Din dediğimiz şeyin günümüzde bir ayıklama sistemi olduğunu düşünüyorum. Genel olarak dinlere karşı bakış açısıyla birlikte insanın ne derece vasıflı olabileceği öngörülebiliyor. Şahsen kafa kesen bir bilim insanı görmedim. Aynı zamanda din, çoğunluğun vasıfsız ve nötr olduğu bir dünyada onlar için birer engel niteliği taşıyor. Bu düşünce ve sorgulamaktan yoksun insanlar din denen olguyu sorgulamaktan kaçınan insanlar olduğu için aynı zamanda din denen bir olgu hiç olmasa insanlara ve çevresine vereceği zarar tahmin edilemez. Yani din, bu ahmak kesimi bir nevi kontrol altında tutuyor. Aynı zamanda herhangi bir dine inanıp güzel işler yapan bilim insanları da var. Ama onlar da dinleri kendilerince yorumluyorlar. Fanatikliğini yapmıyorlar.
Aslında dinden çıkmak kişinin gelişiminde pek fazla bir şey ifade eden bir durum değil. Dinle uğraşan ve merak salan insanlar genelde dini sorgular ve belli durumlarda inancı değişebilir. Değişmese dahi tam anlamıyla bir dine sadık kalmak çok az insanın yapabileceği bir şey çünkü çok fazla kurallar bütünü var. Ama zaten toplumun büyük bir çoğunluğu kuran bile okumamış durumda. Bundan ötürü çoğunluk inancını olması gerektiği gibi yaşayamıyor. Aynı zamanda din tarihi dediğimiz bir durum da var. Dinlerin doğuşu, neden doğduğu ve tarih içerisinde nelere hizmet ettiği bilim camiası tarafından epey araştırılmış bir konu. Böyle bir konunun araştırılması sonucu elde edilen bulgular insanların korkusundan meydana gelen ve toplumu sistematik olmak üzere kontrol altında tutması için oluşturulan bir olgu olarak biliniyor. Yüzlerce hatta belki binlerce din olmasının sebebi de bu. Her dönem bir nevi ölüm gerçeğini kabullenemeyen insanlar birer çıkış yolu aradılar.
Aynı zamanda günümüz popüler dinlerin ödül-ceza sistemi korkudan beslenmekte ve bu korku genellikle bir çocuk büyütme mekanizması olarak kullanıldığı için sorgulamaktan çekinen ve korkuyla aşılanan bireyler büyüdüklerinde dahi bu çıkmazdan kurtulamıyorlar. Ama keşke kurtulsalar :D