Cevabım tamamen öznel düşüncelerimden oluşuyor bu yüzden de fena halde yanılıyor olabilirim.
Geneleme yapmamız pek te doğru sayılmaz. Katı kuraların uygulanması için halkın o suçu işlemek dışında bir seçeneğin olup olmadığına bakmak gerekir. Örnek olarak sefiler kitabındaki ana karakterin ilk cezasını veriyorum. Aç olduğu için ekmek çaldı ve bir ekmeğin bedelini 5 yılık hapisle ödedi. Bu durumda kurlar çok katı ama insanları suçtan caydırma konusunda yetersiz kalıyor. Bu katı kuralar hiçbir işe yaramıyor. Aynı şekilde gayet güzel bir şekilde yaşayan bir ülke bir anda katı kuralar koyarsa bu suça da sebep olabilir. 1984 kitabındaki gibi bir ortama sahip bir toplumda sağlıklı bir bireyin "suç" işlemesi tamamen normal karşılanmalıdır.
Düzgün cevap verebilmemiz için en azından şu sorulara cevap vermeliyiz.
Katı kuralar ne yönde katı? (Bu kuralar eşitlikçi mi? adaletli mi? Yoksa despot bir hükümetin halkı baskılamak için uyguladığı bir politikadan mı ibaret?)
Halkın eğtim ve ekonomik düzeyi bu katı kuraların etkili bir şekilde suçtan caydırabilmesi için yeterince altyapı sağlıyor mu?
Katı kurallar nasıl uygulanıyor? (Gerçekten toplumun her kesiminde eşit bir şekilde mi uygulanıyor? Yoksa ayrıcalıklı bir grup varmı?)
Bu soruların cevabına göre katı kuraların insanı suça mı barışa mı yönlendireceği değişir. Herkesin "über" ahlaklı olduğu bir medeniyete yere çöp atmanın cezası idam cezası da olsa pek fark etmez çünkü kimse yere çöp atmaz. Herkesin dolandırıcı olduğu bir medeniyete dolandırıcılığın cezası ölüm olss dolandırıcılık azalır ama bitmez ve gerekli ahlâkî eğtim verilmeden dolandırıcılık devam eder. Elinde sonunda halkın ahlakı eğtim seviyesi ve refah seviyesine bağlı.