler ve diğer canlılar da insanlar kadar "karmaşıktır." İnsan, hayvanlardan evrimleşmemiştir; doğrudan doğruya bir hayvan türüdür. Bunun aşağılayıcı herhangi bir yönü bulunmuyor. Zira "aşağılama" sıfatlarını zaten biz yapıyoruz. İnsanın, diğer canlılar ile akraba olması muhteşem bir gerçektir. Her zaman dediğimiz gibi, "Bu yaşam görüşünde ihtişam var!"
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 32
- 29
- 16
- 15
- 9
- 7
- 7
- 6
- 6
- 3
- 3
- 2
- L. Parker. (2019). Doğru Bildiğimiz Bilimsel Yanılgılar. ISBN: 978-605-312-292-0. Yayınevi: TÜBİTAK.
- F. Mora-Bermudez, et al. (2016). Differences And Similarities Between Human And Chimpanzee Neural Progenitors During Cerebral Cortex Development. eLife, sf: 24. | Arşiv Bağlantısı
- T. Humle, et al. Chimpanzee. (24 Mart 2016). Alındığı Tarih: 11 Ocak 2020. Alındığı Yer: IUCN Red List | Arşiv Bağlantısı
- N. S. Fleur. U.s. Will Call All Chimps ‘Endangered’. (12 Haziran 2015). Alındığı Tarih: 11 Ocak 2020. Alındığı Yer: New York Times | Arşiv Bağlantısı
- F. Kaya. Tübitak'tan Çeviri Yanıltmacası. (11 Mart 2020). Alındığı Tarih: 12 Mart 2020. Alındığı Yer: İnsanın Evrimi: İnsan Nasıl İnsan Oldu? | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:14:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8192
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.